Çelik Sektöründe 2017 - 19.Haftanın Öne Çıkanları

Çelik Sektöründe 2017 - 19.Haftanın Öne Çıkanları

BIR: 2016 Yılında Küresel Hurda Dış Ticareti 89.2 Milyon Ton Seviyesinde Gerçekleşti

Uluslararası Geri Dönüşüm Bürosu (BIR), 2016 yılının tamamına ilişkin dünya hurda tüketim ve ticaret verilerini içeren Mayıs 2017 raporunu yayımladı. Raporda, yılında % 8,2 oranında artışla 90,1 milyon ton ile hurda tüketimi 2011 yılından bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşan Çin’in, dünyanın en büyük hurda tüketicisi konumunda olduğu ifade edildi. 2016 yılında ABD, Japonya ve Türkiye’nin hurda tüketiminde artış görülürken, AB-28, Güney Kore ve Rusya’nın tüketimi azaldı.
2016 yılında Orta Doğu ve bazı Asya gibi hurda yoğun elektrik ark ocaklarının yaygın olduğu bölge/ülkelerde ham çelik üretiminin arttığı gözlendi. Rapora göre, geçtiğimiz yıl dünya çelik üretiminde hurda tüketimi, 2015 yılındaki 555 milyon tona kıyasla % 0,9 oranında artışla 560 milyon tona ulaştı. 2016 yılında dünya çapında ham çelik üretiminde hurda tüketim oranı % 34,4 seviyesindeyken, söz konusu oran, Çin’de % 11,1, AB-28’de % 54,4, ABD’de % 72,1, Japonya’da % 32, Güney Kore’de % 40, Türkiye’de % 78 ve Rusya’da % 24,3 seviyesinde gerçekleşti. Rapora göre, 2016 yılında ABD’nin hurda tüketimi % 0,4 oranında artışla 56,7 milyon tona çıktı. 2016 yılında Japonya’nın hurda tüketimi % 0,15 oranında artışla 33,6 milyon tona ulaşırken, geçtiğimiz yıl Güney Kore’nin hurda tüketimi % 8,2 oranında düşüşle 27,4 milyon tona yükseldi.

2016 yılında Türkiye’nin hurda tüketimi % 7,6 oranında artışla 25,9 milyon ton ile ham çelik üretimindeki artıştan (% 5,2) daha yüksek seviyede gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin ham çelik üretiminde hurda tüketim oranı % 76.4’den % 78’e çıktı. Rusya’nın hurda tüketimi ise % 0,4 oranında düşüşle 17,2 milyon tonda kaldı. Türkiye, dünyanın en büyük hurda ithalatçısı konumunu güçlendirdi Geçtiğimiz yıl deniz aşırı hurda alımları % 9 oranında artışla 17,7 milyon tona ulaşan Türkiye, dünyanın en büyük ithalatçısı konumunu güçlendirdi. 2016 yılında Güney Kore, ABD, Meksika ve Kanada’nın da hurda ithalatı yüksek seviyelerde gerçekleşirken, Hindistan, Tayvan, AB-28, Çin ve Belarus’un hurda ithalatında gerileme görüldü. Endonezya’nın hurda ithalatı ise geçtiğimiz değişmeyerek yıl aynı seviyede kaldı.

AB-28, dünyanın en büyük hurda ihracatçısı konumunu korudu 2016 yılında AB-28 içi ticaret de dâhil olmak üzere küresel hurda dış ticareti, 2015 yılına kıyasla % 1,1 oranında artışla 89,2 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl hurda ihracatı % 29.4 oranında artışla 17,8 milyon ton seviyesine ulaşan AB-28, dünyanın en büyük hurda ihracatçısı konumunu korudu. % 29 oranında artışla 10,4 milyon ton ile başlıca AB çıkışlı hurda alıcısı Türkiye oldu. AB-28’in Hindistan’a yönelik hurda ihracatında da artış görüldü; sözkonusu rotaya hurda ihracatı % 20,7 oranında artışla 1.74 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. 2016 yılında ABD’nin hurda ihracatı % 2 oranında artışla 9,64 milyon tona yükseldi; geçtiğimiz yıl Türkiye’nin ardından başlıca ABD çıkışlı hurda alıcıları, Meksika, Hindistan, Çin ve Kanada oldu. 2016 yılında Japonya’nın hurda ihracatı % 11,1 oranında artışla 8,7 milyon tona yükseldi. Geçtiğimiz yıl Japonya, en çok Güney Kore, Vietnam ve Çin’e hurda ihraç etti. (Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, 08 Mayıs 2017 )

