“Yeni Normal” Döneminde Değişen Çin Çelik Sanayii
“Yeni Normal”
Döneminde Değişen Çin Çelik Sanayii
“Xin chang tai” bugünkü Çin ekonomisini en doğru
tanımlayan terimdir. Bu terim “yeni normal”in karşılığıdır ve normalliğin yeni
durumu anlamına gelmektedir.
Reformlar ve açılım sonrası, Çin ekonomisi yıllarca iki
haneli yıllık büyüme oranlarından sonra, 2012’den başlayarak %7 oranlarına
gerilemiştir. Çin yetkilileri bu durumu Çin ekonomi politikasını ayarlamaya
yönelik “yeni normal” olarak tanımlamaktadır. Bu durum büyümenin sona ermesi
değil, yeni bir büyüme yoluna geçiştir.
Aralık 2014’de Çin Devlet Başkanı Xi Jinping resmen Çin’in “Yeni
Normal” dönemine girdiğini beyan etmiştir. Bu beyan azalan büyüme hızı
eğilimini belirtmekte, yatırım ve ihracat merkezli büyüme yapısından inovasyon
merkezli bir büyüme modeline geçildiğini ortaya koymaktadır.
“Yeni Normal” ekonomisinin ana noktaları şunlardır:
1.
Özel sermayenin kullanımının artırılmasını ve yatırım
kaynaklarının dağılımını sağlamak için yeni teknolojilerin ve iş modellerinin
adaptasyonu,
2.
Geniş yelpazedeki tüketici talebinin karşılanması
3.
Yabancı sermaye ve yatırımların cezbedilmesi için yüksek
teknolojili sanayilere odaklanma,
4.
Kaliteyi esas alan Pazar rekabet yapılarının güçlendirilmesi,
5.
Kaynakların tasarrufu ve çevre korumaya özel önem verilmesi,
Merkezi Yönetim’in büyümenin miktarından çok kalitesine
odaklanan bu planı açıklaması sonrası, yerel yönetimler büyüme hedeflerini
düşürmeye başlamışlardır. Şanghay büyüme hedefinden vazgeçmiştir. Bu Çin yönetiminin
artık büyümeyi düşünmediği anlamına gelmemektedir. Tersine, orta hızda %
6-7’lik bir büyümeye devam ederek “inovasyon ekonomisi” yaratmayı amaçladığını
vurgulamaktadır.
Çin’in ekonomik yapısındaki ve büyüme motorlarındaki değişimler,
ülke çelik sanayiini bir ayaklanma dönemine itmektedir. Çin ekonomik
temellerindeki değişimler sanayi yapısını, talep yapısını, bölgesel yapıları
etkilemekte olduğundan, çelik sanayii de “Yeni Normal” döneminde “Üç Düşük”
durumla karşı karşıyadır:
1.
Çelik üretim ve tüketiminde düşük büyüme,
2.
Düşük çelik fiyatları,
3.
Düşük kar marjları ( sıfır kar marjı dönemine yaklaşma )
Çin çelik üretiminin ve tüketiminin düşük büyüme ve erken
zirve ile karşı karşıya olduğu görüşü yaygındır. Çin’in ham çelik üretimi
global finans krizi sonrası düşmüş, daha sonra geri zıplamış, ancak 2010 – 2014
arası % 6,5 büyüme hızına ulaşabilmiştir. Düşen büyüme hızına rağmen,
sanayileşmede tepe noktasına varmaya henüz zaman olduğu ve Çin çelik sanayiinin
büyümeye devam edeceği inancı vardı.
Ancak, sadece ham çelik üretimine bakılacak olursa, Çin
çelik sanayii zirveyi geçmiştir. Çin Demir ve Çelik Birliği (CISA) 2000
yılından beri ilk defa 2015 yılında ham çelik üretimindeki büyümenin negatif
olduğunu tahmin etmektedir. Talep de yapısal değişimlerden etkilenmiştir. 2015
yılında görünen çelik tüketimi arka arkaya iki yıl azalmıştır. Talebin de
zirveyi geçtiği düşünülmektedir.
Fazla kapasiteye bağlı fazla üretim, yoğunlaşan fiyat
rekabeti, demir cevheri tedarik fazlasının yarattığı baskılar ile çelik
fiyatları devamlı düşmektedir. Çin’in ham çelik üretimi 2000’li yıllarda gobal
olarak “hammaddelerin süper dönemi” ni yaratmıştı. Fakat Çin’in yavaşlaması
demir cevheri talebinde donmaya neden olmaktadır. Ana madencilik şirketleri Çin,
Hindistan ve diğer gelişen ülkelerin kentleşme ve sanayileşmesinin talepte
sürekli bir artışa, ekonomik ölçek ile birim üretim maliyetini düşürmek için
üretim kapasitelerinin artacağını, ve yüksek karlılığın sağlanacağını tahmin
ediyorlardı.
Çin çelik sanayii düşük karlılık döneminden sıfır kar marjı
dönemine geçiş yapmaktadır. Düşük büyüme hızı Çin’in hızlı büyüme hızını
yakalayabilmek için ağırlıkla genişlemeye odaklanan Çinli şirketler için
zararlıdır. 2007 yılında sanayinin vergi öncesi %8 olan kar marjı, son yıllarda
sıfıra çok yaklaşmıştır. 2015 yılının ilk dokuz ayında ise - % 1,25 olmuştur.
Çin yönetimi teşvikleri ve diğer destekleri azaltır veya kaldırırsa çok daha
fazla Çin şirketi sıfır marj bölgesine girecektir.
