Çelik Sektöründe 2017 - 42.Haftanın Öne Çıkanları
Jefferies: Grafit
Elektrot Kıtlığı Beş Yıldan Fazla Sürebilir
Yatırım bankası Jefferies’in, Japon üretici Tokai Carbon ile
görüşme gerçekleştirdikten sonra yayımladığı raporda grafit elektrot kıtlığının
beş yıl ya da daha fazla sürebileceğini belirttiği haber veriliyor.
Jefferies’in, needle kok üretiminin % 10’unun mevcut durumda lityum-iyon
sektörüne aktarıldığını ve anot üretiminde de grafit elektrot üretimi ile aynı
tesislere gerek olduğunu, ayrıca Harvey Kasırga’sının bazı needle kok kapasitelerini
devre dışı bıraktığını ifade ettiği kaydediliyor. Buna ek olarak elektrik ark
ocaklarına dayalı üretimdeki doğal büyümenin, daha güçlü bir elektrot talebini
tetikleyeceğini belirten yatırım bankasının, grafit elektrot fiyat tahminini
daha önceki 5.000 $/metrik tondan, 6.000 $/metrik tona yükselttiği
bildiriliyor. Yatırımcıların, grafit elektrotun çelik fiyatlarındaki itici güç
rolünün yanı sıra elektrot kıtlığının piyasada arz ve talep dinamiklerine
etkisini hafife aldıklarını kaydeden Jefferies’in, tesislerin maliyetleri
fiyatlara yansıtmaya çalışacaklarına ve bazı paslanmaz çelik üreticilerinin
grafit elektrot ek ücretleri getirmeye başladıklarına dikkat çektiği
aktarılıyor. Özkaynak analisti Seth Rosenfeld’e göre, , Batılı çelik
üreticileri için 2018 yılı kontrat görüşmelerinde çoğu kontratlarda fiyatların
2-4 kat artacağı ve bu durumda elektrik ark ocaklı üretim maliyetlerinin 24
$/ton seviyesinde yükseleceği ifade ediliyor. Rapora göre ABD’de çelik
fiyatlarının artan grafit elektrot maliyetleri ile desteklenebileceğini, ancak
hurda fiyatlarının zayıf ihraç talebi nedeniyle düşebileceği kaydediliyor.
ABD’nin elde edilen yerli hurdanın % 21’ini ihraç ettiği ve Türkiye’nin en
büyük alıcı olduğunu belirten yatırım bankasının, Türkiye’de yerleşik
tesislerin, mevcut durumda 30.000 $/mt seviyesinde bulunan Çin ve Hindistan
çıkışlı spot elektrot fiyatlarına daha fazla maruz kaldıklarına ve bu durumun
ABD çıkışlı hurdanın cazibesini azalttığına vurgu yaptığı bildiriliyor. ( Platts,
12 Ekim 2017 )
Çelik Sektörü
Önümüzdeki Döneme İlişkin Beklentileri Tartıştı
SteelOrbis tarafından 2011 yılından beri düzenlenen Piyasa
Sohbetleri’nin bu yılki son ayağı MMK Metalürji ana sponsorluğunda 12 Ekim
Perşembe günü İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleşti. Türkiye demir
çelik sektöründen 150’ye yakın piyasa temsilcisinin bir araya geldiği
toplantıda, küresel piyasalarda çelik ve hammadde fiyatlarını etkileyen
gelişmeler ve gelecek döneme ilişkin beklentiler ele alındı.
Ozan M. Karadağ: Çin’den sonra Hindistan iddialı geliyor
SteelOrbis Genel Müdürü Murat Eryılmaz’ın açılış
konuşmasının ardından konuşma yapan MMK Metalürji Üretim Direktörü Ozan M.
Karadağ, şirketin 2012'den beri atıl durumda olan sıcak haddeleme tesislerini
2018 yılında devreye almayı planladıklarını belirtti. Bununla birlikte, küresel
çelik piyasaları ile ilgili bilgi veren Karadağ, bu yılın üçüncü çeyreğinin
çelik sektörü için genel olarak iyi geçtiğini ve dördüncü çeyreğin de karlı
geçmesini beklediklerini söyleyerek, 2018 için net bir öngörüden bahsetmek için
erken olduğunu ifade etti. Küresel sektörde Çin’den sonra Hindistan’ın oldukça
iddialı geldiğini belirten Karadağ, Hindistan’ın Çin’e göre teknolojik
altyapısının daha güçlü olması ve ürünlerinin daha kaliteli olması sebebiyle
avantajlı olduğunu ve bu durumun da endişe yarattığını söyleyerek, yine de
piyasaya olumlu baktıklarını bildirdi.
Burçak Odabaşı Alpman: Önümüzdeki dönemde hurda fiyatların
baskı altına girmesi bekleniyor
Çelik ve hammadde sektörlerindeki mevcut durumun ve gelecek
beklentilerinin paylaşıldığı toplantının birinci oturumunda SteelOrbis Hammadde
Analisti Burçak Odabaşı Alpman, hurda piyasaları açısından 2017’nin güzel bir
yıl olduğunu söyleyerek, haziran ayı sonrasında kademeli olarak artan hurda
fiyatlarının ağustos ayı ortasına kadar ciddi artış göstererek 2014’teki
seviyelere ulaştığını belirtti. Piyasada Kurban Bayramı sonrasında talebin ve
fiyatların artacağına yönelik genel bir beklenti hakimken Çin’in üst üste
üretim kesintileri ile ilgili açıklama yapmasının ardından eylül ayından
geçtiğimiz haftaya kadar fiyatların sert bir şekilde düştüğünü ifade etti.
Alpman, önümüzdeki dönemde ise, grafit elektrot tedarikindeki problemler
sebebiyle hurda fiyatlarının baskı altına gireceğini ve hurda talebinin
düşeceğini belirtti.
Bununla birlikte Alpman, demir cevheri kısmında ise, Çin’de 12 Ekim itibarıyla başlayan üretim kesintileri ve kamu projelerinin durdurulması sebebiyle demir cevheri fiyatlarının düşeceğini ve cevher fiyatlarında ciddi bir artışın beklenmediğini ifade etti. Kömür kısmında ise, nisan ayında Avustralya’da yaşanan Debbie kasırgasının piyasaları etkilediğini ancak zararın hızlı telafi edildiğini belirten Alpman, yine doğal bir afet olmaması halinde, önümüzdeki dönemde, kömür fiyatlarının da cevher fiyatlarına paralel seyretmesinin beklendiğini bildirdi. Piyasaları önemli ölçüde etkileyen grafit elektrot kıtlığı konusunda ise Alpman, 2014 yılından bu yana grafit elektrot üretiminde düşüş görüldüğünü, 2016 yılında Çin’in grafit elektrot kapasitesini azaltmasının ardından bu sene problemin ciddi şekilde sektörü etkilediğini ve 2018 yılında da sıkıntının devam etmesinin beklendiğini ifade etti. Çin’deki elektrot üretim kesintileri ve needle kok fiyatlarının artması sebebiyle elektrot fiyatlarının arttığını söyleyen Alpman, çelik ve diğer elektrot kullanan sektörlerde elektrot talebinin arttığını belirterek, bu sebeple elektrot sıkıntısının devam edeceğini bildirdi.