Çelik Üretiminde Çift Haneli Artış

Türkiye'nin ham çelik üretimi bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,1 artarak 8,8 milyon tona ulaştı. Dünya Çelik Birliği verilerine göre, mart sonu itibarıyla Çin, 201,1 milyon ton ham çelik üretimiyle zirvede yer aldı. Türkiye bu dönemde dünyada en fazla çelik üreten 8. ülke konumunu korurken, ilk 10 arasında üretimini en fazla artıran ülke oldu. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, geçen yılın ilk çeyreğinde çelik üretiminin genel olarak düşük seyrettiğini söyledi. Türkiye'nin çelik üretiminin iyi olduğu dönemlerde aylık 3 milyon tona ulaştığını dile getiren Yayan, geçen yıl bu rakamın 2,4-2,7 milyon ton bandında seyrettiğini kaydetti. Bu yılın ilk çeyreğinde ise üretimin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,1 artarak 8,8 milyon tona ulaştığını ifade eden Yayan, "Böyle devam ederse yıl sonunda 35,2 milyon ton eder. Bu durum bizim açımızdan sevindirici ama hala geçmiş yıllardaki kayıpları telafi edemedik." dedi. Yayan, üretim artışının yurt içi tüketimdeki yüzde 10'luk daralmaya rağmen gerçekleştiğine dikkati çekerek, "Sektörün geçmiş kayıplarını telafi ettikten sonra, her yıl yüzde 6-7 bandında büyümesi gerekiyor ancak şu ana kadar gösterilen üretim performansını da küçümsemiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Sektörün 2012'den beri yaşadığı sıkıntıları geçen yılın sonlarından itibaren atlatmaya başladığını anlatan Yayan, diğer ülkelerin üretim artışında ithalata karşı aldıkları tedbirlerin etkili olduğunu, Türkiye'nin ise küresel gelişmeler ve sektörün rekabetçi gücünü geliştirmesi yönündeki çabalarıyla bu noktaya geldiğini belirtti.

"Katma değerli ürün ihracatımız arttı"

İhracat ve ithalat verileri hakkında da bilgi veren Yayan, ocak-mart döneminde ihracatın miktar bazında yaklaşık yüzde 20 artarak 5,2 milyon tona, değer bazında da yüzde 33,3 artışla 3,4 milyon dolara yükseldiğini söyledi. Yayan, aynı dönemde ithalatın miktar bazında yüzde 21 civarında azalarak 4 milyon tona, değer bazında da yüzde 4,2 düşüşle 2,7 milyon dolara gerilediğinin altını çizdi. İhracatta hem miktar hem de değer bazındaki artışın nedenlerine değinen Yayan, şunları kaydetti: "Yerli ürünlerin fiyatları dünya seviyesinde belirleniyor. Buna karşın bizim yapımızda birtakım değişiklikler söz konusu. Biz geçmişte ağırlıklı olarak yarı ürün ihraç ediyorduk, geldiğimiz noktada yassı ürün ihracatımızda bir hareketlenme var. Geçen yılın ilk 3 ayında 682 bin ton civarında olan yassı ürün ihracatımız bu yılın aynı döneminde yüzde 49 artışla 1 milyon 16 bin tona çıktı. Bu durum bizim katma değeri yüksek ürün satışımızın arttığını gösteriyor. Zaten geçen yıl 300 milyon dolar düzeyinde olan yassı ürün ihracatı yüzde 109 artışla 627,7 milyon dolara çıktı." İhracat artışının, yurt içi piyasayı bozan Çin, Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerin kendi zararlarının sürdürülemez olduğunu görmelerinden kaynaklandığı belirten Yayan, "Dünyanın diğer ülkeleri bu ülkelerden yapılan ithalata keskin bir reaksiyon gösterdiler. Söz konusu ülkeler de fiyatlarını normal piyasa fiyatlarına yükselttiler." ifadelerini kullandı.

