Çelik Sektöründe 2017 - 19.Haftanın Öne Çıkanları
BIR: 2016 Yılında
Küresel Hurda Dış Ticareti 89.2 Milyon Ton Seviyesinde Gerçekleşti
Uluslararası Geri Dönüşüm Bürosu (BIR), 2016 yılının
tamamına ilişkin dünya hurda tüketim ve ticaret verilerini içeren Mayıs 2017
raporunu yayımladı. Raporda, yılında % 8,2 oranında artışla 90,1 milyon ton ile
hurda tüketimi 2011 yılından bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşan Çin’in,
dünyanın en büyük hurda tüketicisi konumunda olduğu ifade edildi. 2016 yılında
ABD, Japonya ve Türkiye’nin hurda tüketiminde artış görülürken, AB-28, Güney
Kore ve Rusya’nın tüketimi azaldı.
2016 yılında Orta Doğu ve bazı Asya gibi hurda yoğun
elektrik ark ocaklarının yaygın olduğu bölge/ülkelerde ham çelik üretiminin
arttığı gözlendi. Rapora göre, geçtiğimiz yıl dünya çelik üretiminde hurda
tüketimi, 2015 yılındaki 555 milyon tona kıyasla % 0,9 oranında artışla 560
milyon tona ulaştı. 2016 yılında dünya çapında ham çelik üretiminde hurda
tüketim oranı % 34,4 seviyesindeyken, söz konusu oran, Çin’de % 11,1, AB-28’de
% 54,4, ABD’de % 72,1, Japonya’da % 32, Güney Kore’de % 40, Türkiye’de % 78 ve
Rusya’da % 24,3 seviyesinde gerçekleşti. Rapora göre, 2016 yılında ABD’nin
hurda tüketimi % 0,4 oranında artışla 56,7 milyon tona çıktı. 2016 yılında
Japonya’nın hurda tüketimi % 0,15 oranında artışla 33,6 milyon tona ulaşırken,
geçtiğimiz yıl Güney Kore’nin hurda tüketimi % 8,2 oranında düşüşle 27,4 milyon
tona yükseldi.
2016 yılında Türkiye’nin hurda tüketimi % 7,6 oranında
artışla 25,9 milyon ton ile ham çelik üretimindeki artıştan (% 5,2) daha yüksek
seviyede gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin ham çelik üretiminde hurda
tüketim oranı % 76.4’den % 78’e çıktı. Rusya’nın hurda tüketimi ise % 0,4
oranında düşüşle 17,2 milyon tonda kaldı. Türkiye, dünyanın en büyük hurda
ithalatçısı konumunu güçlendirdi Geçtiğimiz yıl deniz aşırı hurda alımları % 9
oranında artışla 17,7 milyon tona ulaşan Türkiye, dünyanın en büyük ithalatçısı
konumunu güçlendirdi. 2016 yılında Güney Kore, ABD, Meksika ve Kanada’nın da
hurda ithalatı yüksek seviyelerde gerçekleşirken, Hindistan, Tayvan, AB-28, Çin
ve Belarus’un hurda ithalatında gerileme görüldü. Endonezya’nın hurda ithalatı
ise geçtiğimiz değişmeyerek yıl aynı seviyede kaldı.
