Çelik Sektöründe 2019 - 15. Haftanın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2019 - 15. Haftanın Öne Çıkanları
OECD Çelik Komitesi
Başkan Yardımcısı Jai Motwane’nin Açıklaması
OECD Çelik Komitesi, 25-26 Mart 2019 tarihlerinde
gerçekleşen 86. Toplantısında, küresel ve bölgesel çelik piyasası koşullarını,
çelik ticaret politikalarındaki gelişmeleri, devam eden kapasite fazlalığı
sorununu, çelik sektöründeki sürdürülebilir uygulamalara katkıda bulunan
teknolojik gelişmeleri ve OECD’nin çelik sektöründeki kapasite fazlalığında
payı olan sübvansiyonlar ve diğer hükümet destekleri hakkındaki çalışmaları ele
aldı. Çelik Komitesi;
·
Küresel ekonomideki ve küresel çelik piyasalarındaki düşük büyüme beklentileri
ile ilgili endişeleri dile getirerek, talebin yavaşlaması ve neredeyse hiç
değişmeyen çelik üretim kapasitesinin, çelik sektöründe ciddi seviyedeki
kapasite fazlalığı sorununun devam etmesine neden olduğuna dikkat çekti,
·
Çelik ve çelik üretiminde kullanılan hammaddeleri etkileyen son ticari önlemler
ele alındı; birçok katılımcı bazı ticareti üzerindeki etkisine ve söz konusu
önlemlerin başka ülkelerde de benzer önlemler uygulanmasını tetiklemesine
ilişkin endişelerini dile getirdi,
·
İlgili hükümetler de, daha fazla kapasite azaltılması ve çelik piyasalarındaki
yapısal dengesizliklere uzun vadeli tek çözüm olarak çelik piyasalarını
çarpıtan sübvansiyonların ve diğer desteklerin derhal kaldırılması ihtiyacını
yineledi.
·
Çevresel sorunların üstesinden gelmeye yardımcı olmak amacıyla uygulanan
teknolojiler ve iş uygulamalarını tartıştı.
Çelik Piyasaları Görünümü Aşağı Yönlü Risklerle Karşı
Karşıya
Komite, küresel ekonomideki büyümenin 2018 yılında ivme
kaybettiğini belirtti. 6 Mart 2019'da yayımlanan geçici OECD Ekonomik Görünümü
Raporu’na göre, küresel GSYİH büyüme tahminleri, 2019 için yüzde 3,3 ve 2020
için yüzde 3,4 olarak aşağı yönlü revize edildi. Aşağı yönlü riskler arasında,
artan ticaret sürtüşmeleri ve ekonomik politikadaki yüksek seviyedeki
belirsizliğin yanı sıra, iş ve tüketici güvenindeki azalışın da yer aldığı
vurgulandı. Komite, 2018 yılının ikinci yarısında, çelik piyasası koşullarında
belirgin bir düşüş görülen, çelik fiyatlarının, 2018 yılı öncesindeki seviyelere
gerilediğini bildirdi.
Dünya ham çelik üretiminin, 2018 yılında yüzde 4,8 oranında
arttığına ve çelik tüketimindeki artışın, büyük çelik tüketen ekonomilerin
çoğunda yavaşladığına dikkat çeken Komite, küresel ekonominin belirgin şekilde
zayıflaması, ticari sürtüşmeler ve devam eden yapısal dengesizlikler göz önüne
alındığında, çelik sektörü görünümüne yönelik risklerin yüksek seviyede
olduğunu vurguladı.
Küresel Kapasite Fazlalığı, Çelik Sanayii İçin Büyük Bir
Sorun Teşkil Etmeye Devam Ediyor
OECD Çelik Komitesi’ne göre, ham çelik bazında mevcut son
veriler, 2016 ve 2017 yıllarındaki düşüşün ardından, küresel çelik üretim
kapasitesinin 2018 yılında 2.234 milyar mt seviyesinde kalarak değişmediğini
gösteriyor. Komite, kapanan kapasitelere ilişkin bilgiler ve planlanan bazı
yatırım projelerinin ertelendiğini gösteren son raporların, 2018 yılında
küresel çelik üretim kapasitesi tahmininde hafif bir düşüşe neden olduğunu
ifade etti. Bu nedenle, çelik kapasitesi ile üretim arasındaki farkın 2018
yılında 425,5 milyon metrik ton gibi yüksek bir seviyede kalması bekleniyor.