Bununla birlikte Alpman, demir cevheri kısmında ise, Çin’de 12 Ekim itibarıyla başlayan üretim kesintileri ve kamu projelerinin durdurulması sebebiyle demir cevheri fiyatlarının düşeceğini ve cevher fiyatlarında ciddi bir artışın beklenmediğini ifade etti. Kömür kısmında ise, nisan ayında Avustralya’da yaşanan Debbie kasırgasının piyasaları etkilediğini ancak zararın hızlı telafi edildiğini belirten Alpman, yine doğal bir afet olmaması halinde, önümüzdeki dönemde, kömür fiyatlarının da cevher fiyatlarına paralel seyretmesinin beklendiğini bildirdi. Piyasaları önemli ölçüde etkileyen grafit elektrot kıtlığı konusunda ise Alpman, 2014 yılından bu yana grafit elektrot üretiminde düşüş görüldüğünü, 2016 yılında Çin’in grafit elektrot kapasitesini azaltmasının ardından bu sene problemin ciddi şekilde sektörü etkilediğini ve 2018 yılında da sıkıntının devam etmesinin beklendiğini ifade etti. Çin’deki elektrot üretim kesintileri ve needle kok fiyatlarının artması sebebiyle elektrot fiyatlarının arttığını söyleyen Alpman, çelik ve diğer elektrot kullanan sektörlerde elektrot talebinin arttığını belirterek, bu sebeple elektrot sıkıntısının devam edeceğini bildirdi.
Salim Metin: Türkiye Çin’den sonra inşaat demirinin en düşük
fiyatla satıldığı ikinci ülke
Toplantıda söz alan CORBUS CEO’su Salim Metin, inşaat demiri
ile ilgili olarak, global piyasalarda yaşanan gelişmeler sebebiyle Türk
üreticilerin inşaat demirindense kütük ihracatına yöneldiğini söyledi. Orta
Doğu’da inşaat demiri fazlası olduğunu hatta bölgenin önümüzdeki dönemde inşaat
demiri ihracatına başlayacağını söyleyen Metin, Mısır’ın Türkiye, Ukrayna ve
Çin’den ithal inşaat demirine uyguladığı vergiler neticesinde ülkede atıl halde
duran tesislerin üretime başladığını, bu nedenle inşaat demiri satamayan Türk
üreticilerin kütük ihracatını artırdıklarını bildirdi. İç piyasada ise
referandum sonrasında artan inşaat demiri talebi ve müteahhitlerin yerel
fiyatları yüksek bulması ile ilgili olarak Metin, inşaat demiri ithalatına
uygulanan verginin düşürülmesine rağmen, dışarıdan alımların artmadığını çünkü
Türk üreticilerin fiyatlarının daha uygun olduğunu dile getirdi. Metin,
Türkiye’nin Çin’den sonra inşaat demirinin en düşük fiyatla satıldığı ikinci
ülke olduğunu belirtti. Bununla birlikte, Çin’in iç piyasasında güçlü talep ve
yüksek fiyatlar ile Çin’in ihracat piyasalarında rekabetçi fiyatlar ile aktif
olmamasının etkisiyle Türkiye’nin Çin’in ana ihracat pazarları olan Tayvan,
Hong Kong, Singapur’a inşaat demiri ihraç ettiğini bildiren Metin, demir
cevheri fiyatlarındaki düşüşün Çin’in yeniden yakın çevresindeki ülkelere
satışa başlaması yönünde beklenti yarattığını belirtti. Uzun ürün kısmında
Hindistan’ın ve İran’ın tehlike yarattığını söyleyen CORBUS CEO’su Türkiye’nin
Kuzey Avrupa’ya satışlarının devam ettiğini, Afrika’ya küçük miktarlarda
satışların olduğunu, profil ve inşaat demiri kısmında ABD’ye satışların devam
ettiğini, iç piyasada ise 2019 yılındaki seçimlere kadar yeni projelerden,
özellikle devlet projelerinden umutlu olduklarını ifade etti.
Erdem Korucuoğlu: Hammadde fiyatlarındaki artışlar yassı
çelik fiyatlarını artırdı
Birinci oturumda söz alan MMK Metalurji Satış Uzmanı Erdem
Korucuoğlu, hammadde fiyatlarındaki artışların yassı çelik fiyatlarını da
artırdığını ve aynı zamanda Çin’in çevresel sebeplerden dolayı açıkladığı
üretim kesintilerinin de piyasaları etkilediğini söyledi. Korucuoğlu, Avrupa Birliği’nin
MMK Group’un sıcak sac ithalatına getirdiği 96,5€/mt seviyesindeki antidamping
vergisi ile ilgili olarak ise, vergilerle ilgili konuşmak için henüz erken
olduğunu ancak muhtemelen ihracatın başka ülkelere kayacağını söyledi.
