Çelik Sektöründe 2017 - 45.Haftanın Öne Çıkanları

Çelik Sektöründe 2017 - 45.Haftanın Öne Çıkanları

British Steel Hollanda Merkezli Filmaşin İmalatçısı FNsteel’i Devraldı

İngiltere merkezli çelik üreticisi British Steel, Hollanda merkezli filmaşin imalatçısı FNsteel’i devralma işlemlerini tamamladığını duyurdu. FNsteel’in satın alınmasıyla birlikte, British Steel’in İngiltere, Scunthorpe tesisindeki mevcut üretiminin tamamlanacağı ve bu sayede değer zincirinin ve ürün yelpazesinin geliştirileceği bildirildi. Bununla birlikte, FNsteel’in satın alınmasının, İngiltere ve Fransa'da yaklaşık 5.000 kişiyi istihdam eden British Steel'in dönüşümündeki en son gelişme olduğu belirtildi. Rotterdam, Alblasserdam’da 300 kişi civarında çalışanı bulunan FNsteel ise, mevcut ismiyle faaliyet göstermeye devam edecek. Diğer yandan, Fransa, Hayange’da mevcut demir yolu hattı olduğunu belirten British Steel, bu senenin başında İtalya’da da demir yolu lojistik merkezi açtığını ve aynı zamanda son aylarda İspanya, Almanya, Singapur ve ABD’de ofis açarak uluslararası satış ağını geliştirdiğini açıkladı. ( SteelOrbis, 06 Kasım 2017 )

Türkiye ve İran Çelik Ürün ve Hammaddeleri de Tercihli Ticaret Anlaşmasına Dâhil Edecek

Türkiye ve İran’ın, Aralık ayında iki ülke arasındaki tercihli ticaret anlaşmasını genişleteceği, listenin diğer ürün kategorilerinin yanı sıra bazı çelik ürün ve hammaddeleri de kapsayacağı haber veriliyor. Tarafların anlaşmayı değiştirebilecek olmasına rağmen, böyle bir gelişmenin iki ülke arasındaki ticari bağları kuvvetlendirmek için büyük bir adım olduğu ifade ediliyor. Yetkililerin, Aralık ayında tercihli ticaret anlaşmasına her iki tarafın da 60 ürün kategorisini eklemesini öngören bir anlaşma imzalanmalarının beklendiği, petrokimya, bakır ürünleri, polyester ve daha pek çok kategoriyi barındıran listenin aynı zamanda dökme demir ürünleri, çelik çubuk, DRI, pelet ve CRC’yi de kapsayacağı kaydediliyor. Tercihli ticaret anlaşmasının piyasaya etkilerinin yıl boyunca inceleneceği ve anlaşmanın değişikliğe açık olduğu vurgulanıyor. Anlaşmanın gerçek anlamda çelik ve hammadde ticaretine dönüşmesinin zaman alacağı, ancak piyasa oyuncularının yine de bunun önemli bir adım olduğunu belirttikleri, her iki tarafın da bu durumdan fayda sağlayabileceği, özellikle çelik ihracatını kademeli olarak artıran İran için söz konusu gelişmelerin kritik bir önem teşkil ettiği bildiriliyor. Bunun yanı sıra Türkiye ve İran’ın, her iki taraf için maliyetleri azaltmak amacıyla ticarette yerli para kullanılması ile ilgili anlaşma sağladığı belirtiliyor. Ocak-Ağustos döneminde her iki ülke arasındaki ticaretin % 14,9 oranında artışla 7,25 milyar dolara ulaştığı ifade ediliyor. ( Metal Expert, 07 Kasım 2017 )

Tata Steel, Essar Steel’i Satın Alarak Hindistan’daki Çelik Kapasitesini İkiye Katlamayı Hedefliyor