Bununla birlikte, dünyanın dört bir yanında birçok yeni yatırım devam ederken,
kapasite fazlalığının en yoğun olduğu bölgeler de dâhil olmak üzere, diğer
yatırımların planlama aşamasında olduğu vurgulandı. Söz konusu projelerin
hayata geçirilmesi halinde, küresel çelik üretim kapasitesinin, 2019 ve 2021
yılları arasında, kapasite kapatılmadığı sürece yüzde 4-5 oranında
artabileceğine dikkat çekildi. Komite’nin izleme çalışmaları, söz konusu projelerin
birçoğunun yabancı yatırımcı kaynaklı olduğunu gösteriyor.
Komite, küresel çelik sektöründeki yapısal dengesizliklerin
devam etmesi konusundaki endişelerini yineledi ve kapasite fazlalığına sebep
olan ve piyasayı tahrip eden politikaların seri bir şekilde kaldırılması
gerektiğini vurguladı. Komite, aynı zamanda Çelik Kapasite Fazlalığı Küresel
Forumu’nun, kapasite fazlalığını ve kapasite fazlalığını destekleyen piyasayı
tahrip edici teşvikleri ortadan kaldırmak için kabul edilen politikaları bir an
önce uygulamaya koyması yönünde çağrıda bulundu ve Forum’un çalışmalarına devam
etmesini desteklediklerini belirtti.
Çelik Ticareti Çoğu Çelik Üreticisi Ekonomide Düşüş
Gösterirken, Ticari Önlemler Artış Gösterdi
Küresel çelik
piyasasında ticari önlem uygulamaları artarken, çelik ticaretinin azalmaya
devam ettiğini belirten Komite, birçok çelik üreticisi ekonominin ihracatının,
Ocak-Ekim 2018 döneminde, 2017 yılının aynı dönemine göre önemli ölçüde
azaldığını ve 2018 yılında, çelik sektöründe ticari önlem uygulamalarının, 2017
yılına kıyasla kayda değer seviyede artış gösterdiğini belirtti. Pek çok
katılımcı, korunma önlemlerinin, başka ülkelerde de ticari önlemler alınmasına
neden olması gibi çelik ticaretine ve kendi ekonomilerinde piyasa koşullarına etkileri
ile ilgili endişelerini dile getirdi. Sübvansiyonlar ve Diğer Devlet
Desteklerinin Çelik Piyasasına Etkileri Komite, sübvansiyona ve çeliğe yönelik
devlet desteklerine yönelik çalışmaları ele aldı ve bu alanda ilerleme
kaydetmekte olduğunu, bu bağlamda çalışmanın kapsamını, yöntemlerini ve
içeriğini geliştirmek için daha fazla çalışacağını belirtti. Bu alanda daha iyi
veri ve analizlerin, çelik üretiminde kapasite fazlalığı ile mücadele etmek
için uzun vadeli çözümlere yönelik çalışmasının önemli bir parçası olabileceği
belirtildi.
Çevresel Sorunları Ele Almaya Dair Çabalar
Komite, çelik sanayii tarafından çevresel sorunların
üstesinden gelmek için uygulanan teknolojik gelişmelerin yanı sıra,
sürdürülebilir uygulamalara katkıda bulunabilecek iş stratejilerini tartıştı.
Toplantıda temsilciler, sektördeki iyi uygulamalar ve daha temiz üretim
yöntemlerine dair örnekler hakkında bilgi alışverişinin faydalarını vurguladı. (
TÇÜD, 08 Nisan 2019 )
Tosyalı Holding
Filyos’a Yatırım Yapıyor
Zonguldak'ın Filyos beldesinde yatırım yapacak olan Tosyalı
Holding'in yatırım tanıtım programı gerçekleştirildi. Filyos beldesindeki çok
amaçlı toplantı salonunda gerçekleştirilen programa Sanayi ve Ticaret Bakan
Yardımcısı Hasan Büyükdere, Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Ramazan Yıldırım,
Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, Zonguldak Milletvekilleri
Polat Türkmen, Ahmet Çolakoğlu ve Hamdi Uçar ile Zonguldak Valisi Erdoğan
Bektaş ve protokol üyeleri katıldı.
Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunduğu
programda açılış konuşmasını yapan Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal,
"Liman bitmek üzere yüzde 80'i tamamlandı. Artık iş, aş konusuna sıra
geldi. Bunun için devletin ilgili kurumları görüşmelerini yaptılar. Tosyalı
Holding Filyos Endüstri Bölgesi'nde yatırım yapma kararı aldı. Kimsenin itiraz
edemeyeceği bir demir-çelik fabrikası kurulacak. Bu da Allah'ın izniyle Filyos
ve bölgenin, Batı Karadeniz'in kurtuluşu olacak. Tosyalı Holding'in yapacağı
demir-çelik fabrikasının yanı sıra küçük ve orta büyüklükteki işletmeler de
olacak. Biz de Filyos olarak en büyük sorunumuz olan işsizliği çözmüş
olacağız" diye konuştu.
25 milyon ton kapasiteli Filyos Limanı'nın Türkiye'nin üç
büyük limanından biri olması hedefleniyor.
597 hektar alana sahip olan Filyos Endüstri Bölgesi'nde orta yüksek ve yüksek teknolojili yatırımların yapılması bekleniyor. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, "Sanayi tesisi denildiği zaman akla ilk önce tüten bacalar geliyor. Ama şunu gururla söyleyeyim ki, sahip olduğumuz şu anki tesisler ve teknolojimiz emin olun zeminine basmaya kıyamıyorsunuz. Tertemiz pırıl pırıl tesislere ve teknolojilere sahibiz. Çevremizde bu bölgenin çok büyük imkânları var. Erdemir gibi çok güzide, dev bir sanayi kuruluşu var. Karabük'te Kardemir var. Zaten bölgede demir-çelik ana sanayisi var. Üzerime böyle dert edindim. Burada nasıl bir endüstri oluşursa, tam buranın doğasına uygun, tabiatına uygun bir yapılaşma olur diye. Burada ana bir demir-çelik endüstrisine ihtiyaç yok. Burada uç ürünlere gelinen bacasız bir sanayi oluşması lazım. Beyaz eşyaya, otomobil endüstrisine çelik üreten, ana hammaddesini çevredeki çelik üreticilerden alacak temiz bir endüstri oluşturmamız lazım. Bunun örneğini birçok yerde ortaya koyduk. Dünya üzerinde şu anda 25'den fazla tesisimiz var. Osmaniye, İskenderun, Avrupa, Cezayir, farklı Afrika ülkelerinde tesislerimiz var. Özellikle burada bizim ilk yatırımımızla beraber benim beklentim etrafımızda sanayi kümelenmesinin oluşmasıdır. Yıllar önce Osmaniye'de ilk yatırıma gittiğimde, tekstile dayalı işletmeler vardı. Tekstilciler demir-çelik ile yan yana olur mu diye beni ziyarete gelmişlerdi. Ancak biz o günkü taahhütlerimizin çok daha ötesine gittik. Evsel atık bile olmayacak diye kararlılıkla yatırımlarımıza başladık. Bugün hiçbir yatırımımızda evsel atığımız bile yoktur. Hepsi geri dönüşümlüdür. Osmaniye'de bugün 50'den fazla fabrika etrafımızda kümelendi. Yarısından fazlası bize ürün yapıyor. Bir o kadar da bizden aldığı ürünlerle yatırım yapıyor. Zaten böyle bir yere benim tek başıma gelmem bir anlam ifade etmez. Bugün bile benim gelmemle beraber bu işin bereketi gelmeye başladı. Ben eğer burada bir işaret fişeği olursam, dünyanın dört bir yanından sanayici dostlarımızı buraya toparlayabilirsek, tam bu bedene uygun bir elbise biçersek, atıksız, temiz, ülkemizin beyaz eşya endüstrisine, gıda endüstrisine uygun ürünleri buradan gönderebilirsek, hem bu bölgeye olan sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz, hem de ülkemize olan borcumuzu ödemiş oluruz. Devletimiz bu güne kadar buraya muazzam bir yatırım yapmış. Cumhurbaşkanımızdan tutun bütün bakanlarımız. Bizim böyle bir limanı projelendirmeye bile gücümüz yetmez.
