Çelik Sektöründe 2017 - 44.Haftanın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2017 - 44.Haftanın Öne Çıkanları
EUROFER: AB Reel
Tüketiminin 2017 Yılında % 3.2 Artması, 2018 Yılında İse Daha Yavaş Büyümesi
Bekleniyor
Avrupa Çelik Derneği’nin yayımladığı (EUROFER) Avrupa
Ekonomik ve Çelik Piyasası Görünümü 2017-2018/2017 Dördüncü Çeyrek Raporu'na
göre, 2017 yılının ikinci çeyreğinde AB reel tüketimi yıllık bazda % 1,5
artarken, son tüketici seviyesinde nihai tüketim, AB’de çelik tüketen
sektörlerdeki güçlü faaliyet büyümesine paralel olarak yıllık bazda % 3,5
civarında yükseldi. Rapora göre, çelik boru imalatı, makine ve metal eşya
sanayii gibi çelik yoğun sektörlerin güçlü performansı, çelik ürünlerine
yönelik nihai tüketici talebindeki artışı destekledi. Bunun yanı sıra makine,
elektrikli ev aletleri ve metal eşya gibi diğer çelik tüketen sektörler de reel
çelik tüketimindeki artışa katkıda bulundu. Söz konusu rapora göre, 2017
yılında AB’de toplam reel tüketimin % 3,2 seviyesinde büyüyeceği, 2018 yılında
ise, AB piyasasında reel çelik tüketimde yavaş büyümenin devam edeceği
bekleniyor. Genel olarak durağan boru sektörü ve boru üretimi sonucu AB’de
çelik tüketen sektörlerde üretim faaliyetlerindeki beklenen azalmanın, 2018
yılında reel tüketimindeki büyümenin yavaşlayarak % 1.5 seviyesine gelmesine
neden olacağı tahmin ediliyor. Raporda, çelik yoğunluğunun reel tüketimindeki
büyümeyi hafif de olsa olumsuz yönde etkilemeye devam edeceği ifade edildi. ( TÇÜD,
30 Ekim 2017 )
AIIS: Çin’in Çelik
Kapasite Fazlalığı Küresel Bir Sorun
John Ferriola’nın, Çin’in küresel çelik ticaretini tahrip
etmek için devlet teşviklerinden yararlandığını belirttiği analizinin (“China:
A Company Disguised as a Country,” Letters, Oct. 17) doğru olduğunu, ancak
Ferriola’nın çözüm önerisinin makul olmadığını ifade eden AIIS Başkanı Richard
Chriss, ticari ortakların misilleme yaparak karşılık vereceği, Soğuk Savaş
döneminden kalma, nadir kullanılan yeni ticari kısıtlamaların uygulanması
yerine, Çin’in dünya sahnesindeki etkileri artarken Amerika’nın etkisinin
azaldığını belirten Harvard’dan Graham Allison’un önerilerine kulak verilmesi
gerektiğini dile getirdi. Chriss, Amerika’nın Çin’in çelik kapasite fazlalığı
ile yapıcı bir şekilde başa çıkmasının ve aynı zamanda ekonomik liderliği geri
almasının en iyi yolunun, çelik kapasite fazlalığına uzun vadeli ve
çalışılabilir bir çözüm bulmak amacıyla kurulan Küresel Çelik Kapasite
Fazlalığı Forumu çatısı altında güçlü sürdürülebilir ve çok taraflı çalışma organize
etmesi ve ilerletmesi olduğunu belirtti. Son olarak Chriss, bu yönde
çalışmalara başlamak için daha iyi bir zaman olmadığına vurgu yaptı. ( AIIS, 28
Ekim 2017 )
Zonguldak'ın Kömür
Rezervi Açıklandı
Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Alt Komisyonu toplantısı
