Çelik Sektöründe 2017 - 47.Haftanın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2017 - 47.Haftanın Öne Çıkanları
Çin, 2018 Yılı Çelik
Sanayii Stratejisini Açıkladı
Çin’in, 2018 yılı çelik sanayii önceliklerini açıkladığı,
söz konusu önceliklerin kapasite fazlalığı, kapatılan standart altı çelik
tesislerinin yeniden devreye alınmaması ve tüm yeni çelik kapasitelerinin
devreye alınmasının yasaklanması olarak belirlendiği ifade ediliyor. 17 Kasım
2017 tarihinde Ekonomi ve Bilgi Komisyonu, Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu
ve Çin Demir ve Çelik Derneği’nin, ulusal çelik sanayii için iş önceliklerini
birlikte açıkladıkları belirtiliyor. İlk önceliğin, Devlet Konseyi’nin
belirlediği 2016-2020 döneminde çelik kapasitesini yıllık 140 milyon ton
seviyesinde devre dışı bırakmayı öngören 5 yıllık kapasite fazlalığını kapatma
planının devam ettirilmesi olduğu ve 2016-2017 döneminde 110 milyon ton
kapasitenin kapatıldığı bildiriliyor. İkinci olarak, izinsiz olarak çelik
üretiminin yeniden başlatılmasının önüne geçmek amacıyla standart dışı çelik
kapasitesinin temizlenmesine yönelik uzun vadeli bir teşvik planının
oluşturulmasının amaçlandığı, 2017 yılının ilk yarısında Çin’in, daha çok kayıt
dışı indüksiyon ocaklarında gerçekleşen 120 milyon ton seviyesinde standart
altı çelik kapasitesinin temizlendiği duyurduğu kaydediliyor. Üçüncü önceliğin
ise, kapasite fazlalığı gerekçesiyle devre dışı bırakılan çelik üretim
ekipmanlarının, yerine devreye alınan kapasitenin sisteme yeni kapasite
eklememesinin sağlanması olduğu vurgulanıyor. ( Kallanish, 20 Kasım 2017 )
Küresel Paslanmaz
Çelik Talebi 2018 Yılında 50 Milyon Ton Seviyesine Ulaşabilir
POSCO Araştırma Enstitüsü’sünün (POSRİ), 2018 yılında
küresel paslanmaz çelik tüketiminin 50 milyon ton seviyesine ulaşacağını
öngördüğü duyuruluyor. POSRI’nin, 2017 yılında küresel paslanmaz çelik
tüketiminin yıllık bazda % 3 oranında artışla 47 milyon ton seviyesine yükselmesini,
toplam miktarın 6,7 milyon tonunu paslanmaz uzun mamul ve boruların, 33,46
milyon tonunu paslanmaz yassı mamullerin oluşturacağını tahmin ettiği ifade
ediliyor. POSRI’nin, Güneydoğu Asya ve Hindistan paslanmaz çelik piyasalarının
bu yıl büyüyerek 2,17 milyon tona, önümüzdeki yıl ise daha fazla artış
göstererek 2,97 milyon tona yükseleceğini tahmin ettiği, öte yanda Güney Kore
iç piyasasının, altyapı projeleri ve inşaat faaliyetlerindeki yavaşlama
nedeniyle istikrarlı kalacağını öngördüğü kaydediliyor. Son olarak POSRI’nin,
yakında güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve diğer yenilenebilir enerji
sanayilerinde paslanmaz çeliğin daha geniş çaplı olarak kullanılacağını
belirttiği vurgulanıyor. ( Kallanish, 20 Kasım 2017 )
Hindistan Çelik
Bakanlığı Uzun Vadeli Demir Cevheri Tedarik Sözleşmeleri İçin Politika
Oluşturulmasını İstedi
Hindistan hükümetinden bir yetkilinin yaptığı açıklamaya
göre, Hindistan Çelik Bakanlığı internet üzerinden düzenlenen ihaleler ile
yapılan hammadde satışlarının yerine, demir cevheri madencileri ile çelik
şirketleri arasında uzun vadeli tedarik sözleşmesi yapılması için politika oluşturulması
gerektiğini savunuyor. Yetkiliye göre, bakanlık böyle bir politikanın şu anda
Maden Bakanlığınca hazırlanan yeni Ulusal Mineral Politikasında yer
