Çelik Sektöründe 2019 - 15. Haftanın Öne Çıkanları

Çelik Sektöründe 2019 - 15. Haftanın Öne Çıkanları


OECD Çelik Komitesi Başkan Yardımcısı Jai Motwane’nin Açıklaması

OECD Çelik Komitesi, 25-26 Mart 2019 tarihlerinde gerçekleşen 86. Toplantısında, küresel ve bölgesel çelik piyasası koşullarını, çelik ticaret politikalarındaki gelişmeleri, devam eden kapasite fazlalığı sorununu, çelik sektöründeki sürdürülebilir uygulamalara katkıda bulunan teknolojik gelişmeleri ve OECD’nin çelik sektöründeki kapasite fazlalığında payı olan sübvansiyonlar ve diğer hükümet destekleri hakkındaki çalışmaları ele aldı. Çelik Komitesi;

· Küresel ekonomideki ve küresel çelik piyasalarındaki düşük büyüme beklentileri ile ilgili endişeleri dile getirerek, talebin yavaşlaması ve neredeyse hiç değişmeyen çelik üretim kapasitesinin, çelik sektöründe ciddi seviyedeki kapasite fazlalığı sorununun devam etmesine neden olduğuna dikkat çekti,
· Çelik ve çelik üretiminde kullanılan hammaddeleri etkileyen son ticari önlemler ele alındı; birçok katılımcı bazı ticareti üzerindeki etkisine ve söz konusu önlemlerin başka ülkelerde de benzer önlemler uygulanmasını tetiklemesine ilişkin endişelerini dile getirdi,
· İlgili hükümetler de, daha fazla kapasite azaltılması ve çelik piyasalarındaki yapısal dengesizliklere uzun vadeli tek çözüm olarak çelik piyasalarını çarpıtan sübvansiyonların ve diğer desteklerin derhal kaldırılması ihtiyacını yineledi.
· Çevresel sorunların üstesinden gelmeye yardımcı olmak amacıyla uygulanan teknolojiler ve iş uygulamalarını tartıştı.

Çelik Piyasaları Görünümü Aşağı Yönlü Risklerle Karşı Karşıya

Komite, küresel ekonomideki büyümenin 2018 yılında ivme kaybettiğini belirtti. 6 Mart 2019'da yayımlanan geçici OECD Ekonomik Görünümü Raporu’na göre, küresel GSYİH büyüme tahminleri, 2019 için yüzde 3,3 ve 2020 için yüzde 3,4 olarak aşağı yönlü revize edildi. Aşağı yönlü riskler arasında, artan ticaret sürtüşmeleri ve ekonomik politikadaki yüksek seviyedeki belirsizliğin yanı sıra, iş ve tüketici güvenindeki azalışın da yer aldığı vurgulandı. Komite, 2018 yılının ikinci yarısında, çelik piyasası koşullarında belirgin bir düşüş görülen, çelik fiyatlarının, 2018 yılı öncesindeki seviyelere gerilediğini bildirdi.

Dünya ham çelik üretiminin, 2018 yılında yüzde 4,8 oranında arttığına ve çelik tüketimindeki artışın, büyük çelik tüketen ekonomilerin çoğunda yavaşladığına dikkat çeken Komite, küresel ekonominin belirgin şekilde zayıflaması, ticari sürtüşmeler ve devam eden yapısal dengesizlikler göz önüne alındığında, çelik sektörü görünümüne yönelik risklerin yüksek seviyede olduğunu vurguladı.
Küresel Kapasite Fazlalığı, Çelik Sanayii İçin Büyük Bir Sorun Teşkil Etmeye Devam Ediyor
OECD Çelik Komitesi’ne göre, ham çelik bazında mevcut son veriler, 2016 ve 2017 yıllarındaki düşüşün ardından, küresel çelik üretim kapasitesinin 2018 yılında 2.234 milyar mt seviyesinde kalarak değişmediğini gösteriyor. Komite, kapanan kapasitelere ilişkin bilgiler ve planlanan bazı yatırım projelerinin ertelendiğini gösteren son raporların, 2018 yılında küresel çelik üretim kapasitesi tahmininde hafif bir düşüşe neden olduğunu ifade etti. Bu nedenle, çelik kapasitesi ile üretim arasındaki farkın 2018 yılında 425,5 milyon metrik ton gibi yüksek bir seviyede kalması bekleniyor. Bununla birlikte, dünyanın dört bir yanında birçok yeni yatırım devam ederken, kapasite fazlalığının en yoğun olduğu bölgeler de dâhil olmak üzere, diğer yatırımların planlama aşamasında olduğu vurgulandı. Söz konusu projelerin hayata geçirilmesi halinde, küresel çelik üretim kapasitesinin, 2019 ve 2021 yılları arasında, kapasite kapatılmadığı sürece yüzde 4-5 oranında artabileceğine dikkat çekildi. Komite’nin izleme çalışmaları, söz konusu projelerin birçoğunun yabancı yatırımcı kaynaklı olduğunu gösteriyor.