TTK Genel Müdürlüğü´nde yapıldı. Ak Parti İstanbul Milletvekili Hurşit Yıldırım
başkanlığındaki toplantıda konuşan TTK Genel Müdür Vekili Kazım Eroğlu, kurumun
projeleri hakkında bilgi verdi. Kazım Eroğlu, Türkiye'nin dünyada enerji
tüketimindeki payının 2002 yılında yüzde 0,79 iken, 2017 yılında yüzde 0,97'ye
çıktığını söyledi. 2015'te birincil enerji arzının yüzde 76,1'inin ithal
kaynaklar ile sağlandığını ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu: "Bu ithalatın
yüzde 44'ünü ham petrol ve petrol ürünleri, yüzde 35,.4'ünü doğalgaz, yüzde 19,4'ünü
ise taşkömürü oluşturmuştur. Ülkemizde taşkömürü rezervlerinin bulunduğu
Zonguldak havzasında eksi bin 200 metre derinliğe kadar tespit edilen toplam
jeolojik rezerv 1 milyar 522 milyon ton olup, bunun yüzde 48'i, yani yaklaşık
735 milyon tonu görünür rezervdir. Bu rezervin tamamen üretilmesi durumunda 65,7
milyar dolar gelir elde edilecektir." Kömür üretiminde mekanizasyonun
sağlanarak üretimde artış ve randımanlarda iyileştirme sağlanmasının
hedeflendiğini anlatan Eroğlu, "Bu amaçla yapılan 'Üretimde Mekanizasyon
Projesi' kapsamında 40 derece ve üstü damarlarda uygulanmak üzere tahkimat
üniteleri ve kesici içeren teçhizat Amasra TİM'de denenmiş, başarılı bulunarak
satın alınmıştır. Aynı tip ve 1,7-3,2 metre damarlarda çalışabilecek teçhizatın
Karadon Gelik İşletmesi'ne alınmasına yönelik hazırlıklar sürdürülmektedir.
Havza çapında toplam 6,3 milyon ton hazır rezervin mekanize kazı sistemi ile
üretilmesi planlanmıştır" dedi. ( HaberTürk, 30 Ekim 2017 )
Lech Stahlwerke, Grafit
Elektrot Üretimine Giriyor
Bavyera’da yerleşik Max Aicher Group’a ait çubuk tesisi
Lech-Stahlwerke’nin (LSW), kendine ait üretim sahasında grafit elektrot
üretimine başlamayı hedeflediği haber veriliyor. Aicher tesisinin, tesisini
Japon Showa Denko’ya satarak grafit elektrot segmentinden yeni çıkan SGL
Carbon’un da bulunduğu Meitingen’de yerleşik olduğu belirtiliyor. Max Aicher
Group’un daha önce Griesheim’de bulunan SGL Carbon tesisini satın aldığı ve
sözkonusu tesisin bir yıl öncesine kadar grafit elektrot üretimi yaptığı
bildiriliyor. Aicher’in, ilk aşamada bir üretim hattı kurup üretim yapmayı
planladığı, ikinci hattın ise daha sonraki aşamada devreye alınabileceği, ancak
kapasite ya da zaman dilimi ile ilgili bir bilgi verilmediği vurgulanıyor. ( Kallanish,
31 Ekim 2017 )
Kıyılmış Hurda
Tüketimi Türkiye’de Yerleşik Firmaların Elektrot Tasarrufu Yapmasına Olanak
Sağlıyor
Türkiye’de kıyılmış hurdaya yönelik talebin, kıyılmış hurda
tüketiminin ile grafit elektrot ihtiyacını azaltması nedeniyle artış
gösterdiği, bunun sonucu olarak kıyılmış hurda ithalatının, diğer hurda
kalitelerine kıyasla daha hızlı arttığı aktarılıyor. Türkiye’de yerleşik çelik
üreticilerinin bu yıl kıyılmış hurda alımlarını artırdıkları ve SteelData
verilerine göre kıyılmış hurda ithalatının Ocak-Eylül döneminde % 35 oranında