Son olarak ikinci oturumda konuşma yapan Bilgi Üniversitesi
Öğretim Görevlisi ekonomist Murat Sağman, küresel piyasalarda ve Türkiye
ekonomisindeki son gelişmeleri ve beklentileri değerlendirdi. 2018 yılına
ilişkin olarak Sağman, ABD ile ilişkiler ve Trump dönemi, AB ile ilişkilerin
çıkmaza girmesi, jeopolitik gelişmeler ve Türkiye’de siyasi gerilimlerin
artması gibi konuların önümüzdeki yıl için riskler barındırdığını belirtti. ( SteelOrbis,
16 Ekim 2017 )
Kobe Steel’in
Verilerini Çarpıttığı Ürünler Arasına Çelik Tel Ürünleri De Girdi
Reuters’ta yer alan bir habere göre, Japonya’nın en büyük
çelik üreticilerinden biri olan Tokyo merkezli Kobe Steel Ltd, çelik tel
ürünlerine ilişkin verilerin de çarpıtıldığını açıkladı. Ancak Reuters’a göre,
Kobe Steel'in basın sözcüsü, şirketten çelik tel tedarik eden müşterilerin, bu
ürünlerin işlevi ve güvenliği konusunda herhangi bir sorun olmadığını
kendilerine ilettiğini belirtti. SteelOrbis’in daha önce okuyucularıyla
paylaştığı üzere, Kobe Steel, Ltd yaptığı açıklamada, grup şirketleri de dâhil
olmak üzere alüminyum ve bakır faaliyetlerinde, bazı ürünlerin müşterilerle
anlaşılan gerekliliklere uymadığını fark ettiklerini belirtmişti. Şirket,
denetim sertifikalarındaki verilerin yanlış bir şekilde yeniden yazılarak
ürünlerin gereklilikleri karşılıyormuş gibi gösterildiğini ve bu şekilde sevk
edildiğini açıklamıştı. Kısa bir süre sonra, şirketin yürüttüğü araştırmalara
göre, şirketin demir tozu ürünlerine ilişkin verilerin de çarpıtıldığı ortaya
çıkmıştı. ( SteelOrbis, 16 Ekim 2017 )
Matil'den Dünya Çelik
Devine Test Hizmeti
60 ülkede yerleşik tesislerinde 199.000 çalışana ve yıllık
113 milyon ton çelik üretim kapasitesine sahip, dünyanın en büyük çelik
üreticisi ARCELORMITTAL grubuna ait Ukrayna’da kurulu Kryvyi Rih tesisinde
üretilen çeliklerin testleri, MATİL’de gerçekleştirilecek. Madencilik ve çelik
üretiminin birlikte gerçekleştirildiği Ukrayna’nın en büyük çelik kompleksinde:
yılda 6 milyon tondan fazla inşaat çeliği, filmaşin, profil ve diğer hadde
ürünleri üretilmekte. Ürün kalite denetimi ve akreditasyonu kapsamında alınan
numunelere: çekme, bükme, nervür geometrisi, kimyasal analiz ve yorulma
testleri uygulanacak. MATİL, dünyanın farklı coğrafyalarında kurulu bulunan
çelik üreticilerine akredite test ve analiz hizmetleri vermeye yönelik iş
geliştirme çalışmalarına daha da hız vermiş durumda. ( MATİL, 13 Ekim 2017 )
Worldsteel: Küresel
Çelik Talebinin 2017 Yılında % 7, 2018 Yılında İse % 1,6 Artacağı Öngörülüyor
Dünya Çelik Derneği (worldsteel), dün yayımladığı Ekim 2017
Kısa Vade Görünüm Raporu’na göre, küresel çelik talebinin 2017 yılında % 7
artışla 1.62 milyar mt seviyesine ulaşacağı, 2018 yılında ise % 1,6 seviyesinde
yükselişle 1.65 milyar mt olarak gerçekleşeceği öngörülüyor. Rapora göre Çin
dışında küresel çelik talebinin, 2017 yılında %2.6 artışla 856.4 milyon tona,
2018 yılında ise % 3 artışla 882.4 milyon tona ulaşması bekleniyor.
Görünüm ile ilgili yorumda bulunan worldsteel Ekonomi
Komitesi Başkanı T.V. Narendran, küresel çelik piyasasında yılın başından bu
yana görülen umut verici gelişmelerin, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin
beklenenden daha iyi performans göstermesine yol açtığını belirtti. Narendran,
Nisan 2017’de belirtilen korumacılık/popülizm, ABD’nin değişen politikası,
AB’deki seçim belirsizlikleri ve Çin’deki yavaşlama gibi küresel ekonomiye risk
oluşturan faktörlerin devam etmesine rağmen hafiflediğine değindi. Buna ek
olarak worldsteel, Çin’in 2017 yılında genel olarak resmi istatistiklerde yer
almayan eski indüksiyon ocaklarının büyük çoğunluğunu kapattığına, indüksiyon
ocaklarının kapatılması ile sözkonusu piyasa sektöründen gelen talebin, mevcut
durumda Çin’de yerleşik başlıca çelik üreticileri tarafından karşılandığına,
böylece sektörün 2017 yılı resmi talep istatistiklerine geçtiği ve dolayısıyla
Çin’in nominal çelik talebinin % 12,4 oranında artışla 765,7 milyon tona
yükseldiğine dikkat çekti. Rapora göre, istatistiklere yansıyan indüksiyon
ocakları hariç tutulduğunda, Çin’in çelik talebinin 2017 yılında % 3 artması,
2018 yılında ise sabit kalması bekleniyor. Worldsteel’e göre, giderek
yavaşlamakta olan Çin ekonomisi, tüketim ile desteklenirken, yatırımlar
azalmaya devam ediyor.
Öte yandan raporda, Çin hükümetinin özellikle inşaat sektörüne yönelik teşvikleri, 2017 yılında GSYİH’ye katkıda bulunduğu belirtildi. Worldsteel’in yayımladığı rapora göre, 2017 yılında Avrupa Birliği’nin çelik talebinin % 2,5 artışla 162.1 milyon tona ulaşacağı, önümüzdeki yıl ise % 1,4 artışla 164,3 milyon tona yükseleceği öngörülüyor. BDT bölgesinin çelik talebinin, bu yıl % 3,6 artışla 51,1 milyon tona, 2018 yılında ise % 3,8 artışla 53 milyon tona ulaşması bekleniyor. Rapora göre Orta Doğu’nun bu yıl çelik talebinin % 1,5 artışla 53,9 milyon tona yükseleceği öngörülürken, önümüzdeki yıl talebin % 4,8 büyüyerek 56.5 milyon tona çıkması bekleniyor. Türkiye’nin çelik talebinin, bu yıl % 1,7 oranında düşüşle 33,5 milyon ton seviyesinde gerçekleşmesi beklenirken, önümüzdeki yıl % 6 oranında artışla 35,5 milyon ton ile en büyük 10 çelik tüketen ülke arasında çelik talebi en fazla büyüme gösteren ülke olacağı öngörülüyor. NAFTA bölgesinde ise çelik talebinin 2017 yılında % 4,9 oranında yükselişle 138,7 milyon tona çıkması beklenirken, önümüzdeki yıl söz konusu talebin % 1,2 seviyesinde artışla 140,4 milyon tona ulaşacağı öngörülüyor. Diğer taraftan Orta ve Güney Amerika’da bu yıl çelik talebinin, % 2,5 artışla 40,4 milyon ton, 2018 yılında ise % 4,7 artışla 42,3 milyon tona yükselmesi bekleniyor. ASEAN bölgesinde çelik talebinin bu yıl % 4,8 artışla 77,7 milyon tona, 2018 yılında ise % 6,8 gibi büyük bir artışla 83 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor. ( TÇÜD, 17 Ekim 2017 )