alabileceğini düşünüyor. Yetkili, demir cevheri için önerilen modelin, kömür
sektöründeki en büyük tedarikçi olan Coal India Limited'in termik enerji
şirketleri ile yaptığı uzun vadeli tedarik sözleşmeleri ile aynı doğrultuda
olabileceğini belirtti. Yetkili, kömür örneğinde olduğu gibi, hammadde
tedarikçileri ile son kullanıcılar arasındaki uzun vadeli tedarik
sözleşmelerinin bir açık artırma süreci ile tahsis edilebileceğini savundu. Şu
anda, Orissa Mining Corporation gibi devlete tarafından yönetilen bazı maden
işletmeleri, demir cevheri son kullanıcıları ile uzun vadeli sözleşme imzaladı,
ancak ülke çapında ticari demir cevheri satışları çok büyük oranda internet
üzerinden düzenlenen ihaleler yoluyla yapılıyor. Çelik Bakanlığı, demir cevheri
satış sürecinde çelik üreticilerini hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalardan
koruyacak ve madencilere nakit akış beklentilerine göre üretim ve yatırım
planlama imkanı sağlayacak olan uzun vadeli tedarik sözleşmelerinden yana. ( SteelOrbis,
17 Kasım 2017 )
AB, Çin ile Çeliğe
Yönelik Damping Görüşmelerinde İlerleme Kaydetti
İki tarafın da devlet yardımlarına ilişkin diyalog
başlatmasının ardından Brüksel ve Pekin’in, ticaret ve rekabet alanlarında
işbirliği yapmayı kabul ettiği haber veriliyor. AB’nin yürütme kolunu temsil
eden Rekabet Komisyon Üyesi Margrethe Vestager’in, Haziran ayında AB ve Çin’in
yeni bir diyalog başlatması için imzalanan Mutabakat Anlaşması’ndan bu yana ilk
kez 15 Kasım tarihinde Pekin’de Çinli yetkililer ile bir araya geldiği
belirtiliyor. Çinli firmaların haksız devlet yardımları alarak çelikte damping
yapmaları nedeniyle ilişkilerin gergin olduğu, ancak Avrupa Komisyonu’na göre,
Çin’in AB ile iyi ekonomik ilişkileri sürdürmek için işbirliği yapmak
gerektiğini kabul ettiği ifade ediliyor. Küresel adil rekabeti sağlamanın her
iki tarafın da çıkarına olduğunu belirten Komisyon Üyesi Vestager’in, Avrupa
Komisyonu’nun ve Çinli rekabet kurumlarının, etkili bir rekabet ortamı sağlamak
amacıyla birlikte çalışacaklarını dile getirdiği kaydediliyor. Buna ek olarak
Vestager’in, her iki tarafın devlet teşvikleri ve yardımları hususunda
işbirliği yapmasının da kamu politikalarının rekabeti sınırlandırması ya da
piyasayı tahrip etmesinin önüne geçmek adına büyük önem teşkil ettiğini ve bu
bağlamda Çin’in, kamu önlemlerinin malların serbest dolaşımını ve piyasa giriş
çıkışını olumsuz yönde etkilememesini sağlayacak olan Adil Rekabet Gözden
Geçirme Sistemi’ni kabul etmesinden memnuniyet duyulduğunu ifade ettiği
vurgulanıyor. ( SteelGuru, 21 Kasım 2017 )
İranlı Kish South
Kaveh Steel, Elektrot Tüketimini Azaltmak İçin Yeni Teknoloji Uyguluyor
Küresel çaptaki elektrot kıtlığı ile karşı karşıya kalan
İranlı çelik üreticilerinin, söz konusu sıkıntının üstesinden gelebilmek
amacıyla yöntem arayışında oldukları, özellikle başlıca kütük ihracatçılarından
biri olan Kish South Kaveh Steel’in (SKS), üretim sürecinde elektrot tüketimini
optimize eden yeni bir teknoloji uyguladığı haber veriliyor. SKS’nin, İspanyol
ekipman üreticisi Sarralle’nin tedarik ettiği, son jenerasyon elektrot
regülatör sistemi SARCON’u kurduğu, yerel medyadan alınan bilgilere göre
SKS’nin rekor seviye olan 22 döküme ulaştığı ve elektrot tüketimini azaltarak