597 hektar alana sahip olan Filyos Endüstri Bölgesi'nde orta yüksek ve yüksek teknolojili yatırımların yapılması bekleniyor. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, "Sanayi tesisi denildiği zaman akla ilk önce tüten bacalar geliyor. Ama şunu gururla söyleyeyim ki, sahip olduğumuz şu anki tesisler ve teknolojimiz emin olun zeminine basmaya kıyamıyorsunuz. Tertemiz pırıl pırıl tesislere ve teknolojilere sahibiz. Çevremizde bu bölgenin çok büyük imkânları var. Erdemir gibi çok güzide, dev bir sanayi kuruluşu var. Karabük'te Kardemir var. Zaten bölgede demir-çelik ana sanayisi var. Üzerime böyle dert edindim. Burada nasıl bir endüstri oluşursa, tam buranın doğasına uygun, tabiatına uygun bir yapılaşma olur diye. Burada ana bir demir-çelik endüstrisine ihtiyaç yok. Burada uç ürünlere gelinen bacasız bir sanayi oluşması lazım. Beyaz eşyaya, otomobil endüstrisine çelik üreten, ana hammaddesini çevredeki çelik üreticilerden alacak temiz bir endüstri oluşturmamız lazım. Bunun örneğini birçok yerde ortaya koyduk. Dünya üzerinde şu anda 25'den fazla tesisimiz var. Osmaniye, İskenderun, Avrupa, Cezayir, farklı Afrika ülkelerinde tesislerimiz var. Özellikle burada bizim ilk yatırımımızla beraber benim beklentim etrafımızda sanayi kümelenmesinin oluşmasıdır. Yıllar önce Osmaniye'de ilk yatırıma gittiğimde, tekstile dayalı işletmeler vardı. Tekstilciler demir-çelik ile yan yana olur mu diye beni ziyarete gelmişlerdi. Ancak biz o günkü taahhütlerimizin çok daha ötesine gittik. Evsel atık bile olmayacak diye kararlılıkla yatırımlarımıza başladık. Bugün hiçbir yatırımımızda evsel atığımız bile yoktur. Hepsi geri dönüşümlüdür. Osmaniye'de bugün 50'den fazla fabrika etrafımızda kümelendi. Yarısından fazlası bize ürün yapıyor. Bir o kadar da bizden aldığı ürünlerle yatırım yapıyor. Zaten böyle bir yere benim tek başıma gelmem bir anlam ifade etmez. Bugün bile benim gelmemle beraber bu işin bereketi gelmeye başladı. Ben eğer burada bir işaret fişeği olursam, dünyanın dört bir yanından sanayici dostlarımızı buraya toparlayabilirsek, tam bu bedene uygun bir elbise biçersek, atıksız, temiz, ülkemizin beyaz eşya endüstrisine, gıda endüstrisine uygun ürünleri buradan gönderebilirsek, hem bu bölgeye olan sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz, hem de ülkemize olan borcumuzu ödemiş oluruz. Devletimiz bu güne kadar buraya muazzam bir yatırım yapmış. Cumhurbaşkanımızdan tutun bütün bakanlarımız. Bizim böyle bir limanı projelendirmeye bile gücümüz yetmez.
Çok ciddi yatırım var.
Ülkenin bütün kaynakları buraya aktarılmış. Bir yandan
otoyol bağlantısı, Türkiye'nin Endüstri Bölgeleri'ne, Kocaeli ve Bursa
bölgesine yakınlığı burayı çok avantajlı kılıyor. Ama öncülük lazım,
birilerinin risk alıp gelip öncü olması gerekiyor. Cumhurbaşkanımız olsun,
bakanlarımız olsun bir an evvel buralara gelip yatırım yapmamızı bizden
istediler. Biz de buraya uygun yatırıma başlayacağız. Ben diğer yatırımcı,
sanayici, arkadaşlarımı dostlarımı da beraberimde getireceğim. Getirmemiz
lazım. Ülkemizin bu bölgesinin de kendisine yakışır bir şekilde, enerjiyle
ülkemizin ekonomisine değer üretmesi lazım. Devletimiz gereğini yapmış. Bütün
yatırımlarını yapmış. Ben bu limanı kıskanarak izledim. Akdeniz bölgesinde
böyle bir liman yok. Hakikaten buraya çok ciddi yatırım yapılmış. Kıymetini
bilmemiz lazım, karşılığını vermemiz lazım. Siyasetçilerimiz, ülkemizin lideri
gerekli her türlü riski üzerine alarak burayı yapmış. Bundan sonra bize düşen
buraları endüstri ile donatıp herkese iş ve aş imkânı sağlamaktır. Ben bu
niyetle buradayım. Allah nasip ederse bir sürü yasal süreçler var. Çevre
izinleri, projelendirmeler var. Bunlarla ilgili geçen sene geldik döndük ama
boş durmadık. Mustafa Varank bakanım her hafta arıyor. Ne durumdasınız diye?
