Çelik Sektöründe 2017 - 47.Haftanın Öne Çıkanları

Çelik Sektöründe 2017 - 47.Haftanın Öne Çıkanları

Çin, 2018 Yılı Çelik Sanayii Stratejisini Açıkladı

Çin’in, 2018 yılı çelik sanayii önceliklerini açıkladığı, söz konusu önceliklerin kapasite fazlalığı, kapatılan standart altı çelik tesislerinin yeniden devreye alınmaması ve tüm yeni çelik kapasitelerinin devreye alınmasının yasaklanması olarak belirlendiği ifade ediliyor. 17 Kasım 2017 tarihinde Ekonomi ve Bilgi Komisyonu, Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu ve Çin Demir ve Çelik Derneği’nin, ulusal çelik sanayii için iş önceliklerini birlikte açıkladıkları belirtiliyor. İlk önceliğin, Devlet Konseyi’nin belirlediği 2016-2020 döneminde çelik kapasitesini yıllık 140 milyon ton seviyesinde devre dışı bırakmayı öngören 5 yıllık kapasite fazlalığını kapatma planının devam ettirilmesi olduğu ve 2016-2017 döneminde 110 milyon ton kapasitenin kapatıldığı bildiriliyor. İkinci olarak, izinsiz olarak çelik üretiminin yeniden başlatılmasının önüne geçmek amacıyla standart dışı çelik kapasitesinin temizlenmesine yönelik uzun vadeli bir teşvik planının oluşturulmasının amaçlandığı, 2017 yılının ilk yarısında Çin’in, daha çok kayıt dışı indüksiyon ocaklarında gerçekleşen 120 milyon ton seviyesinde standart altı çelik kapasitesinin temizlendiği duyurduğu kaydediliyor. Üçüncü önceliğin ise, kapasite fazlalığı gerekçesiyle devre dışı bırakılan çelik üretim ekipmanlarının, yerine devreye alınan kapasitenin sisteme yeni kapasite eklememesinin sağlanması olduğu vurgulanıyor. ( Kallanish, 20 Kasım 2017 )

Küresel Paslanmaz Çelik Talebi 2018 Yılında 50 Milyon Ton Seviyesine Ulaşabilir

POSCO Araştırma Enstitüsü’sünün (POSRİ), 2018 yılında küresel paslanmaz çelik tüketiminin 50 milyon ton seviyesine ulaşacağını öngördüğü duyuruluyor. POSRI’nin, 2017 yılında küresel paslanmaz çelik tüketiminin yıllık bazda % 3 oranında artışla 47 milyon ton seviyesine yükselmesini, toplam miktarın 6,7 milyon tonunu paslanmaz uzun mamul ve boruların, 33,46 milyon tonunu paslanmaz yassı mamullerin oluşturacağını tahmin ettiği ifade ediliyor. POSRI’nin, Güneydoğu Asya ve Hindistan paslanmaz çelik piyasalarının bu yıl büyüyerek 2,17 milyon tona, önümüzdeki yıl ise daha fazla artış göstererek 2,97 milyon tona yükseleceğini tahmin ettiği, öte yanda Güney Kore iç piyasasının, altyapı projeleri ve inşaat faaliyetlerindeki yavaşlama nedeniyle istikrarlı kalacağını öngördüğü kaydediliyor. Son olarak POSRI’nin, yakında güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve diğer yenilenebilir enerji sanayilerinde paslanmaz çeliğin daha geniş çaplı olarak kullanılacağını belirttiği vurgulanıyor. ( Kallanish, 20 Kasım 2017 )

Hindistan Çelik Bakanlığı Uzun Vadeli Demir Cevheri Tedarik Sözleşmeleri İçin Politika Oluşturulmasını İstedi