günde 3.659 ton kütük üretimi gerçekleştiği, böylece kütük üretim potansiyeli 1,2
milyon ton seviyesinde olan tesisin, kapasite kullanım oranını artırma, üretim
maliyetini optimize etme ve küresel grafit elektrot kıtlığının olumsuz
etkilerini biraz yumuşatma şansı yakaladığı ifade ediliyor. Sarralle’nin resmi
açıklamasına göre, SARCON teknolojisinin ana konseptinin, elektrik ark
operasyonu esnasında makinenin her durumda en uygun ayarı seçmesine olanak
sağlayan elektrot regülasyonuna kendi kendine otomatik ayarlama özelliği
getirmesi olduğu, sonuç olarak elektrik ark ocaklı çelik tesisinin,
dökümden-döküme süresi ve bakım aralığının yanı sıra elektrot, refrakter ve
enerji tüketimini azaltabileceği vurgulanıyor. ( Metal Expert, 21 Kasım 2017 )
ArcelorMittal Kryvyi
Rih Yedek Parça Üretimi İçin Yeni Tesis Kuruyor
Küresel çelik üreticisi ArcelorMittal'e bağlı Ukrayna
merkezli ArcelorMittal Kryvyi Rih, kendi ihtiyacı ve müşterilerinin ihtiyacı
için yedek parça üretmek üzere LLC Casting & Mechanical Plant adıyla yeni
bir imalat şirketi kuracağını duyurdu. Bağımsız bir şirket olarak kurulacak
tesisin, elektrik ark ocaklarında sıvı çelik imalatından yedek parça ve makine
yapımı ekipmanlarına kadar tam bir üretim döngüsü ile bağımsız bir birim olarak
kurulacağı bildirildi. ArcelorMittal Kryvyi Rih, yeni tesisin, dışarıdan
alımları ve acil siparişleri azaltarak maliyetleri azaltacağını, kapasiteyi ve
ürün yelpazesini genişleteceğini, verimliliği artıracağını ve iş süreçleri
optimizasyonu sayesinde rekabet gücünü artıracağını belirtti. Söz konusu tesis,
şirketin mevcut merkez bakım ve onarım departmanı - kalıp üretim atölyesi,
çelik dökümhanesi, demir dökümhanesi, 1, 2 ve 3 No’lu mekanik onarım atölyesi
ve metal yapı atölyesinin birleşiminden oluşacak. ( SteelOrbis, 21 Kasım 2017 )
ArcelorMittal, Avrupa
Komisyonu’nun Ilva ile İlgili Endişelerine Çözüm Arıyor
ArcelorMittal’in, Avrupa Komisyonu’nun Ilva’nın satın
alınması ile ilgili endişelerine cevaben Piombino’daki (İtalya) tesisini
satabileceği haber veriliyor. Buna ek olarak, medya kaynaklarından alınan
bilgilere göre konsorsiyum ortağı Marcegaglia’nın ortak girişimden çıkma ihtimalinin
de mevcut olduğu duyuruluyor. Geçtiğimiz iki ay içinde ArcelorMittal’in
Piombino’daki La Magona galvanizleme tesisinin durumu ile ilgili duyumların
giderek arttığı, firmanın oldukça yüksek seviyede olan HDG piyasa payını
azaltmak amacıyla, söz konusu tesisi Ilva’nın satın alınmasının ardından
satabileceği ifade ediliyor. ArcelorMittal La Magona’nın, yıllık 800.000 ton
galvanizli ve boyalı sac kapasitesinin bulunduğu ve analistlere göre,
ArcelorMittal’in Avrupa HDG piyasasındaki payı % 38 seviyesindeyken, Ilva’nın %
8, Marcegaglia’nın ise % 6 olduğu kaydediliyor. Bu hafta İtalya basınının,
Avrupa Komisyonu’nun anti-tröst yetkililerinin endişelerini gidermek amacıyla
Marcegaglia’nın Ilva’nın satın alınması için kurulan ortak girişim
konsorsiyumundan çıkmasını talep edebileceğini belirttiği aktarılıyor. Bu ayın
başında Avrupa Komisyonu’nun, piyasada rekabetin azalabileceği gerekçesi ile
Ilva’nın satın alınması ile ilgili endişelerini dile getirdiği hatırlatılıyor. (Kallanish, 22 Kasım 2017 )
Eurometal: AB’de
Kapasite Fazlalığını Azaltmak İçin Avrupalı Çelik Distribütörlerinin Birleşmesi
