Çelik Sektöründe 2021 - 10. Haftanın Öne Çıkanları

Çelik Sektöründe 2021 - 10. Haftanın Öne Çıkanları IREPAS: Uzun Mamul Piyasası Yukarı Yönlü Küresel uzun çelik üreticileri ve ihracatçıları birliği IREPAS’a göre, emtia, hammadde ve çelik ürünlere olan talepteki sıçrama dünyanın çoğu bölgesinde üretimin artması, faaliyetlerin hızlanması ve aşı uygulamasının yaygınlaşması sonucu ilkbahar döneminde de devam edecek. Öte yandan, ekonomilerin kademeli olarak tekrar açılmasıyla birlikte gözlenen arz daralması navlun piyasalarında olduğu gibi emtialar üzerinde de enflasyonist baskıya yol açtı. AB’deki katı koruyucu önlemler nedeniyle bölgedeki ithalat hacmi, fiyatların 2008’deki gibi rekor seviyelere ulaşmasıyla birlikte, bugüne kadarki en düşük seviyesini kaydetti. Çin’in çelik üretimindeki kısıtlamalar sebebiyle ve ihracata yönelik vergi iadesini azaltma ihtimali nedeniyle yeniden ihracata başlaması beklenmese de, EUROFER Çin’i tehlikeli görmeye ve ithalat kısıtlamalarının artırılmasında ısrarcı olmaya devam etti. ABD’li ithalatçılar, özellikle konteyner temin etme ve ülkedeki ciddi liman yoğunluğu konularında sevkiyat zorlukları yaşadığı ve arz miktarında eksiklik görüldüğü için baskı altında kalmaya devam etti. Çin’in yeni yıl kutlamalarından pozitif bir şekilde dönmesi, talebin devam etmesinde ve fiyatların yükselmesindeki temel destekleyicilerinden biri oldu. Çin’in 2021 yılı sonuna kadar karbon salımını %40 azaltma planlarıyla birlikte, yüksek fırınların kapasite kullanım oranlarının belirgin bir şekilde azaltılması bekleniyor. Sonuç olarak da, hurda fiyatlarının daha da artacağı düşünülüyor. IREPAS’a göre, önümüzdeki çeyreğe ilişkin beklentiler, geçen seneye kıyasla çok daha iyi. Sadece ABD’de durum hala belirsiz görünüyor. ( SteelOrbis, 09 Mart 2021 ) Nippon Steel Yeşil Bir Gelecek İçin Üretim Kapasitesini 2025 Yılına Kadar %20 Azaltacak Japonya merkezli Nippon Steel Corporation, şirketin yeni beş yıllık planı kapsamında, ülkenin 2050 yılına kadar karbonsuz çelik üretme hedefine yardımcı olmak amacıyla ve azalan yerel talep nedeniyle yüksek fırınlarını kapatarak ham çelik üretim kapasitesini %20 azaltacağını açıkladı. Şirket, Kansai Works’te bulunan yüksek fırınını planlanandan bir yıl önce olmak üzere 2021 yılının ilk yarısında, East Nippon Works’te bulunan bir diğer yüksek fırınını ise 2024 yılının sonunda kapatmayı planlıyor. Yüksek fırınların kapatılması ve yeşil teknolojilerle ilgili daha önce alınan önlemler 10.000’den fazla çalışanı etkileyecek. İş gücü 2025 yılına kadar azaltılacak. Şirketin yeni beş yıllık planı, 2,4 trilyon JPY (22,12 milyar $) sermaye harcaması gerektiriyor. Nippon Steel ayrıca Hindistan’daki faaliyetlerini genişletmek ve diğer ülkelerde çelik tesisleri satın almak için 600 milyar JPY (5,5 milyar $) harcayacak. Şirket ayrıca 2030 yılına kadar faaliyetlerinden kaynaklanan karbon salımını %30 azaltmayı hedefliyor. Şirketin açıklamasına göre, yüksek fırın hidrojen azaltma yönteminin gerçekleştirilmesi için gerekecek yaklaşık 500 milyar JPY (4,60 milyar $) araştırma ve geliştirme harcamasının yanı sıra 4-5 trilyon JPY tutarında tesis yatırımı gerekli