Çelik Sektöründe 2020 - 28. Haftanın Öne Çıkanları

Çelik Sektöründe 2020 -  28. Haftanın Öne Çıkanları

GFG Alliance Hindistan’da Daha Fazla Varlık Satın Alma Niyetinde

İngiltere merkezli küresel endüstri lideri GFG Alliance’ın Yönetim Kurulu Başkanı Sanjeev Gupta bir Hint haber kaynağına yaptığı açıklamada, GFG Alliance’ın Hindistan’da daha fazla çelik ve madencilik işletmesi satın almayı ve bu varlıklara yatırım yapmayı planladığını belirtti. Şirket, gelecek 6-12 ay içinde çelik ve madencilik sektörlerinde birçok konsolidasyon gerçekleşeceğinden, fırsatları değerlendireceğini bildirdi. Gupta, “Hindistan’da hala karara bağlanması gereken birçok varlığımız var. Bunlarla ilgili incelemelerde bulunacağız,” diye ifade etti. GFG, iflas eden çelik üreticileri, yıllık 500.000 mt ham çelik üretim kapasiteli Adhunik Metaliks ve yıllık 400.000 mt kapasiteli Zion Steel’in, şirketin bağlı kuruluşu Liberty Steel Group tarafından 4,25 milyar INR (56,92 milyon $) karşılığında satın alınmasının ardından bu yılın başlarında Hindistan’da faaliyet göstermeye başlamıştı. Liberty Steel, bu şirketlerin faaliyetlerini Ekim çeyreğinde birleştirmeyi ve 2022 yılı itibarıyla da toplam kapasiteyi yaklaşık 2 milyon mt’a çıkarmayı planlıyor. Gupta, şirketin yüksek fırınlı tesislerin elektrik ark ocaklı tesislere dönüştürülmesi ile ilgili yatırımların yanı sıra çevreye zararsız çelik üretimine odaklandığını ve çoğunlukla Avustralya, ABD, İngiltere ve Hindistan’a yatırım yapacağını belirtti. (SteelOrbis, 06 Temmuz 2020 )

AB, Çelik Miktar Kısıtlamasını Yeniden Artırdı

AB’nin çelik ürünlerinde global kotadan ülke kotasına dönmesi ve bu süreçte Türk ürünlerine yönelik miktar kısıtlamasını artırması, Türk ihracatı önünde büyük engel oluşturmaya başladı. Ülke kotalarını da çeyreklik dönemler halinde kullandıran AB’nin bu uygulaması Türkiye’nin ihracatının otomatikman yüzde 58 azalması sonucunu doğurdu. Gelişmeleri DÜNYA’ya değerlendiren Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, AB’nin bu uygulamalarla doğrudan Türk çelik ürünlerini hedef almaya başladığını belirtirken, Türkiye’nin de karşı tedbir sürecini hızlandırması gerektiğini kaydetti. 

AB’nin çelik ürünleri koruma önleminin ikinci gözden geçirme soruşturmasını sonuçlandırarak 1 Temmuz’dan itibaren bazı önlemler almaya başladığını belirten Veysel Yayan, global kota uygulanan sıcak haddelenmiş ürün için ülke kotasına geçildiğini ve Türkiye’nin 2.5 milyon tonluk kotasının 1.3 milyon tona gerilediğini kaydetti. Çeyreklik kotanın da yüzde 46 azaltıldığını ifade eden Yayan, bunun da genel kotanın tamamının kullanılamayacağı sonucunu doğuracağını aktardı. Önemli ihracat kaleminden inşaat demirinde de çeyrek dönemlik kotaya geçildiğini söyleyen Yayan, toplamda Türkiye’nin ihracatına yüzde 58 sınırlama getirildiği bilgisini verdi. AB Komisyonu tarafından açıklanan yeni dönem kotalarının Avrupa Çelik Derneği, IndustriAll Europe ve Alman Çelik Endüstrisi Derneği WV Stahl tarafından yetersiz bulunduğunun altını çizen Veysel Yayan, “Bir taraftan bu uygulamadan olumsuz yönde etkilenen ülke ve kuruluşları teskin etmeye yönelik bir tutum olarak değerlendirilmekte, diğer taraftan da AB çelik üreticilerinin, serbest ve adil ticarete tümüyle, karşı olduklarını açıkça ortaya koyan bir yaklaşım olarak görülmektedir” dedi. 