Hindistan hükümetinden bir yetkilinin yaptığı açıklamaya göre, Hindistan Çelik Bakanlığı internet üzerinden düzenlenen ihaleler ile yapılan hammadde satışlarının yerine, demir cevheri madencileri ile çelik şirketleri arasında uzun vadeli tedarik sözleşmesi yapılması için politika oluşturulması gerektiğini savunuyor. Yetkiliye göre, bakanlık böyle bir politikanın şu anda Maden Bakanlığınca hazırlanan yeni Ulusal Mineral Politikasında yer alabileceğini düşünüyor. Yetkili, demir cevheri için önerilen modelin, kömür sektöründeki en büyük tedarikçi olan Coal India Limited'in termik enerji şirketleri ile yaptığı uzun vadeli tedarik sözleşmeleri ile aynı doğrultuda olabileceğini belirtti. Yetkili, kömür örneğinde olduğu gibi, hammadde tedarikçileri ile son kullanıcılar arasındaki uzun vadeli tedarik sözleşmelerinin bir açık artırma süreci ile tahsis edilebileceğini savundu. Şu anda, Orissa Mining Corporation gibi devlete tarafından yönetilen bazı maden işletmeleri, demir cevheri son kullanıcıları ile uzun vadeli sözleşme imzaladı, ancak ülke çapında ticari demir cevheri satışları çok büyük oranda internet üzerinden düzenlenen ihaleler yoluyla yapılıyor. Çelik Bakanlığı, demir cevheri satış sürecinde çelik üreticilerini hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalardan koruyacak ve madencilere nakit akış beklentilerine göre üretim ve yatırım planlama imkanı sağlayacak olan uzun vadeli tedarik sözleşmelerinden yana. ( SteelOrbis, 17 Kasım 2017 )

AB, Çin ile Çeliğe Yönelik Damping Görüşmelerinde İlerleme Kaydetti

İki tarafın da devlet yardımlarına ilişkin diyalog başlatmasının ardından Brüksel ve Pekin’in, ticaret ve rekabet alanlarında işbirliği yapmayı kabul ettiği haber veriliyor. AB’nin yürütme kolunu temsil eden Rekabet Komisyon Üyesi Margrethe Vestager’in, Haziran ayında AB ve Çin’in yeni bir diyalog başlatması için imzalanan Mutabakat Anlaşması’ndan bu yana ilk kez 15 Kasım tarihinde Pekin’de Çinli yetkililer ile bir araya geldiği belirtiliyor. Çinli firmaların haksız devlet yardımları alarak çelikte damping yapmaları nedeniyle ilişkilerin gergin olduğu, ancak Avrupa Komisyonu’na göre, Çin’in AB ile iyi ekonomik ilişkileri sürdürmek için işbirliği yapmak gerektiğini kabul ettiği ifade ediliyor. Küresel adil rekabeti sağlamanın her iki tarafın da çıkarına olduğunu belirten Komisyon Üyesi Vestager’in, Avrupa Komisyonu’nun ve Çinli rekabet kurumlarının, etkili bir rekabet ortamı sağlamak amacıyla birlikte çalışacaklarını dile getirdiği kaydediliyor. Buna ek olarak Vestager’in, her iki tarafın devlet teşvikleri ve yardımları hususunda işbirliği yapmasının da kamu politikalarının rekabeti sınırlandırması ya da piyasayı tahrip etmesinin önüne geçmek adına büyük önem teşkil ettiğini ve bu bağlamda Çin’in, kamu önlemlerinin malların serbest dolaşımını ve piyasa giriş çıkışını olumsuz yönde etkilememesini sağlayacak olan Adil Rekabet Gözden Geçirme Sistemi’ni kabul etmesinden memnuniyet duyulduğunu ifade ettiği vurgulanıyor. ( SteelGuru, 21 Kasım 2017 )

İranlı Kish South Kaveh Steel, Elektrot Tüketimini Azaltmak İçin Yeni Teknoloji Uyguluyor