artışla 2.57 milyon ton seviyesine ulaştığı bildiriliyor. Türkiye’de yerleşik
bir piyasa kaynağının, kıyılmış hurdanın elektrik ark ocaklarının daha etkin
bir şekilde kullanılmasına olanak sağladığını, bu sayede bir ergitmede daha az
elektrot kullanarak daha çok çelik üretimi yapılabildiğini belirttiği ifade
ediliyor. Bu yıl Türkiye’nin toplam demirli hurda ithalatının % 16 artışla
14.93 milyon tona ulaştığı, kıyılmış hurdanın Türkiye’nin hurda ithalatının % 17’sini
oluşturduğu, buna ek olarak elinde mevcut kıyılmış hurda bulunan ihracatçıların
sınırlı olduğu, başlıca tedarikçilerin ABD (827.000 ton), Birleşik Krallık
(530.000 ton) ve Belçika (229.000 ton) olduğu, söz konusu ülkelerin Türkiye’nin
kıyılmış hurda ithalatının %62’sini sağladıkları belirtiliyor. 2017 yılının
dokuz aylık döneminde Türkiye’de hurda tüketiminin, daha yüksek ham çelik
üretimi ile % 18 artışla 22,3 milyon tona ulaştığı, diğer taraftan yerli hurda
girdisinin % 23 artışla 7,4 milyon tona yükseldiği kaydediliyor. ( Metal
Expert, 01 Kasım 2017 )
AB’nin Elektrot
Üretimi, Alman Firmanın Atıl Elektrot Kapasitesini Satın Almasıyla Artabilir
Çelik üreticisi Max Aicher Group’un, Almanya’nın Batısında
bulunan Griesheim’de yerleşik atıl grafit elektrot tesisini satın aldığı, Max
Aicher’ın sözkonusu tesisi satın almasının, grafit elektrot kıtlığı nedeniyle
fiyatların sıçradığı ve bu durumun küresel çapta elektrik ark ocaklı çelik
üreticilerini inşaat demiri ve profil gibi ürünlerin fiyatlarını yükseltme
konusunda baskı altına aldığı döneme denk geldiği ifade ediliyor. Alman üretici
ve tesisin eski sahibi SGL Group’a göre Griesheim tesisinin, 30.000 ton grafit
elektrot kapasitesine sahip olduğu ve Graphite India’ya göre dünyanın en büyük
üç grafit elektrot üreticisinin toplam kapasitesinin 2016 yılında 468.000 ton
seviyesinde olduğu kaydediliyor. 2017 yılında grafit elektrot piyasalarındaki
yüksek fiyatlar ve talebin, geçtiğimiz yıllarda elektrot sektöründeki durum ile
keskin bir tezat oluşturduğu vurgulanıyor. SGL Group’a göre, Çin’den düşük
fiyatlara ithal edilen yüksek fırınlarda üretilen çeliğin, ark ocaklarında
üretilen çelik ürünlere yönelik talebi azalttığı ve söz konusu durumun 2016
yılında Griesheim tesisi için elverişsiz piyasa koşularına neden olduğu
aktarılıyor. Elektrot tesisinin yıllardan bu yana yetersiz kapasite kullanımı
ve yüksek maliyetli yapısı nedeniyle büyük zarar gördüğü ve 2016 yılının Şubat
ayında üretimi durdurduğu kaydediliyor. Buna ek olarak SGL Group’un Kanada’daki
Lachute ve İtalya’daki Narni tesislerinde de üretimi durdurarak toplamda 60.000
ton elektrot kapasitesini kapattığına dikkat çekiliyor. Elektrot sektöründe
geçtiğimiz yıllarda başka şirket birleşmelerinin de görüldüğü, Graphite
India’nın raporuna göre 2016 yılında başlıca 6 üretici tarafından sektörde