Aşırı tedariğe bağlı olarak yoğunlaşan rekabet, emlak piyasasında
çöküş, artan finansal problemler ve katılaşan çevre yönetmelikleri ile karşı
karşıya olan çelik şirketlerinden zarar edenlerin sayısı giderek artmaktadır. 2007
yılında CISA üyesi 88 şirketin % 3’ü zararda iken, bu sayı 2013’de % 15’e,
Eylül 2015’de ise % 48,5’a fırlamıştır. Sanayide zengin daha zengin, fakir daha
fakir hale gelmektedir. Çelik sanayiinde komple bir yeniden yapılanma gereği
gündemdedir. Şimdiye kadar sadece büyüme odaklı bir yolda yürüyen Çin çelik
şirketleri kar marjlarındaki bu oranda sıkışmaya hazır değildir.
Globalizasyon, entegrasyon, demir dışı
metaller, yumuşak güç: Çin çelik endüstrisinin yeni normal dönemine yanıtları
“Yeni Normal” döneminde yeni bir rekabet paradigması ile
karşı karşıya olan Çin çelik sanayii bu krizi dört ana strateji üzerinden
aşmayı amaçlamaktadır.
Birincisi, çelik şirketleri aktif bir şekilde deniz aşırı
üretim üsleri oluşturmakta ve yurtiçi aşırı tedarik sorununu çözmek için ihraç
pazarları aramaktadır. Çin’in çelik ihracatında 2014 – 2015’de başlayan ani
yükseliş geçici bir olgu değildir. Çin çelik endüstrisinin globalleşmesinin bir
parçasıdır. Çin’in çelik sektöründeki deniz aşırı yatırımları Güneydoğu Asya ve
Afrika’daki gelişmekte olan ülkelerde uzun ve yassı ürünlere, Orta Amerika ve
ABD’deki petrol ve gaz projeleri için çelik borulara, Avrupa ve Kore’de
otomotiv çeliğinde çelik servis merkezlerine yoğunlaşmıştır.
İkincisi, çelik şirketleri bölgesel sınırları ve mevcut
mülkiyet çerçevelerini aşan bir entegrasyon ile hayatta kalmaya çalışmaktadır.
Çin çelik sektöründe 2008 -2013 yılları arasındaki birleşme ve satın almalar
devlete ait çelik şirketleri tarafından gerçekleştirilmişti. Ancak, 2013’den
beri özel sektör de bu faaliyetlerin içindedir. Gelecekte, hibrid mülkiyet
çerçeveleri devlete ait çelik şirketlerinde bir özelleştirme ile sonuçlanacak,
özel şirketler ve bölgeler birleşme ve satın almalarda daha aktif olacaktır.
Üçüncüsü, şirketler çelik pazarındaki sorunu telafi etmek
için çelik dışı işlere de odaklanmaktadır. Bazı çelik şirketleri çelik
sektöründeki açıklarını, çelik dışı işlerindeki olumlu sonuçlar ile
karşılamaktadır. CISA 203 ve 2014’de Çin çelik sanayiinin brüt karının %
90’ının çelik dışı işlerdeki karlar ile elde edildiğini tahmin etmektedir.
Halen Çin’in ana çelik şirketleri “1+α” adı verilen bir strateji
uygulayarak çelik dışı satışlarını artırmayı planlamaktadır.
Son olarak da, çelik sanayii karın en önemli iki kaynağı
olan, ileri teknoloji ve iyileştirilmiş ürün kalitesi yolu ile karlılığını
iyileştirmektedir. İlaveten, marka gücünü artırma, işletme teknolojilerini
güncelleme, iş modellerinde önemli değişiklikler yapma sureti ile yumuşak gücünü
birleştirmektedir. Çin çelik sektörü uzmanları geçmişin stratejileri olan tonaj
artışı ve sabit maliyetleri düşürme yolu ile geleneksel büyümeyi reddetmektedir.
Yeni dönemde, çelikte rekabet edilebilirlik ileri işletme teknolojilerine,
marka inovasyonuna ve bilişim hizmetlerine dayanmaktadır.
Global çelik sektörü Çin’in dönüşümüne hazır
mı?
2000’li yıllardan beri global çelik pazarına
yön veren Çin çelik sanayiindeki bu ayaklanma global çelik sanayiinde şok
dalgaları yaratmaktadır. Bir CISA yetkilisi beş ila on yıl içinde Çin çelik
sanayiinde çok önemli değişimler yaşanacağını tahmin etmektedir. Bunların en
önemlileri artan ihracat ve deniz aşırı pazarlara giriştir. Bu değişimin
işaretleri görülmektedir. Bu değişimler son zamanlarda önerilen Tek Kuşak, Tek
Yol çerçevesi ile bağlantılıdır. Çin yönetimi çelik sektörünün kapılarını
yabancı sermayeye açmıştır. Uzmanlar bu hamlenin Çin çelik sektöründe olumlu
etki yaratacağı görüşünde birleşmektedir. Geçmişte Çin çelik sektörünün
politikası yurtiçi talebi karşılamak, yeterli düzeyde ikili veya çok taraflı
ticaret yapmaktı. Bugün çok radikal biçimde globalizasyon yolunda
çalışılmaktadır. Tüm bunlar göz önüne alındığında, Çinli çelik üreticilerinin
ihracatı artırma ve deniz aşırı pazarlara girme çabalarının katlanarak devam
ederken Çin çelik pazarının daha da açılacağı düşünülmektedir. Global çelik
pazarının yarısını oluşturan bir ülke olan Çin’deki bu değişimlerin global
çelik sektöründe büyük çalkantılara neden olması kaçınılmazdır.
( Asian Steel Watch, Ocak 2016
sayısı - Dr. Ahn, Byung-kuk (Senior Principal Researcher, POSCO Research Institute) aynı
başlıklı yazısından derlenmiştir. )
Yorumlar
Yorum Gönder