Küresel çaptaki elektrot kıtlığı ile karşı karşıya kalan İranlı çelik üreticilerinin, söz konusu sıkıntının üstesinden gelebilmek amacıyla yöntem arayışında oldukları, özellikle başlıca kütük ihracatçılarından biri olan Kish South Kaveh Steel’in (SKS), üretim sürecinde elektrot tüketimini optimize eden yeni bir teknoloji uyguladığı haber veriliyor. SKS’nin, İspanyol ekipman üreticisi Sarralle’nin tedarik ettiği, son jenerasyon elektrot regülatör sistemi SARCON’u kurduğu, yerel medyadan alınan bilgilere göre SKS’nin rekor seviye olan 22 döküme ulaştığı ve elektrot tüketimini azaltarak günde 3.659 ton kütük üretimi gerçekleştiği, böylece kütük üretim potansiyeli 1,2 milyon ton seviyesinde olan tesisin, kapasite kullanım oranını artırma, üretim maliyetini optimize etme ve küresel grafit elektrot kıtlığının olumsuz etkilerini biraz yumuşatma şansı yakaladığı ifade ediliyor. Sarralle’nin resmi açıklamasına göre, SARCON teknolojisinin ana konseptinin, elektrik ark operasyonu esnasında makinenin her durumda en uygun ayarı seçmesine olanak sağlayan elektrot regülasyonuna kendi kendine otomatik ayarlama özelliği getirmesi olduğu, sonuç olarak elektrik ark ocaklı çelik tesisinin, dökümden-döküme süresi ve bakım aralığının yanı sıra elektrot, refrakter ve enerji tüketimini azaltabileceği vurgulanıyor. ( Metal Expert, 21 Kasım 2017 )

ArcelorMittal Kryvyi Rih Yedek Parça Üretimi İçin Yeni Tesis Kuruyor

Küresel çelik üreticisi ArcelorMittal'e bağlı Ukrayna merkezli ArcelorMittal Kryvyi Rih, kendi ihtiyacı ve müşterilerinin ihtiyacı için yedek parça üretmek üzere LLC Casting & Mechanical Plant adıyla yeni bir imalat şirketi kuracağını duyurdu. Bağımsız bir şirket olarak kurulacak tesisin, elektrik ark ocaklarında sıvı çelik imalatından yedek parça ve makine yapımı ekipmanlarına kadar tam bir üretim döngüsü ile bağımsız bir birim olarak kurulacağı bildirildi. ArcelorMittal Kryvyi Rih, yeni tesisin, dışarıdan alımları ve acil siparişleri azaltarak maliyetleri azaltacağını, kapasiteyi ve ürün yelpazesini genişleteceğini, verimliliği artıracağını ve iş süreçleri optimizasyonu sayesinde rekabet gücünü artıracağını belirtti. Söz konusu tesis, şirketin mevcut merkez bakım ve onarım departmanı - kalıp üretim atölyesi, çelik dökümhanesi, demir dökümhanesi, 1, 2 ve 3 No’lu mekanik onarım atölyesi ve metal yapı atölyesinin birleşiminden oluşacak. ( SteelOrbis, 21 Kasım 2017 )