Komite, küresel çelik sektöründeki yapısal dengesizliklerin devam etmesi konusundaki endişelerini yineledi ve kapasite fazlalığına sebep olan ve piyasayı tahrip eden politikaların seri bir şekilde kaldırılması gerektiğini vurguladı. Komite, aynı zamanda Çelik Kapasite Fazlalığı Küresel Forumu’nun, kapasite fazlalığını ve kapasite fazlalığını destekleyen piyasayı tahrip edici teşvikleri ortadan kaldırmak için kabul edilen politikaları bir an önce uygulamaya koyması yönünde çağrıda bulundu ve Forum’un çalışmalarına devam etmesini desteklediklerini belirtti.

Çelik Ticareti Çoğu Çelik Üreticisi Ekonomide Düşüş Gösterirken, Ticari Önlemler Artış Gösterdi
 Küresel çelik piyasasında ticari önlem uygulamaları artarken, çelik ticaretinin azalmaya devam ettiğini belirten Komite, birçok çelik üreticisi ekonominin ihracatının, Ocak-Ekim 2018 döneminde, 2017 yılının aynı dönemine göre önemli ölçüde azaldığını ve 2018 yılında, çelik sektöründe ticari önlem uygulamalarının, 2017 yılına kıyasla kayda değer seviyede artış gösterdiğini belirtti. Pek çok katılımcı, korunma önlemlerinin, başka ülkelerde de ticari önlemler alınmasına neden olması gibi çelik ticaretine ve kendi ekonomilerinde piyasa koşullarına etkileri ile ilgili endişelerini dile getirdi. Sübvansiyonlar ve Diğer Devlet Desteklerinin Çelik Piyasasına Etkileri Komite, sübvansiyona ve çeliğe yönelik devlet desteklerine yönelik çalışmaları ele aldı ve bu alanda ilerleme kaydetmekte olduğunu, bu bağlamda çalışmanın kapsamını, yöntemlerini ve içeriğini geliştirmek için daha fazla çalışacağını belirtti. Bu alanda daha iyi veri ve analizlerin, çelik üretiminde kapasite fazlalığı ile mücadele etmek için uzun vadeli çözümlere yönelik çalışmasının önemli bir parçası olabileceği belirtildi.

Çevresel Sorunları Ele Almaya Dair Çabalar

Komite, çelik sanayii tarafından çevresel sorunların üstesinden gelmek için uygulanan teknolojik gelişmelerin yanı sıra, sürdürülebilir uygulamalara katkıda bulunabilecek iş stratejilerini tartıştı. Toplantıda temsilciler, sektördeki iyi uygulamalar ve daha temiz üretim yöntemlerine dair örnekler hakkında bilgi alışverişinin faydalarını vurguladı. ( TÇÜD, 08 Nisan 2019 )

Tosyalı Holding Filyos’a Yatırım Yapıyor

Zonguldak'ın Filyos beldesinde yatırım yapacak olan Tosyalı Holding'in yatırım tanıtım programı gerçekleştirildi. Filyos beldesindeki çok amaçlı toplantı salonunda gerçekleştirilen programa Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdere, Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Ramazan Yıldırım, Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, Zonguldak Milletvekilleri Polat Türkmen, Ahmet Çolakoğlu ve Hamdi Uçar ile Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş ve protokol üyeleri katıldı.
Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunduğu programda açılış konuşmasını yapan Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal, "Liman bitmek üzere yüzde 80'i tamamlandı. Artık iş, aş konusuna sıra geldi. Bunun için devletin ilgili kurumları görüşmelerini yaptılar. Tosyalı Holding Filyos Endüstri Bölgesi'nde yatırım yapma kararı aldı. Kimsenin itiraz edemeyeceği bir demir-çelik fabrikası kurulacak. Bu da Allah'ın izniyle Filyos ve bölgenin, Batı Karadeniz'in kurtuluşu olacak. Tosyalı Holding'in yapacağı demir-çelik fabrikasının yanı sıra küçük ve orta büyüklükteki işletmeler de olacak. Biz de Filyos olarak en büyük sorunumuz olan işsizliği çözmüş olacağız" diye konuştu.

