Çelik Sektöründe 2017 - 41.Haftanın Öne Çıkanları
İran İlk Grafit
Elektrot Tesisini Kurmak İçin Ortaklık Kurdu
Grafit elektrot fiyatlarındaki yukarı yönlü eğilimin İranlı
çelik üreticilerinin üretim maliyetlerini en az 10 $/ton yükselttiği, resmi
verilere göre ark ocaklarında üretilen çeliğin maliyetlerinin kilogram başına 0,12
$ seviyesinde olduğu bildiriliyor. Ülkede çelik üretiminin, % 85’inden
fazlasının elektrik ark ocaklarında gerçekleştiği göz önünde bulundurularak
elektrot kıtlığının yerli tesisler için hassas bir mesele haline geldiği ve söz
konusu kıtlığın çelik fiyatlarını önemli ölçüde etkilediği haber veriliyor.
Elektrot arzı ile ilgili söz konusu sorunu çözebilmek için İran’ın kendi
elektrot üretimini yapmayı hedeflediği, sanayi uzamlarına göre İran’ın mevcut
durumda yılda 40.000-50.000 ton elektrota ihtiyaç duyduğu bildiriliyor. IMIDRO,
Mobarakeh ve Khorasan Steel’in grafit elektrot üretimi için ortak girişimi olan
Novin Electrode Company’ye 200 milyon dolar yatırım yapılacağı, tesisin,
bir-iki yıl içinde faaliyete başlamasının beklendiği ve kapasitesinin 45.000
ton seviyesinde olacağının tahmin edildiği kaydediliyor. ( Metal Expert, 09
Ekim 2017 )
Murat Eryılmaz:
Türkiye Hala En Büyük Hurda İthalatçısı Ancak Çin Ezber Bozabilir
5 Ekim’de Sesto San Giovanni, Milan’da gerçekleşen Assofermet
toplantısında konuşan SteelOrbis Genel Müdürü Murat Eryılmaz, özellikle
Türkiye'ye odaklanarak uluslararası hurda piyasasından bahsetti. Türkiye’nin
hala dünyanın en büyük hurda ithalatçısı olduğuna dikkat çeken SteelOrbis Genel
Müdürü, Çin’in neden olduğu rekabet sebebiyle ülkenin ham çelik üretiminin
2012-2015 yılları arasında düştüğünü ancak 2016 yılında yükseldiğini açıkladı.
Eryılmaz’a göre, hurda tüketiminin %68’ini ithalat yoluyla karşılayan
Türkiye’nin ithalata olan bağımlılığı sürerken, 2012 yılında ülkenin hurda
ithalatı zirveye ulaştı, 2015 yılında düşüş gösterdi ve 2016 yılında yeniden
yükselişe geçti. SteelOrbis Genel Müdürü, önümüzdeki günlerde Çin'in net hurda
ihracatçısı haline gelerek uluslararası hurda ticaretinin seyrini değiştirebileceğini
savundu. Eryılmaz’a göre, ülkenin hurda talebinin 40-50 milyon mt düşmesine
sebep olan mevcut tesis kapatmaları sebebiyle Çin’in hurda jenerasyonu artıyor.
Bunun sonucunda, Çinli piyasa oyuncularının %40’lık ihracat vergisine rağmen
hurda ihracatına yönelmelerine sebep olan hurda fiyatlarındaki düşüş meydana
geliyor. Eryılmaz, ülkenin bu yıl en önemli hurda ihracatını çoğunlukla Tayvan,
Endonezya, Vietnam ve Hindistan’a yaptığını ve bunun gelecekte diğer ülkelere
de ihracat yapmayacakları anlamına gelmediğini belirtti. Eryılmaz’a göre, kesin
olan tek şey Çin’de hurda stokları yükselmeye devam edecek. ( SteelOrbis, 09
Ekim 2017 )
SMA: Elektrot
Sıkıntısı Gerçek ve Hala Çözümsüz Durumda
Çelik İmalatçıları Derneği’nin (SMA), ABD’de ark ocaklı
üretim yapan çelik üreticileri için artan grafit elektrot maliyetlerinin gerçek
bir sorun teşkil ettiğini belirttiği ifade ediliyor. SMA’nın grafit elektrot
arzını Mart ayından bu yana yakından takip ettiğini belirten SMA Başkanı Philip
Bell’in, o dönemde aralarında Nucor ve Gerdau Long Steel’in de bulunduğu
üyelere sevkiyatlarda herhangi bir gecikme olup olmadığı ve elektrot
fiyatlarındaki yükseliş ile ilgili hususlarda sorular sorulduğunu ifade ettiği