Öte yandan raporda, Çin hükümetinin özellikle inşaat sektörüne yönelik teşvikleri, 2017 yılında GSYİH’ye katkıda bulunduğu belirtildi. Worldsteel’in yayımladığı rapora göre, 2017 yılında Avrupa Birliği’nin çelik talebinin % 2,5 artışla 162.1 milyon tona ulaşacağı, önümüzdeki yıl ise % 1,4 artışla 164,3 milyon tona yükseleceği öngörülüyor. BDT bölgesinin çelik talebinin, bu yıl % 3,6 artışla 51,1 milyon tona, 2018 yılında ise % 3,8 artışla 53 milyon tona ulaşması bekleniyor. Rapora göre Orta Doğu’nun bu yıl çelik talebinin % 1,5 artışla 53,9 milyon tona yükseleceği öngörülürken, önümüzdeki yıl talebin % 4,8 büyüyerek 56.5 milyon tona çıkması bekleniyor. Türkiye’nin çelik talebinin, bu yıl % 1,7 oranında düşüşle 33,5 milyon ton seviyesinde gerçekleşmesi beklenirken, önümüzdeki yıl % 6 oranında artışla 35,5 milyon ton ile en büyük 10 çelik tüketen ülke arasında çelik talebi en fazla büyüme gösteren ülke olacağı öngörülüyor. NAFTA bölgesinde ise çelik talebinin 2017 yılında % 4,9 oranında yükselişle 138,7 milyon tona çıkması beklenirken, önümüzdeki yıl söz konusu talebin % 1,2 seviyesinde artışla 140,4 milyon tona ulaşacağı öngörülüyor. Diğer taraftan Orta ve Güney Amerika’da bu yıl çelik talebinin, % 2,5 artışla 40,4 milyon ton, 2018 yılında ise % 4,7 artışla 42,3 milyon tona yükselmesi bekleniyor. ASEAN bölgesinde çelik talebinin bu yıl % 4,8 artışla 77,7 milyon tona, 2018 yılında ise % 6,8 gibi büyük bir artışla 83 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor. ( TÇÜD, 17 Ekim 2017 )
Worldsteel Başkanı
Ferriola: Kapasite Fazlasını Çözmek İçin Daha Fazla Şey Yapılmalı
Dünya Çelik Birliği'nin (worldsteel) 16-17 Ekim'de
Brüksel’de gerçekleşen 51. yıllık toplantısında konuşan worldsteel başkanı ve
ABD’li çelik üreticisi Nucor Corporation CEO’su John Ferriola, worldsteel
başkanı olarak ilk yılının ilginç olmakla birlikte çelik sektörü için de zorlu
bir dönem olduğunu belirtti. AB’nin, şimdiye kadar ilk kez bir ülkenin AB’den
ayrılmak istemesiyle piyasalar açısından büyük değişiklik olan İngiltere’nin
AB’den çıkması konusunda uzlaşmaya varmış gibi göründüğünü söyleyen Ferriola,
ABD’de ise Başkan Trump'ın vizyonuyla uyumlu köklü bir politika değişikliğinin
yapıldığını ve durumun da piyasalar açısından bilinmezlik yarattığını ifade
etti.
Ferriola, uluslararası çelik ticaret hacminin tarihinin en
yüksek oranlarına ulaştığını ve bu sebeple kapasite fazlasının piyasalara olan
zarar verici etkisinin çokça hissedildiğini söyledi. Kapasite fazlasıyla başa
çıkmak için küresel çapta yapılması gereken çok şey olduğunu söyleyen Ferriola,
hükümetlerin yerel piyasalara teşvik sağlamamaları konusunda kararlılık
göstermeleri gerektiğini vurguladı. Gelecekte çelik sektörünün karşılaşacağı
zorluklara değinen Ferriola, sektörde talep artışında yavaşlama görüldüğünü
söyleyerek bütün pazarlarda büyümenin yavaşladığını belirtti. Ekonomik büyümede
artış beklenmezken, çelik üreticilerinin yavaş büyüme sürecini atlatmak için
plan yapmaları gerektiğini ifade etti. Yeni teknolojilerin beraberinde yeni
zorluklar getirdiğinin altını çizen Ferriola, dijitalleşmenin gittikçe daha
yaygın hale geldiğini aynı zamanda iyi eğitilmiş iş gücünün de gelecekte çelik
sektörü için büyük önem taşıyacağını söyledi. Ferriola, bu açıdan bakıldığında
Çin dahil olmak üzere yaşlanan iş gücünün gelişmiş ülkelerde bir problem haline
geldiğine dikkat çekti.
Çelik üretiminin düşük vasıflı iş gücü gerektirdiğine dair
yanılgıyı hatırlatan Ferriola, çelik sektörünün en iyi ve en yetenekli
çalışanları işe almak için yaratıcı olması gerektiğini söyledi. Ferriola çelik
sektörünün karşı karşıya kaldığı bir diğer zorluğun, otomotiv sektörüne
kullanılan alüminyum başta olmak üzere alternatif malzemelerin yol açtığı
rekabet olduğunu belirtti. Öte yandan, çeliğin devamlı olarak geri
dönüştürülmesinin de alüminyuma oranla 5 kat daha az ömürlü olmasına yol
açtığına dikkat çekti. Ferriola, worldsteel’in çelik sektörüne muazzam bir
destek sağladığını belirterek, çelik üreticilerini innovasyona ve dünya
genelinde çelik sektörünün başarısı için mücadeleye devam etmeye çağırdı. (
SteelOrbis, 16 Ekim 2017 )
Edwin Basson: Küresel
Çelik Sektörü Geleceğe Güvenle Bakabilir
Dünya Çelik Birliği'nin (worldsteel) 16-17 Ekim'de
Brüksel’de gerçekleşen 51. yıllık toplantısında açılış konuşmasını yapan
worldsteel genel direktörü Dr. Edwin Basson, çelik sektörünün değişime açık bir
sektör olduğunu söyleyerek, sektörün ekonomik büyüme sağlaması açısından şanslı
olduğunu ve çeliğin yerine geçecek bir materyalin hala bulunamadığını belirtti.
Bu sebeple sektörün geleceğe güvenle bakabileceğini ifade eden Worldsteel genel
direktörü, özellikle mali krizi atlatmasıyla birlikte çelik sektörünün büyük
dalgalanmalarla da başa çıkmayı öğrendiğini söyledi. Bununla birlikte Basson,
hala devam etmesine rağmen çelik sektöründeki şirket birleşmelerinin de
sektörün sürdürülebilirliğine katkı sağladığını belirtti. Dr. Basson’a göre,
piyasaların yerleri değişirken, bu durum yeni kültürel ve politik baskıları da
beraberinde getirdi. Dijitalleşme gün geçtikçe yaygınlaşırken, çelik sektörünün
de bu alanda kendisini geliştirmesi gerekecek. Çelik sektörünün hacimden çok
değere odaklanması gerektiğini belirten Basson, sektörün değere odaklanmaya
başladığı dönemde Çin’in piyasaya çıktığını ve şirketlerin kapasiteye
odaklanmaya başladığını ve bunun neticesinde sektörün mevcut problemlerinin
ortaya çıktığını söyleyerek, sektörün yeniden değere odaklanmaya başladığını
ifade etti. Çeliğin daha fazla geri dönüştürülmesi halinde yeni çelik
kapasitelerine daha az ihtiyaç duyulacağını bildiren Basson, yavaş büyüme
modelinin uygulanması gerektiğine dikkat çekti. Yeni ürün araştırmalarının
sektör için çok önemli olduğunu belirten Basson, müşterilerle yakın iş
birliğinin de gerekli olduğuna işaret etti. Basson, bu sayede çelik sektörünün
gelecekteki zorluklarla başa çıkabileceğine inandığını ifade etti. (
SteelOrbis, 17 Ekim 2017 )
John Ferriola: ABD
Çelik Sanayii Daha Kapsamlı Ticari Önlemler Alınacağından Emin
Worldsteel Başkanı John Ferriola’nın, Section 232
soruşturmasının ertelenmesine rağmen ABD çelik sanayiinin daha geniş kapsamlı
ticari önlemler alınacağından emin olduğunu dile getirdiği duyuruluyor.