ArcelorMittal, Avrupa Komisyonu’nun Ilva ile İlgili Endişelerine Çözüm Arıyor

ArcelorMittal’in, Avrupa Komisyonu’nun Ilva’nın satın alınması ile ilgili endişelerine cevaben Piombino’daki (İtalya) tesisini satabileceği haber veriliyor. Buna ek olarak, medya kaynaklarından alınan bilgilere göre konsorsiyum ortağı Marcegaglia’nın ortak girişimden çıkma ihtimalinin de mevcut olduğu duyuruluyor. Geçtiğimiz iki ay içinde ArcelorMittal’in Piombino’daki La Magona galvanizleme tesisinin durumu ile ilgili duyumların giderek arttığı, firmanın oldukça yüksek seviyede olan HDG piyasa payını azaltmak amacıyla, söz konusu tesisi Ilva’nın satın alınmasının ardından satabileceği ifade ediliyor. ArcelorMittal La Magona’nın, yıllık 800.000 ton galvanizli ve boyalı sac kapasitesinin bulunduğu ve analistlere göre, ArcelorMittal’in Avrupa HDG piyasasındaki payı % 38 seviyesindeyken, Ilva’nın % 8, Marcegaglia’nın ise % 6 olduğu kaydediliyor. Bu hafta İtalya basınının, Avrupa Komisyonu’nun anti-tröst yetkililerinin endişelerini gidermek amacıyla Marcegaglia’nın Ilva’nın satın alınması için kurulan ortak girişim konsorsiyumundan çıkmasını talep edebileceğini belirttiği aktarılıyor. Bu ayın başında Avrupa Komisyonu’nun, piyasada rekabetin azalabileceği gerekçesi ile Ilva’nın satın alınması ile ilgili endişelerini dile getirdiği hatırlatılıyor. (Kallanish, 22 Kasım 2017 )

Eurometal: AB’de Kapasite Fazlalığını Azaltmak İçin Avrupalı Çelik Distribütörlerinin Birleşmesi Gerekli

Eurometal Genel Direktörü Georges Kirps’in, Avrupalı çelik distribütörlerinin birleşmesinin, kapasite fazlalığı sorununun çözümü için gerekli olduğunu belirttiği ifade ediliyor. 20 Kasım Pazartesi günü İtalyan Çelik Distribütörleri Derneği Assofermet’in Milan’da gerçekleştirdiği etkinlikte Kirps’in, şirket birleşmelerinin sadece çelik üreticileri için değil aynı zamanda Avrupalı distribütörler için de önemli bir mesele olduğunu, şirket birleşmelerinin dağıtım alanında kapasite fazlalığına çözüm bulmanın tek yolu olduğunu ve bunun aynı zamanda distribütörlerin kapasitelerini piyasa ihtiyacına göre ayarlamaları gerektiği anlamına geldiğini dile getirdiği kaydediliyor. En büyük 5 çelik distribütörünün, 2016 yılında dağıtımı yapılan toplam yassı ürünlerin % 44’ünü teşkil ettiği ve söz konusu 5 firmanın da çelik üreticileri ile bağlantılı oldukları belirtiliyor. Avrupa’da faaliyet gösteren en büyük 5 çok ürünlü dağıtım şirketinin, geçtiğimiz yıl piyasadaki toplam dağıtımda % 28 seviyesinde pay aldığı ve aralarından iki firmanın bağımsız işletme olduğu bildiriliyor. Avrupa’da çelik sanayiinde şirket birleşmelerinin başladığı, Eylül ayının ilk yarısında başlıca iki çelik üreticisi Tata Steel ve ThyssenKrupp’un, dağıtım da dâhil olmak üzere Avrupa yassı çelik faaliyetlerini birleştirmek için ortak girişim kurmayı kabul ettikleri hatırlatılıyor. Ancak Avrupa Komisyonu’nun, 8 Kasım tarihinde İtalyan çelik üreticisi Ilva’nın AM Investco ortak girişimi tarafından planlanan satın alımına yönelik detaylı inceleme başlattığı aktarılıyor. ( Metal Bulletin, 23 Kasım 2017 )