yılda 780.000 ton seviyesinde elektrot kapasitesinin kapatıldığının tahmin
edildiği bildiriliyor. Aynı raporda SGL Group’un, bu yıl Japon grafit elektrot
üreticisi Showa Denko tarafından satın alınarak 180.000 ton yeni ortak kapasite
oluşturduğu, buna ek olarak yılda 190.000 ton kapasiteli Avrupalı üretici
Graftech’in de 2015 yılında özel sermaye şirketi Brookfield tarafından satın
alındığı hatırlatılıyor. Geçtiğimiz hafta Outokumpu Genel Müdürü Roland
Baan’ın, yüksek grafit elektrot fiyatlarının, 2018 yılında paslanmaz çelik
üretiminde maliyetleri artıracağını ve en son grafit elektrot spot
fiyatlarının, 2016 yılının başındaki 3.000 $/ton civarına kıyasla 25.000-26.000
ton aralığında olduğunu belirttiği ifade ediliyor. ( Metal Bulletin, 01 Kasım
2017)
Coface: Küresel Çelik
Üretiminin 2017 Yılında % 0.8 Artması Bekleniyor
Fransız Kredi Sigortası Şirketi Coface’in, 2017 yılında
küresel çelik üretiminin Hindistan, Avrupa ve ABD’deki üretim artışı ile % 0.8
seviyesinde artacağını, Çin’in üretiminin ise geçtiğimiz yılki % 1
seviyesindeki düşüşünü bu yıl da % 1 azalışla takip edeceğini öngördüğü
belirtiliyor. Coface’in, yıllık çelik sektörü raporunda Çin’in, dünya
piyasalarını baskılayacak şekilde çelik ihracatı yaparak tartışmaların odağı
olduğunu ve Çin’in çelik üretiminin, inşaat sektörüne yönelik düşük katma
değerli ürünlere odaklandığını belirttiği ifade ediliyor. Coface’e göre
Hindistan’ın çelik üretiminin 2017 yılında % 7 oranında artış göstereceği,
ancak sözkonusu artışın hükümetin 2015-2025 yılları arasında yıllık % 13
oranındaki büyüme hedefine kıyasla daha düşük seviyede kalacağı, buna göre
Hindistan Başbakanı Modi’nin, bu süre zarfında ülkenin çelik üretim kapasitesini
300 milyon tona yükselmesini hedeflediği ve son olarak hükümetin, yerli çelik
üreticilerini ithalata karşı korumak amacıyla bazı ürünlere uygulanan büyük
oranlardaki gümrük vergilerini devam ettireceği kaydediliyor. Rapora göre Batı
Avrupa’nın bu yılki çelik üretiminin % 1 seviyesinde düşeceği ve bazı yüksek
katma değerli çelik üreticilerinin piyasada rekabet edebilmelerine rağmen
Avrupalı üreticilerin bölgedeki yeterli seviyedeki tüketimden
faydalanamadıkları, buna ek olarak Avrupa Komisyonu’nun Çin’den ithal bazı
ürünlere vergi getirmesinin sektörü destekleyeceği belirtiliyor. Buna ek olarak
Coface’in Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden olası çıkışının orta vadede
bazı Avrupa ülkelerinin Çin çıkışlı ürünlere karşı daha sıkı önlemler
uygulaması için alan bırakacağını tahmin ettiği ifade ediliyor. Son olarak
Coface’in ABD’de üretimin 2017 yılında % 1 oranında büyümesini öngördüğü ve
yerli çelik üreticilerinin hükümetin Çin, Brezilya, Rusya ve Japonya çıkışlı
bazı ürünlere % 266’ya varan oranlarda uyguladığı vergilerden fayda
sağladıklarını belirttiği, ayrıca Başkan Donald Trump’ın Kongre’yi altyapı