Brüksel’de gerçekleşen 51. Yıllık toplantısında konuşan worldsteel Başkanı ve
Nucor Corporation CEO’su Ferriola’nın, ABD’de yerleşik çelik üreticilerinin
Section 232 soruşturmasının çok uzun sürmesi nedeniyle endişe duyduklarını,
ancak bir önlemin alınacağından emin olduklarını aktardığı kaydediliyor. Buna
ek olarak Ferriola’nın açılış konuşmasında, 600 milyon ton seviyesindeki
küresel çelik kapasite fazlalığının, başlıca çelik üreten ülkelerin işbirliği
sağlaması ve hükümetlerin çelik sanayiine teşvik yolu ile müdahale etmeme
yönündeki taahhütleri ile çözülmesi gerektiğini belirttiği aktarılıyor. ( Kallanish,
18 Ekim 2017 )
Yüksek Elektrot
Fiyatları Hurdayı Baskılıyor
Danışmanlık firması CRU’nun, grafit elektrot kıtlığından
kaynaklanan maliyet artışının hurda fiyatlarını baskılamaya devam edeceğini,
söz konusu durumun ark ocaklı tesislerin, çelik fiyatlarının kısa vadede
düşmesi halinde değişken maliyetleri kontrol altına almak istemelerinden
kaynaklandığını belirttiği haber veriliyor. Elektrot kıtlığının, elektrik ark
ocaklı tesislerde üretimin azalması ile hurda talebinin keskin bir düşüş
yaşamasına neden olduğu, elektrotun başlıca olarak ark ocaklı tesisler
tarafından tüketilmesine rağmen, ikincil çelik üretiminde pota ocaklarında
elektrot kullanmaları nedeniyle bazik oksijen fırınlarında üretim yapan
üreticilerin de elektrot kıtlığından etkilendikleri kaydediliyor. Elektrot spot
fiyatlarının bu yıl keskin bir sıçrayış kaydettiği ve fiyatların en son 35.000
$/ton civarında olduğu kaydediliyor. CRU’nun, Avrupa’da olduğu gibi çelik
üreticilerinin elektrot maliyetlerini ek ücret getirerek karşılama çabalarını,
bu durumun sadece çelik fiyatlarının küresel çapta yüksek olduğu dönemde mümkün
olması bakımından sürdürülebilir bulmadığı aktarılıyor. CRU’ya göre, elektrik
ark ocaklı tesislerin değişken maliyetleri azaltmak amacıyla hurda fiyatlarını
baskılamaya devam edecekleri ve söz konusu durumda hurda fiyatlarının kısa vadede
çelik fiyatlarına kıyasla daha hızlı bir şekilde düşmesine yol açacağı
vurgulanıyor. ( Kallanish, 18 Ekim 2017 )
Worldsteel Kısa
Vadeli Görünüm: Küresel Çelik Talebinde Hafif Ama Devamlı Büyüme Bekleniyor
Dünya Çelik Birliği'nin (worldsteel) 16-17 Ekim'de
Brüksel’de gerçekleşen 51. yıllık toplantısında açıklanan 2017 ve 2018
yıllarına yönelik worldsteel kısa vadeli görünüm raporunu yorumlayan worldsteel
ekonomi komitesi başkanı T.V. Narendran, küresel çelik piyasasında yılbaşından
bu yana görülen ilerlemenin umut verici olduğunu söyledi.
Narendran, “Döngüsel yükselişin yıl boyunca genişleyip
güçlendiğini, bunun sonucunda, MENA bölgesi ve Türkiye dışında hem gelişmiş hem
de gelişmekte olan ülkelerde beklenenden daha iyi performanslar görüldüğünü
gözledik. Nisan ayında açıkladığımız kısa vadeli görünüm raporunda
değindiğimiz, yükselen popülizm/korumacılık, ABD politikasındaki değişimler,
AB’deki seçimlere yönelik belirsizlikler ve Çin’deki yavaşlama gibi küresel
ekonomiye ilişkin riskler, hala devam etmekle beraber, belli bir ölçüde azaldı.
Bu da, 2008’deki ekonomik krizden bu yana, en iyi risk dengesini yakaladığımızı
gösteriyor. Ancak, Kore’de tırmanan jeopolitik gerilim, Çin’in borç problemi ve
çoğu bölgede artan korumacılık risk oluşturmaya devam ediyor.” şeklinde
konuştu.
Narendran, dünyanın geri kalanında çelik talebi mevcut
gücünü korumaya devam ederken, özellikle Çin’deki yavaş büyüme nedeniyle 2018
yılında küresel büyümenin yumuşamasını beklediklerini aktardı. Dünya çelik
talebinin yapısaldan ziyade döngüsel faktörlere bağlı olarak iyi bir gelişme
gösterdiğini söyleyen Narendran, Çin’in yerine geçecek bir büyüme motoru
olmaması ve teknolojik ve çevresel nedenlere bağlı olarak çelik kullanım
yoğunluğunda görülecek uzun vadeli düşüşün gelecekte çelik talebini baskılamaya
devam edeceğini belirtti.
Küresel ekonomik hızlanma kısa vadede çelik talebindeki
büyüme için iyiye işaret ediyor
Worldsteel ekonomi komitesi başkanı, hem gelişmiş gem de gelişmekte
olan ekonomilerin bu yıl daha güçlü bir ekonomik büyüme gösterdiğini, bazı
finans piyasalarındaki oynaklık ve borsada fazla değerlenme görülmesi
endişesine rağmen dünyanın çoğu bölgesinde piyasa güveni ve yatırım
duyarlılığının iyileştiğini ifade etti. Ayrıca, artan korumacılık ve mevcut
serbest ticaret anlaşmalarının yeniden düzenleneceğine ilişkin konuşmalara
rağmen küresel ticaretin hız kazandığını söyledi.
Gelişmiş ekonomiler toparlanma yolunda ilerliyor
Gelişmiş ekonomilere ilişkin konuşan Narendran, güçlü
tüketici harcamaları ve artan piyasa güveni sayesinde ABD ekonomisinin temel
göstergelerinin güçlü olduğunu belirtirken, özellikle göç politikalarıyla
ilgili olarak AB içindeki mevcut gerilimlerin azalmaya başladığını ve AB
ekonomisindeki toparlanmanın daha geniş bir alana yayıldığını dile getirdi.