AB tarafından uygulamaya aktarılan koruma tedbirinin, doğrudan Türk çelik sektörünü hedef alan bir mahiyet arz etmeye başladığına değinen Yayan, “Son olarak, sıcak haddelenmiş ürünlerin de global kotadan ülke kotasına dönüştürülmesi, AB’nin çelik endüstrisini korumaktan ziyade, Türk çelik sektörünün ihracatının engellenmesini hedefleyen bir adım olarak değerlendirilmektedir” diye konuştu. Bu yaklaşımın, Gümrük Birliği ve AKÇT Serbest Ticaret Anlaşmalarının ruhuna aykırı olduğunu söyleyen Yayan, “Bu durumun, AB Komisyonu’nun kararları için karşı tedbir alınması sürecinin hızlandırılmasını gerekli kıldığı değerlendirilmektedir” ifadelerini kullandı. (Dünya, 07 Temmuz 2020 )

Tosyali Algeria, İhracatı Artırmayı ve Yassı Mamul Üretimine Başlamayı Hedefliyor

Türkiye merkezli Tosyalı Grubu'nun Kuzey Afrika birimi olan Tosyalı Algeria’nın, önümüzdeki iki yıl içinde ihracatın artırılması ve yassı mamul üretimine başlanmasını hedeflediği bildiriliyor. Şirkete göre 2020 yılında ihracatı 160.000 tona, 2021 yılında ise 400.000 tona ulaşmasının hedeflendiği belirtiliyor. Ham çelik üretiminin bu yıl 2019'da kaydedilen 3 milyon tondan 3,7 milyon ton ve üzerine çıkması bekleniyor. Tüm devam eden yatırımlar sonuçlandığında, şirketin ham çelik üretimini 6 milyon ton/yıla çıkarmayı planladığı öğreniliyor. Gelecek yıl, şirketin aynı zamanda otomotiv sektörüne yönelik yassı mamul üretimi için yeni hatlar inşa etmeyi planladığı kaydediliyor. ( Kallanish, 08 Temmuz 2020 )

Brüksel Hidrojen Stratejisini Açıkladı

Avrupa Komisyonu’nun (EC), Avrupa'da iklim açısından nötrlük sağlamak için temel bir öncelik olarak hidrojen gelişimi için stratejik bir yol haritası sunduğu bildiriliyor. Stratejinin, üretimi büyütmek ve hidrojen talep etmek için fon desteğini içerdiği; yeni planın özellikle fosil yakıtların Avrupa'da çelik üretiminde yenilenebilir hidrojen ile değiştirilmesine yardımcı olacağı ifade ediliyor. Hidrojen stratejisinin, Avrupa'da hidrojen ekosistemini geliştirmek için üç aşamaya ayrıldığı belirtiliyor. 

İlk geliştirme aşamasında (2020'den 2024'e kadar) amacın, 6 GW'a kadar yenilenebilir hidrojen elektrolizeri kurmak ve 1 milyon ton hidrojen üretimi yapmak, ikinci aşamada (2025-2030) en az 40 GW elektrolizör ve 10 milyon ton yenilenebilir hidrojenin kurulmasını öngördüğü, bu aşamada, yenilenebilir hidrojenin, çelik endüstrisi tarafından kullanılmaya başlanacağı kaydediliyor. Komisyon’un, üçüncü bir aşamada (2030-2050), yenilenebilir hidrojen teknolojilerinin oturması ve karbondan arındırılması zor tüm sektörlere ulaşmak için büyük ölçekte kullanılması gerektiğini söylediği aktarılıyor. 