AB-28, dünyanın en büyük hurda ihracatçısı konumunu korudu
2016 yılında AB-28 içi ticaret de dâhil olmak üzere küresel hurda dış ticareti,
2015 yılına kıyasla % 1,1 oranında artışla 89,2 milyon ton seviyesinde
gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl hurda ihracatı % 29.4 oranında artışla 17,8 milyon
ton seviyesine ulaşan AB-28, dünyanın en büyük hurda ihracatçısı konumunu
korudu. % 29 oranında artışla 10,4 milyon ton ile başlıca AB çıkışlı hurda
alıcısı Türkiye oldu. AB-28’in Hindistan’a yönelik hurda ihracatında da artış
görüldü; sözkonusu rotaya hurda ihracatı % 20,7 oranında artışla 1.74 milyon
ton seviyesinde gerçekleşti. 2016 yılında ABD’nin hurda ihracatı % 2 oranında
artışla 9,64 milyon tona yükseldi; geçtiğimiz yıl Türkiye’nin ardından başlıca
ABD çıkışlı hurda alıcıları, Meksika, Hindistan, Çin ve Kanada oldu. 2016
yılında Japonya’nın hurda ihracatı % 11,1 oranında artışla 8,7 milyon tona
yükseldi. Geçtiğimiz yıl Japonya, en çok Güney Kore, Vietnam ve Çin’e hurda
ihraç etti. (Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, 08 Mayıs 2017 )
Çelik Üretiminde Çift
Haneli Artış
Türkiye'nin ham çelik üretimi bu yılın ilk çeyreğinde geçen
yılın aynı dönemine göre yüzde 14,1 artarak 8,8 milyon tona ulaştı. Dünya Çelik
Birliği verilerine göre, mart sonu itibarıyla Çin, 201,1 milyon ton ham çelik
üretimiyle zirvede yer aldı. Türkiye bu dönemde dünyada en fazla çelik üreten
8. ülke konumunu korurken, ilk 10 arasında üretimini en fazla artıran ülke
oldu. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan,
geçen yılın ilk çeyreğinde çelik üretiminin genel olarak düşük seyrettiğini
söyledi. Türkiye'nin çelik üretiminin iyi olduğu dönemlerde aylık 3 milyon tona
ulaştığını dile getiren Yayan, geçen yıl bu rakamın 2,4-2,7 milyon ton bandında
seyrettiğini kaydetti. Bu yılın ilk çeyreğinde ise üretimin geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 14,1 artarak 8,8 milyon tona ulaştığını ifade eden Yayan,
"Böyle devam ederse yıl sonunda 35,2 milyon ton eder. Bu durum bizim
açımızdan sevindirici ama hala geçmiş yıllardaki kayıpları telafi
edemedik." dedi. Yayan, üretim artışının yurt içi tüketimdeki yüzde 10'luk
daralmaya rağmen gerçekleştiğine dikkati çekerek, "Sektörün geçmiş
kayıplarını telafi ettikten sonra, her yıl yüzde 6-7 bandında büyümesi
gerekiyor ancak şu ana kadar gösterilen üretim performansını da
küçümsemiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Sektörün 2012'den beri yaşadığı sıkıntıları geçen yılın
sonlarından itibaren atlatmaya başladığını anlatan Yayan, diğer ülkelerin
üretim artışında ithalata karşı aldıkları tedbirlerin etkili olduğunu,
Türkiye'nin ise küresel gelişmeler ve sektörün rekabetçi gücünü geliştirmesi
yönündeki çabalarıyla bu noktaya geldiğini belirtti.
"Katma değerli ürün ihracatımız arttı"
İhracat ve ithalat verileri hakkında da bilgi veren Yayan,
ocak-mart döneminde ihracatın miktar bazında yaklaşık yüzde 20 artarak 5,2
milyon tona, değer bazında da yüzde 33,3 artışla 3,4 milyon dolara yükseldiğini
söyledi. Yayan, aynı dönemde ithalatın miktar bazında yüzde 21 civarında
azalarak 4 milyon tona, değer bazında da yüzde 4,2 düşüşle 2,7 milyon dolara
gerilediğinin altını çizdi. İhracatta hem miktar hem de değer bazındaki artışın
nedenlerine değinen Yayan, şunları kaydetti: "Yerli ürünlerin fiyatları
dünya seviyesinde belirleniyor. Buna karşın bizim yapımızda birtakım
değişiklikler söz konusu. Biz geçmişte ağırlıklı olarak yarı ürün ihraç
ediyorduk, geldiğimiz noktada yassı ürün ihracatımızda bir hareketlenme var.
Geçen yılın ilk 3 ayında 682 bin ton civarında olan yassı ürün ihracatımız bu
yılın aynı döneminde yüzde 49 artışla 1 milyon 16 bin tona çıktı. Bu durum
bizim katma değeri yüksek ürün satışımızın arttığını gösteriyor. Zaten geçen
yıl 300 milyon dolar düzeyinde olan yassı ürün ihracatı yüzde 109 artışla 627,7
milyon dolara çıktı." İhracat artışının, yurt içi piyasayı bozan Çin,
Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerin kendi zararlarının sürdürülemez olduğunu
görmelerinden kaynaklandığı belirten Yayan, "Dünyanın diğer ülkeleri bu ülkelerden
yapılan ithalata keskin bir reaksiyon gösterdiler. Söz konusu ülkeler de
fiyatlarını normal piyasa fiyatlarına yükselttiler." ifadelerini kullandı.
Yayan, çelik sektöründe ilk çeyrek verilerinin yılın kalan
bölümü için olumlu mesajlar verdiğini belirterek, "Bundan sonraki gelişim
bizden kaynaklanabileceği gibi bizim dışımızdaki faktörlerden de olabilir.