Yayan, çelik sektöründe ilk çeyrek verilerinin yılın kalan bölümü için olumlu mesajlar verdiğini belirterek, "Bundan sonraki gelişim bizden kaynaklanabileceği gibi bizim dışımızdaki faktörlerden de olabilir. Örneğin Çinlilerin vereceği kararları etkileyebilecek durumda değiliz. Çinliler bu kararları kendi subjektif kriterlerine göre alıyor. Çin'deki mahalli idareler damping kararı alırlarsa küresel çelik piyasası yeniden alt üst olabilir." diye konuştu. ( Dünya, 08 Mayıs 2017 )

Sanjeev Gupta: Kesintilere Rağmen Çin’in Çelik Kapasitesinin Azalması Mümkün Görünmüyor

Liberty House’un, hükümetin kapasite kapatma faaliyetlerine rağmen Çin’in net çelik kapasitesinin azalmayacağını öngördüğü belirtiliyor. Liberty House Başkanı Sanjeev Gupta’nın, Çin’in geçtiğimiz yıl çelik kapasitesini 60 milyon ton seviyesinde kapattığı ve bu yıl kapasitesini 50 milyon ton seviyesinde devre dışı bırakmayı hedeflediğini, diğer taraftan ise yeni kapasiteleri devreye aldığını ifade ettiği kaydediliyor. Sanjeev Gupta’nın, Çin’in çelik kapasitesini sınırlandırmasının, büyük tesislerin kapasitelerini ve kapasite verimliliğini artırabileceği, öte yandan verimsiz kapasitenin sistemden çıkarılacağı anlamına geldiğini, aynı zamanda sözkonusu faaliyetlerin, Çin’in rekabet gücünü ve üretim verimliliğini artırdığını belirttiği aktarılıyor. ( SteelGuru, 08 Mayıs 2017 )

Çin Çeliği Dünyaya Akmaya Devam Edecek

Dünyanın en büyük çelik üreticisi Çin’in Batı ile çelik savaşı daha da kızışacak gözüyor. Türk çeliğinin dünyada önemli rakiplerinden olan Çin çeliğinin fiyatındaki artış son aylarda Türk çelik üreticisine rahat nefes aldırmıştı. Ancak Çin’de iç tüketimin hız kesmesi, Çin çeliğinin rotasının yeniden dünya piyasalarına çevirmesine neden olabilir. Uzmanlar, Batı ile çelik savaşına giren, anti-damping soruşturmalarıyla boğuşan Çin’in ihracatında yılın ilk döneminde yaşanan gerilemenin geçici olduğunu, iç talebin zirve yapması nedeniyle ihracatın artmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyorlar. Ocak-Mart döneminde, dünyanın en büyük çelik üreticisi konumunda bulunan Çin’in ham çelik üretimi, geçtiğimiz yılın ilk 3 aylık dönemine kıyasla yüzde 4,6 oranında artışla 201,1 milyon tona yükseldi. Ülkenin çelik ürünleri ihracatı ise aralık- şubat döneminde art arda 3 ay boyunca geriledi. Ancak uzmanlara göre bu durum geçici. Geçtiğimiz yıl küresel üretimin yarısını oluşturan 808 milyon ton üretimiyle dünyanın en büyük çelik endüstrisine sahip. Bugüne kadar Çin’deki dökümhanelerin üretiminin yüzde 90’ı iç piyasada kullanıldı. Ancak Financial Times’ta yer alan bir analize göre iç talep zirveye ulaştı. Ülkede ekonomik büyümenin hız kesmeye başlaması ve altyapı ile gayrimenkul inşaatlarının olgunlaşma dönemine girmesi daha fazla Çin çeliğinin dünya piyasalarına akması anlamına geliyor.

Çelik fiyatlarının artması atıl kapasiteyi devreye sokacak

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch de Çin’in ihracatındaki gerilemenin geçici olduğunu savunanlar arasında. Kuruluş, geçtiğimiz haftalar da yayınladığı raporda, Çin’in ihracatındaki düşüşün, küçük tesisler tarafından hurdadan üretilen ve inşaat sektöründe kullanılan ‘detiaogang’ olarak bilinen çelik ürününü Haziran 2017’de kadar piyasadan kaldırma politikasının ve hava kirliliğini kontrol için çelik üretiminin geçici olarak azaltılmasının geçici bir arz sıkışıklığı yaşanmasına yol açtığını ve bunun ihracatı azalttığını vurgulamıştı. Diğer yandan cari çelik fiyatlarının daha önce atıl olan çelik kapasitelerinin yeniden devreye alınmasına yol açacağı tahmin edilirken, bunun geçici arz açığının 6 ay içinde ortadan kalkacağını ve ihracatın yeniden artmasına, fiyatların ılımlılaşmasına yardım edeceği belirtiliyor. AB’nin üretiminin azalması Çin için fırsat Geçtiğimiz yıl Çin, üretiminin yüzde 14’ünü oluşturan 109 milyon ton çelik ihracatı gerçekleştirdi. Bu rakam, dünyanın en büyük çelik şirketi ArcelorMittal’in üretiminden fazla.