olacak. Ayrıca ham çelik üretim maliyetinin 2050 yılı itibarıyla en iyi senaryoda bile mevcut maliyetlerin iki katından fazla olması mümkün. ( SteelOrbis, 09 Mart 2021 ) Birleşik Krallık Hükümeti, Dekarbonizasyon İçin Yerli Çelik Üreticilerine Yardım Edecek Birleşik Krallık Ticaret Bakanı’nın, iklim nötr hedefleri, elektrik maliyetleri ve yerel çelik tüketimi ile ilgili önemli soruları tartışmak için yerli çelik endüstrisi temsilcileriyle bir araya geldiği bildiriliyor. Ticaret, Enerji ve Endüstriyel Strateji (BEIS) Bakanı Kwasi Kwarteng’in, 5 Mart'ta yenilenen Birleşik Krallık Çelik Konseyi toplantısına eş başkanlık ettiği ve Tata Steel UK, Liberty Steel, Celsa, British Steel ve UK Steel ve sendikaların temsilcileri de dahil olmak üzere Birleşik Krallık’ın önde gelen çelik üreticilerinden üst düzey yöneticilerin katıldığı bir toplantı yaptığı kaydediliyor. Birleşik Krallık’ın sıfır emisyona geçişiyle ilgili zorlukların tartışıldığı ve hükümetin bildirisine göre, küresel koronavirüs pandemisinin bir sonucu olarak çelik işletmelerinin karşı karşıya olduğu olağanüstü baskıların ve hükümetin sektörü destekleme ve endüstrinin karbondan arındırılmasına yardımcı olma taahhüdünün yeniden teyit edildiği belirtiliyor. Özellikle, hükümetin dekarbonizasyonu desteklemek için 250 milyon GBP tutarında Temiz Çelik Fonu kurduğu vurgulanıyor. Kwarteng’in ayrıca, yüksek elektrik maliyetleri açısından yerel çelik üreticilerinin rekabetçi konumunu iyileştirmenin önemini vurguladığı ve yüksek maliyet yükünü hafifletmek için 500 milyon GBP sağlandığını belirttiği kaydediliyor. Elektriğin, İngiliz çelik üreticilerinin son birkaç yıldır karşı karşıya kaldığı hammaddeden sonraki en büyük tek maliyet olduğu bildiriliyor. UK Steel'e göre Birleşik Krallık merkezli üreticilerin, Fransa ve Almanya'daki rakiplerine kıyasla elektriğe sırasıyla % 62 ve % 86 daha fazla ödedikleri ve bu nedenle rekabet güçlerinin zayıfladığı ifade ediliyor. ( Metal Expert, 10 Mart 2021 ) Alman Çelik Üreticileri, Hidrojen Ağı Geliştirmek İçin Devlet Fonuna Başvuruyor Alman çelik üreticilerinin, hükümetin Avrupa iklim programının bir parçası olarak hidrojen endüstrisinin gelişimini desteklemek için verdiği fırsatı yakalamaya çalıştığı; Almanya'nın iki büyük çelik üreticisi de dahil olmak üzere, sınır ötesi hidrojen ağı geliştirmek için oluşturulan iki büyük ortak girişimin, kamu finansmanı için başvurduğu ifade ediliyor. Almanya ve Fransa'da varlıkları olan, önde gelen ağır levha üreticisi olan Dillinger'in yönetici şirketi olan Stahl-Holding-Saar (SHS) ve Alman filmaşin ve çelik çubuk üreticisi Saarstahl’ın, beş başka projeyle birlikte Almanya, Fransa ve Lüksemburg'da hidrojenin üretimi, kullanımı ve taşınması için hidrojen altyapısı geliştirmek istediği belirtiliyor. Söz konusu ortak girişim kapsamında SHS, H2SYNgas projesi için hükümet fonuna başvurulduğu ve bu projenin, SHS'nin proses gazlarının hidrojen ile karışımının yüksek fırın prosesinde kullanılmasına yönelik olduğu kaydediliyor. Almanya'daki bir diğer büyük yassı çelik üreticisi olan Salzgitter’in, yedi şirketle birlikte, hidrojenin üretimi, Hollanda sınırından