SAIL ve ArcelorMittal'in Hindistan’da Yarı Yarıya Bir Ortaklık Tesisi Kurması Bekleniyor
Hindistan hükümeti kaynaklarına göre, Hindistan hükümeti tarafından yönetilen Steel Authority of India Limited (SAIL) ve ArcelorMittal, uzun süreli çıkmazın ardından, Hindistan'da otomobil üretiminde kullanılan çelik imalatı yapmak için yarı yarıya ortaklıkla bir tesis kuracak. Kaynaklara göre, ortaklık tesisinin kurulması için resmi mutabakat anlaşması önümüzdeki yılın başlarında imzalanacak. Hükümet kaynaklarına göre, SAIL, Hindistan özel sektörü ve yabancı şirketlerle birlikte yürütülen çelik projelerinin çoğunda olduğu gibi, bu projede de çoğunluk hissesinin sahibi olmak konusunda ısrar etmişti. Yılda 1,5 milyon mt otomobil üretiminde kullanılan çelik imalatı yapacak olan SAIL-ArcelorMittal ortaklığı, 770 milyon $ civarında yatırım yapacak. Tesis hammadde tedarikini SAIL’e ait olan Rourkela Steel Plant’ten (RSP) yapacak. ( SteelOrbis, 23 Kasım 2017 )
ArcelorMittal-Marcegaglia Ortaklığı Ilva’nın Satışına Yönelik İnceleme Nedeniyle Bozulabilir

Avrupalı yetkililerinin, tekelleşme karşıtı düzenleme açısından Ilva’nın Am InvestCo konsorsiyumu tarafından satın alınmasına olumlu bakmalarına karşın, Avrupa Komisyonu’nun, Avrupa yassı piyasasında haksız rekabetin önüne geçmek amacıyla ArcelorMittal’e karşı geniş çaplı bir inceleme başlattığı belirtiliyor. Piyasa kaynaklarının, AB’nin anti-tekel kurallarına uymak amacıyla ArcelorMittal’in yassı ürün alanında bazı varlıklarını elden çıkarmak zorunda kalabileceğine inandıkları ifade ediliyor. Buna ek olarak Marcegaglia’nın, ortaklıktan çıkarılma riskinin de mevcut olduğu vurgulanıyor. 8 Kasım tarihinde Avrupa Komisyonu’nun, ArcelorMittal’in Ilva’yı satın almasına yönelik detaylı araştırma başlattığı, Avrupalı yetkililerin, söz konusu satın alma nedeniyle Avrupa yassı çelik piyasasındaki güç dengesinin değişeceğinden ve HRC fiyatlarındaki olası yükseliş ile rekabetin azalmasından endişe duydukları bildiriliyor. Komisyon’un, AM Investco Italy’den (ArcelorMittal ve Marcegaglia) Ilva’nın satın alınmasına ilişkin iki talepte bulunduğu yönünde duyum alındığı; Ilva’nın satışına bağlı olarak rekabetin azalmasının üstesinden gelmek için Komisyon’un, Marcegaglia’nın AM Investco Italy konsorsiyumundan çıkmasını talep edebileceği, ikinci olası talebin ise ArcelorMittal’in İtalya’daki Piombino tesisini satması yönünde olduğu aktarılıyor. Buna ek olarak, piyasa kaynaklarının ArcelorMittal’in, anti-tekel yetkililerinin söz konusu satın almanın piyasadaki adil rekabete tehdit oluşturduğunu tespit etmeleri halinde Avrupa’daki bazı yassı ürün varlıklarını elden çıkarmak durumunda kalabileceği kaydediliyor. ArcelorMittal’in Galati tesisini satma kararı alabileceği ve Piombino tesisinin yakında Arvedi’ye devredileceği yönünde duyumlar alındığı ifade ediliyor. Yerel medyadan alınan bilgilere göre ArcelorMittal’in Fransa’daki (Fos-surMer) ve İspanya’daki (Aviles) tesislerinin de risk altında olduğu, ancak Ilva’nın satışının tekelleşme karşıtı düzenlemeler bakımından hala masada olduğu ve Komisyon’un incelemenin nihai kararını açıklayacağı 23 Mart 2018 tarihinde netleşeceği belirtiliyor. ArcelorMittal-Marcegaglia konsorsiyumunun, Ilva’da çelik üretimini 2024 yılına kadar 8 milyon ton seviyesine yükseltmeyi planladıkları ve konsorsiyumun ekipmanları yenilemek için 1,2 milyar € enjekte edeceği, yatırımın 1,1 milyar € tutarındaki bölümünün ise çevreye yönelik olacağı açıklanıyor. ( Metal Expert, 24 Kasım 2017 )