Hindistan’da yerleşik Tata Steel’in ülkedeki çelik üretim kapasitesini ikiye katlama hedefine ulaşmak için borç batağındaki Essar Steel’i satın almakla ilgilendiği haber veriliyor. Firmadan bir sözcünün, Tata Steel Başkanı’nın Hindistan’daki çelik kapasitesini organik ve inorganik yollar ile ikiye katlamayı hedeflediğini ifade ettiği belirtiliyor. Tata Steel’in Hindistan’da 27,5 milyon ton ham çelik üretim kapasitesi olduğu, Essar Steel’in ise 10 milyon ton ham çelik üretim kapasitesinin bulunduğu bildiriliyor. Essar Steel’in varlıkları arasında Hazira’da yerleşik dünyanın en büyük dördüncü tek konumlu çelik tesisinin bulunduğu ve başka ürünlerin yanı sıra slab, HRC, CRC, HDG ve kaynaklı tüp ve boru üretimi yaptığı kaydediliyor. Hindistan Ulusal Şirket Hukuku Mahkemesi’nin (NCLT) Essar Steel’in önümüzdeki 25 yıl içinde 6,95 milyar dolar seviyesindeki borcunu ödemesinin mümkün görünmediğini belirtmesinin ardından Ağustos ayında firmanın adli tasfiyesini başlattığı ifade ediliyor. ArcelorMittal, Japon Nippon Steel ve kamuya ait Sail’in de Essar Steel’i satın almakla ilgilendikleri aktarılıyor. ( Metal Bulletin, 07 Kasım 2017 )

IREPAS: Çin’den Gelen Baskının Oldukça Azalması Küresel Arz Ve Talep Dengesini Destekliyor

Uluslararası İnşaat Demiri İhracatçıları ve Üreticileri Birliği'nin (IREPAS) yayımladığı kısa vadeli görünüm raporunda, Çin’den yapılan ihracatın uluslararası piyasalarda fazla baskıya neden olmaması sayesinde küresel uzun çelik piyasasında arz talep dengesinin korunduğu ifade edildi.

Dünya genelinde güçlü talep görülüyor

Dünya Çelik Birliği (worldsteel), 2017 yılı küresel çelik talebi tahminini revize ederek talebin 2016 yılına oranla %7 büyüyeceğini belirtti. Bu büyük artışın nedeni olarak ise Çin’in çelik talebinde beklenen %12,4’lük artış gösterildi. Çin’de bu kadar yüksek bir artış beklenmesinin sebebi ise daha önce resmi rakamlara dâhil edilmeyen kapatılan indüksiyon ocakları tarafından karşılanan talebin şimdi başlıca çelik üreticileri tarafından karşılanacağı için 2017 resmi sonuçlarına dâhil edilmiş olması gösteriliyor. Yine de talebin dünya genelinde güçlü seyrettiği ve eylül ayında küresel kapasite kullanım oranının %73,5 ile son ayların ve yılların en yüksek seviyesini gördüğü bildiriliyor.

Arz bazı bölgelerde artarken, navlun fiyatları yükseldi

IREPAS raporunda, bazı bölgelerde ve piyasalarda fiyatların çeşitli faktörlere bağlı olarak değiştiği ifade edildi. Belirli bölgelerde arzda bazı artışlar görülürken, korumacı önlemlerin de arz talep dengesinin belirlenmesinde önemli bir rol oynadığı gözleniyor. Geçtiğimiz ay gemi bulunurluğunda yaşanan sıkıntı nedeniyle sevkiyat maliyetleri yükseldi.

ABD iç piyasası gayrisafi milli hâsıladaki büyümeye rağmen zayıfladı

ABD iç piyasası, gayrisafi milli hâsıladaki büyümeye rağmen zayıfladı. IREPAS raporuna göre, iç piyasa fiyatları ithalat fiyatlarına benzer ya da daha düşük seviyelerde olduğu için artık ABD’ye ihracat yapmak oldukça zorlaştı. Bazı ülkelerden ithal filmaşine getirilen geçici antidamping vergileri yüksek kaliteli filmaşini daha çok etkilerken, Türkiye çıkışlı daha basit kalitelere %10’un altında vergi oranları getirildi.