25 milyon ton kapasiteli Filyos Limanı'nın Türkiye'nin üç büyük limanından biri olması hedefleniyor.

597 hektar alana sahip olan Filyos Endüstri Bölgesi'nde orta yüksek ve yüksek teknolojili yatırımların yapılması bekleniyor. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, "Sanayi tesisi denildiği zaman akla ilk önce tüten bacalar geliyor. Ama şunu gururla söyleyeyim ki, sahip olduğumuz şu anki tesisler ve teknolojimiz emin olun zeminine basmaya kıyamıyorsunuz. Tertemiz pırıl pırıl tesislere ve teknolojilere sahibiz. Çevremizde bu bölgenin çok büyük imkânları var. Erdemir gibi çok güzide, dev bir sanayi kuruluşu var. Karabük'te Kardemir var. Zaten bölgede demir-çelik ana sanayisi var. Üzerime böyle dert edindim. Burada nasıl bir endüstri oluşursa, tam buranın doğasına uygun, tabiatına uygun bir yapılaşma olur diye. Burada ana bir demir-çelik endüstrisine ihtiyaç yok. Burada uç ürünlere gelinen bacasız bir sanayi oluşması lazım. Beyaz eşyaya, otomobil endüstrisine çelik üreten, ana hammaddesini çevredeki çelik üreticilerden alacak temiz bir endüstri oluşturmamız lazım. Bunun örneğini birçok yerde ortaya koyduk. Dünya üzerinde şu anda 25'den fazla tesisimiz var. Osmaniye, İskenderun, Avrupa, Cezayir, farklı Afrika ülkelerinde tesislerimiz var. Özellikle burada bizim ilk yatırımımızla beraber benim beklentim etrafımızda sanayi kümelenmesinin oluşmasıdır. Yıllar önce Osmaniye'de ilk yatırıma gittiğimde, tekstile dayalı işletmeler vardı. Tekstilciler demir-çelik ile yan yana olur mu diye beni ziyarete gelmişlerdi. Ancak biz o günkü taahhütlerimizin çok daha ötesine gittik. Evsel atık bile olmayacak diye kararlılıkla yatırımlarımıza başladık. Bugün hiçbir yatırımımızda evsel atığımız bile yoktur. Hepsi geri dönüşümlüdür. Osmaniye'de bugün 50'den fazla fabrika etrafımızda kümelendi. Yarısından fazlası bize ürün yapıyor. Bir o kadar da bizden aldığı ürünlerle yatırım yapıyor. Zaten böyle bir yere benim tek başıma gelmem bir anlam ifade etmez. Bugün bile benim gelmemle beraber bu işin bereketi gelmeye başladı. Ben eğer burada bir işaret fişeği olursam, dünyanın dört bir yanından sanayici dostlarımızı buraya toparlayabilirsek, tam bu bedene uygun bir elbise biçersek, atıksız, temiz, ülkemizin beyaz eşya endüstrisine, gıda endüstrisine uygun ürünleri buradan gönderebilirsek, hem bu bölgeye olan sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz, hem de ülkemize olan borcumuzu ödemiş oluruz. Devletimiz bu güne kadar buraya muazzam bir yatırım yapmış. Cumhurbaşkanımızdan tutun bütün bakanlarımız. Bizim böyle bir limanı projelendirmeye bile gücümüz yetmez.

Çok ciddi yatırım var.