Komisyon’un açıklamasında “AB için öncelik, esas olarak rüzgâr ve güneş enerjisi kullanılarak üretilen yenilenebilir hidrojen geliştirmektir. Yenilenebilir hidrojen, AB'nin uzun vadede iklim açısından nötrlük ve sıfır kirlilik hedefi ile en uyumlu ve entegre bir enerji sistemi ile en tutarlı seçenek ”dediği kaydediliyor. EC’nin, 2020 yılı sonuna kadar hidrojenin üretimini ve kullanımını teşvik etmek ve projeler inşa etmek amacıyla bir yatırım gündemi geliştirmek için Avrupa Temiz Hidrojen İttifakını kurduğu ve Komisyon’un tahminlerine göre, 2050 yılına kadar yenilenebilir hidrojene toplam yatırımların 180-470 milyar € tutarında olabileceği vurgulanıyor. Stratejinin, bu yatırımları desteklemeyi ve farklı AB fonları ve AYB finansmanı ile kamu desteği sağlamayı amaçladığı öğreniliyor. 

Avrupa Çelik Derneği Eurofer ve Alman Çelik Üreticileri Derneği WV Stahl’ın stratejinin başlatılmasını memnuniyetle karşıladığı bildiriliyor. Eurofer Genel Direktörü Axel Eggert’in, bunun, yalnızca Birliğin daha geniş enerji politikasını değil, aynı zamanda geçiş sırasında ve sonrasında küresel olarak rekabet edebilmeleri için bu enerjiyi kullanan endüstrilere verilen desteği de kapsayan daha geniş bir stratejinin bir parçası olması gerektiğini belirttiği ifade ediliyor. Eurofer’in, hidrojen ve diğer temiz enerji kullanılarak üretilen çeliğin 2050 yılına kadar % 80-95 daha az CO2 yayacağını, ancak üretim maliyetinin de daha yüksek olacağını söylediği kaydediliyor. WV Stahl Başkanı Hans Juergen Kerkhoff’un, hidrojenin uluslararası rekabetçi fiyatlardan temin edilebilir olmasına dikkat çektiği belirtiliyor. ( Metal Expert, 09 Temmuz 2020 )

Eurofer AB Hidrojen Stratejisini Memnuniyetle Karşıladı

Eurofer’in, bu hafta iklim açısından nötr bir Avrupa için hidrojen stratejisinin Avrupa Komisyonu tarafından başlatılmasını memnuniyetle karşıladığı bildiriliyor. Komisyon’un, 2050 yılına kadar bir hidrojen enerji ağını entegre etmek amacıyla hidrojen kullanımı yoluyla karbon emisyonlarını azaltmak isteyen çelik üreticileri için faydalı olabilecek bir plan hazırladığı belirtiliyor. Derneğin, hidrojen ve temiz enerjiye dayalı yöntemler kullanılarak üretilen çeliğin 2050 yılına kadar CO2 yoğunluğunun, bugünkü çelik üretimine göre daha düşük, bununla birlikte, üretim maliyetleri önemli ölçüde daha yüksek olacağını belirttiği aktarılıyor. 

Eurofer Genel Direktörü Axel Eggert’in, “Rekabetçi fiyatlarla temiz enerji, çelik endüstrisinin düşük karbonlu hedeflerine ulaşmanın anahtarıdır. Karbon açısından düşük çelik üretimine geçiş yılda 400 terawatt saat CO2 içermeyen elektrik gerektirecektir. 5,5 milyon ton hidrojen üretimi için yaklaşık 250 terawatt saat gerekir ve bu da yeni süreçlerde “yeşil” çelik üretmek için kullanılacaktır. Bununla AB'nin toplam CO2 emisyonlarının yaklaşık % 5'inden kaçınılabilir ” dediği aktarılıyor. Geleceğe bakıldığında, Eurofer, hidrojen ve yeşil stratejisi oluşturulmasıyla birlikte Avrupa Komisyonu'nun piyasanın düşük karbonlu çeliğinin değerini kabul etmesini sağlamasının gerektiğini belirtiyor. Eggert’in, “Yeşil çelik ve diğer düşük karbonlu endüstriyel ürünler için bir pazar olduğundan emin olmak için politika yapıcılara ihtiyacımız var. Sadece düşük karbon geçişini ekonomi genelinde başarılı kılmak için AB'nin liderliğinden yararlanabiliriz. Bu çabanın, eğer tüm geçiş bir araya getirilip sürdürülebilir bir şekilde yatırım yapılabilirse Avrupa toplumuna faydaları çok büyük olacak.” İfadelerini kullandığı bildiriliyor. (Kallanish, 09 Temmuz 2020)