Örneğin Çinlilerin vereceği kararları etkileyebilecek durumda değiliz. Çinliler
bu kararları kendi subjektif kriterlerine göre alıyor. Çin'deki mahalli idareler
damping kararı alırlarsa küresel çelik piyasası yeniden alt üst olabilir."
diye konuştu. ( Dünya, 08 Mayıs 2017 )
Sanjeev Gupta:
Kesintilere Rağmen Çin’in Çelik Kapasitesinin Azalması Mümkün Görünmüyor
Liberty House’un, hükümetin kapasite kapatma faaliyetlerine
rağmen Çin’in net çelik kapasitesinin azalmayacağını öngördüğü belirtiliyor.
Liberty House Başkanı Sanjeev Gupta’nın, Çin’in geçtiğimiz yıl çelik
kapasitesini 60 milyon ton seviyesinde kapattığı ve bu yıl kapasitesini 50
milyon ton seviyesinde devre dışı bırakmayı hedeflediğini, diğer taraftan ise
yeni kapasiteleri devreye aldığını ifade ettiği kaydediliyor. Sanjeev
Gupta’nın, Çin’in çelik kapasitesini sınırlandırmasının, büyük tesislerin
kapasitelerini ve kapasite verimliliğini artırabileceği, öte yandan verimsiz
kapasitenin sistemden çıkarılacağı anlamına geldiğini, aynı zamanda sözkonusu
faaliyetlerin, Çin’in rekabet gücünü ve üretim verimliliğini artırdığını
belirttiği aktarılıyor. ( SteelGuru, 08 Mayıs 2017 )
Çin Çeliği Dünyaya
Akmaya Devam Edecek
Dünyanın en büyük çelik üreticisi Çin’in Batı ile çelik
savaşı daha da kızışacak gözüyor. Türk çeliğinin dünyada önemli rakiplerinden
olan Çin çeliğinin fiyatındaki artış son aylarda Türk çelik üreticisine rahat
nefes aldırmıştı. Ancak Çin’de iç tüketimin hız kesmesi, Çin çeliğinin
rotasının yeniden dünya piyasalarına çevirmesine neden olabilir. Uzmanlar, Batı
ile çelik savaşına giren, anti-damping soruşturmalarıyla boğuşan Çin’in
ihracatında yılın ilk döneminde yaşanan gerilemenin geçici olduğunu, iç talebin
zirve yapması nedeniyle ihracatın artmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyorlar.
Ocak-Mart döneminde, dünyanın en büyük çelik üreticisi konumunda bulunan Çin’in
ham çelik üretimi, geçtiğimiz yılın ilk 3 aylık dönemine kıyasla yüzde 4,6
oranında artışla 201,1 milyon tona yükseldi. Ülkenin çelik ürünleri ihracatı
ise aralık- şubat döneminde art arda 3 ay boyunca geriledi. Ancak uzmanlara
göre bu durum geçici. Geçtiğimiz yıl küresel üretimin yarısını oluşturan 808
milyon ton üretimiyle dünyanın en büyük çelik endüstrisine sahip. Bugüne kadar
Çin’deki dökümhanelerin üretiminin yüzde 90’ı iç piyasada kullanıldı. Ancak
Financial Times’ta yer alan bir analize göre iç talep zirveye ulaştı. Ülkede
ekonomik büyümenin hız kesmeye başlaması ve altyapı ile gayrimenkul
inşaatlarının olgunlaşma dönemine girmesi daha fazla Çin çeliğinin dünya
piyasalarına akması anlamına geliyor.
Çelik fiyatlarının artması atıl kapasiteyi devreye sokacak
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch de Çin’in
ihracatındaki gerilemenin geçici olduğunu savunanlar arasında. Kuruluş,
geçtiğimiz haftalar da yayınladığı raporda, Çin’in ihracatındaki düşüşün, küçük
tesisler tarafından hurdadan üretilen ve inşaat sektöründe kullanılan
‘detiaogang’ olarak bilinen çelik ürününü Haziran 2017’de kadar piyasadan
kaldırma politikasının ve hava kirliliğini kontrol için çelik üretiminin geçici
olarak azaltılmasının geçici bir arz sıkışıklığı yaşanmasına yol açtığını ve
bunun ihracatı azalttığını vurgulamıştı. Diğer yandan cari çelik fiyatlarının daha
önce atıl olan çelik kapasitelerinin yeniden devreye alınmasına yol açacağı
tahmin edilirken, bunun geçici arz açığının 6 ay içinde ortadan kalkacağını ve
ihracatın yeniden artmasına, fiyatların ılımlılaşmasına yardım edeceği
belirtiliyor. AB’nin üretiminin azalması Çin için fırsat Geçtiğimiz yıl Çin,
üretiminin yüzde 14’ünü oluşturan 109 milyon ton çelik ihracatı gerçekleştirdi.