Narendran, “Japon çelik talebi, hükümetin ihracatı destekleyen teşvik paketi ve
2020 Olimpiyat Oyunları nedeniyle beklenenden daha iyi bir performans
gösteriyor. Güney Kore’nin çelik talebi ise inşaat sektöründe yavaşlamaya yol
açan yüksek tüketici borcu ve durgun gemi inşa sektöründen olumsuz etkileniyor.
Kuzey Kore’nin nükleer silah tehdidi ise ciddi ve öngörülemez bir risk
oluşturuyor. Nispeten olumlu gelişmeler ışığında gelişmiş ekonomilerde çelik
talebinin 2017 yılında %2,3, 2018 yılında ise %0,9 artması bekleniyor.”
şeklinde konuştu.
Çin’in tüketimi artarken yatırım azalıyor
Narendran, Çin konusunda ise, Çin ekonomisinin gittikçe
yavaşladığını ve tüketim ile desteklendiğini, yatırımın ise azalmaya devam
ettiğini söyledi. İnşaat programına hafif bir destek sağlayan hükümetin teşvik
paketi 2017 yılın GSYİH büyümesindeki artışa katkı sağladı. Çin’in çelik
talebinin 2017 yılında %3 artmasının beklendiğini belirten Narendran,
indüksiyon ocaklarının kapatılmasının 2017 yılında ölçülen çelik tüketiminde
bir seferlik bir sıçramaya neden olacağını ve artışın %12,4 olacağını ifade
etti. Çin’in 2018 yılı çelik talebi görünümünün düşük olduğu, hükümetin ekonominin
yeniden dengelenmesi ve çevre korumaya yönelik girişimleri nedeniyle 2017
yılına oranla büyüme gözükmediği bildiriliyor. Gelişmekte olan ülkeler ise
küresel toparlanma ve ekonomik reformlardan değişen oranlarda faydalanmaya
devam ediyor.
Gelişmekte olan ülkeler güçlenen küresel ekonominin
faydasını görüyor
Narendran, gelişmekte olan ülkelere değinerek, Mısır,
Brezilya, Arjantin, Meksika ve Hindistan gibi çoğu gelişmekte olan ülkedeki
reformlar sayesinde büyüme potansiyellerinin iyileşmesinin beklendiğini
aktardı. ASEAN bölgesinde, Vietnam ve Filipinler başta olmak üzere yüksek
büyüme oranlarının devam ettiğini, Taylan ve Malezya gibi daha olgun
ekonomilerin ise büyüme oranlarının yavaşladığını belirtti. BDT bölgesinde,
çelik talebinin 2017-18 döneminde güçlenmesi beklenirken, özellikle Rusya’nın
yavaş toparlanmasını sürdürmesi bekleniyor. Türkiye’de çelik talebinin 2018
yılında tekrar büyümeye dönmesi bekleniyor. MENA bölgesinin görünümü ise düşük
petrol fiyatları, jeopolitik karmaşa ve yüksek enflasyondan etkilenmiş durumda.
Körfez İşbirliği Ülkeleri ise, düşük petrol fiyatlarının neden olduğu piyasa
şartlarıyla boğuşmaya devam ediyor.
Küresel ekonomideki toparlanmanın olumlu etkilerinin Güney
Amerika ülkelerine yansıma hızının yavaş olduğu ifade edilirken, Brezilya’da
2017 yılında çelik talebinin inşaat sektörü nedeniyle toparlanamadığı ancak
2018 yılında daha güçlü bir iyileşme beklendiği belirtiliyor. Çin dışında
gelişmekte olan ülkelerde çelik talebinin 2017 yılında %2,8, 2018 yılında ise
%4,9 artması bekleniyor. İyileşen yatırımlar inşaat ve makine sektörlerini
destekleyecek Narendran, gelişmiş ekonomilerde inşaat sektörünün artan gelir ve
iyileşen yatırım şartları nedeniyle daha olumlu sinyaller verdiğini söylerken,
altyapı yatırımlarının gelişmiş ülkelerdeki altyapı yenileme faaliyetlerinden
ek destek göreceğini, öte yandan global otomotiv sektörünün de 2017 yılında
Türkiye ve Meksika başta olmak üzere güçlü performans gösterdiğini söyledi. Ancak,
ABD ve Çin’de otomotiv sektörünün yavaşlama gösterebileceği ve bu yavaşlamanın
2018 yılında diğer ülkelere de sıçrayabileceği düşünülüyor. (SteelOrbis, 18
Ekim 2017 )
OECD Genel Sekteri:
Çelik Piyasaları Çözüm İçin Korumacılığa Değil İnovasyon ve Şeffaflığa
Yönelmeli
Dünya Çelik Birliği'nin (worldsteel) 16-17 Ekim'de
Brüksel’de gerçekleşen 51. yıllık toplantısında konuşan OECD genel sekreteri
Angel Gurria, önümüzdeki günlerde küresel ekonomi açısından birçok tehlikenin
bulunduğunu söyledi. OECD ekonomilerinin 2017 yılında ortalama %3,5, 2018
yılında ise %3,7 büyümesinin beklendiğini aktaran Gurria, kriz öncesinde, OECD
ülkelerinde büyümenin %4 seviyelerinde seyrettiğini ve henüz bu seviyeye
ulaşılamadığını belirterek, bu durumun krizin neden olduğu zarar hakkında bir
fikir verdiğini, henüz krizin etkisinden tamamen kurtulmuş olmadığımızı
sözlerine ekledi. Gurria, OECD ülkelerindeki gerçek maaşların 2003’ten beri
sadece %0,2 arttığını, hanehalkı satın alma gücünün 2007’de bulunduğu
seviyelere dönemediğini ifade etti. Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkelerdeki
kredi büyümesindeki hızlı artışın küresel ekonomiye ciddi tehdit oluşturduğunu
belirtti. Küresel ticaret konusuna değinen OECD genel sekreteri, küresel
ticaretin bu yıl ve gelecek yıl %4 büyümesinin öngörüldüğünü söyledi.
Gurria, uzun süren durgunluk döneminin ardından bunun iyi
bir büyüme oranı olduğu düşünülmesine rağmen, aslında küresel ticarette
büyümenin %8 olması gerektiğini ve bunun da yine krizin etkilerine bir örnek olduğunu
dile getirdi. Gurria ayrıca sadece döngüsel faktörlerin değil yapısal
faktörlerin de bu durumda etkili olduğunu söylerken, örneğin Çin’deki büyümenin
yatırımdan destek aldığını ancak şu an ülkenin ekonomik büyümesini daha sürdürülebilir
bir modele göre ayarlamaya başladığını aktardı. Gurria, yeni teknolojilerin ve
dijitalleşmenin ezber bozucu olabileceğini söylerken, çelik sektörünün şu an
hacimden çok katma değere odaklandığını ifade etti. Dijitalleşmenin özellikle
de akıllı fırınlar düşünüldüğünde önemli bir rolü olduğunu söyleyen Gurria,
sağladığı faydaların verimliliği iyileştirip işçi güvenliğini artıracağını
belirtti. Değişen ticaret modellerinin dikkate alınması gerektiğini hatırlatan
Gurria, daha entegre bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini böylece ortaya
çıkacak faydanın daha eşit dağıtılabileceğini ifade etti. Altyapı ve insan
gücüne yatırım yapılması gerektiğini, ticaret ihtiyaçlarının daha ucuz olması,
vergilerin azalması ve hizmetlere erişimde görülen engellerin kaldırılması
gerektiğini söyledi. Çelik sektörü özelinde, çelik kapasitesinin bu yıl
rahatladığını ancak rakamların yine de yüksek olduğunu aktaran Gurria, uzun
vadede çelik talebindeki büyümenin cansız olmasını, yapısal dengesizliklerin
piyasayı olumsuz etkilemeye devam etmesini beklediklerini söyledi.
