Çelik Sektöründe 2018 - 1. Haftanın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2018 - 1. Haftanın Öne Çıkanları
Ilva’nın Kapatılması,
Çevre Planına Yönelik Başvurunun Geri Çekilmesi ile Engellendi
İtalya’da bölge yetkililerinin Ilva’nın çevre planına
yönelik temyiz başvurusunu geri çektikleri, böylece firmanın kapanma riskinin
ortadan kalktığı duyuruluyor. 29 Aralık 2017 tarihinde Puglia bölge
yönetiminin, bölge İdari Mahkemesi’ne yapılan Ilva’nın çevre planına yönelik
başvuruyu geri çektiği, söz konusu kararın Taranto yetkililerinin benzer
hamlesinin ardından geldiği ve bunun da Bakan Carlo Calenda’nın daha önce
uyardığı gibi, Ilva’nın 8 Ocak 2018 tarihinde kapanmayacağı anlamına geldiği
aktarılıyor. Ayrıca bu kararın, ArcelorMittal ile satın alma görüşmelerinin
önünü açtığı, firmanın Ilva’nın çevre iyileştirme planı için 1,1 milyar €’dan
fazla harcama yapmayı hedeflediği vurgulanıyor. ( Metal Expert, 02 Ocak 2018 )
NMDC 2018-19 Mali
Yılında 10 Milyon Mt’luk Cevher Madeninin Devreye Alacak
Hindistan’ın en büyük demir cevheri madencisi NMDC Limited,
2018-19 mali yılında Chhattisgarh eyaletinde bulunan ve bölgedeki sünger demir
üreticilerine cevher tedarik edecek olan demir cevheri madeninde üretime
başlayacağını açıkladı. Madencilik ruhsatının NMDC ve Chhattisgarh Mineral
Development Corporation ortaklığı olan NCL Limited’e geçmesiyle madenin devreye
alınması hızlandırıldı. Tahmini 324 milyon mt cevher rezervine sahip madende
2018-19 mali yılı itibarıyla yılda 10 milyon mt üretim yapılması bekleniyor. ( SteelOrbis,
02 Ocak 2018 )
2018 Öngörünümü: AB
Çelik Sektörü Birleşmeye Hazırlanıyor Ancak Rekabet Riski Mevcut
Avrupa çelik sanayii 2018 yılında önemli şirket
birleşmelerine hazırlandığı, ancak kapasite fazlalığı azaltımının rekabetçi bir
piyasa ile dengelenmesi gerektiği bildiriliyor. Yeni Yılda Tata Steel ve
ThyssenKrupp’un Avrupa çelik faaliyetlerinin birleşmesinin resmen
tamamlanmasının beklendiği, her iki firmanın da % 50 hissesinin olacağı
Thyssenkrupp Tata Steel’in, Tata’nın Hollanda ve Birleşik Krallık’taki
varlıklarının yanı sıra ThyssenKrupp’un Almanya’daki varlıklarının birleşmesi
ile Avrupa’nın ikinci en büyük çelik üreticisi konumuna geleceği belirtiliyor.
Buna ek olarak Thyssenkrupp’un, İtalyan paslanmaz yassı çelik üreticisi Acciai Speciali Terni’yi (AST) satmayı planladığı, ancak söz konusu varlığın Avrupalı bir alıcıya satışının, Avrupa Komisyonu’nun anti-tekel kuralları nedeniyle engellenebileceği ifade ediliyor. Avrupa Komisyonu’nun anti-tekel kurallarının aynı zamanda ArcelorMittal başkanlığındaki AM Investco konsorsiyumunun İtalyan çelik üreticisi Ilva’nın devralınması planını da önleyebileceği, Avrupa Komisyonu’nun Kasım ayında AM Investco’nun Ilva ihalesine rekabet endişeleri nedeniyle inceleme başlattığı hatırlatılıyor. Ilva’nın Güney İtalya’daki Taranto tesisinin, Avrupa’da bulunan en büyük tek tesisli sıcak haddelenmiş sac kapasitesi olmakla birlikte İtalya’nın da tek konvertere dayalı çelik üreticisi konumunda olduğu, AM Investco konsorsiyumunun, 2018 yılına kadar Ilva tesisinde nihai mamul üretimini, 2016 yılındaki 6 milyon tona kıyasla 9,5 milyon ton seviyesine çıkarmayı planladığı kaydediliyor. Ancak, Komisyon’un AM Investco ile birleşmenin çeşitli yassı ürün piyasalarında rekabeti azaltacağından ve özellikle Güney Avrupa’da yerleşik alıcıların bunun sonucu olarak daha yüksek fiyatlar ile karşı karşıya kalacağından endişe ettiği, yatırım bankası Jefferies’in, Ilva’nın Avrupa’da yerli yassı çelik üretiminde piyasa payının % 6’sını ve bölgedeki galvanizli çelik üretimindeki payının ise %9’unu elinde tuttuğunu tahmin ettiği aktarılıyor.