Ülkenin bütün kaynakları buraya aktarılmış. Bir yandan otoyol bağlantısı, Türkiye'nin Endüstri Bölgeleri'ne, Kocaeli ve Bursa bölgesine yakınlığı burayı çok avantajlı kılıyor. Ama öncülük lazım, birilerinin risk alıp gelip öncü olması gerekiyor. Cumhurbaşkanımız olsun, bakanlarımız olsun bir an evvel buralara gelip yatırım yapmamızı bizden istediler. Biz de buraya uygun yatırıma başlayacağız. Ben diğer yatırımcı, sanayici, arkadaşlarımı dostlarımı da beraberimde getireceğim. Getirmemiz lazım. Ülkemizin bu bölgesinin de kendisine yakışır bir şekilde, enerjiyle ülkemizin ekonomisine değer üretmesi lazım. Devletimiz gereğini yapmış. Bütün yatırımlarını yapmış. Ben bu limanı kıskanarak izledim. Akdeniz bölgesinde böyle bir liman yok. Hakikaten buraya çok ciddi yatırım yapılmış. Kıymetini bilmemiz lazım, karşılığını vermemiz lazım. Siyasetçilerimiz, ülkemizin lideri gerekli her türlü riski üzerine alarak burayı yapmış. Bundan sonra bize düşen buraları endüstri ile donatıp herkese iş ve aş imkânı sağlamaktır. Ben bu niyetle buradayım. Allah nasip ederse bir sürü yasal süreçler var. Çevre izinleri, projelendirmeler var. Bunlarla ilgili geçen sene geldik döndük ama boş durmadık. Mustafa Varank bakanım her hafta arıyor. Ne durumdasınız diye? Ankara buranın derdini hemhal edinmiş durumda. Ne zaman ki burada tesisler üretime başlar. O zaman hakikaten hepimiz işin özüne ulaşmış oluruz. Ben bugün burada ev sahipliği yapan, başta belediye başkanımız olmak üzere tüm yetkililere teşekkür ediyorum" dedi. ( TÇÜD, 08 Nisan 2019 )

HRC İhracatı Türkiye İçin Kurtarıcı Olmaya Devam Ederken, ArcelorMittal Italia’nın Faaliyetleri Risk Teşkil Ediyor

Türkiye’de inşaat demirinin yanı sıra HRC üretebilen çelik tesislerinin, uzun mamul üreticilerine kıyasla daha iyi konumda oldukları ifade ediliyor. Ana satış hedefi olan AB’den gelen talebin, yüksek olduğu, ancak ArcelorMittal Italia’nın faaliyetlerinin Türkiye’nin Avrupa’daki varlığını sınırlamasının beklendiği bildiriliyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’de yerleşik tesislerin, 2019 yılının ilk iki aylık döneminde, %30 artışla 700,000 ton HRC ihraç ettikleri ve Şubat ayında söz konusu ihracatın, Ocak ayındaki 272,309 tondan 427,279 tona yükseldiği belirtiliyor. Ocak - Şubat döneminde, Türkiye’nin Hintli tedarikçiler ile rekabet ettiği AB’nin, toplam ihracattan % 85 pay alarak en önemli satış piyasası konumunu koruduğu kaydediliyor.

Öte yandan Türkiye’de yerleşik tesisler için AB’li HRC üreticileri ile rekabetin giderek daha ciddi bir sorun haline geldiği; ArcelorMittal Italia’nın (eski Ilva) hem üretim hem satış açısından giderek daha rekabetçi olduğu, söz konusu üreticinin, bu yıl piyasaya beklentiler doğrultusunda kayda değer tonajlarda HRC sağladığı ve iç piyasanın yanı sıra ihracatta da aktif olduğu aktarılıyor. Kaynaklara göre, Türkiye’nin ArcelorMittal Italia’dan yılın başlarında toplamda 80,000 ton HRC alımı yaptığı ve söz konusu eğilimin, Türkiye’de AB çıkışlı ürünlere ithalat vergisi uygulanmaması nedeniyle devam ettiği vurgulanıyor. ArcelorMittal Italia’nın piyasa faaliyetlerindeki beklenen artışın Türkiye’nin AB’ye yönelik HRC ihracatını baskılayabileceği bildiriliyor. ( Metal Expert, 10 Nisan 2019 )

Jiang Xiaodong: Çin’de Kapasite Değişiklikleriyle Birlikte Ham Çelik Üretim Kapasitesi 1 Milyar Mt’a Erişecek

7-9 Nisan tarihleri arasında Barselona’da düzenlenen SteelOrbis 2019 Bahar Konferansı & 80. IREPAS Toplantısı’nda konuşan Çin Metalürji Sanayi Planlama ve Araştırma Enstitüsü (MPI) Müdür Yardımcısı Jiang Xiaodong, Çin çelik sektöründeki kapasite değişiklikleri sonucunda yeni yüksek fırın, konvertör ve elektrik ark tesislerinin devreye alındığını belirtti. 2018 yılının sonunda, Çin’de ham çelik üretimi kapasite değişiminin 170 milyon mt olduğunu söyleyen Xiaodong, bunun 20 milyon mt’unun tamamlandığını ve diğerlerinin önümüzdeki iki üç yıl içerisinde tamamlanmasının beklendiğini ifade ederek, böylece Çin’de ham çelik üretim kapasitesinin yaklaşık 1 milyar mt olacağını söyledi.