Çin’in çelik sektörü çok büyük olduğundan, ihracatındaki her yüzde 1’lik artış neredeyse ABD’nin çelik üreticilerinin toplam ihracatına denk geliyor. Çin, ABD’nin ithalatı için Çin büyük bir kaynak değil fakat AB için Çin, bir numaralı çelik kaynağı. AB üyelerinin yassı çelik ithalatının yüzde 32’si ve inşaatta kullanılan uzun çeliğin yüzde 17’si Çin’den geliyor. İç piyasada talebin azalmaya başlaması nedeniyle Çin, AB ve Avrupa dahil yeni pazar arayışlarında. Avrupa’da üretimin 2008 döneminin altına inmesi, Çin’in buraya yaptığı ihracatı artırması için fırsat sunuyor. Ayrıca Baosteel gibi Çinli büyük üreticilerin nükleer tesislerde ve petrol-gaz boru hatlarında kullanılan üst kalite çelik üretiminde büyümesi, bu segmentteki Batılı şirketlerin rekabet gücünü azaltıyor. Uzmanlar, Çin’in üretiminde keskin bir düşüş yaşanmadığı sürece Çin çeliğinin uzun bir süre daha dünya piyasalarını istila etmeye devam edeceği uyarısı yapıyor. Çelik fiyatında yüzde 45 artış sektörde satın almaları hızlandırdı Resesyondan çıkan küresel çelik sektöründe satın alma ve birleşmeler hızlanıyor. Dünyada çelik fiyatlarının 2015 sonundan bu yana yüzde 45 yükselmesi çelik şirketlerinin cazibesini artırdı. Avrupa’da zarar eden çelik şirketlerine bile milyarlarca dolar fiyat biçiliyor. Alman Thyssenkrupp, Brezilyalı CSA’yı 1.3 milyar dolara Ternium’a satarken, Hindistan merkezli Tata Steel, İngiltere ve Avrupa’daki bazı tesislerini Thyssenkrupp ile birleştirmeyi planlıyor. İtalyan Ilva da iki konsorsiyumun hedefi haline geldi. ArcelorMittel ve JSW’nin dahil olduğu bu konsorsiyumların Ilva için 4 milyar euroyu gözden çıkardığı belirtiliyor. ( Dünya, 08 Mayıs 2017 )

Çin’in İlk Çelik Sanayii Yeniden Yapılandırma Fonu Kuruldu

Nisan ayında, Çin’de arz tarafında reformları geliştirmek ve Çin çelik sanayinde yeniden yapılandırma ve yenileme faaliyetlerinde ilerleme kaydetme çabalarının bir parçası olarak, Çin çelik sanayiinin ilk yeniden yapılandırma fonu olan Siyuanhe Çelik Sanayii Yeniden Yapılandırma Fonu’nun kurulması amacıyla Şanghay’da çerçeve anlaşması imzalandı. Sözkonusu fon, China Baowu Steel Group, (% 25 hisse), WL Ross & Co (% 26 hisse), US-China Green Fund (% 24 hisse) ve China Merchants Group’un (% 24 hisse) 14.5 milyon dolar tutarındaki ilk yatırımı ile kuruldu. 5,80-11,61 milyar dolar tutarında olacağı öngörülen fon, Çin çelik sanayiine kapasite fazlalığını ortadan kaldırmak, yeniden yapılandırma sürecini hızlandırmak, çelik sanayiinin yoğunluğunu artırmak ve uluslararası işbirliği sağlamak amacı güdüyor. ( Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, 09 Mayıs 2017 )

Çin’de Ultra Güçlü Yeni Bir Çelik Kalitesi Geliştirildi

Şanghay’da bulunan Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, yeni bir ultra güçlü çelik alaşımı geliştirildiğini açıkladı. Yüksek kalite ultra güçlü çelik, havacılık, enerji, gelişmiş ekipman imalatı, savunma sanayii, yüksek hızlı tren gibi ileri teknoloji alanlarında büyük talep görüyor. Yeni geliştirilen çelik kalitesinin kimyasal bileşeni, maraging çeliğine kıyasla maliyeti, kobalt ve titanyum gibi yüksek maliyetli alaşımları, daha düşük maliyetli ve hafif olan alüminyum ile değiştirerek büyük ölçüde azaltıyor. (Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, 10 Mayıs 2017)