geliştirme projelerine ikna etmesi halinde ABD çelik sektöründe kayda değer bir
büyümenin görüleceğini eklediği bildiriliyor. ( Kallanish, 02 Kasım 2017 )
Murat Eryılmaz:
2017’de Türkiye’de Ham Çelik Üretiminin 36 Milyon Mt'u Aşması Bekleniyor
2 Kasım Perşembe günü İstanbul'da düzenlenen 12. SteelOrbis
Çelik Konferansı - "Çelik Piyasalarında Yeni Ufuklar"'da konuşan
SteelOrbis Genel Müdürü Murat Eryılmaz, katılımcılarla global çelik sektörüne
yönelik son verileri ve tahminleri paylaştı. 2017 yılında dünya çelik
sektöründe artış gözlendiğini belirten Eryılmaz, önceki yıllarda 1,6 milyar mt
civarında gerçekleşen dünya ham çelik üretiminin bu yıl 1,86 milyar mt
seviyesinde kaydedilmesini beklediklerini ifade etti. Çin’in dünya çelik üretim
ve tüketimindeki yerine bakıldığında, Eryılmaz’a göre, bu yıl Çin’in ham çelik
üretiminin 850 milyon mt’a yakın bir seviyede gerçekleşmesi ve dünya ham çelik
üretimindeki payının %50’nin üzerine çıkması bekleniyor. Çin’in tüketiminde ise
2016 yılının son çeyreğinden beri olumlu bir gidişat görüldüğünü ifade eden
Eryılmaz, Çin'in tüketiminin dünya tüketimi içindeki payının %47’ye çıkmasının
öngörüldüğünü söyledi. Sektörü en çok olumsuz etkileyen konuların başında gelen
Çin’deki arz fazlasının azaldığını ve bu yılsonu itibarıyla daha da azalmasını
beklediklerini, Çin’den yapılan nihai mamul ihracatının da düştüğünü belirtti.
Eryılmaz’a göre, global piyasalardaki rahatlamanın Türkiye’ye de yansıdığı ve
bu sayede ülkede ham çelik üretiminin bu yıl ciddi miktarda arttığı gözleniyor.
Yıl sonuna kadar beklenmedik sorunlar çıkmadığı sürece, Türkiye’nin ham çelik
üretiminin en yüksek seviyeyi gördüğü 2012 yılını da aşarak 36 milyon mt’u geçmesi
bekleniyor. 2015 ve 2016 yıllarında nihai çelik ticaretinde net ithalatçı
konumunda olan Türkiye’de, bu yıl ithalatın 15,5 milyon mt, ihracatın ise 19
milyon mt’a yakın seviyelerde gerçekleşeceği, tüketimde ithalatın payının %44,5
olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranına
bakıldığında ise, 2017 yılında bu oranın %21’e yaklaşacağı öngörülüyor. (SteelOrbis,
02 Kasım 2017 )
Barış Çiftçi: “Global
Çelik Talebi Hızlı Büyüme Sürecinden Yavaşlama Dönemine Geçti”
2 Kasım Perşembe günü İstanbul'da düzenlenen 12. SteelOrbis
Çelik Konferansı - "Çelik Piyasalarında Yeni Ufuklar"'da konuşan
Dünya Çelik Birliği (worldsteel) Hammadde Birimi Başkanı Barış Çiftçi, küresel
çelik sektörünün nasıl bir süreçten geçtiğini aktararak, önümüzdeki yıllara
yönelik tahminlerini paylaştı. Çiftçi’nin açıklamalarına göre, 2016 yılında
global çelik talebi hammadde bazında 1,5 milyar mt, nihai mamul bazında ise 1,6
milyar mt seviyesinde kaydedildi. Çin’de 2013 yılında zirve seviyeye ulaşan
çelik talebinin ülkede yatırıma dayalı bir ekonomi politikasından tüketim
ağırlıklı bir stratejiye ağırlık verilmesi sebebiyle, önümüzdeki dönemde global