Gerekli
Eurometal Genel Direktörü Georges Kirps’in, Avrupalı çelik
distribütörlerinin birleşmesinin, kapasite fazlalığı sorununun çözümü için
gerekli olduğunu belirttiği ifade ediliyor. 20 Kasım Pazartesi günü İtalyan
Çelik Distribütörleri Derneği Assofermet’in Milan’da gerçekleştirdiği
etkinlikte Kirps’in, şirket birleşmelerinin sadece çelik üreticileri için değil
aynı zamanda Avrupalı distribütörler için de önemli bir mesele olduğunu, şirket
birleşmelerinin dağıtım alanında kapasite fazlalığına çözüm bulmanın tek yolu
olduğunu ve bunun aynı zamanda distribütörlerin kapasitelerini piyasa
ihtiyacına göre ayarlamaları gerektiği anlamına geldiğini dile getirdiği
kaydediliyor. En büyük 5 çelik distribütörünün, 2016 yılında dağıtımı yapılan
toplam yassı ürünlerin % 44’ünü teşkil ettiği ve söz konusu 5 firmanın da çelik
üreticileri ile bağlantılı oldukları belirtiliyor. Avrupa’da faaliyet gösteren
en büyük 5 çok ürünlü dağıtım şirketinin, geçtiğimiz yıl piyasadaki toplam
dağıtımda % 28 seviyesinde pay aldığı ve aralarından iki firmanın bağımsız
işletme olduğu bildiriliyor. Avrupa’da çelik sanayiinde şirket birleşmelerinin
başladığı, Eylül ayının ilk yarısında başlıca iki çelik üreticisi Tata Steel ve
ThyssenKrupp’un, dağıtım da dâhil olmak üzere Avrupa yassı çelik faaliyetlerini
birleştirmek için ortak girişim kurmayı kabul ettikleri hatırlatılıyor. Ancak
Avrupa Komisyonu’nun, 8 Kasım tarihinde İtalyan çelik üreticisi Ilva’nın AM
Investco ortak girişimi tarafından planlanan satın alımına yönelik detaylı
inceleme başlattığı aktarılıyor. ( Metal Bulletin, 23 Kasım 2017 )
SAIL ve
ArcelorMittal'in Hindistan’da Yarı Yarıya Bir Ortaklık Tesisi Kurması
Bekleniyor
Hindistan hükümeti kaynaklarına göre, Hindistan hükümeti
tarafından yönetilen Steel Authority of India Limited (SAIL) ve ArcelorMittal,
uzun süreli çıkmazın ardından, Hindistan'da otomobil üretiminde kullanılan
çelik imalatı yapmak için yarı yarıya ortaklıkla bir tesis kuracak. Kaynaklara
göre, ortaklık tesisinin kurulması için resmi mutabakat anlaşması önümüzdeki
yılın başlarında imzalanacak. Hükümet kaynaklarına göre, SAIL, Hindistan özel
sektörü ve yabancı şirketlerle birlikte yürütülen çelik projelerinin çoğunda
olduğu gibi, bu projede de çoğunluk hissesinin sahibi olmak konusunda ısrar etmişti.
Yılda 1,5 milyon mt otomobil üretiminde kullanılan çelik imalatı yapacak olan
SAIL-ArcelorMittal ortaklığı, 770 milyon $ civarında yatırım yapacak. Tesis
hammadde tedarikini SAIL’e ait olan Rourkela Steel Plant’ten (RSP) yapacak. ( SteelOrbis,
23 Kasım 2017 )
ArcelorMittal-Marcegaglia
Ortaklığı Ilva’nın Satışına Yönelik İnceleme Nedeniyle Bozulabilir
Avrupalı yetkililerinin, tekelleşme karşıtı düzenleme
açısından Ilva’nın Am InvestCo konsorsiyumu tarafından satın alınmasına olumlu
bakmalarına karşın, Avrupa Komisyonu’nun, Avrupa yassı piyasasında haksız
rekabetin önüne geçmek amacıyla ArcelorMittal’e karşı geniş çaplı bir inceleme
başlattığı belirtiliyor. Piyasa kaynaklarının, AB’nin anti-tekel kurallarına
uymak amacıyla ArcelorMittal’in yassı ürün alanında bazı varlıklarını elden
çıkarmak zorunda kalabileceğine inandıkları ifade ediliyor. Buna ek olarak
Marcegaglia’nın, ortaklıktan çıkarılma riskinin de mevcut olduğu vurgulanıyor.