Tedarikçiler ve alıcılar arasında kopukluk yaşanıyor

Tedarikçiler ve yüksek stoklar ya da fiyatlarda daha fazla düşüş beklentisi nedeniyle bekle-gör politikası izleyen alıcılar arasında bir kopukluk yaşandığı belirtiliyor. Çin’de planlanan üretim kesintileri nedeniyle küresel üretim ve talebin güçlü olması bekleniyor Şimdiye kadar üreticiler üretim maliyetlerindeki artışları fiyatlarına yansıtmakla kalmayıp marjlarını da yükselttiler. Çin’den yapılan aylık ihracatın 5 milyon mt ile geçtiğimiz senenin yarısına inmesini ve kış aylarında ülkede planlanan üretim kesintilerinin ihracatı daha da baskılayacağını göz önüne alan IREPAS, küresel üretim ve talebin güçlü olmasını bekliyor.

Çin’in ihracatının azalmasıyla küresel hurda talebi gücünü koruyacak

Hurda talebinin güçlü olduğu ve Çin’den yapılan ihracatın düşmesiyle Çin dışındaki talebin daha da güçleneceği düşünülüyor.

Elektrot fiyatları daha düşük seviyelere inerken elektrik ark ocaklarının yine de etkilenmesi bekleniyor

Hammadde fiyatlarının nispeten kontrol altında olması ve grafit elektrot fiyatlarının gördüğü zirvelerin ardından daha düşük seviyelere inmekte olduğu ve elektrot arzında beklenen sıkıntının daha önce açıklanan daha yüksek seviyeler yerine %10’da kalacağı belirtiliyor. IREPAS, önümüzdeki dönem elektrot arzındaki sıkıntının yine de elektrik ark ocaklı tesislerde yapılan üretimi etkilemesinin beklendiği konusunda uyardı.

ABD’de talebin durumu endişe yaratsa da küresel piyasa görünümü tatmin edici

Küresel uzun çelik piyasası genel olarak durağan seyrederken önümüzdeki dönem için tatmin edici bir görünüm hâkim. IREPAS, ABD’de yeni korumacı önlemler onaylanırsa bu durumun hurda fiyatlarını tekrar yukarı çekebileceğine inanıyor. Öte yandan, ABD’de talebin hala toparlanmamış olması da endişe yaratmaya devam ediyor. ( SteelOrbis, 07 Kasım 2017 )

Avrupa Komisyonu, Yassı Ürün Fiyatları ile İlgili Endişeler Nedeniyle Ilva’nın Devralınmasına Yönelik İnceleme Başlattı

Avrupa Komisyonu’nun, AM Investco ortak teşebbüsünün İtalyan çelik üreticisi Ilva’yı satın alma planına yönelik ayrıntılı inceleme başlattığı haber veriliyor. Küresel çelik üreticisi ArcelorMittal ve İtalyan haddeci Marcegaglia’dan oluşan AM Investco ortak teşebbüsünün, Ilva’yı bu yılın Mayıs ayında satın almayı kabul ettiği ve satın almanın Avrupa piyasalarında tekeli önleme amacı güden AB’nin anti-trust incelemesinin sonuçlarına tabi tutulduğu ifade ediliyor. Avrupa Komisyonu’nun, söz konusu şirket birleşmesinin, pek çok yassı karbon çelik ürünün rekabet gücünü azaltabileceğinden ve satın almanın ardından özellikle Güney Avrupalı alıcıların daha yüksek fiyatlar ile karşı karşıya kalmalarından endişe duyduğu kaydediliyor. Komisyon’dan Margrethe Vestager’in, söz konusu husus ile ilgili olarak Avrupa’da sanayinin, küresel piyasalar ile rekabet edebilmek için çeliğe rekabetçi fiyatlarda erişim sağlaması gerektiğini ve bu nedenle ArcelorMittal’in Ilva’yı satın almaya yönelik planını çelik piyasalarındaki rekabet gücü bakımından ayrıntılı olarak inceleyeceklerini ifade ettiği aktarılıyor. Yatırım bankası Jefferies’e göre, satın almanın önerilen şekilde gerçekleşmesi halinde ArcelorMittal’in, bölgesel çelik şerit piyasasının toplamda % 38’ine sahip olacağına dikkat çekiliyor. Avrupa Komisyonu’nun, söz konusu inceleme ile ilgili olarak 90 iş günü içinde karar alması gerektiği vurgulanıyor. ( Metal Bulletin, 09 Kasım 2017 )