Bir diğer problemin ise çoğu teşvik sorununun Dünya Ticaret
Örgütü kapsamı dışında kalması olduğunun, tüm şirketlerin eşit şekilde muamele
görerek aynı şekilde vergilendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. G20 liderlerinin
Hamburg’ta çelik sektöründeki kapasite fazlasına yönelik tek taraflı bir
yaklaşım yerine çok taraflı bir yaklaşımı seçmesinin önemli olduğunu söyleyen
Gurria, “Diğer alternatif kimse için bir yarar sağlamayacaktı” dedi. Gurria,
son olarak, çelik üreticilerinin piyasanın verdiği sinyallere göre hareket
etmesi gerektiğini, çözümün korumacılık ve kapalı piyasalarda değil inovasyon
ve şeffaflıkta yattığını söyledi. Gurria, ayrıca, çelik sektörünün en büyük
sorumluluğunun açık pazarlara olan güveni yeniden inşa etmek ve globalleşmeyi
kendi yarattığı sorunlardan kurtarmak olduğunu ifade etti. ( SteelOrbis, 18
Ekim 2017 )
NSSMC Genel Müdürü
Kosei Shindo Worldsteel’in Yeni Başkanı Oldu
Dünya Çelik Birliği’nin (worldsteel) 16-17 Ekim'de
Brüksel’de gerçekleşen 51. yıllık toplantısında yapılan duyuruda Japon çelik
üreticisi Nippon Steel & Sumitomo Metal Corporation'un (NSSMC) genel müdürü
Kosei Shindo’nun 18 Ekim’den itibaren geçerli olmak üzere worldsteel’in başkanlığını
üstleneceği açıklandı. Buna göre, Shindo, geçen sene birliğin başkanı seçilen
ABD’li çelik üreticisi Nucor’un CEO’su John J. Ferriola’nın yerine geçti.
Ferriola ise önümüzdeki 12 ay boyunca, Güney Koreli çelik üreticisi POSCO’nun
CEO’su Ohjoon Kwon ile birlikte birliğin başkan yardımcılığını üstlenecek.
Tosçelik Worldsteel’e Üye Oldu
Bununla birlikte, birliğe katılan yeni üyeler ise, MA
Guoqiang tarafından temsil edilen China Baowu Steel Group Corp., Kalyan Ghosh
tarafından temsil edilen Essar Steel Algoma, Sanjeev Gupta tarafından temsil
edilen Liberty One Steel (eski adıyla Arrium Limited) ve Fuat Tosyalı
tarafından temsil edilen Tosçelik Profil Ve Sac Endüstrisi A.Ş. olarak
açıklandı. ( SteelOrbis, 19 Ekim 2017 )
Cezayir, Üretim
Artışı ile 2020 Yılına Kadar Aktif Olarak Çelik İhraç Etmeye Başlayabilir
İthalata yönelik kısıtlayıcı politikaların yanı sıra üretimi
artırma planları hesaba katılarak önümüzdeki yıllarda Cezayir’in çelik ihraç
eden bir ekonomi haline gelebileceği ifade ediliyor. Cezayir’de yerli tüketime
yönelik görünümün pek parlak görünmediği göz önünde bulundurularak, orta vadede
çelik ürünlerinde arz fazlalığı oluşabileceği ve böylece Cezayir’in MENA’da
ihracata yeni başlayan ülkeler arasında yerini alabileceği duyuruluyor.
Cezayir Sanayi ve Madencilik Bakanlığı’na göre, 2020 yılına
kadar Cezayirli tesislerin dış piyasa satış yapabilmelerinin mümkün olduğu, söz
konusu beklentinin, önümüzdeki yıllarda ülkede üretim kapasitesinin büyük
oranda artacak olmasına dayandırıldığı ve yetkililerin tahminlerine göre 2020
yılına kadar Cezayir’in kapasitesinin, El Hadjar’ın yeniden devreye girmesi
hariç tutularak mevcut 3,5 milyon tondan 12 milyon tona yükseleceği
aktarılıyor.
Mevcut durumda Cezayir’de çelik üretim kapasitesini artırmak
için 4 başlıca projenin yürütülmekte olduğu, bunlardan birinin, 2017 yılının
sonunda kısmen faaliyete başlaması beklenen, ilk aşamada 2 milyon ton uzun ürün
kapasiteli Bellara Steel Complex olduğu, Tosyalı Holding’in 2018 yılına kadar
kapasitesini mevcut 2,9 milyon tondan 5,6 milyon tona yükselteceğinin
öngörüldüğü ve El Hadjar Complex’in (eski ArcelorMittal Annaba) rehabilitasyon
planı çerçevesinde 1,2 milyon ton kapasitesini yıl sonuna kadar yeniden devreye
almasının beklendiği kaydediliyor. Buna ek olarak yerli ETRHB firmasının
450.000 ton boru üretim kapasitesi kuracağı belirtiliyor. Yerli üretimin
artması ve tesislerin kapasite genişletme planlarının, ithalatın ithalat
izinlerini azaltarak kısıtlanması ile desteklendiği ve Bakanlığa göre, böylece
tüketimin 2015 yılında ithalat rejimi getirilmeden önceki 9 milyon ton
civarında kalması halinde Cezayir’in çelik ürünlerinde arz fazlalığının 3
milyon tondan 4,2 milyon tona yükselebileceği vurgulanıyor. ( Metal Expert, 19
Ekim 2017 )
Julian Allwood: Hurda
Arzı 2050 Yılına Kadar Üçe Katlanacak
Dünya Çelik Birliği'nin (worldsteel) 16-17 Ekim'de
Brüksel’de gerçekleşen 51. yıllık toplantısının geleceğe yönelik senaryolar
oturumunda konuşan Cambridge Üniversitesi mühendislik ve çevre profesörü Julian
Allwood, çelik sektörünün nasıl ilerleyebileceği yönünde fikir veren bir sunum
yaptı. 2008 yılında çelik üretiminin üçte ikisinin demir cevherine dayalı
olduğu üçte birinin ise hurdaya dayalı olduğunu söyleyerek sözlerin başlayan
Allwood, gelişmiş ülkelerde çelik stoklarının kişi başı 10 mt ile yatay seyre
geçtiğini buna dayanarak geleceğe dair tahminlerde bulunmanın mümkün olduğunu
belirtti. Bahsedilen bu çeliğin ne zaman geri dönüşüme gireceği sorusuna
ilişkin olarak ise, Allwood, çelik ürünlerinin ortalama ömrünün 38 yıl
olduğunu, en kısa ömürlü çeliğin 15 yıl ile otomotivde kullanılan çelik
olduğunu, en uzun ömürlü çeliğin ise 60 yıl ile binalarda kullanılan çelik olduğunu
ifade etti.