8 Kasım tarihinde Avrupa Komisyonu’nun, ArcelorMittal’in Ilva’yı satın almasına
yönelik detaylı araştırma başlattığı, Avrupalı yetkililerin, söz konusu satın
alma nedeniyle Avrupa yassı çelik piyasasındaki güç dengesinin değişeceğinden
ve HRC fiyatlarındaki olası yükseliş ile rekabetin azalmasından endişe
duydukları bildiriliyor. Komisyon’un, AM Investco Italy’den (ArcelorMittal ve
Marcegaglia) Ilva’nın satın alınmasına ilişkin iki talepte bulunduğu yönünde
duyum alındığı; Ilva’nın satışına bağlı olarak rekabetin azalmasının üstesinden
gelmek için Komisyon’un, Marcegaglia’nın AM Investco Italy konsorsiyumundan
çıkmasını talep edebileceği, ikinci olası talebin ise ArcelorMittal’in
İtalya’daki Piombino tesisini satması yönünde olduğu aktarılıyor. Buna ek
olarak, piyasa kaynaklarının ArcelorMittal’in, anti-tekel yetkililerinin söz
konusu satın almanın piyasadaki adil rekabete tehdit oluşturduğunu tespit
etmeleri halinde Avrupa’daki bazı yassı ürün varlıklarını elden çıkarmak
durumunda kalabileceği kaydediliyor. ArcelorMittal’in Galati tesisini satma
kararı alabileceği ve Piombino tesisinin yakında Arvedi’ye devredileceği
yönünde duyumlar alındığı ifade ediliyor. Yerel medyadan alınan bilgilere göre
ArcelorMittal’in Fransa’daki (Fos-surMer) ve İspanya’daki (Aviles) tesislerinin
de risk altında olduğu, ancak Ilva’nın satışının tekelleşme karşıtı
düzenlemeler bakımından hala masada olduğu ve Komisyon’un incelemenin nihai
kararını açıklayacağı 23 Mart 2018 tarihinde netleşeceği belirtiliyor.
ArcelorMittal-Marcegaglia konsorsiyumunun, Ilva’da çelik üretimini 2024 yılına
kadar 8 milyon ton seviyesine yükseltmeyi planladıkları ve konsorsiyumun
ekipmanları yenilemek için 1,2 milyar € enjekte edeceği, yatırımın 1,1 milyar €
tutarındaki bölümünün ise çevreye yönelik olacağı açıklanıyor. ( Metal Expert,
24 Kasım 2017 )
Çelik Fiyatı Tartışması
Çelik Fiyatı Tartışması
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreter
Vekili Gazi Bilgin, çelik üretiminin maksatlı artırılmadığı yönündeki haberlere
tepki göstererek, "Küresel ve bölgesel gelişmelerden kopuk, iç piyasada
fiyatların oluşmasını etkileyen faktörleri hesaba katmadan, yüzeysel
yaklaşımlarla fiyat artışlarından Türk çelik üreticilerini sorumlu tutmak
gerçekçi ve hakça bir yaklaşım değildir." ifadelerini kullandı.
Bilgin, yaptığı yazılı açıklamada, inşaat demiri fiyatlarının yüksek olması nedeniyle üreticilerin maksatlı olarak kapasitelerini artırmadıkları yönünde suçlamalara maruz kaldıklarını aktardı. Sektörün, yılın ilk dört ayında, inşaat sektöründeki duraklama nedeniyle ihracata yöneldiğini anımsatan Bilgin, haziran ve sonraki aylarda ise iç piyasadaki talebin öncelikli olduğunu ve ihracatta azalma yaşandığını bildirdi. Bilgin, fiyatların ithalat yoluyla düşürülebileceğini iddia eden bazı çevrelerin baskısıyla yüzde 30 olan gümrük vergisinin yüzde 10 seviyesine çekildiğini belirterek, şöyle devam etti: "Ancak fiyatlar düşmemiştir. Çünkü fiyatların nasıl oluştuğunu doğru analiz etmeden, sadece gümrük vergilerinin düşürülmesi suretiyle fiyatların düşeceğini iddia etmek gerçekçi bir yaklaşım değildir.