Bu rakam, dünyanın en büyük çelik şirketi ArcelorMittal’in üretiminden fazla.
Çin’in çelik sektörü çok büyük olduğundan, ihracatındaki her
yüzde 1’lik artış neredeyse ABD’nin çelik üreticilerinin toplam ihracatına denk
geliyor. Çin, ABD’nin ithalatı için Çin büyük bir kaynak değil fakat AB için
Çin, bir numaralı çelik kaynağı. AB üyelerinin yassı çelik ithalatının yüzde
32’si ve inşaatta kullanılan uzun çeliğin yüzde 17’si Çin’den geliyor. İç
piyasada talebin azalmaya başlaması nedeniyle Çin, AB ve Avrupa dahil yeni
pazar arayışlarında. Avrupa’da üretimin 2008 döneminin altına inmesi, Çin’in
buraya yaptığı ihracatı artırması için fırsat sunuyor. Ayrıca Baosteel gibi
Çinli büyük üreticilerin nükleer tesislerde ve petrol-gaz boru hatlarında
kullanılan üst kalite çelik üretiminde büyümesi, bu segmentteki Batılı
şirketlerin rekabet gücünü azaltıyor. Uzmanlar, Çin’in üretiminde keskin bir
düşüş yaşanmadığı sürece Çin çeliğinin uzun bir süre daha dünya piyasalarını
istila etmeye devam edeceği uyarısı yapıyor. Çelik fiyatında yüzde 45 artış
sektörde satın almaları hızlandırdı Resesyondan çıkan küresel çelik sektöründe
satın alma ve birleşmeler hızlanıyor. Dünyada çelik fiyatlarının 2015 sonundan
bu yana yüzde 45 yükselmesi çelik şirketlerinin cazibesini artırdı. Avrupa’da
zarar eden çelik şirketlerine bile milyarlarca dolar fiyat biçiliyor. Alman
Thyssenkrupp, Brezilyalı CSA’yı 1.3 milyar dolara Ternium’a satarken, Hindistan
merkezli Tata Steel, İngiltere ve Avrupa’daki bazı tesislerini Thyssenkrupp ile
birleştirmeyi planlıyor. İtalyan Ilva da iki konsorsiyumun hedefi haline geldi.
ArcelorMittel ve JSW’nin dahil olduğu bu konsorsiyumların Ilva için 4 milyar
euroyu gözden çıkardığı belirtiliyor. ( Dünya, 08 Mayıs 2017 )
Çin’in İlk Çelik
Sanayii Yeniden Yapılandırma Fonu Kuruldu
Nisan ayında, Çin’de arz tarafında reformları geliştirmek ve
Çin çelik sanayinde yeniden yapılandırma ve yenileme faaliyetlerinde ilerleme
kaydetme çabalarının bir parçası olarak, Çin çelik sanayiinin ilk yeniden
yapılandırma fonu olan Siyuanhe Çelik Sanayii Yeniden Yapılandırma Fonu’nun
kurulması amacıyla Şanghay’da çerçeve anlaşması imzalandı. Sözkonusu fon, China
Baowu Steel Group, (% 25 hisse), WL Ross & Co (% 26 hisse), US-China Green
Fund (% 24 hisse) ve China Merchants Group’un (% 24 hisse) 14.5 milyon dolar
tutarındaki ilk yatırımı ile kuruldu. 5,80-11,61 milyar dolar tutarında olacağı
öngörülen fon, Çin çelik sanayiine kapasite fazlalığını ortadan kaldırmak,
yeniden yapılandırma sürecini hızlandırmak, çelik sanayiinin yoğunluğunu
artırmak ve uluslararası işbirliği sağlamak amacı güdüyor. ( Türkiye Çelik
Üreticileri Derneği, 09 Mayıs 2017 )
Çin’de Ultra Güçlü Yeni
Bir Çelik Kalitesi Geliştirildi
Şanghay’da bulunan Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, yeni bir
ultra güçlü çelik alaşımı geliştirildiğini açıkladı. Yüksek kalite ultra güçlü
çelik, havacılık, enerji, gelişmiş ekipman imalatı, savunma sanayii, yüksek
hızlı tren gibi ileri teknoloji alanlarında büyük talep görüyor. Yeni
geliştirilen çelik kalitesinin kimyasal bileşeni, maraging çeliğine kıyasla
maliyeti, kobalt ve titanyum gibi yüksek maliyetli alaşımları, daha düşük
maliyetli ve hafif olan alüminyum ile değiştirerek büyük ölçüde azaltıyor.
(Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, 10 Mayıs 2017)
Çin, Endonezya’yı En
Büyük Üçüncü Paslanmaz Çelik Üreticisi Yapabilir
Çin’in ferronikel ve paslanmaz çelik üretimine
yatırımlarının, Endonezya’yı dünyanın en büyük paslanmaz çelik üreticisi
ülkelerden biri haline getireceği duyuruluyor. Dünyanın en büyük çelik
üreticisi konumundaki Çin’in, Endonezya’da şimdiye kadar 2,61 milyon tondan
fazla nikel pik demir ya da ferronikel kapasitesini devreye aldığı, buna ek
olarak Çin Paslanmaz Çelik Derneği’ne göre ilave 2,2 milyon ton kapasitenin de
inşaat halinde olduğu aktarılıyor. Çin’de yerleşik en büyük paslanmaz çelik
üreticisi Tsingshan Holdings’in, Sulawesi’de inşaatı devam etmekte olan 2
milyon ton kapasiteli projesinin mevcut olduğu, projenin 2017 yılının sonuna
doğru devreye alınmasının beklendiği, bu yatırımın toplamda 579 milyon dolar
tutarına ulaştığı ve söz konusu projenin Çin dışındaki ilk büyük Çin’e ait
paslanmaz çelik kapasitesi olacağı kaydediliyor. (Kallanish, 10 Mayıs 2017 )
Tosyalı Holding'den
ABD'li Şirketle Ortaklık
Tosyalı Holding, Osmaniye'de bulunan Tosçelik tesislerinde
metal geri kazanım hizmetleri ve cüruf satışı için Amerikalı endüstri şirketi
Harsco Corporation ile ortak girişim kurduğunu açıkladı.
Tosyalı'dan yapılan açıklamaya göre, katma değerli geri
dönüşümü amaçlayan söz konusu işbirliği kapsamında iki şirket demir çelik
fabrikalarında atıl olarak depolanan cürufu katma değerli ürünlere
dönüştürecek. Açıklamada, kurulan ortak girişime ilişkin maddi bir değer yer
almazken; söz konusu anlaşmayla birlikte Harsco'nun Türk çelik üretim sektörüne
de ilk kez giriş yaptığı belirtildi.
Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı,
işbirliği ile Türk çelik sektörünün temel sorunlarından biri olan cürufun
bertaraf edilmesi ve tekrar Türk ekonomisine kazandırılmasını hedeflediklerini
belirterek, "Osmaniye'deki bu tesisimizin başarısı ile ülkemizin başka
bölgelerinde de cüruf bertaraf tesislerinin sayılarını arttırmak için
ortağımızla geleceğe dönük çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi ve
ekledi: "Bu projeyle yıllık 1,2
milyon ton cüruf atığının ekonomiye kazandırılacak olması, hem metal geri
kazanım hem de yol yapımı, çimento üretimi ve gübre üretimi gibi sektörlere
hammadde olacak agrega kullanımıyla cüruf depolama alanı ihtiyacı minimize
edilecektir."
"Uzun Süreli Bir İlişki Olacak"
Harsco Metals & Minerals Bölüm Başkanı Chris Whistler
ise “Bu işbirliği Türkiye ekonomisine ve Tosyalı Holding’in global gücüne
inancımızın kanıtıdır. Dünya çapında uzmanlarla ortaklık konusunda güçlü bir
inanca sahip oldukları için Tosyalı Grubu ile uzun süreli ve gelişen bir
ilişkimiz olacağını düşünüyoruz. Ortak hedeflerimiz, uzun vadeli değer yaratma
ve karşılıklı başarı olarak birbiriyle tamamıyla paraleldir" diye konuştu.