Xiaodong, Çin için asla değişmeyecek üç şey olduğunun altını çizerek; çelik üretimi ve tüketiminin uzun bir süre yüksek olacağını, çelik sanayinin uzun bir süre daha gelişen temel ve stratejik sektörleri destekleme konusunda önemli bir rol oynamaya devam edeceğini belirtti. Çelik sanayinin reel ekonominin çok önemli bir göstergesi olduğunu söyleyen Xiaodong, bu yüzden Çin’de çoğu devlet yöneticisinin çelik sektörünü çok önemsediğini dile getirdi.

Öte yandan, Xiaodong, Çin’in hurda tüketimi konusunda da katılımcıları bilgilendirdi. Buna göre 2018 yılında Çin’in hurda tüketimi 220 milyon mt olarak kaydedildi. 2025 yılında ise Çin'de hurda jenerasyonunun 270 milyon mt’dan fazla olması bekleniyor. Bu durumun elektrik ark ocaklı tesisler için elverişli bir ortam yaratacağı düşünülüyor. Son olarak, Çin’in demir cevheri üretimiyle ilgili bir soruya yanıt veren Xiaodong, Çin limanlarında 100 milyon mt’un üzerinde demir cevheri stoku olduğunu, ancak fiyatlar 90$/mt seviyesine çıkarsa Çin’in demir cevheri üretimini artırabileceğini söyledi. ( SteelOrbis, 10 Nisan 2019 )

Harsco, Egyptian Steel ile Anlaşmasını Genişletti

ABD'de faaliyet gösteren sanayi hizmetleri sağlayıcısı Harsco Corporation’un, inşaat demiri ve filmaşin üreticisi Egyptian Steel ile yedi yıllık genişletilmiş bir anlaşma imzaladığı bildiriliyor. Harsco’nun, şirketin Beni Suef tesisinde hurda, cüruf ve malzeme taşıma hizmetleri ile metal geri kazanım hizmetleri sağlayacağı ifade ediliyor. Söz konusu anlaşmanın, firmanın Al Ain Al Sokhna’daki tesisi için 2017 yılında imzalanan anlaşmayı genişlettiği belirtiliyor. ( Kallanish, 10 Nisan 2019 )

Hebei’de 3.000 Metreküplük Yüksek Fırının İnşaatı Başladı

Çin Metalürji Birliği (MCC) tarafından yapılan açıklamaya göre; Hebei eyaletinin Laoting kentinde Hebei Iron and Steel (HBIS) tarafından yürütülen 3.000 metreküplük yüksek fırının inşaat çalışmaları 3 Nisan Çarşamba günü başladı. Yüksek fırının yıllık 2 milyon mt çelik izabe kapasitesi olacak. Proje, HBIS’in bağlı kuruluşu olan ve Hebei’de faaliyet gösteren çelik üreticisi Xuanhua Iron and Steel’in üretim sahasının kıyı bölgelere taşınması amacıyla yapılıyor ve 2022 Kış Olimpiyatları için daha temiz bir hava sağlayacağı ifade ediliyor. ( SteelOrbis, 11 Nisan 2019 )

Tosyalı Holding’den Afrika’da Yeni Yatırım

Demir çelikte dünya markası olma hedefiyle yurt dışı yatırımlarına hız verdiğini duyuran Tosyalı Holding, Afrika kıtasında yeni yatırımlar yapacağını açıkladı. Cezayir üzerinden giriş yaptığı Afrika kıtasındaki varlığını güçlendirmeyi hedefleyen Tosyalı Holding, çok sayıda yeni yatırım için kolları sıvadı. Tosyalı Holding’in toplamda dört faz olarak planladığı Cezayir yatırımındaki üretim devam ederken projenin son fazına geçildi. Senegal için imzalar geçtiğimiz yıl içinde İstanbul’da düzenlenen Türkiye-Afrika II. Ekonomi ve İş Forumu’nda atılmıştı. Senegal’de hayata geçirilecek yatırımın, sadece Senegal ekonomisine değil, aynı zamanda bölgenin ve kıtanın kalkınmasına da büyük katkıda bulunması bekleniyor.