Çelik Fiyatı Tartışması

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreter Vekili Gazi Bilgin, çelik üretiminin maksatlı artırılmadığı yönündeki haberlere tepki göstererek, "Küresel ve bölgesel gelişmelerden kopuk, iç piyasada fiyatların oluşmasını etkileyen faktörleri hesaba katmadan, yüzeysel yaklaşımlarla fiyat artışlarından Türk çelik üreticilerini sorumlu tutmak gerçekçi ve hakça bir yaklaşım değildir." ifadelerini kullandı.

Bilgin, yaptığı yazılı açıklamada, inşaat demiri fiyatlarının yüksek olması nedeniyle üreticilerin maksatlı olarak kapasitelerini artırmadıkları yönünde suçlamalara maruz kaldıklarını aktardı. Sektörün, yılın ilk dört ayında, inşaat sektöründeki duraklama nedeniyle ihracata yöneldiğini anımsatan Bilgin, haziran ve sonraki aylarda ise iç piyasadaki talebin öncelikli olduğunu ve ihracatta azalma yaşandığını bildirdi. Bilgin, fiyatların ithalat yoluyla düşürülebileceğini iddia eden bazı çevrelerin baskısıyla yüzde 30 olan gümrük vergisinin yüzde 10 seviyesine çekildiğini belirterek, şöyle devam etti: "Ancak fiyatlar düşmemiştir. Çünkü fiyatların nasıl oluştuğunu doğru analiz etmeden, sadece gümrük vergilerinin düşürülmesi suretiyle fiyatların düşeceğini iddia etmek gerçekçi bir yaklaşım değildir.

Oysa ki en önemli girdilerden birini oluşturan hurda fiyatları, bu yılın temmuz ayına kadar 250-280 dolar/ton seviyelerinde seyrederken son aylarda genel olarak 300-330 dolar aralığında gerçekleşmiştir. Demir cevheri fiyatları ise son bir yıl içerisinde 49,25-92,55 dolar/ton arasında değişim göstermiştir. Son bir yıldaki değişim oranı yüzde 26,9 olmuştur. 2016 sonlarında 2 bin 500 dolar/ton olan grafit elektrot fiyatı 30 bin dolar/ton seviyesine yükseldiği gibi temininde de ciddi güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Elektrot üreticileri 5-7 yıl gibi uzun süreleri kapsayan alım garantisi istemektedirler. Şimdiden öngörülmesi mümkün olmayan böyle bir yaklaşım Türk çelik üreticilerini zaman zaman zor durumda bırakmaktadır." Döviz kuru, enflasyon, mevduat ve kredi faizlerindeki artışa dikkati çeken Bilgin, "Ton başına inşaat demiri fiyatı, Brezilya'da bin 23 dolar, Arjantin'de 845 dolar, Mısır'da 678 dolar, Çin'de 644 dolar, ABD'de 606 dolar, Birleşik Arap Emirlikleri'nde 548 dolar ve Türkiye'de 532 dolar seviyesindedir. Bütün bu verilerin fiyata yansıması hesaba katılmadan yapılan değerlendirmeler Türk çelik sektörüne, Türkiye ekonomisine, ihracatına ve istihdamına zarar vermektedir. Kısaca küresel ve bölgesel gelişmelerden kopuk, iç piyasada fiyatların oluşmasını etkileyen faktörleri hesaba katmadan, yüzeysel yaklaşımlarla fiyat artışlarından Türk çelik üreticilerini sorumlu tutmak gerçekçi ve hakça bir yaklaşım değildir." değerlendirmesinde bulundu. (TimeTürk / Haberler, 23 Kasım 2017 )