Ankara buranın derdini hemhal edinmiş durumda. Ne zaman ki burada tesisler
üretime başlar. O zaman hakikaten hepimiz işin özüne ulaşmış oluruz. Ben bugün
burada ev sahipliği yapan, başta belediye başkanımız olmak üzere tüm
yetkililere teşekkür ediyorum" dedi. ( TÇÜD, 08 Nisan 2019 )
HRC İhracatı Türkiye
İçin Kurtarıcı Olmaya Devam Ederken, ArcelorMittal Italia’nın Faaliyetleri Risk
Teşkil Ediyor
Türkiye’de inşaat demirinin yanı sıra HRC üretebilen çelik
tesislerinin, uzun mamul üreticilerine kıyasla daha iyi konumda oldukları ifade
ediliyor. Ana satış hedefi olan AB’den gelen talebin, yüksek olduğu, ancak
ArcelorMittal Italia’nın faaliyetlerinin Türkiye’nin Avrupa’daki varlığını
sınırlamasının beklendiği bildiriliyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’de
yerleşik tesislerin, 2019 yılının ilk iki aylık döneminde, %30 artışla 700,000
ton HRC ihraç ettikleri ve Şubat ayında söz konusu ihracatın, Ocak ayındaki
272,309 tondan 427,279 tona yükseldiği belirtiliyor. Ocak - Şubat döneminde,
Türkiye’nin Hintli tedarikçiler ile rekabet ettiği AB’nin, toplam ihracattan %
85 pay alarak en önemli satış piyasası konumunu koruduğu kaydediliyor.
Öte yandan Türkiye’de yerleşik tesisler için AB’li HRC
üreticileri ile rekabetin giderek daha ciddi bir sorun haline geldiği;
ArcelorMittal Italia’nın (eski Ilva) hem üretim hem satış açısından giderek
daha rekabetçi olduğu, söz konusu üreticinin, bu yıl piyasaya beklentiler
doğrultusunda kayda değer tonajlarda HRC sağladığı ve iç piyasanın yanı sıra
ihracatta da aktif olduğu aktarılıyor. Kaynaklara göre, Türkiye’nin
ArcelorMittal Italia’dan yılın başlarında toplamda 80,000 ton HRC alımı yaptığı
ve söz konusu eğilimin, Türkiye’de AB çıkışlı ürünlere ithalat vergisi
uygulanmaması nedeniyle devam ettiği vurgulanıyor. ArcelorMittal Italia’nın
piyasa faaliyetlerindeki beklenen artışın Türkiye’nin AB’ye yönelik HRC
ihracatını baskılayabileceği bildiriliyor. ( Metal Expert, 10 Nisan 2019 )
Jiang Xiaodong:
Çin’de Kapasite Değişiklikleriyle Birlikte Ham Çelik Üretim Kapasitesi 1 Milyar
Mt’a Erişecek
7-9 Nisan tarihleri arasında Barselona’da düzenlenen
SteelOrbis 2019 Bahar Konferansı & 80. IREPAS Toplantısı’nda konuşan Çin
Metalürji Sanayi Planlama ve Araştırma Enstitüsü (MPI) Müdür Yardımcısı Jiang
Xiaodong, Çin çelik sektöründeki kapasite değişiklikleri sonucunda yeni yüksek
fırın, konvertör ve elektrik ark tesislerinin devreye alındığını belirtti. 2018
yılının sonunda, Çin’de ham çelik üretimi kapasite değişiminin 170 milyon mt
olduğunu söyleyen Xiaodong, bunun 20 milyon mt’unun tamamlandığını ve
diğerlerinin önümüzdeki iki üç yıl içerisinde tamamlanmasının beklendiğini
ifade ederek, böylece Çin’de ham çelik üretim kapasitesinin yaklaşık 1 milyar
mt olacağını söyledi.