çelik talebindeki büyümenin yavaşlaması bekleniyor. Ayrıca, gelişmekte olan
ülkelerde değişen demografik yapı, artan nüfus, altyapı çalışmaları ve yayılan
kentleşme global çelik talebini destekliyor olsa da önceki yıllarda Çin’deki
kontrolsüz büyümeden kaynaklanan hızlı büyüme oranının önümüzdeki dönemde
kaydedilebileceği düşünülmüyor. Kısaca, geçtiğimiz yirmi yıllık dönemde her yıl
%4-7’lik oranlarda büyüyen dünya çelik talebinin daha düşük oranlarda
büyüyeceği öngörülüyor. Öte yandan, global çelik üretimine bakıldığında, 2016
yılında ham çelik üretiminin %75’inin entegre tesislerde, geri kalanın ise
elektrik ark ocaklarında yapılmış olduğu gözleniyor. 2000 yılındaki oranlarla
karşılaştırıldığında, elektrik ark ocaklarının üretimdeki payının ciddi bir
oranda azaldığı görülüyor. Çiftçi’ye göre bunun başlıca sebebi Çin’de entegre
tesislerin artmış olması. Fakat Çin’deki kapasite fazlası problemi göz önüne
alınıp gerçekleştirilen üretim kısıtlamalarıyla global hurda arzının artmasıyla
birlikte, önümüzdeki dönemde elektrik ark ocaklı tesis üretiminin global
üretimde daha fazla payı olacağı düşünülüyor. Öte yandan, global elektrot
arzındaki daralmanın elektrik ark ocaklı tesisleri olumsuz yönde etkilediği
gözleniyor. Hammadde piyasaları ele alındığında, global demir cevheri arzının
yeterli olduğunu belirten Çiftçi, bu noktada sorunun pelet ve parça cevher gibi
daha kaliteli cevher arzındaki düşüş olduğunu ve bunun da fiyatları
desteklediğini söyledi. Global hurda arzında ise ciddi bir artış bekleniyor. Bu
kapsamda 2016 yılında 720 milyon mt olan hurda arzının 2030’da 1 milyar mt,
2050’de ise 1,3 milyar mt olacağı düşünülüyor. ( SteelOrbis, 02 Kasım 2017 )
Başak Turgut:
Kuvvetli İmalat Sanayi Büyümeyi Destekliyor
2 Kasım Perşembe günü İstanbul'da gerçekleşen 12. SteelOrbis
Çelik Konferansı-"Çelik Piyasalarında Yeni Ufuklar"'da konuşan Oyak
Maden Metalurji Grubu Pazarlama ve Satış koordinatörü Başak Turgut, artık
geçmişi referans alarak gelecekle ilgili tahmin yapmanın mümkün olmadığı bir
çağda yaşadığımızı, yoğun devlet politikalarının dahil olduğu çelik sektörü
özelinde gelecekle ilgili öngörüde bulunmanın çok kolay olmadığını ifade ederek
sözlerine başladı.
2008 krizi sonrası yaşanan çok uzun bir yavaş büyüme ve
durgunluk döneminin ardından dünya ekonomisinin toparlanma sürecinde olduğunu
söyleyen Turgut, satın alma yöneticileri endeksinin mevcut seviyesinin en son
2011 yılında görüldüğünü, imalat sanayi üretim endeksinin ise son yılların en
yüksek seviyesinde olduğunu belirtti. Turgut, bu sene çelik sektöründe yaşanan
canlanmanın rastlantı olmadığını sağlam temelleri bulunduğunu söyledi.
Özellikle imalat sanayi üretiminin dünyanın her yerinde çok kuvvetli olduğunu
bu sene görülen büyümenin uzun yıllardır görülmediğini aktaran Turgut,
Türkiye’nin en çok AB’deki ekonomik göstergelerden etkilendiğini ifade etti.