Kardemir'den Yerli Otomobil Atılımı

Türkiye'nin ilk ağır Demir Çelik Sanayii olma özelliğini taşıyan Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri (KARDEMİR) AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Öz, yerli otomobil noktasında oluşturulan 5'li konsorsiyum firmaları ile görüşmeler yapılarak üretilecek otomobillerde KARDEMİR çeliğinin kullanılması noktasında çalışma yapacaklarını söyledi. 1 Kasım'da yapılan Olağanüstü Genel Kurul kurul sonrası KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanlığına getirilen Faruk Öz, Karabük basını ile bir araya geldi. Kardemir AŞ. Genel Müdürü Ercüment Ünal'ın eşlik ettiği tanışma toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Öz, yerli otomobilde Kardemir çeliğinin kullanılması noktasında adımlar atacaklarını, yerli ve milli sermayeyi destekleme noktasında da Kardemir'in hazır olduğunu belirtti.

"Tek bir hedefimiz Kardemir'in daha da güçlenmesi ve büyümesi"

Hedeflerinin Türkiye'nin önemli bir sanayi kuruluşu olan Kardemir'in üretim kapasitesini arttırmak, daha stratejik ürünler üretmek, yeni pazarlar oluşturmak olduğunu kaydeden Öz, "Bunları yaparken de çevreye duyarlı, işçi sağlığına ve iş güvenliğine önem veren bir anlayışla çağın gereklerine ve teknolojisine uygun olarak hayatını devam ettirmek ve daha da ileriye gitme noktasında burayı yönetmekten başka bir gayemiz olmayacaktır. Kardemir, Türkiye için önemli olduğu kadar Karabük için de önemli. Karabük'ün ticareti ve birçok konusu Kardemir üzerinden yürümektedir. Şehrin hassasiyetleri ve dinamikleri için Kardemir Yönetiminin çok önemli olduğunu hep birlikte görüyoruz. Stratejik olarak Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri ile Kardemir'in içişlerinin alımından, satımına kadar müdahale ettiği bir ortam olmayacaktır. Biz Kardemir Yönetim kurulu olarak ve Başkanı olarak ciddi stratejiler belirleyeceğiz. Önce 3 yıl için Kardemir'de yapılacak yatırımlar nedir, gerekçeleri nelerdir, yeni pazarlar, yeni stratejik ürünler konusunda bunlarla ilgili çok ciddi çalışmalar yapacağız. Yönetim Kurulu strateji belirleme ve belirlenen strateji konusunda üretimden pazarlamaya kadar her alanının uygulama şekline kontrol etmekten öteye gitmeyecektir. Bunu hep beraber göreceğiz. Strateji belirlemeden ve belirlenen stratejide noktasında hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol edeceğiz. Burada ana gayemiz, en kaliteli malı en uygun bir fiyata ve en hızlı bir şekilde alımını temin etmek. Daha çok da katma değeri yüksek, bizden önce arkadaşlar başlamışlar, ray üretimi konusunda yeni pazarların oluşturulması, tren tekeri noktasında daha hızlandırılmış bir şekilde sadece iç piyasaya değil, uluslararası piyasalara da mal satma noktasında her birini masaya yatıracağız. Uluslararası, arenada pazarlayacağımız rekabet edeceğimiz ürünler varsa bu konuda, gerek Cumhurbaşkanımızın gerekse Başbakanımızın yurt dışı seyahatlerinde de Kardemir'in mamullerinin pazarlanması ve dışa açılması noktasında çalışmalarımız olacaktır. Tek bir hedefimiz vardır, Kardemir'in daha da güçlenmesi ve daha da büyümesi." dedi.