Hebei’de Çelik Firmalarının Sayısı Yarıya İndi

2013 yılından 2017 yılının Eylül ayına kadar Hebei eyaletinin 69,93 milyon ton demir ve 64,42 milyon ton çelik kapasitesini devre dışı bıraktığı, sözkonusu dönemde Hebei’de çelik tesislerinin sayısının 148’den 87’ye, çelik firmalarının ise 125’den 69’a düştüğü rapor ediliyor. 2017 yılının ilk yedi aylık döneminde Hebei eyaletinin % 1,87 artışla 149,75 milyon ton ham çelik, % 0,26 artışla 141,86 milyon ton pik demir ve % 6,4 düşüşle 37,06 milyon ton kok üretimi yaptığı, söz konusu durumun reel arza etkisinin fazla olmayacağına işaret ettiği kaydediliyor. Çinli bir yetkilinin, geçtiğimiz yıldan bu yana ekipman imalat sanayiinin eyalette sınai büyümeye en fazla katkı sağlamada çeliği resmi olarak geçtiğini belirttiği aktarılıyor. Hebei eyaletinin, kömür ve çelik üretiminin yanı sıra kömür tüketimine getirilen kısıtlamaların da dâhil olduğu çeşitli yöntemler uygulayarak, 2017 yılı için belirlenen hava kalitesi kontrolü hedefine ulaştığı belirtiliyor. ( Kallanish, 10 Kasım 2017 )

Alacero: Çin’in Hurda Arzı 2025 Yılına Kadar Önemli Ölçüde Artacak

Bu hafta Meksika, Cancun’da düzenlenen Alacero kongresinde, konuşmacılardan bazıları Çin'in artan hurda arzının küresel çelik piyasası için hem fırsat hem de zorluk getireceği yönündeki beklentilerini belirtti. CRU’dan Paul Butterworth, World Steel Dynamics’ten Peter Marcus ve Accenture Strategy’den Richard Oppelt, Çin’in net hurda ihracatçısı olup olmayacağı konusunda bir anlaşmaya varamasalar da, 2022-2025 dönemine kadar ülkenin hurda kapasitesinin önemli ölçüde artacağını ifade ettiler. Hurdadaki artışın, çelik tüketimindeki artışın ve Çin'in çevresel girişimlerinin bir parçası olarak insanları geri dönüşüme teşvik etmesinin bir sonucu olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Oppelt ve Marcus’a göre, hurdadaki bu durum bazı şirketlerin yüksek fırınlarını elektrik ark ocaklarına çevirmelerine neden olacağı için hurdadaki arz fazlası Çin’in net hurda ihracatçısı olmasına sebep olmayacak. Oppelt, Çin’in hurda ihracatı oranının potansiyel olarak daha küçük olabileceğine inanıyor olsa da, Marcus, Çinli şirketlerin elektrik ark ocağı teknolojisine geçişlerini yüksek enerji maliyetlerinden dolayı muhtemel görmediğini ve Çin’in hurda ihracatının hurda fiyatlarına aşağı yönlü baskı uygulayacağını belirtti. Bununla birlikte Marcus, şimdilerde 70 milyon mt seviyesinde olan hurda arzının 2025 yılına kadar 350 milyon mt’a yükseleceğini ifade etti. Diğer yandan, Butterworth ise, Çin’in net hurda ihracatçısı haline geleceği fikrine katılmadığını belirterek, CRU’nun araştırmalarına göre, Çin’in hızlı bir şekilde elektrik ark ocağı teknolojisine geçerek hurda arzını tüketmesini beklediklerini belirtti. ( SteelOrbis, 10 Kasım 2017 )