Türkiye’de hem yassı hem uzunda ivmelenen ihracatın artan iç talebin etkisiyle
gerilemeye başladığını aktaran Başak Turgut, üreticiler ve tüketiciler açısında
2017’nin pozitif bir yıl olduğunu söyledi.
Üreticiler açısından dikkat edilmesi gereken en önemli
göstergenin küresel ticaret hacmindeki artış olduğuna dikkat çeken Başak
Turgut, bu artışın etkisi olarak navlunların yükseldiğini söylerken, “Baltık
kuru yük navlun endeksi son 3,5 yıldır görmediği noktalara geldi, brent petrol
varil fiyatı 60$’ın üzerine çıktı” dedi. Ticarette bölgeselliğin artmaya başladığın
altını çizen Turgut, Çin’in ihracatının azaldığını ve Asya, AB ve NAFTA gibi
bölgelerde, ihracatın çoğunlukla bölge içinde kaldığını belirtti. Turgut,
Çin’de çok önemli değişiklikler olduğunu, geçtiğimiz sene ilk defa sıfırın
üzerine çıkan üretici fiyat endeksinin bu sene çok yükseldiğini, çelik
tüketiminin de altyapı yatırımlarından destek alarak güçlendiğini söyledi. Bu
yatırımların 2020’ye kadar devam etmesinin planlandığını söyleyen Turgut,
Çin’in inşaata dayalı büyümeden yatırıma dayalı büyümeye geçtiğini hatırlattı.
Çin’de 65 milyon mt kapasiteli indüksiyon ocağının kapandığını bildiren Turgut,
üretimdeki bu düşüşün ihracata da yansıdığını, geçtiğimiz sene ilk dokuz ayda
85 milyon mt olan Çin’in ihracat hacminin bu sene aynı dönemde 60 milyon mt
seviyesinde yer aldığını ve bundan sonra her yıl 50-60 milyon mt civarını
geçmemesinin beklendiğini dile getirdi.
Ayrıca 2020 yılında kadar 150 milyon mt kapasite kapatmayı
planlayan Çin, şirket birleşmelerine giderek ülkedeki en büyük 10 üreticinin
toplam üretimin %60’ını oluşturmasını hedefliyor. Üretim kısıntısı mamulde
erişimin azalmasına neden olduğu için bunun mamul fiyatına pozitif yansırken
hammaddeye negatif yansıdığını söyleyen Turgut, vadeli çelik fiyatlarının spot
piyasayı da etkileme başladığını belirtti. Turgut, Çin’de kasım ve mart ayları
arasında planlanan üretim kısıntıları nedeniyle yatırımcıların heyecana
kapılmış durumda olduğunu, vadeli sıcak sac kontrat adedindeki artışın da bunun
sonucunda gerçekleştiğini ifade etti. ( SteelOrbis, 02 Kasım 2017 )
Fatih Çıtak: Güçlü
Yanları ve Fırsatları Daha Baskın Olan Bir Çelik Sektörü Görüyoruz
2 Kasım Perşembe günü İstanbul'da gerçekleşen 12. SteelOrbis
Çelik Konferansı-"Çelik Piyasalarında Yeni Ufuklar"'da konuşan Oyak
Maden Metalurji Grubu Pazar Planlama Direktörü Fatih Çıtak, çelik sektörünün
güçlü yönlerinin başında esnekliğine dikkat çekerken, dünyanın sekizinci en
büyük üreticisi olan Türkiye çelik sektöründe 2014-2015 emtia krizi döneminde
üreticilerin yarı mamul ithalatı yaptıklarını ve ayrıca ihracat pazarlarını
çeşitlendirdiklerini ifade etti. Dünyadaki likidite bolluğunun Türkiye çelik
sektörü için fırsat yarattığını söyleyen Çıtak, “öngörülen ve hesaplanan
faktörlerin gerçekleştiğinde oluşan durum kriz değildir, size öncesinde