Çin, Endonezya’yı En Büyük Üçüncü Paslanmaz Çelik Üreticisi Yapabilir

Çin’in ferronikel ve paslanmaz çelik üretimine yatırımlarının, Endonezya’yı dünyanın en büyük paslanmaz çelik üreticisi ülkelerden biri haline getireceği duyuruluyor. Dünyanın en büyük çelik üreticisi konumundaki Çin’in, Endonezya’da şimdiye kadar 2,61 milyon tondan fazla nikel pik demir ya da ferronikel kapasitesini devreye aldığı, buna ek olarak Çin Paslanmaz Çelik Derneği’ne göre ilave 2,2 milyon ton kapasitenin de inşaat halinde olduğu aktarılıyor. Çin’de yerleşik en büyük paslanmaz çelik üreticisi Tsingshan Holdings’in, Sulawesi’de inşaatı devam etmekte olan 2 milyon ton kapasiteli projesinin mevcut olduğu, projenin 2017 yılının sonuna doğru devreye alınmasının beklendiği, bu yatırımın toplamda 579 milyon dolar tutarına ulaştığı ve söz konusu projenin Çin dışındaki ilk büyük Çin’e ait paslanmaz çelik kapasitesi olacağı kaydediliyor. (Kallanish, 10 Mayıs 2017 )

Tosyalı Holding'den ABD'li Şirketle Ortaklık

Tosyalı Holding, Osmaniye'de bulunan Tosçelik tesislerinde metal geri kazanım hizmetleri ve cüruf satışı için Amerikalı endüstri şirketi Harsco Corporation ile ortak girişim kurduğunu açıkladı.
Tosyalı'dan yapılan açıklamaya göre, katma değerli geri dönüşümü amaçlayan söz konusu işbirliği kapsamında iki şirket demir çelik fabrikalarında atıl olarak depolanan cürufu katma değerli ürünlere dönüştürecek. Açıklamada, kurulan ortak girişime ilişkin maddi bir değer yer almazken; söz konusu anlaşmayla birlikte Harsco'nun Türk çelik üretim sektörüne de ilk kez giriş yaptığı belirtildi.
Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, işbirliği ile Türk çelik sektörünün temel sorunlarından biri olan cürufun bertaraf edilmesi ve tekrar Türk ekonomisine kazandırılmasını hedeflediklerini belirterek, "Osmaniye'deki bu tesisimizin başarısı ile ülkemizin başka bölgelerinde de cüruf bertaraf tesislerinin sayılarını arttırmak için ortağımızla geleceğe dönük çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi ve ekledi:  "Bu projeyle yıllık 1,2 milyon ton cüruf atığının ekonomiye kazandırılacak olması, hem metal geri kazanım hem de yol yapımı, çimento üretimi ve gübre üretimi gibi sektörlere hammadde olacak agrega kullanımıyla cüruf depolama alanı ihtiyacı minimize edilecektir."

"Uzun Süreli Bir İlişki Olacak"

Harsco Metals & Minerals Bölüm Başkanı Chris Whistler ise “Bu işbirliği Türkiye ekonomisine ve Tosyalı Holding’in global gücüne inancımızın kanıtıdır. Dünya çapında uzmanlarla ortaklık konusunda güçlü bir inanca sahip oldukları için Tosyalı Grubu ile uzun süreli ve gelişen bir ilişkimiz olacağını düşünüyoruz. Ortak hedeflerimiz, uzun vadeli değer yaratma ve karşılıklı başarı olarak birbiriyle tamamıyla paraleldir" diye konuştu. ( NTV, 10 Mayıs 2017 )

Habaş, Yeni Elektrik Ark Ocağını Devreye Aldı

Türkiye’de faaliyet gösteren en büyük çelik üreticilerinden biri olan Habaş’ın, 3. elektrik ark ocağı projesini tamamladığı, firmanın yeni ocağının, mevcut 3 milyon ton kapasitesine ek olarak 1,5 milyon ton ham çelik üretim kapasiteli olduğu bildiriliyor. Böylece, yeni elektrik ark ocağının, üreticinin ithal yarı ürünlere yönelik bağımlılığını azaltacağı vurgulanıyor. ( Metal Expert, 11 Mayıs 2017 )

Dalbeler: Çelik Üretiminin Gelişen Ülkelere Kayması Türkiye İçin Ciddi Bir Fırsat