"İKİ YENİ AFRİKA ÜLKESİ RADARDA"

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Afrika’nın doğusuna İskenderun’daki tesislerimizde ürettiğimiz malları Süveyş Kanalı’ndan geçirerek ulaştırabiliyoruz. Cezayir, Oran’daki tesislerimizle de hem Avrupa’ya hem de Cebelitarık Boğazı’ndan geçerek Afrika’nın batısına ulaşabiliyoruz. Şimdi kıtada iki ülkede daha yatırım yapacağız” diye konuştu.

"TİCARİ BOYUTUNDAN ÇOK DAHA ANLAMLI"

Afrika’daki yatırımların kendisi için ticari boyutundan daha derin bir anlam taşıdığının altını çizen Fuat Tosyalı, “Samimiyetle söylemek gerekirse, cesaret dahi edilemeyeni, hiç yapılmayanı yaparak başarılı bir eser ortaya çıkarmak beni çok heyecanlandırıyor. Benim için bu yatırımlar ticari boyutundan öte bir anlam taşıyor” ifadelerini kullandı.

"CEZAYİR’İN CİROSU 5 MİLYAR DOLARI BULACAK"

Cezayir’deki Tosyalı Algerie yatırımının üçüncü fazının tamamlandığını ve bugüne kadar bölgeye 3 milyar dolarlık yatırım yaptıklarını ifade eden Fuat Tosyalı, 2’şer milyar dolarlık iki ayrı modülden oluşacak dördüncü faz için de tüm planlamaların yapıldığını ve yatırıma başlandığını açıkladı. Tosyalı Algerie’deki çelik üretiminin ilk etapta 6,5 milyon tona çıkması beklenirken, tesisin cirosu da 2021 sonunda 4 milyar dolara yaklaşacak. 5 yıl içinde tüm etaplar tamamlandığında, toplam yatırım tutarının 6 milyar dolara, tesisin üretim kapasitesinin 8 milyon tona, toplam cironun ise 5 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. ( DHA, 11 Nisan 2019 )

KARDEMİR'den Dijital Dönüşüm Projesi

Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) Genel Müdürü Hüseyin Soykan, kurum olarak "KARDEMİR: 2023 Vizyonu" ismiyle dijital dönüşüm projesi başlattıklarını bildirdi. Soykan, gazetecilere yaptığı açıklamada, ülkenin ilk ağır sanayisi olma özelliğini taşıyan KARDEMİR'in bugün Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşları sıralamasında 24. sırada yer aldığını belirtti.
80 yıl önce ilk Türk demirinin üretildiği KARDEMİR'in bir dünya şirketi olduğunu ifade eden Soykan, "2018 yılında 2 milyon 413 bin ton ham çelik üretimi gerçekleştirdik. Hedefimiz üretim kapasitemizin 3,5 milyon tona çıkarılması. Özellikle 2010 yılından itibaren 1,3 milyar doları aşkın yatırım yapıldı. Demiryolu Tekeri Üretim Tesisinde ilk ham teker üretimini gerçekleştirdik. Tamamen robotik olarak kurulan tesis için bugüne kadar yaklaşık 700 milyon TL harcama yapıldı." diye konuştu. - "KARDEMİR: 2023 Vizyonu" projesi Soykan, dünyadaki gelişimin gerisinde kalmamaları gerektiğine, Endüstri 4.0 ve dijital dönüşümün hızla ilerlediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "KARDEMİR: 2023 Vizyonu' ismiyle yeni bir dijital dönüşüm projesi başlattık. Kurumsal Kaynak Planlaması yazılımlarımızı yenilemek için gerekli adımları attık. İnovatif süreçlerimizi hızlandırarak tüm üretim hatlarımızı daha esnek hale getireceğiz. Beklentileri karşılayacak ürünleri en verimli ve sağlıklı şekilde üreteceğiz. Mühendislik ve programlama kabiliyetlerimizi geliştirerek yolumuza devam edeceğiz." ( Timetürk, 10 Nisan 2019 )

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülkemiz Demir Çelik Sektöründe Sonu Hazin Biten Bir Proje - Sivas Demir Çelik ( Sidemir )

Kremikovtzi Demir ve Çelik Fabrikaları – Bulgaristan Erdemir’in İlk Yurtdışı Şirket Satınalma Girişimi

DÖRDÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1979-1983 DEMİR ÇELİK SANAYİİ