Alacero: Çelik Sektöründe 4. Sanayi Devrimi Devam Ediyor

Bu hafta Meksika, Cancun’da düzenlenen Alacero kongresinde, çelik sektöründe başlayan 4. sanayi devrimi konuşuldu. Kongrede, konu ile ilgili panelde söz alan Vallourec Group kıdemli başkan yardımcısı Alexandre De Campos, ArcelorMittal Global AR-GE birimi genel müdürü Dr. Pinakin Chaubal, POSCO Araştırma Enstitüsü genel direktörü Dr. Jun Goh ve Accenture Strategy direktörü Richard Oppelt, 4. sanayi devriminin daha iyi ürünler ve süreçler ve insan sermayesi yönetimi konusunda potansiyel taşıdığını belirtti. Panelde 4. sanayi devriminin artan veri yönetim sistemleri ve dijitalleşmeden kaynaklandığı bildirildi. Chaubal’e göre, depolama maliyetleri azalırken, işlem gücü arttı ve bulut teknolojisi yaygın hale geldi. Bu kapsamda şirketler büyük veri analizi, sistem entegrasyonları ve yapay zekanın daha fazla kullanılmasına yöneldi. Örnek olarak, yeni uygulamaların, imalattan kullanım süresinin sonuna kadar rulo izlenebilirliğini artıracağı bildirildi. 4. sanayi devriminin ilk olarak Çin tarafından kullanıldığını söyleyen Chaubal, Çin’in 2020 yılına kadar bu sistemi %70-80 oranında uygulayacağını iddia ettiğini belirtti. Bununla birlikte, Dr. Jun Goh, POSCO’nun bu sistemi tüm seviyeleriyle hayata geçirdiğini ve yeni mobil paradigma kayması (elektrifikasyon, bağımsız sürüş ve araç paylaşımı) ve küresel enerji tüketimindeki değişiklikler gibi unsurları, küresel çelik planındaki diğer faktörlerle birlikte ele aldığını ifade etti.

Diğer yandan, küresel çelik talebinde bir miktar büyüme beklendiği ancak uzun vadede küresel çelik talebinin 20 yıl gibi bir sürede sabit kalmasının beklendiği belirtildi. Oppelt ise, Accenture Strategy modeline göre dünya çelik talebinin düşmesini beklediklerini ve Accenture modelinin, küresel çelik talebinin artacağı yönündeki herhangi bir varsayımın hatalı olacağı görüşünü güçlendirdiğini söyledi. Diğer yandan, tüm panelistler, çelik sektöründe stratejilerdeki değişimin yüksek mukavemetli, korozyona karşı dayanıklı ve yüksek performanslı çelik ürünlerine odaklandığı konusuna değindiler. Son olarak istihdamın konuşulduğu panelde, Goh, POSCO planında 10-15 yıl içinde istihdamda %30’luk bir azalmanın beklendiği ve bu durumun hem işçileri hem de satışları etkilediğini belirtti. Sektörde dijital platformların artması beklenirken, tüccarların rolünün ise gelişmesi bekleniyor. Oppelt, çelik distribütörlerinin son talep kontrolünü ellerinde tutamadıkları sürece üreticilerin daha çok kontrol sahibi olmayı isteyebileceklerini, bu sebeple distribütörlerin de iş modellerini yeniden değerlendirmeleri gerektiğini bildirdi. ( SteelOrbis, 10 Kasım 2017 )