( NTV, 10 Mayıs 2017 )
Habaş, Yeni Elektrik
Ark Ocağını Devreye Aldı
Türkiye’de faaliyet gösteren en büyük çelik üreticilerinden
biri olan Habaş’ın, 3. elektrik ark ocağı projesini tamamladığı, firmanın yeni
ocağının, mevcut 3 milyon ton kapasitesine ek olarak 1,5 milyon ton ham çelik
üretim kapasiteli olduğu bildiriliyor. Böylece, yeni elektrik ark ocağının,
üreticinin ithal yarı ürünlere yönelik bağımlılığını azaltacağı vurgulanıyor. (
Metal Expert, 11 Mayıs 2017 )
Dalbeler: Çelik
Üretiminin Gelişen Ülkelere Kayması Türkiye İçin Ciddi Bir Fırsat
11 Mayıs tarihinde İstanbul’da düzenlenen 5. YİSAD Yassı
Çelik Konferansı SteelOrbis Piyasa Sohbetleri’nin ilk oturumunda konuşan
Çolakoğlu Metalürji genel müdür Uğur Dalbeler, 2016 yılında dünya çelik üretiminde
görülen artışın çoğunlukla Asya ülkelerindeki üretim artışından kaynaklandığını
ifade ederek, 15 sene önce dünyadaki çelik üretimin %42’sini oluşturan Asya
ülkelerinin 2016 yılında global üretimdeki payının %70’lere yükseldiğine dikkat
çekti. Artık çelik üretiminin gelişmiş ülkelerden gelişen ülkelere kaymaya
başladığını bunun da Türkiye için çok ciddi bir fırsat doğurduğunu dile
getirdi. Dalbeler, çelik tüketimine bakıldığında yine Asya ülkelerinin global
tüketimdeki payının 15 sene içinde %44’ten %65 seviyesine çıktığını, dünyada
çelik tüketiminin bu yıl %1,3, 2018 yılında ise %0,9 artmasının beklendiğini
ifade etti. Öte yandan, Asya ülkelerinde çelik tüketimi yavaşlamaya başladı.
Asya’da bu sene çelik tüketiminin %1 artması, 2018’de ise %0,1 düşmesi
beklenirken, Çin’in çelik tüketimin 2018’de %2 küçüleceği öngörülüyor.
Dalbeler, Çin hariç dünya genelinde çelik tüketimindeki büyüme beklentisinin bu
yıl %2,4, 2018 yılında ise %3,1 oranlarında yer aldığını, Türkiye’nin çelik
tüketiminde ise 2017 yılında %3, 2018 yılında %4 artış öngörüldüğünü sözlerine
ekledi.
Türkiye’de kurulu sıcak haddeleme kapasitesinin 20 milyon mt
seviyesinde olduğunu ancak kapasite kullanımının %50’nin biraz üzerinde
bulunduğunu söylerken, 2017 itibarıyla bu oranın artmasını umduklarını
belirtti. İlk çeyrekte Türkiye’nin yassı çelik tüketiminin %2,6 artışla 4,31
milyon mt, üretimin ise %30 artışla 3,3 milyon mt seviyesine çıktığını kaydeden
Çolakoğlu Metalurji genel müdürü, 2016 yılında Türkiye’nin çelik ihracatında
dünya genelinde 16,5 milyon mt ile 9. sırada, ihracat değerinin 9,1 milyar $
ile 13. sırada yer aldığını belirtti. Dalbeler, Türkiye’nin coğrafi konumunun
lojistik açıdan sağladığı fırsatların, tesislerin deniz kenarında bulunmasının
rakiplere kıyasla yarattığı avantajın ve iç piyasadaki güçlü çelik talebinin
Türk çelik sektörünün güçlü yanlarını oluşturduğunu ifade ederken, sıvı çelik
üretiminde hammaddede dışa bağımlı olmasının, şirket ve üretim tesislerinin
küçük ölçekli olmasının, çelik tüketen sektörlerle çelik sektörü arasındaki iş
birliğinin eksikliği gibi konuların ise zayıf yönlerini oluşturduğunu söyledi.
Yassı çelik kullanan sektörlere yönelik de
değerlendirmelerde bulunan Uğur Dalbeler, 2017-18 döneminde petrol fiyatlarının
ılımlı bir artış göstermesi beklenirken, OPEC’in petrol üretim kısıntılarına
rağmen 2010-2012 döneminde görülen yüksek seviyelere ulaşmasının mümkün
görünmediğini ifade etti. Öte yandan Dalbeler, gelişmiş ülkelerdeki tüketim
odaklı toparlanma, düşük petrol fiyatları ve bazı ülkelerde otomobil alımlarını
destekleyen hükümet programları sayesinde zirveye ulaşan otomotiv sektörünün
önümüzdeki dönemde yavaşlamasının beklendiğini belirtti. (SteelOrbis, 12 Mayıs
2017 )
Yorumlar
Yorum Gönder