hazırlanma fırsatı vermiştir” dedi. Orta Doğu’nun şu an risk oluşturduğunu
ancak bugün yıkılan ülkelerin elbet bir gün yeniden inşa edileceğini
hatırlattı. Çıtak, çelik sektörüne ilişkin risk ve tehditlere örnek olarak
elektrikli otomobilin 2035 yılında geleneksel otomobillerin önüne geçmesi
durumunda sistemin ve markaların değişeceğini belirtirken, bu çerçevede
Türkiye’deki üreticilerin nasıl bir değişim göstereceğini şu andan kestirmenin
mümkün olmadığını söyledi. Türkiye’nin genç nüfusu ve şehirleşmenin
tamamlanmamış olmasının ise altyapı yatırımları devam etmek zorunda olduğu için
çelik sektörü özelinde fırsat oluşturduğunu dile getirdi. Çıtak bunlar göz
önüne alındığında Türkiye çelik sektörünün güçlü yanları ve fırsatların daha
ağır bastığını belirtti. Çin’de artan hurda arzına ilişkin değerlendirmelerde
bulunan Çıtak, Çin’in üretiminin %94’ünün cevherden, %6’sının ise hurdadan
olduğunu ve bu durumda Çin’in hurda fiyatını cevhere göre çok rekabetçi bir
hale getirecek bir aksiyon alacağını öngörmediğini söyledi. ( SteelOrbis, 02
Kasım 2017 )
Yusuf Güven: Elektrot
Sıkıntısı Hurda Fiyatlarında Daha Fazla Düşüşe Neden Olmayacak
2 Kasım Perşembe günü İstanbul'da gerçekleşen 12. SteelOrbis
Çelik Konferansı - "Çelik Piyasalarında Yeni Ufuklar"'da söz alan GMT
Metal’den Yusuf Güven, 2017’de fabrikaların kapasite kullanım oranlarını
artırınca ithal hurda talebinin de arttığını ve hurdanın çoğunlukla tedarik
edildiği sanayileşmiş ülkelerde de kapasite kullanımının arttığına dikkat
çekti. Elektrot sıkıntısının yarattığı baskıyla hurda fiyatlarının halihazırda
düştüğünü söyleyen Güven, hurda fiyatlarında daha fazla düşüş beklemediğini
aktardı. Güven elektrot fiyatlarının yükseldiği konusunda bir şüphesi
olmadığını ancak ilk konuşulan seviyelerin de gerçekçi olmadığını, piyasa
dengeleri içinde elektrot fiyatlarının gerçek seviyesini bulacağını belirtti.
Daha az elektrot tüketmek adına üreticilerin kıyılmış hurdaya yöneleceğini bunun
da HMS ve kıyılmış hurda arasındaki 5$/mt’luk marjın yakın zamanda artacağına
inandığını söyledi. Güven, ABD’de mamul fiyatlarının düşüşe geçtiğini bunda
232. Madde soruşturmasında kararın ertelenmesinin getirdiği belirsizliğin
etkisi olduğunu belirtti. ABD’deki üreticilerin bu soruşturmadan olumlu sonuç
çıkmayacağını düşünmeye başladıklarını bu yüzden de ithalatın önünü kapatmak
için satış fiyatlarını buna göre düzenleyerek düşürdüğünü ifade etti. Çin’deki
%40 oranındaki hurda ihracat vergisi ve dökme yük ihraç edebilecek tek
limanının Tangshan olduğu düşünüldüğünde Çin’in yeni hurda kaynağı olacağı
anlamına gelmediğini belirten Güven, “Çin ihracat yapmak istiyorsa rakibi olan
ülkelere elindeki hurdayı vermeyecek” dedi. Ayrıca Çin’in 6 yeni elektrik ark ocağı
siparişi verdiğini böylece hurdanın içerde tüketileceğini aktardı. ( SteelOrbis,
02 Kasım 2017 )
Yorumlar
Yorum Gönder