Xiaodong, Çin için asla değişmeyecek üç şey olduğunun altını
çizerek; çelik üretimi ve tüketiminin uzun bir süre yüksek olacağını, çelik
sanayinin uzun bir süre daha gelişen temel ve stratejik sektörleri destekleme
konusunda önemli bir rol oynamaya devam edeceğini belirtti. Çelik sanayinin
reel ekonominin çok önemli bir göstergesi olduğunu söyleyen Xiaodong, bu yüzden
Çin’de çoğu devlet yöneticisinin çelik sektörünü çok önemsediğini dile getirdi.
Öte yandan, Xiaodong, Çin’in hurda tüketimi konusunda da
katılımcıları bilgilendirdi. Buna göre 2018 yılında Çin’in hurda tüketimi 220
milyon mt olarak kaydedildi. 2025 yılında ise Çin'de hurda jenerasyonunun 270
milyon mt’dan fazla olması bekleniyor. Bu durumun elektrik ark ocaklı tesisler
için elverişli bir ortam yaratacağı düşünülüyor. Son olarak, Çin’in demir
cevheri üretimiyle ilgili bir soruya yanıt veren Xiaodong, Çin limanlarında 100
milyon mt’un üzerinde demir cevheri stoku olduğunu, ancak fiyatlar 90$/mt seviyesine
çıkarsa Çin’in demir cevheri üretimini artırabileceğini söyledi. ( SteelOrbis,
10 Nisan 2019 )
Harsco, Egyptian
Steel ile Anlaşmasını Genişletti
ABD'de faaliyet gösteren sanayi hizmetleri sağlayıcısı
Harsco Corporation’un, inşaat demiri ve filmaşin üreticisi Egyptian Steel ile
yedi yıllık genişletilmiş bir anlaşma imzaladığı bildiriliyor. Harsco’nun,
şirketin Beni Suef tesisinde hurda, cüruf ve malzeme taşıma hizmetleri ile
metal geri kazanım hizmetleri sağlayacağı ifade ediliyor. Söz konusu
anlaşmanın, firmanın Al Ain Al Sokhna’daki tesisi için 2017 yılında imzalanan
anlaşmayı genişlettiği belirtiliyor. ( Kallanish, 10 Nisan 2019 )
Hebei’de 3.000
Metreküplük Yüksek Fırının İnşaatı Başladı
Çin Metalürji Birliği (MCC) tarafından yapılan açıklamaya
göre; Hebei eyaletinin Laoting kentinde Hebei Iron and Steel (HBIS) tarafından
yürütülen 3.000 metreküplük yüksek fırının inşaat çalışmaları 3 Nisan Çarşamba
günü başladı. Yüksek fırının yıllık 2 milyon mt çelik izabe kapasitesi olacak.
Proje, HBIS’in bağlı kuruluşu olan ve Hebei’de faaliyet gösteren çelik
üreticisi Xuanhua Iron and Steel’in üretim sahasının kıyı bölgelere taşınması
amacıyla yapılıyor ve 2022 Kış Olimpiyatları için daha temiz bir hava
sağlayacağı ifade ediliyor. ( SteelOrbis, 11 Nisan 2019 )
Tosyalı Holding’den
Afrika’da Yeni Yatırım
Demir çelikte dünya markası olma hedefiyle yurt dışı
yatırımlarına hız verdiğini duyuran Tosyalı Holding, Afrika kıtasında yeni
yatırımlar yapacağını açıkladı. Cezayir üzerinden giriş yaptığı Afrika
kıtasındaki varlığını güçlendirmeyi hedefleyen Tosyalı Holding, çok sayıda yeni
yatırım için kolları sıvadı. Tosyalı Holding’in toplamda dört faz olarak
planladığı Cezayir yatırımındaki üretim devam ederken projenin son fazına
geçildi. Senegal için imzalar geçtiğimiz yıl içinde İstanbul’da düzenlenen
Türkiye-Afrika II. Ekonomi ve İş Forumu’nda atılmıştı. Senegal’de hayata
geçirilecek yatırımın, sadece Senegal ekonomisine değil, aynı zamanda bölgenin
ve kıtanın kalkınmasına da büyük katkıda bulunması bekleniyor.