Borçelik Ar-Ge’ye Odaklandı 6 Kalem Ürünü Yerlileştirecek

Borusan Holding ve ArcelorMittal’in ortaklığındaki çelik üreticisi Borçelik Ar- Ge faaliyetlerini hızlandırıyor. Şirket 2 yıl önce kurduğu Ar-Ge merkezinde bugün kendisine ait 24 projeyi yürütürken, TÜBİTAK ile de 7 projeyi sürdürüyor. Geçen yıl 2 kalem ithal ürünü üretmeyi başaran şirket, 4 ithal ürünü ve 2 proses teknolojisini yerlileştirmek için çalışıyor. Borçelik geçtiğimiz gün Bursa’daki Ar-Ge merkezinin kapılarını basın mensuplarına açtı. Buradaki toplantı sırasında şirket hakkında bilgi veren Borçelik Genel Müdürü Kerem Çakır, soğuk sac ve galvanizli sac üretimleri olduğunu söyledi. Geçen yıl Borçelik’in 1,5 milyon tonluk üretimi olduğunu kaydeden Çakır, galvanizli sacta pazar lideri, soğuk sacta ise pazar ikincisi olduklarını belirtti. ABD’nin korumacılığı Türkiye’ye yaradı Bu yılı 1 milyar 260 milyon dolar ciro ile kapatmayı hedeflediklerini dile getiren Çakır, “Yılı 425 bin ton ihracatla bitirmeyi hedefliyoruz. Bu yıl ABD’ye ihracatımız arttı. ABD’nin başka ülkelere karşı uyguladığı korumacılık önlemleri bizim işimize yaradı. Özellikle ihracat pazarlarımız çok değişken oluyor ama sanayimiz hızla adapte olabiliyor. Son 2 yılda Avrupa pazarı biraz geri kaldı” dedi. Türkiye’nin bütün ihracat şampiyonlarına mal sattıklarını ifade eden Çakır, üretimlerinin yüzde 67’sini doğrudan ya da dolaylı olarak ihraç ettiklerini vurguladı. Türkiye’de üretilen her 100 araçtan 87’sinde Borçelik’in ürününün kullanıldığını aktaran Çakır, ayrıca üretilen her buzdolabında da ürünlerinin kullanıldığını vurguladı.

Üretimde bigdatayı kullanıyor

Ar- Ge’de 3 temel konuya odaklandıklarını açıklayan Çakır, şöyle devam etti: “Daha hafif ve çevreci ürünler geliştirmek, çeliği korumaya yönelik ürünler geliştirmek ve ithal ürünleri yerlileştirmek odaklandığımız alanlar. Burada müşterilerimizle ortak projeler geliştiriyoruz. Örneğin bir müşterimizle ortak daha hafif yolcu koltuğu tasarımı yapıyoruz. Üretimimizde bigdatayı kullanıyoruz. 14 bin parametreyi kullanıyoruz. 2 yılda Ar-Ge’ye 20.3 milyon dolarlık yatırım yaptık. 44’ü araştırmacı olmak üzere 74 personelimiz var burada. Şu an 24 proje yürütüyoruz. 7 tane de TÜBİTAK ile ortak projemiz var. Daha önceki projelerimizle 4 ulusal 3 de uluslararası patent aldık. Yürüttüğümüz projeler arasında ithal edilen yüksek katma değerli çelik ürünlerini üretme projelerimiz var. Yüksek karbonlu çelik ailesinde 100 milyon dolarlık ithalatımız var. Bunu üretme kabiliyetine ulaştık. Bu kalemde 60 milyon dolarlık ithalatı önleyebiliriz. Geçen yıl 2 ithal ürün kalemini yerlileştirdik. Bu yıl yürüttüğümüz projelerde 4’ü ithal ürünü üretmek, 2’si ise ithal proses aşamasını yerlileştirmek üstüne.” Borusan Ar-Ge’nin Genel Müdürü Dr. Murat Yıldırım ise dünyada bilişim ve malzemenin çok hızlı değiştiğini söyledi. Gelecekte ileri teknolojiyle anılan bir Borusan görüleceğini savunan Yıldırım, savunma sanayisine yönelik ana malzemelerin yerli olması için Ar- Ge projeleri yürüttüklerine dikkat çekti. ( Dünya, 10 Kasım 2017 )


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülkemiz Demir Çelik Sektöründe Sonu Hazin Biten Bir Proje - Sivas Demir Çelik ( Sidemir )

ÜÇÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1973 - 1977 DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ

DÖRDÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1979-1983 DEMİR ÇELİK SANAYİİ