kaydediliyor. Keystone Steel & Wire gibi üreticilerin, yüksek grafit
elektrot maliyetleri nedeniyle çelik fiyatlarını yükselttikleri ve mevcut
durumda AK Steel’in de elektrot maliyetlerine bağlı olarak ek ücret getirdiği
belirtiliyor. Bell’in, grafit elektrot sıkıntısının gerçek bir sorun olduğunu,
ancak söz konusu kıtlığın daha ne kadar devam edeceğinin belirlenmesinin çok
daha büyük önem arz ettiğini dile getirdiği aktarılıyor. Grafit elektrot
kıtlığının altında pek çok sebep yattığına dikkat çeken Bell’in, Çin’de çevre
reformlarının elektrotun hammaddesi olan needle kok arzını olumsuz yönde
etkilediğine, buna ek olarak Harvey Kasırgası’nın Teksas’daki needle kok
tesisinin faaliyetlerini aksattığına vurgu yaptığı rapor ediliyor. Son olarak
Bell’in, Çin çıkışlı elektrot ve refrakter fiyatlarında sıçrama görüldüğünü ve
buna neyin sebep olduğunun araştırılması gerektiğinin altını çizdiği
vurgulanıyor. ( Metal Bulletin, 11 Ekim 2017 )
ABD, AB, Avustralya,
Kanada ve Güney Kore, Çin’in Hurda İthalatını Yasaklama Planının Detaylarını
Açıklaması İstedi
Çin’in, yakın zamanda gerçekleştirilen DTÖ toplantısında ABD
ve 4 ülke tarafından hurda ithalatının yasaklanmasına yönelik planları
konusunda şeffaf davranmaması nedeniyle eleştirildiği kaydediliyor. Ekim
başında gerçekleşen DTÖ Komite toplantısında, ABD’nin yanı sıra AB, Avustralya,
Kanada ve Güney Kore’nin bazı katı atıkların ithalatının sınırlandırılması ve
yasaklanması ile ilgili plan önerisinin detaylarını açıklaması ve söz konusu
yasağın resmi olarak demir ve demir dışı hurdayı da kapsayıp kapsamayacağına
açıklık getirmesi konusunda Çin’e baskı yaptıkları ifade ediliyor. Çin’in, 18
Temmuz 2017 tarihinde DTÖ’ye verdiği dosyada, Çin’in, çelik üretiminden
kaynaklanan cürufun yanı sıra yün, kül, pamuk ve iplik gibi çeşitli ithal
atıkları almayacağının belirtildiği açıklanıyor. ABD’nin özellikle hurda metal
yasağı ile ilgili olarak toplantıda, Çin’in DTÖ’ye resmi detayları bildirmesini
ve buna ek olarak ülkenin bildirim yükümlülüklerine uymasını istediği
belirtiliyor. Çin Çevre Koruma Bakanlığı’nın, ithal hurda için bazı teknik
standartların değiştirilmesi ile ilgili bir taslak yayımladığı vurgulanıyor. (Metal
Bulletin, 11 Ekim 2017 )
China Baowu Group
Xinhua Steel’i 38,50 Milyon RMB Karşılığında Satışa Çıkardı
Çinli çelik devi China Baowu Group’un bağlı kuruluşu
Baosteel Development Co. Ltd, Şanghay merkezli çelik üreticisi Xinhua Iron and
Steel’deki %90 hissesini ve alacaklı haklarını Shanghai United Assets and
Equity Exchange’de 38,50 milyon RMB (5,81 milyon $) karşılığında satışa
çıkardı. Şanghay, Chongming adasında bulunan Xinhua Iron and Steel, 1993
yılında 28,39 milyon RMB kayıtlı sermaye ile kuruldu. Şirketin başlıca faaliyet
alanları arasında eski gemilerin sökülmesi ve hurda haline getirilmesi yer
alıyor. Xinhua Iron and Steel, 2015 yılında 8,35 milyon RMB (1,26 milyon $) ve
2016 yılında 2,37 milyon RMB (360 milyon $) faaliyet geliri elde ederken, bu
yılın ilk sekiz ayı için faaliyet geliri açıklamadı. ( SteelOrbis, 11 Ekim 2017
)
Kobe Steel Skandalı
Tüm Dünyayı Etkileyecek
Bir dönem Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin de çalıştığı
dünyanın en büyük çelik üreticilerinden Japon Kobe Steel, ürünlerinin kalitesi
hakkındaki verilerin sahte olduğunu itiraf ederek büyük bir skandala imza attı.