"İKİ YENİ AFRİKA ÜLKESİ RADARDA"
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tosyalı Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Afrika’nın doğusuna İskenderun’daki
tesislerimizde ürettiğimiz malları Süveyş Kanalı’ndan geçirerek
ulaştırabiliyoruz. Cezayir, Oran’daki tesislerimizle de hem Avrupa’ya hem de
Cebelitarık Boğazı’ndan geçerek Afrika’nın batısına ulaşabiliyoruz. Şimdi
kıtada iki ülkede daha yatırım yapacağız” diye konuştu.
"TİCARİ BOYUTUNDAN ÇOK DAHA ANLAMLI"
Afrika’daki yatırımların kendisi için ticari boyutundan daha
derin bir anlam taşıdığının altını çizen Fuat Tosyalı, “Samimiyetle söylemek
gerekirse, cesaret dahi edilemeyeni, hiç yapılmayanı yaparak başarılı bir eser
ortaya çıkarmak beni çok heyecanlandırıyor. Benim için bu yatırımlar ticari
boyutundan öte bir anlam taşıyor” ifadelerini kullandı.
"CEZAYİR’İN CİROSU 5 MİLYAR DOLARI BULACAK"
Cezayir’deki Tosyalı Algerie yatırımının üçüncü fazının
tamamlandığını ve bugüne kadar bölgeye 3 milyar dolarlık yatırım yaptıklarını
ifade eden Fuat Tosyalı, 2’şer milyar dolarlık iki ayrı modülden oluşacak
dördüncü faz için de tüm planlamaların yapıldığını ve yatırıma başlandığını
açıkladı. Tosyalı Algerie’deki çelik üretiminin ilk etapta 6,5 milyon tona
çıkması beklenirken, tesisin cirosu da 2021 sonunda 4 milyar dolara yaklaşacak.
5 yıl içinde tüm etaplar tamamlandığında, toplam yatırım tutarının 6 milyar
dolara, tesisin üretim kapasitesinin 8 milyon tona, toplam cironun ise 5 milyar
dolara ulaşması öngörülüyor. ( DHA, 11 Nisan 2019 )
KARDEMİR'den Dijital
Dönüşüm Projesi
Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) Genel Müdürü
Hüseyin Soykan, kurum olarak "KARDEMİR: 2023 Vizyonu" ismiyle dijital
dönüşüm projesi başlattıklarını bildirdi. Soykan, gazetecilere yaptığı
açıklamada, ülkenin ilk ağır sanayisi olma özelliğini taşıyan KARDEMİR'in bugün
Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşları sıralamasında 24. sırada yer aldığını
belirtti.
80 yıl önce ilk Türk demirinin üretildiği KARDEMİR'in bir
dünya şirketi olduğunu ifade eden Soykan, "2018 yılında 2 milyon 413 bin
ton ham çelik üretimi gerçekleştirdik. Hedefimiz üretim kapasitemizin 3,5
milyon tona çıkarılması. Özellikle 2010 yılından itibaren 1,3 milyar doları aşkın
yatırım yapıldı. Demiryolu Tekeri Üretim Tesisinde ilk ham teker üretimini
gerçekleştirdik. Tamamen robotik olarak kurulan tesis için bugüne kadar
yaklaşık 700 milyon TL harcama yapıldı." diye konuştu. - "KARDEMİR:
2023 Vizyonu" projesi Soykan, dünyadaki gelişimin gerisinde kalmamaları
gerektiğine, Endüstri 4.0 ve dijital dönüşümün hızla ilerlediğine dikkati
çekerek, şunları kaydetti: "KARDEMİR: 2023 Vizyonu' ismiyle yeni bir
dijital dönüşüm projesi başlattık. Kurumsal Kaynak Planlaması yazılımlarımızı
yenilemek için gerekli adımları attık. İnovatif süreçlerimizi hızlandırarak tüm
üretim hatlarımızı daha esnek hale getireceğiz. Beklentileri karşılayacak
ürünleri en verimli ve sağlıklı şekilde üreteceğiz. Mühendislik ve programlama
kabiliyetlerimizi geliştirerek yolumuza devam edeceğiz." ( Timetürk, 10
Nisan 2019 )
Yorumlar
Yorum Gönder