"Öncelikli mal alımı konusu gündemimizde"

Mal alımı ve satımında olabildiğince şeffaf olacaklarını da anlatan Öz,"Şu malı şuradan alın, şunu şuraya verin, böyle bir şeyimiz olmayacak. Biz bu konuda alırken, olabildiği kadar rekabetin oluşması noktasında stratejimiz olacak. Satarken de katma değeri yüksek ürünlerin bulunması yani getiricilerin daha yüksek olması stratejileri uygulayacağız. Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri olarak şunu şuradan alın, bunu buraya verin diye bir söz konusu olmayacak. Alımlar ve satımların olabildiğince Türkiye'de mevzuatlar ve teknik olarak olabildiğince en şeffaf ve en rekabetçi olması konusunda gereği yapılacak. Tartışmalı olan öncelikli mal alımı da gündemimizde. Bunla ilgili çalışmalar yapılacak. Yaşanan krizlerde büyük hissedarlarımız burada hisselerini teminat olarak verip burası için krediler kullanmış. 2011 yılında bu yükümlülük ve teminat serbest bırakılmış. Öncelikli mal alım devam etmiş. Bu konuda kamuoyunun taleplerini alıyoruz. Masa başında oturup karar verecek değiliz. Bu noktada şehirde STK'ları ziyaret ediyorum. Kardemir ile ilgili ilintili ilişkili bütün şahsılarla bir araya gelip herkesten istifade edeceğiz" diye konuştu.

"Belli bir oranda ortaklık gelirse bu yönetim kurulunda değerlendirilir"

Yerli otomobil noktasında Kardemir çeliğinin kullanılması noktasında girişimlerinin de olacağını kaydeden Öz,"Yerli otomobil üretmeyle ilgili olarak Cumhurbaşkanımız himayelerinde bir konsorsiyum oluşturulduğu. Bu noktada Genel Müdürümüze gerekli talimatı verdik. Bunlarla ilk en kısa zamanda bir araya geleceğiz. Gönül tercih eder ki, otomobil fabrikasının Karabük'te kurulmasını canı gönülden arzu ederiz. Çok daha parametreleri var ve bu olmaması durumunda üretilecek olan yerli otomobilde bizim çeliğin kullanılması noktasında diğer firmalar ön almadan en kısa zamanda randevulaşıp gidip kendileri ile görüşelim dedik. Bu gündemimizde ilk madde. Aynı şekilde şu anda ülkemizde üretimi yapılan yerli değil ama diğer otomotiv sektörleri var. Onların otomotiv üretiminde kullandığı çeliğin Kardemir'de üretilmesi noktasında neler yapılabilir, bunları konuşacağız. Büyükşehirlerin ciddi bir şekilde raylı sistem çalışmaları var. Bunlarla ilgili görüşmeler yapacağız. Otomobil lastiklerinde kullanılan tellerle ilgili üretim konusunda lastik fabrikaları ile görüşmeler yapacağız" ifadelerinde bulundu. Yerli ve milli sermayeyi destekleme noktasında Kardemir'in hazır olduğunu da sözlerine ekleyen Kardemir AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Öz, şunları söyledi; "Öncelikli olarak bizim tercihimiz onlara lojistik destek sağlamak, onların çelik ihtiyacını karşılamak. Onlardan gelecek talebi bilmiyoruz. Onlardan talepte eğer belli bir oranda ortaklık gelirse bu yönetim kurulunda tartışılır değerlendirilir. Kardemir'in menfaati ne gerektiriyorsa o an için ona karar verilir. Yerli ve milli sermayeyi destekleme noktasında Kardemir'in hazır olduğunu belirtmiş olacağız." (Milliyet, 23 Kasım 2017 )

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülkemiz Demir Çelik Sektöründe Sonu Hazin Biten Bir Proje - Sivas Demir Çelik ( Sidemir )

ÜÇÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1973 - 1977 DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ

Kremikovtzi Demir ve Çelik Fabrikaları – Bulgaristan Erdemir’in İlk Yurtdışı Şirket Satınalma Girişimi