Jefferies’e göre, satın almanın gerçekleşmesi halinde ArcelorMittal’in Avrupa yassı çelik piyasasındaki payının % 33’den % 40’a yükseleceği vurgulanıyor. Avrupa Komisyonu’nun 8 Kasım 2017 tarihinden itibaren karar vermek için 90 iş günü olduğu ve ArcelorMittal’in Komisyon ile yakından çalışmaya devam edeceklerini açıkladığı, öte yandan Aralık ayında İtalyan haddeci Marcegaglia’nın AM Investco konsorsiyumundan çıktığı, yerine Cassa Depositi e Prestiti (CDP) ve İtalyan yatırım bankası Intesa Sanpaolo’nun geçtiği; ArcelorMittal’in Marcegaglia’nın konsorsiyumdan soruşturmada olası sorunlardan kaçınmak için çıktığını açıkladığı ifade ediliyor. Diğer taraftan Marcegaglia’nın konsorsiyumdan çıkışının, birleşmenin önündeki engelleri tamamen ortadan kaldırmadığı, Kasım ayında iki üst düzey politikacının, İtalya hükümetinin ArcelorMittal’in Ilva’nın devralınmasının bir parçası olarak öne sürdüğü çevre planına onay vermesine yönelik bölgesel İdari Mahkeme’ye şikâyette bulunduğu, buna karşılık İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanı Carlo Calenda’nın, AM Investco ve Ilva işçilerini temsil eden İtalyan ticari birlikleri arasındaki görüşmelerin Mahkeme bir karara varana kadar dondurulduğunu açıkladığı ve buna ek olarak Mahkeme’nin şikâyeti kabul etmesi halinde Ilva’nın kapatılabileceğini belirttiği, ancak daha sonra başvurunun geri çekilmesi ile bu ihtimalin ortadan kalktığı belirtiliyor.
ArcelorMittal’in, şirket birleşmelerinin sadece Avrupa’da değil aynı zamanda dünya çapında kapasite fazlalığı sorununun çözümü için gerekli bir adım olduğunu ve Ilva ihalesi ile 2020 yılına kadar tüm faaliyetlerinde, sabit gider etkisi hariç 310 milyon € (368 milyon $) seviyesinde maliyet tasarrufu sağlamayı hedeflediği, buna ek olarak piyasa oyuncularının, söz konusu satın almanın sonucu olarak ArcelorMittal’in diğer tesislerinde de AB anti-tekel kuralları gereğince kapasite azaltım faaliyetlerinin gerçekleşebileceğini öne sürdürdükleri rapor ediliyor. 2018 yılında tamamlanması beklenen ThyssenKrupp ve Tata Steel Europe'un birleşmesinin de kapasite azaltımı sağlayacağı, analistlerin birleşmeden kaynaklanan kapasite kapatma faaliyetlerinin Tata Steel’in 4,9 milyon ton kapasiteli Port Talbot, Güney Galler çelik tesisinde gerçekleşeceğini tahmin ettikleri bildiriliyor. (Metal Bulletin, 03 Ocak 2018 )
Buna ek olarak Thyssenkrupp’un, İtalyan paslanmaz yassı çelik üreticisi Acciai Speciali Terni’yi (AST) satmayı planladığı, ancak söz konusu varlığın Avrupalı bir alıcıya satışının, Avrupa Komisyonu’nun anti-tekel kuralları nedeniyle engellenebileceği ifade ediliyor. Avrupa Komisyonu’nun anti-tekel kurallarının aynı zamanda ArcelorMittal başkanlığındaki AM Investco konsorsiyumunun İtalyan çelik üreticisi Ilva’nın devralınması planını da önleyebileceği, Avrupa Komisyonu’nun Kasım ayında AM Investco’nun Ilva ihalesine rekabet endişeleri nedeniyle inceleme başlattığı hatırlatılıyor. Ilva’nın Güney İtalya’daki Taranto tesisinin, Avrupa’da bulunan en büyük tek tesisli sıcak haddelenmiş sac kapasitesi olmakla birlikte İtalya’nın da tek konvertere dayalı çelik üreticisi konumunda olduğu, AM Investco konsorsiyumunun, 2018 yılına kadar Ilva tesisinde nihai mamul üretimini, 2016 yılındaki 6 milyon tona kıyasla 9,5 milyon ton seviyesine çıkarmayı planladığı kaydediliyor. Ancak, Komisyon’un AM Investco ile birleşmenin çeşitli yassı ürün piyasalarında rekabeti azaltacağından ve özellikle Güney Avrupa’da yerleşik alıcıların bunun sonucu olarak daha yüksek fiyatlar ile karşı karşıya kalacağından endişe ettiği, yatırım bankası Jefferies’in, Ilva’nın Avrupa’da yerli yassı çelik üretiminde piyasa payının % 6’sını ve bölgedeki galvanizli çelik üretimindeki payının ise %9’unu elinde tuttuğunu tahmin ettiği aktarılıyor.