Bu itirafın ardından hisseleri çöküşe geçen Japonya’nın en büyük üçüncü çelik
üreticisi, Eylül 2016 ile Ağustos 2017 arasında bazı alüminyum ve bakır
ürünlerinin mukavemeti ve dayanıklılığı hakkında sahte veriler ürettiğini
açıkladı. İçinde Toyota, Honda, Subaru ve Mazda gibi otomotiv şirketlerinin,
Boeing gibi havacılık devinin olduğu 200’e yakın şirketle çalışan Kobe,
sahteciliğin bir parçası olabilecek ürünleri bu firmalara verdiğini açıkladı.
Toyota, bu şirketten aldığı malzemelerin bazı otomobillerinin davlumbazlarında
ve kapılarında kullanıldığını belirterek, “Hangi araç modellerinin bu duruma
tabi olabileceğini ve hangi bileşenlerin kullanıldığını belirlemek için
olabildiğince hızlı bir şekilde çalışıyoruz” açıklamasını yaptı.
Şirketler Tek Tek Doğruladı
Honda, Kobe’den aldığı malzemeleri kapı ve kaputlarında
kullandığını açıklarken, Mazda ise şirketten aliminyum aldığını doğruladı.
Suzuki ve Mitsubishi’nin de skandaldan etkilendiği belirtildi. Mitsubishi
Regional Jet yolcu uçağını üreten Mitsubishi Heavy Industries’in, etkilenen
müşteriler arasında olduğu bildirildi.
İki Günde Şirketin 3'te Biri Eridi
Kobe Steel, sahte verilerin 200’den fazla şirkete teslim
edilen ürünleri içerdiğini söyledi. Şirketin hisseleri dün yüzde 22 düşerek
1.068 Yen’e (£ 7.20; 9.50 dolar) geriledi ve piyasa değerinin neredeyse bir
milyar dolarını sildi. Hisselerdeki kayıp bugünde devam edince toplam değer
kaybı 1,5 milyar doları buldu. Bu ay başında şirketin toplam değeri 4,4 milyar
dolar seviyesindeydi. Üretilen verilerin, müşteri ürünlerinin güvenliğini
etkileyip etkilemeyeceği henüz belli değil. Japon hükümeti, firmadan, bu
ürünlerin güvenliğini etkileyebilecek yasa dışı işlemlerin olup olmadığını
kontrol etmesini istedi. Kobe Steel’in itirafı, Japon üreticilerin katıldığı
bir dizi suiistimal vakası içerisindeki en son haber. Geçen hafta Nissan
Motors, sertifika sahibi olmayan personelin iç pazarda satılacak yeni araçların
nihai denetimlerini gerçekleştirdiğini itiraf ettikten sonra, bir milyondan
fazla aracın geri çağrıldığını açıkladı. Ve hava yastığı üreticisi Takata,
arızalı ürünlerinin dünya çapında yaşanan 16 kişinin ölümüyle ve çeşitli
yaralanmalarla bağlantılı olduğunun anlaşılmasından sonra iflas etti. (Hürriyet,
11 Ekim 2017 )
Küresel Toparlanma,
Çin’in Dışındaki Kapasite Artışı Nedeniyle Risk Altında
Uzmanların, çelik sektöründeki küresel toparlanmanın, Orta
Doğu ve Asya’da kurulmakta olan fazla üretim kapasitesi nedeniyle risk altında
olduğuna dikkat çektikleri haber veriliyor. Çin’den gelen verilerin, Ocak
ayından bu yana 100 milyon tona yakın yasal ve 120 milyon ton yasa dışı düşük
kalite çelik kapasitesini devre dışı bıraktığını gösterdiği, ancak analizlere
göre toplam kapasitenin sadece yavaş gerilemeler kaydettiği bildiriliyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) en son tahminine göre küresel
çelik kapasitesinin, 2017 yılının ilk yarısında geçtiğimiz yılki 2,37 milyar
tona kıyasla sadece % 0,6 oranında azalışla 2,36 milyar ton seviyesinde
bulunduğu ifade ediliyor. Kapatılan kapasitelerin verilere tam anlamıyla
yansımamış olabileceği belirtilirken, küresel kapasite fazlalığının genel
görünümünün endişe verici olduğuna vurgu yapılıyor. OECD’nin çelik kapasitesi
raporuna göre, İran başta olmak Orta Doğu’da 23 milyon ton civarında ek üretim
kapasitelerinin yapım aşamasında olduğu, söz konusu kapasitelerin 2017-2019
döneminde devreye alınmasının beklendiği ve aynı dönemde ilave 7 milyon ton