EUROFER Hükümetleri Küresel Kapasite Fazlalığına Karşı Mücadeleyi Yoğunlaştırmaya Çağırıyor

Küresel Çelik Kapasite Fazlalığı Forumu (GFSEC) yeniden aktif hale getirilmesiyle, Avrupa Çelik Derneği (EUROFER) devam eden çalışmalarının yoğunlaştırılması çağrısında bulundu. EUROFER Genel Direktörü Axel Eggert “AB çelik endüstrisi, geçtiğimiz on yıl boyunca çelik kapasitesini hâlihazırda 22 milyon tondan fazla düşürürken, diğer bölgeler dünyanın ihtiyaç duymadığı yeni, ihracata yönelik kapasite kurmaya devam etti. Bu nedenle EUROFER, süresinin dolmasına yaklaştığı için hükümetlerin yönlendirdiği Küresel Forum'un çalışma süresinin uzatılmasını istiyordu. Katılımcı ülkelerin büyük çoğunluğu bunu kabul etti ve yeniden başlatılmasını istedi. GFSEC'in çalışmalarına devam edecek olmasından memnuniyet duyuyoruz” yönünde açıklamada bulundu. 

Global Forum'un 7 Temmuz'daki toplantısında, dünya çelik endüstrisinin temsilcileri hükümetlere COVID-19'un çelik sektörleri üzerindeki etkisini açıkladığı ve Global Forum'un devam eden çalışmalarını yoğunlaştırmak için öneriler geliştirdiği bildiriliyor. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomiler pandemi sonucu % 10 - 11 aralığında keskin talep düşüşleri yaşadığını belirten EUROFER’e göre söz konusu kriz, küresel mali krizden bu yana çelik talebinde en keskin düşüşe neden oldu. EUROFER, küresel çelik talebinde beklenen düşüşün, bu yıl % 6 seviyesinde olacağını ifade etti. Eggert açıklamasında, “AB piyasası 2019'daki zayıf piyasa koşullarının ardından krizden çok daha ciddi şekilde etkilendi. AB çelik talebindeki ani çöküşün bir sonucu olarak, AB çelik üretimi Mart ayının ortasından bugüne kadar yaklaşık % 28 azalırken, aynı zamanda sınırlarımızdaki düşük fiyat teklifleri sürdürülebilir toparlanmayı tehlikeye atarak fiyatları baskılıyor. Talepteki düşüş, özellikle Çin olmak üzere bazı bölgeler üretimi artırmaya devam etmesi, mevcut küresel kapasite fazlalığı sorununu daha da kötüleştirdi” yorumunda bulundu. EUROFER, bölgesel çelik endüstrileriyle birlikte hükümetleri, her zamankinden daha önemli hale geldiği için GFSEC'in devam eden çalışmalarını desteklemeye çağırdı. ( TÇÜD, 10 Temmuz 2020 )

( Kaynak: TÇÜD Günlük Bülten )

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülkemiz Demir Çelik Sektöründe Sonu Hazin Biten Bir Proje - Sivas Demir Çelik ( Sidemir )

Kremikovtzi Demir ve Çelik Fabrikaları – Bulgaristan Erdemir’in İlk Yurtdışı Şirket Satınalma Girişimi

DÖRDÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1979-1983 DEMİR ÇELİK SANAYİİ