Salzgitter’e taşınması, depolanması ve endüstriyel kullanımı için benzer bir hidrojen projesi geliştirmek üzere GET H2 girişimini uygulamak amacıyla Avrupa destek programından finansman arayışında olduğu aktarılıyor. Projenin, 2024 ile 2030 yılları arasında uygulanacak birkaç aşamadan oluştuğu ve CO2 emisyonlarını 16 milyon ton azaltmayı hedeflediği ifade ediliyor. ( Metal Expert, 11 Mart 2021 ) Hindistan’da Liberty Steel ile Yapılacak Yeni Çelik Tesisi Projesine Çevre İzni Çıktı Hindistan Orman, Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Andhra Pradesh eyalet hükümetine Kadapa bölgesinde yeni bir çelik tesisi projesine başlaması için çevre izni verdi. Eyalet hükümeti, 20 Aralık 2020 tarihinde söz konusu tesisin kurulmasına yönelik izin almak için bir tasarı sunmuştu. Hükümeti, merkezi hükümetle birlikte 29 Ocak 2021 tarihinde ise çevresel etki değerlendirmesinin de yer aldığı revize edilmiş bir tasarı sundu ve bakanlık bunu onayladı. Andhra Pradesh hükümeti ortak girişimli yeni bir çelik tesisi inşa etmek için İngiltere merkezli Liberty Steel şirketini seçti. Hükümet, projenin ilk aşamasına yıllık 3 milyon mt çelik üretim kapasitesi oluşturmak adına tahmini 1,37 milyar $ yatırım yapmayı hedefliyor. Hükümet ikinci aşamada ise, tesise yıllık 3 milyon mt daha kapasite eklemek adına 821 milyon $ daha yatırım yapmayı planlıyor. ( SteelOrbis, 11 Mart 2021 ) EUROFER: Avrupa Parlamentosu’nun Sınırda Karbon Düzenlemesi Oyu, Karbon Kaçağına Karşı Daha Güçlü Koruma Sağlamak Açısından Çoğunluğun Desteğini Kanıtladı Avrupa Parlamentosu’nun, Haziran ayında Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanması beklenen kanun teklifinden önce, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) kararını 10 Mart 2021 tarihinde oyladığını ve kararın kesin bir çoğunlukla kabul edildiğini belirten Avrupa Çelik Derneği (EUROFER) Parlamenterlerin, AB’nin daha yüksek iklim hedefinin gelişmiş karbon kaçağı koruması gerektirdiği ilkesi üzerinde anlaştıklarını kanıtladığını vurguladı. Avrupa Çelik Derneği (EUROFER) Genel Direktörü Axel Eggert, "Avrupa Parlamentosu, uygulanabilir bir sınırda karbon önleminin endüstrinin iklim nötrlüğüne geçişi için kritik öneme sahip olduğuna dair net bir sinyal gönderdi. Önlem, mevcut karbon kaçağı koruması seviyelerini değiştirmek veya azaltmak yerine, küresel rakipler ve ithalat ile karbon maliyeti farkını kapatmalıdır" dedi. Eggert, “Ücretsiz CO2 sertifikalarının bir sınır önlemi ile doğrudan değiştirilmesi ve AB Emisyon Ticareti Planı’nın maliyetlerine tam olarak maruz kalınması kötü bir politika olacaktır. Birincil çelik üretimi, Avrupa üretiminin beşte üçünü oluşturuyor ve bu tür üreticiler, AB'ye ihracat yapan küresel rakiplerden en az yirmi kat daha yüksek karbon maliyetleriyle karşı karşıya kalacak. Bu oylama, Parlamento’nun Avrupa'da üretimi ve istihdamı savunma niyetinde olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı. Eggert, Avrupalı çelik şirketlerinin, çığır açan düşük karbon teknolojilerini geliştirmek ve uygulamak için birçok proje başlattıklarını, ancak, bu geçişin etkili karbon kaçağı önlemlerini içeren destekleyici bir çerçevenin kolaylaştırdığı doğru piyasa koşullarında başarılı olabileceğini ifade ediyor. 