Oysa ki en önemli girdilerden birini oluşturan hurda fiyatları, bu yılın temmuz ayına kadar 250-280 dolar/ton seviyelerinde seyrederken son aylarda genel olarak 300-330 dolar aralığında gerçekleşmiştir. Demir cevheri fiyatları ise son bir yıl içerisinde 49,25-92,55 dolar/ton arasında değişim göstermiştir. Son bir yıldaki değişim oranı yüzde 26,9 olmuştur. 2016 sonlarında 2 bin 500 dolar/ton olan grafit elektrot fiyatı 30 bin dolar/ton seviyesine yükseldiği gibi temininde de ciddi güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Elektrot üreticileri 5-7 yıl gibi uzun süreleri kapsayan alım garantisi istemektedirler. Şimdiden öngörülmesi mümkün olmayan böyle bir yaklaşım Türk çelik üreticilerini zaman zaman zor durumda bırakmaktadır." Döviz kuru, enflasyon, mevduat ve kredi faizlerindeki artışa dikkati çeken Bilgin, "Ton başına inşaat demiri fiyatı, Brezilya'da bin 23 dolar, Arjantin'de 845 dolar, Mısır'da 678 dolar, Çin'de 644 dolar, ABD'de 606 dolar, Birleşik Arap Emirlikleri'nde 548 dolar ve Türkiye'de 532 dolar seviyesindedir. Bütün bu verilerin fiyata yansıması hesaba katılmadan yapılan değerlendirmeler Türk çelik sektörüne, Türkiye ekonomisine, ihracatına ve istihdamına zarar vermektedir. Kısaca küresel ve bölgesel gelişmelerden kopuk, iç piyasada fiyatların oluşmasını etkileyen faktörleri hesaba katmadan, yüzeysel yaklaşımlarla fiyat artışlarından Türk çelik üreticilerini sorumlu tutmak gerçekçi ve hakça bir yaklaşım değildir." değerlendirmesinde bulundu. (TimeTürk / Haberler, 23 Kasım 2017 )
Bilgin, yaptığı yazılı açıklamada, inşaat demiri fiyatlarının yüksek olması nedeniyle üreticilerin maksatlı olarak kapasitelerini artırmadıkları yönünde suçlamalara maruz kaldıklarını aktardı. Sektörün, yılın ilk dört ayında, inşaat sektöründeki duraklama nedeniyle ihracata yöneldiğini anımsatan Bilgin, haziran ve sonraki aylarda ise iç piyasadaki talebin öncelikli olduğunu ve ihracatta azalma yaşandığını bildirdi. Bilgin, fiyatların ithalat yoluyla düşürülebileceğini iddia eden bazı çevrelerin baskısıyla yüzde 30 olan gümrük vergisinin yüzde 10 seviyesine çekildiğini belirterek, şöyle devam etti: "Ancak fiyatlar düşmemiştir. Çünkü fiyatların nasıl oluştuğunu doğru analiz etmeden, sadece gümrük vergilerinin düşürülmesi suretiyle fiyatların düşeceğini iddia etmek gerçekçi bir yaklaşım değildir.