11 Mayıs tarihinde İstanbul’da düzenlenen 5. YİSAD Yassı Çelik Konferansı SteelOrbis Piyasa Sohbetleri’nin ilk oturumunda konuşan Çolakoğlu Metalürji genel müdür Uğur Dalbeler, 2016 yılında dünya çelik üretiminde görülen artışın çoğunlukla Asya ülkelerindeki üretim artışından kaynaklandığını ifade ederek, 15 sene önce dünyadaki çelik üretimin %42’sini oluşturan Asya ülkelerinin 2016 yılında global üretimdeki payının %70’lere yükseldiğine dikkat çekti. Artık çelik üretiminin gelişmiş ülkelerden gelişen ülkelere kaymaya başladığını bunun da Türkiye için çok ciddi bir fırsat doğurduğunu dile getirdi. Dalbeler, çelik tüketimine bakıldığında yine Asya ülkelerinin global tüketimdeki payının 15 sene içinde %44’ten %65 seviyesine çıktığını, dünyada çelik tüketiminin bu yıl %1,3, 2018 yılında ise %0,9 artmasının beklendiğini ifade etti. Öte yandan, Asya ülkelerinde çelik tüketimi yavaşlamaya başladı. Asya’da bu sene çelik tüketiminin %1 artması, 2018’de ise %0,1 düşmesi beklenirken, Çin’in çelik tüketimin 2018’de %2 küçüleceği öngörülüyor. Dalbeler, Çin hariç dünya genelinde çelik tüketimindeki büyüme beklentisinin bu yıl %2,4, 2018 yılında ise %3,1 oranlarında yer aldığını, Türkiye’nin çelik tüketiminde ise 2017 yılında %3, 2018 yılında %4 artış öngörüldüğünü sözlerine ekledi.

Türkiye’de kurulu sıcak haddeleme kapasitesinin 20 milyon mt seviyesinde olduğunu ancak kapasite kullanımının %50’nin biraz üzerinde bulunduğunu söylerken, 2017 itibarıyla bu oranın artmasını umduklarını belirtti. İlk çeyrekte Türkiye’nin yassı çelik tüketiminin %2,6 artışla 4,31 milyon mt, üretimin ise %30 artışla 3,3 milyon mt seviyesine çıktığını kaydeden Çolakoğlu Metalurji genel müdürü, 2016 yılında Türkiye’nin çelik ihracatında dünya genelinde 16,5 milyon mt ile 9. sırada, ihracat değerinin 9,1 milyar $ ile 13. sırada yer aldığını belirtti. Dalbeler, Türkiye’nin coğrafi konumunun lojistik açıdan sağladığı fırsatların, tesislerin deniz kenarında bulunmasının rakiplere kıyasla yarattığı avantajın ve iç piyasadaki güçlü çelik talebinin Türk çelik sektörünün güçlü yanlarını oluşturduğunu ifade ederken, sıvı çelik üretiminde hammaddede dışa bağımlı olmasının, şirket ve üretim tesislerinin küçük ölçekli olmasının, çelik tüketen sektörlerle çelik sektörü arasındaki iş birliğinin eksikliği gibi konuların ise zayıf yönlerini oluşturduğunu söyledi.

Yassı çelik kullanan sektörlere yönelik de değerlendirmelerde bulunan Uğur Dalbeler, 2017-18 döneminde petrol fiyatlarının ılımlı bir artış göstermesi beklenirken, OPEC’in petrol üretim kısıntılarına rağmen 2010-2012 döneminde görülen yüksek seviyelere ulaşmasının mümkün görünmediğini ifade etti. Öte yandan Dalbeler, gelişmiş ülkelerdeki tüketim odaklı toparlanma, düşük petrol fiyatları ve bazı ülkelerde otomobil alımlarını destekleyen hükümet programları sayesinde zirveye ulaşan otomotiv sektörünün önümüzdeki dönemde yavaşlamasının beklendiğini belirtti. (SteelOrbis, 12 Mayıs 2017 )



( TÇÜD Günlük Bültenleri’nde yer alan, bir önceki haftanın gelişmelerinden derlenmektedir. )


www.muctebabekcan.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülkemiz Demir Çelik Sektöründe Sonu Hazin Biten Bir Proje - Sivas Demir Çelik ( Sidemir )

DÖRDÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1979-1983 DEMİR ÇELİK SANAYİİ

ÜÇÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1973 - 1977 DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