kapasitenin de devreye girmesinin planlandığı kaydediliyor. Dünya Çelik
Derneği’nin (worldsteel) tahminlerine göre, Orta Doğu’da talebin bu yıl ve
2018’de toplamda sadece 3,7 milyon ton seviyesinde büyümesinin beklendiği göz
önünde bulundurularak söz konusu ekstra kapasitenin ihraç piyasasına yönelik
olduğu belirtiliyor. OECD raporunun, Orta Doğu ve Asya’daki ek kapasiteler de
dâhil olmak üzere 40 milyon ton civarında ek kapasitenin yapım aşamasında olduğunu
ve 2017-19 döneminde devreye girebileceğini gösterdiğine, buna ek olarak rapora
göre Asya başta olmak üzere Orta Doğu, Afrika, Rusya ve Ukrayna’da söz konusu
dönemde 54,5 milyon ton kapasitenin devreye alınmasının planlandığına dikkat
çekiliyor. Söz konusu rakamların, kapatılan kapasiteleri göz önünde
bulundurmayan tahminler olduğu, ancak yine de yeni yatırımlarda ihtiyatlı olmak
gerektiğini gösterdiği kaydediliyor. ( Reuters, 10 Ekim 2017 )
Hindistan’ın Çelik
Kapasitesinin 2021 Yılına Kadar 150 Milyon Ton Seviyesine Ulaşacağı Öngörülüyor
Hindistan hükümetine göre, çelik talebinin ülkede faaliyet
gösteren tesislerin kapasitelerini ikiye katlayacak olan altyapı yatırımları
ile ivme kazanacağı belirtiliyor. Çelik Bakanlığı Sekreteri Aruna Sharma’nın,
2020-2030 döneminde Hindistan’da çelik tüketiminin hızlanacağını, buna ek
olarak mevcut durumda yıllık kapasitenin 126 milyon ton seviyesinde bulunduğu
ve 2021 yılına kadar 150 milyon tona ulaşacağının öngörüldüğünü belirttiği
kaydediliyor. Kişi başına düşen çelik tüketiminin 50 kilogramdan 60 kilograma
çıkmasının 7 yıl sürdüğünü dile getiren Sharma’nın, sadece 18 ayda söz konusu
tüketimin 64 kilograma ulaştığına dikkat çektiği ve hükümetin altyapı yatırımlarının
talebi artıran temel itici güç olacağını, buna ek olarak hükümetin içme su
borularında çelik kullanımını artırmayı hedeflediğini açıkladığı aktarılıyor. (
SteelGuru, 12 Ekim 2017 )
Tangshan’daki Yeni
Kısıtlamalar ile Çin’de Piyasa Dinamikleri Güçlendi
Yeni sinterleme kısıtlamasının yanı sıra önümüzdeki günlerde
Tangshan’da ham çelik üretiminin azaltılmasına yönelik önlemlerin alınacağı
beklentisi ile Çin çelik piyasasının toparlandığı, buna ek olarak bölgedeki
bazı haddecilerin belirsiz süreliğine üretimi durdurdukları, söz konusu
gelişmeler ışığında tedarikçilerin fiyat indirimi yapmaya yanaşmadıkları ifade
ediliyor. Dün inşaat demiri ve HRC vadeli sözleşmelerinin bir günde sırasıyla
22 $/ton ve 29 $/ton seviyesinde yükseldiği, söz konusu yükselişin, Tangshan’da
yerleşik tesislerin sinterleme faaliyetlerini dün itibarıyla ısınma sezonunun
sonuna kadar % 50 seviyesinde azaltmalarını talep eden resmi bildiriden
kaynaklandığı bildiriliyor. Bu hamlenin, hammadde arzını kısıtlayacağı, diğer
taraftan tesislerin parça cevher kullanma seçeneğinin de mevcut olması
bakımından ham çelik üretiminin aynı seviyede azalmasının mümkün görünmediği,
ancak söz konusu kısıtlamanın çelik tesislerinde demir cevheri kıtlığına neden
olabileceği kaydediliyor. Buna ek olarak Tangshan yönetiminin ham çelik
üretimine yönelik yeni kısıtlamalarını yakında duyuracağı, bu durumun Çin
piyasasına iyimserlik aşıladığı ve çelik üreticilerinin, hem iç hem de ihraç
piyasalarına yönelik fiyat indirimlerini kabul etmedikleri ve fiyatları hafifçe
yükselttikleri, en son HRC ihraç teklifinin fob 585 $/ton seviyesinde olduğu,
bir gün önce sözkonusu teklifin fob 580 $/tonda bulunduğu vurgulanıyor. ( Metal
Expert, 13 Ekim 2017 )
Yorumlar
Yorum Gönder