Oysa ki en önemli girdilerden birini oluşturan hurda fiyatları, bu yılın temmuz ayına kadar 250-280 dolar/ton seviyelerinde seyrederken son aylarda genel olarak 300-330 dolar aralığında gerçekleşmiştir. Demir cevheri fiyatları ise son bir yıl içerisinde 49,25-92,55 dolar/ton arasında değişim göstermiştir. Son bir yıldaki değişim oranı yüzde 26,9 olmuştur. 2016 sonlarında 2 bin 500 dolar/ton olan grafit elektrot fiyatı 30 bin dolar/ton seviyesine yükseldiği gibi temininde de ciddi güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Elektrot üreticileri 5-7 yıl gibi uzun süreleri kapsayan alım garantisi istemektedirler. Şimdiden öngörülmesi mümkün olmayan böyle bir yaklaşım Türk çelik üreticilerini zaman zaman zor durumda bırakmaktadır." Döviz kuru, enflasyon, mevduat ve kredi faizlerindeki artışa dikkati çeken Bilgin, "Ton başına inşaat demiri fiyatı, Brezilya'da bin 23 dolar, Arjantin'de 845 dolar, Mısır'da 678 dolar, Çin'de 644 dolar, ABD'de 606 dolar, Birleşik Arap Emirlikleri'nde 548 dolar ve Türkiye'de 532 dolar seviyesindedir. Bütün bu verilerin fiyata yansıması hesaba katılmadan yapılan değerlendirmeler Türk çelik sektörüne, Türkiye ekonomisine, ihracatına ve istihdamına zarar vermektedir. Kısaca küresel ve bölgesel gelişmelerden kopuk, iç piyasada fiyatların oluşmasını etkileyen faktörleri hesaba katmadan, yüzeysel yaklaşımlarla fiyat artışlarından Türk çelik üreticilerini sorumlu tutmak gerçekçi ve hakça bir yaklaşım değildir." değerlendirmesinde bulundu. (TimeTürk / Haberler, 23 Kasım 2017 )
Kardemir'den Yerli
Otomobil Atılımı
Türkiye'nin ilk ağır Demir Çelik Sanayii olma özelliğini
taşıyan Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri (KARDEMİR) AŞ. Yönetim Kurulu
Başkanı Faruk Öz, yerli otomobil noktasında oluşturulan 5'li konsorsiyum
firmaları ile görüşmeler yapılarak üretilecek otomobillerde KARDEMİR çeliğinin
kullanılması noktasında çalışma yapacaklarını söyledi. 1 Kasım'da yapılan
Olağanüstü Genel Kurul kurul sonrası KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanlığına
getirilen Faruk Öz, Karabük basını ile bir araya geldi. Kardemir AŞ. Genel
Müdürü Ercüment Ünal'ın eşlik ettiği tanışma toplantısında konuşan Yönetim
Kurulu Başkanı Faruk Öz, yerli otomobilde Kardemir çeliğinin kullanılması
noktasında adımlar atacaklarını, yerli ve milli sermayeyi destekleme noktasında
da Kardemir'in hazır olduğunu belirtti.
"Tek bir hedefimiz Kardemir'in daha da güçlenmesi ve
büyümesi"
Hedeflerinin Türkiye'nin önemli bir sanayi kuruluşu olan
Kardemir'in üretim kapasitesini arttırmak, daha stratejik ürünler üretmek, yeni
pazarlar oluşturmak olduğunu kaydeden Öz, "Bunları yaparken de çevreye
duyarlı, işçi sağlığına ve iş güvenliğine önem veren bir anlayışla çağın
gereklerine ve teknolojisine uygun olarak hayatını devam ettirmek ve daha da
ileriye gitme noktasında burayı yönetmekten başka bir gayemiz olmayacaktır.
Kardemir, Türkiye için önemli olduğu kadar Karabük için de önemli. Karabük'ün
ticareti ve birçok konusu Kardemir üzerinden yürümektedir. Şehrin
hassasiyetleri ve dinamikleri için Kardemir Yönetiminin çok önemli olduğunu hep
birlikte görüyoruz. Stratejik olarak Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri ile
Kardemir'in içişlerinin alımından, satımına kadar müdahale ettiği bir ortam
olmayacaktır. Biz Kardemir Yönetim kurulu olarak ve Başkanı olarak ciddi
stratejiler belirleyeceğiz. Önce 3 yıl için Kardemir'de yapılacak yatırımlar
nedir, gerekçeleri nelerdir, yeni pazarlar, yeni stratejik ürünler konusunda
bunlarla ilgili çok ciddi çalışmalar yapacağız. Yönetim Kurulu strateji
belirleme ve belirlenen strateji konusunda üretimden pazarlamaya kadar her
alanının uygulama şekline kontrol etmekten öteye gitmeyecektir. Bunu hep
beraber göreceğiz. Strateji belirlemeden ve belirlenen stratejide noktasında
hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol edeceğiz. Burada ana gayemiz,
en kaliteli malı en uygun bir fiyata ve en hızlı bir şekilde alımını temin
etmek. Daha çok da katma değeri yüksek, bizden önce arkadaşlar başlamışlar, ray
üretimi konusunda yeni pazarların oluşturulması, tren tekeri noktasında daha
hızlandırılmış bir şekilde sadece iç piyasaya değil, uluslararası piyasalara da
mal satma noktasında her birini masaya yatıracağız. Uluslararası, arenada
pazarlayacağımız rekabet edeceğimiz ürünler varsa bu konuda, gerek
Cumhurbaşkanımızın gerekse Başbakanımızın yurt dışı seyahatlerinde de
Kardemir'in mamullerinin pazarlanması ve dışa açılması noktasında
çalışmalarımız olacaktır. Tek bir hedefimiz vardır, Kardemir'in daha da
güçlenmesi ve daha da büyümesi." dedi.