2030 ve 2050 için daha yüksek iklim hedeflerinin, karbon kaçağı korumasını zayıflatmak yerine güçlendirmeyi gerektirdiğini ve bunun, ancak, sınırda karbon önleminin, mevcut karbon kaçağı önlemlerini desteklemek için tamamlayıcı bir araç olarak uygulandığında başarılabileceğinin altını çizen Eggert, “Parlamento üyelerinin bunu fark etmesini memnuniyetle karşılıyoruz,” dedi. Ücretsiz tahsisat ve tazminatla bile, AB üreticilerinin, AB dışı rakiplere uygulanmayan karbon maliyetlerini sırtladıklarını ve AB Emisyon Ticaret Sistemi’nin (AB ETS) daha yüksek iklim hedeflerine ulaşmak için ayarlandığı göz önünde bulundurularak, bu farkın, gelecekte daha da artacağını vurgulayan Eggert, ücretsiz tahsisat olmadan uygulanan sınırda karbon mekanizmasının, aslında Avrupa'daki çelik üreticilerinin, AB'ye ihracat yapan ülkelerle karşılaştığında, çok daha fazla karbon maliyetleri ödemesine neden olacağına dikkat çekti. ( TÇÜD, 12 Mart 2021 ) IIMA: Türkiye’de Fabrikaların HBI/DRI Kullanımını Değerlendirmesi Gerekiyor Uluslararası Metalik Demir Derneği (IIMA) Genel Sekreteri Dr. John Atherton’un, çelik üretimi için büyük ölçüde ithal hurdaya bağımlı olan Türk çelik üreticilerinin, ileride daha uzun vadeli birincil metal tedarikinden yararlanacağını söylediği ifade ediliyor. Türkiye’nin ve diğer hurdaya bağımlı ülkelerin çelik kalitesini artırmaya ve ürün yelpazesini genişletmeye doğru ilerlemeye devam ettiği; EAO'larda ek olarak şarjda daha fazla metal kullanımının, özellikle kirletici maddeleri seyrelterek daha yüksek hurda kullanımını destekleyeceği bildiriliyor. ABD gibi oturmuş pazarlarda, çelik üretiminde istenmeyen bir unsur olan yüksek oranda bakır içeren eski hurdaların kalitesine ilişkin süregelen endişelerin mevcut olduğunu söyleyen Atherton’un, bu haftaki Kallanish Uluslararası Çelik Hurda konferansında yaptığı açıklamada, bunun belirli önlemlerin alınması ve uygun metalik karışımda doğru ürün için doğru hurda kalitesinin kullanılmasını sağlamak amacıyla çözülmesi gereken bir konu olduğunu ifade ettiği kaydediliyor. Bu bağlamda Türkiye’nin durumunun özellikle ilginç olduğu, yüksek kaliteli çelik üretimine sahip bir ülke olarak, hammadde tedarikçileri ile uzun vadeli ilişkiler kurmayı düşünmek için birincil aday görüldüğü bildiriliyor. Türkiye hurda tüketiminin yaklaşık % 20 gibi küçük bir kısmının yerli kaynaklardan geldiği, geri kalanının ise entegre tesisler tarafından kullanılan demir cevheri ile birlikte ithal edildiği aktarılıyor. Atherton’un, hem kurum içi tüketim hem de ticaret pazarı için yeni sıcak briketlenmiş/doğrudan indirgenmiş demir (HBI/DRI) birimleri için önemli bir ivme olduğunu söylediği vurgulanıyor. ( Kallanish, 12 Mart 2021 )

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülkemiz Demir Çelik Sektöründe Sonu Hazin Biten Bir Proje - Sivas Demir Çelik ( Sidemir )

ÜÇÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1973 - 1977 DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ

DÖRDÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1979-1983 DEMİR ÇELİK SANAYİİ