Bu bilgiler ışığında 2050 yılına kadar hurda arzı hakkında
tahminlerde bulunabileceğimizi söyleyen Allwood, demir cevherinden üretilen
çeliğin daha hızlı büyüme kaydetmesinin pek mümkün olmadığını, tüm bu yüksek
fırınlara artık ihtiyaç kalmadığını, hurda kullanılarak üretilen çeliğin ise
2050 yılına kadar, aynı dönemde hurda arzında beklenen üç kat artışa paralel
olarak, üç katına çıkacağını aktardı.
Hurdaya dayalı çelik üretiminin şu sıralar genellikle inşaat
demiri üretimine yönelik olduğunu söyleyen Allwood, otomobillerin de büyük bir
hurda kaynağı olduğunu, ancak bu durumun otomobil hurdasında bulunan teneke ve
bakır gibi diğer metallerin de inşaat demiri üretimine karışması gibi bir sorun
doğurduğunu ifade etti. Allwood, bu noktada otomobil hurdasından bakırın
ayrılması için bazı adımlar atılabileceğini bazı yeni teknikler
geliştirildiğini belirtti. Bakır konusunda bir çözüm bulunmazsa, çelik
sektörünün 2050 yılına kadar üçe katlanması beklenen mevcut hurda arzının çelik
üretiminde kullanılmasının mümkün görünmediğine dikkat çeken Allwood, bakırın
bir sorun oluşturduğunu ancak bu konuda bir şeyler yapılabileceğini söyledi.
İklim değişikliği konusunda değinen Prof. Allwood, tüm fosil yakıtları
yenilenebilir kaynaklarla değiştirmenin mümkün olmadığını ama daha az enerji
kullanmaya başlayabileceğimizi belirtti.
Çelik sektörünün enerji verimliliği açısından en yenilikçi sektörlerden biri olduğunu ancak artık sektörde ilerleme kaydedilecek pek fazla alan kalmadığını bildiren Allwood, otomotiv üreticilerinin kullandıklarından daha fazla çeliği ıskartaya çıkardıklarını söyledi. Bu alanda daha fazla verimlilik elde edilebileceğini ifade eden Allwood, İngiltere’de inşaatlarda gereğinden fazla çelik kullanıldığı örneğini verdi. Prof. Allwood, gelecekte çelik sektörünün demir cevherinden hurdaya kayacağını, hurdadan daha fazla çelik üretmekten başka bir seçenek olmadığını vurguladı. “İklim değişikliği konusunda adım atmaya karar verirsek, yüksek fırın sayısında hızlı bir düşüş olması gerek” diyen Allwood, çelik üreticilerinin müşterileri ile bağlantılarının iyi olmadığını stokçuları aradan çıkarabileceklerini söyledi. Son olarak ise, Allwood, iklim değişikliği nedeniyle kaçınılmaz olarak daha az çelik kullanmanın kurumsal strateji haline gelmesi gerektiğini ifade etti. ( SteelOrbis, 19 Ekim 2017 )
Çelik sektörünün enerji verimliliği açısından en yenilikçi sektörlerden biri olduğunu ancak artık sektörde ilerleme kaydedilecek pek fazla alan kalmadığını bildiren Allwood, otomotiv üreticilerinin kullandıklarından daha fazla çeliği ıskartaya çıkardıklarını söyledi. Bu alanda daha fazla verimlilik elde edilebileceğini ifade eden Allwood, İngiltere’de inşaatlarda gereğinden fazla çelik kullanıldığı örneğini verdi. Prof. Allwood, gelecekte çelik sektörünün demir cevherinden hurdaya kayacağını, hurdadan daha fazla çelik üretmekten başka bir seçenek olmadığını vurguladı. “İklim değişikliği konusunda adım atmaya karar verirsek, yüksek fırın sayısında hızlı bir düşüş olması gerek” diyen Allwood, çelik üreticilerinin müşterileri ile bağlantılarının iyi olmadığını stokçuları aradan çıkarabileceklerini söyledi. Son olarak ise, Allwood, iklim değişikliği nedeniyle kaçınılmaz olarak daha az çelik kullanmanın kurumsal strateji haline gelmesi gerektiğini ifade etti. ( SteelOrbis, 19 Ekim 2017 )
İtalya’da Bulunan
Grafit Elektrot Tesisinin Yeni Sahibi Gosource Group Ltd Tesise 23 Milyon €
Yatırım Yapacak
Yeni sahibinin İtalya’da yerleşik Narni elektrot tesisi için
hükümete iş planı taslağı ve tesisin yeniden faaliyete geçmesi için gerekli
olan yatırım paketini sunduğu bildiriliyor. İtalya hükümeti ile görüşme
esnasında Çinli Gosource Group Ltd’nin, 30.000 ton elektrot kapasiteli Narni
tesisi için bir taslak sunduğu, firmanın üretim faaliyetlerine yeniden
başlanması için 23 milyon € yatırım yapacağı kaydediliyor. Mevcut durumda
tesisin 2018 yılının üçüncü çeyreğine kadar yeniden devreye alınması için
gerekli hazırlıkların yapılmakta olduğu, Narni’nin gerekli izinleri henüz
alamadığı ve hükümet ile bir sonraki toplantının Kasım ayının ortalarında
gerçekleşeceği ifade ediliyor. Yatırım bankası Jefferies’e göre, Avrupa’da ark
ocaklı üretim yapan tesislerin, kısıtlı arz nedeniyle keskin bir şekilde
yükselen grafit elektrot fiyatları nedeniyle üretim maliyetlerinin arttığı, Çin
çıkışlı elektrot fiyatlarının 10 katına çıkarak 30.000 $/ton seviyesine
ulaştığı ve elektrik ark ocaklarında üretim için temel hammadde olması
bakımından yüksek grafit elektrot fiyatlarının tesislerin marjlarını
baskıladığı aktarılıyor. 800 mm çapında elektrot üreten Narni’de bulunan
tesisinin, 2014 yılında mali sorunlar nedeniyle üretimi durdurduğu ve SANGRAF
International’a bağlı Gosource Group Ltd’nin, eski adıyla SGL grafit elektrot tesisini
Ağustos ayında satın almak için anlaşma sağladığı hatırlatılıyor. ( Metal
Expert, 20 Ekim 2017 )
Yorumlar
Yorum Gönder