"Öncelikli mal alımı konusu gündemimizde"
Mal alımı ve satımında olabildiğince şeffaf olacaklarını da
anlatan Öz,"Şu malı şuradan alın, şunu şuraya verin, böyle bir şeyimiz
olmayacak. Biz bu konuda alırken, olabildiği kadar rekabetin oluşması
noktasında stratejimiz olacak. Satarken de katma değeri yüksek ürünlerin
bulunması yani getiricilerin daha yüksek olması stratejileri uygulayacağız.
Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri olarak şunu şuradan alın, bunu buraya verin
diye bir söz konusu olmayacak. Alımlar ve satımların olabildiğince Türkiye'de
mevzuatlar ve teknik olarak olabildiğince en şeffaf ve en rekabetçi olması
konusunda gereği yapılacak. Tartışmalı olan öncelikli mal alımı da
gündemimizde. Bunla ilgili çalışmalar yapılacak. Yaşanan krizlerde büyük
hissedarlarımız burada hisselerini teminat olarak verip burası için krediler
kullanmış. 2011 yılında bu yükümlülük ve teminat serbest bırakılmış. Öncelikli
mal alım devam etmiş. Bu konuda kamuoyunun taleplerini alıyoruz. Masa başında
oturup karar verecek değiliz. Bu noktada şehirde STK'ları ziyaret ediyorum.
Kardemir ile ilgili ilintili ilişkili bütün şahsılarla bir araya gelip
herkesten istifade edeceğiz" diye konuştu.
"Belli bir oranda ortaklık gelirse bu yönetim kurulunda
değerlendirilir"
Yerli otomobil noktasında Kardemir çeliğinin kullanılması
noktasında girişimlerinin de olacağını kaydeden Öz,"Yerli otomobil
üretmeyle ilgili olarak Cumhurbaşkanımız himayelerinde bir konsorsiyum oluşturulduğu.
Bu noktada Genel Müdürümüze gerekli talimatı verdik. Bunlarla ilk en kısa
zamanda bir araya geleceğiz. Gönül tercih eder ki, otomobil fabrikasının
Karabük'te kurulmasını canı gönülden arzu ederiz. Çok daha parametreleri var ve
bu olmaması durumunda üretilecek olan yerli otomobilde bizim çeliğin
kullanılması noktasında diğer firmalar ön almadan en kısa zamanda randevulaşıp
gidip kendileri ile görüşelim dedik. Bu gündemimizde ilk madde. Aynı şekilde şu
anda ülkemizde üretimi yapılan yerli değil ama diğer otomotiv sektörleri var.
Onların otomotiv üretiminde kullandığı çeliğin Kardemir'de üretilmesi
noktasında neler yapılabilir, bunları konuşacağız. Büyükşehirlerin ciddi bir
şekilde raylı sistem çalışmaları var. Bunlarla ilgili görüşmeler yapacağız.
Otomobil lastiklerinde kullanılan tellerle ilgili üretim konusunda lastik
fabrikaları ile görüşmeler yapacağız" ifadelerinde bulundu. Yerli ve milli
sermayeyi destekleme noktasında Kardemir'in hazır olduğunu da sözlerine ekleyen
Kardemir AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Öz, şunları söyledi; "Öncelikli
olarak bizim tercihimiz onlara lojistik destek sağlamak, onların çelik
ihtiyacını karşılamak. Onlardan gelecek talebi bilmiyoruz. Onlardan talepte
eğer belli bir oranda ortaklık gelirse bu yönetim kurulunda tartışılır
değerlendirilir. Kardemir'in menfaati ne gerektiriyorsa o an için ona karar
verilir. Yerli ve milli sermayeyi destekleme noktasında Kardemir'in hazır
olduğunu belirtmiş olacağız." (Milliyet, 23 Kasım 2017 )
Yorumlar
Yorum Gönder