Jefferies’e göre, satın almanın gerçekleşmesi halinde ArcelorMittal’in Avrupa yassı çelik piyasasındaki payının % 33’den % 40’a yükseleceği vurgulanıyor. Avrupa Komisyonu’nun 8 Kasım 2017 tarihinden itibaren karar vermek için 90 iş günü olduğu ve ArcelorMittal’in Komisyon ile yakından çalışmaya devam edeceklerini açıkladığı, öte yandan Aralık ayında İtalyan haddeci Marcegaglia’nın AM Investco konsorsiyumundan çıktığı, yerine Cassa Depositi e Prestiti (CDP) ve İtalyan yatırım bankası Intesa Sanpaolo’nun geçtiği; ArcelorMittal’in Marcegaglia’nın konsorsiyumdan soruşturmada olası sorunlardan kaçınmak için çıktığını açıkladığı ifade ediliyor. Diğer taraftan Marcegaglia’nın konsorsiyumdan çıkışının, birleşmenin önündeki engelleri tamamen ortadan kaldırmadığı, Kasım ayında iki üst düzey politikacının, İtalya hükümetinin ArcelorMittal’in Ilva’nın devralınmasının bir parçası olarak öne sürdüğü çevre planına onay vermesine yönelik bölgesel İdari Mahkeme’ye şikâyette bulunduğu, buna karşılık İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanı Carlo Calenda’nın, AM Investco ve Ilva işçilerini temsil eden İtalyan ticari birlikleri arasındaki görüşmelerin Mahkeme bir karara varana kadar dondurulduğunu açıkladığı ve buna ek olarak Mahkeme’nin şikâyeti kabul etmesi halinde Ilva’nın kapatılabileceğini belirttiği, ancak daha sonra başvurunun geri çekilmesi ile bu ihtimalin ortadan kalktığı belirtiliyor.
ArcelorMittal’in, şirket birleşmelerinin sadece Avrupa’da değil aynı zamanda dünya çapında kapasite fazlalığı sorununun çözümü için gerekli bir adım olduğunu ve Ilva ihalesi ile 2020 yılına kadar tüm faaliyetlerinde, sabit gider etkisi hariç 310 milyon € (368 milyon $) seviyesinde maliyet tasarrufu sağlamayı hedeflediği, buna ek olarak piyasa oyuncularının, söz konusu satın almanın sonucu olarak ArcelorMittal’in diğer tesislerinde de AB anti-tekel kuralları gereğince kapasite azaltım faaliyetlerinin gerçekleşebileceğini öne sürdürdükleri rapor ediliyor. 2018 yılında tamamlanması beklenen ThyssenKrupp ve Tata Steel Europe'un birleşmesinin de kapasite azaltımı sağlayacağı, analistlerin birleşmeden kaynaklanan kapasite kapatma faaliyetlerinin Tata Steel’in 4,9 milyon ton kapasiteli Port Talbot, Güney Galler çelik tesisinde gerçekleşeceğini tahmin ettikleri bildiriliyor. (Metal Bulletin, 03 Ocak 2018 )
CMC Yeni İnşaat
Demiri/Çelik Üretim kapasitesi Satın Alacak
ABD’li uzun mamul üreticisi Commercial Metals Company’nin
(CMC), Brezilyalı Gerdau’dan 600 milyon $ değerinde inşaat demiri ve çelik
üretim kapasitesi satın almayı planladığı bildiriliyor. Söz konusu anlaşmanın,
ABD’de 33 inşaat demiri üretim tesisinin yanı sıra Tennessee, Florida, New
Jersey ve California’daki çelik tesislerini kapsadığı, tesislerin toplam yıllık
haddeleme kapasitelerinin 2,5 milyon short ton seviyesinde olduğu ifade
ediliyor. CMC'den yapılan açıklamaya göre, satın almanın ardından firmanın
yıllık inşaat demiri ve üretim kapasitesinin artacağını ve 2,7 milyon ton
ergitme kapasitesi eklendikten sonra CMC’nin küresel ergitme kapasitesinin
yaklaşık 7,2 milyon ton seviyesine ulaşacağı ifade ediliyor. Satın almanın 2018
yılının sonuna doğru tamamlanmasının beklendiği açıklanıyor. ( Kallanish, 03
Ocak 2018 )
Severstal Yeni
Polimer Kaplama Hattında Üretime Başladı
Rus çelik üreticisi Severstal Cherepovets tesisinde polimer
kaplama hattında üretime başladığını açıkladı. 8 milyar RUB (139,5 milyon $)
yatırım yapılan hatta polimer kaplama ve sıcak daldırma galvanizli ürün üretimi
yapılacak. Hattın yıllık 200.000 mt polimer kaplama ve 400.000 mt galvanizli ürün
üretmesi bekleniyor. Galvanizli biriminin ise şubat ayında üretime başlaması
planlanıyor. Böylece Severstal kalınlığı 3 mm’ye kadar galvanizli çelik
üretebilecek. Severstal CEO’su Alexander Shevelev, yeni üretim tesisleriyle
birlikte yüksek katma değerli ürün gamının destekleneceğini, ithal ikamesi
yapılacağını ve Rus inşaat sektöründe devam eden gelişime katkı sağlanacağını
söyledi. Shevelev yeni hat tam kapasiteye ulaştığında ithal tedarikçilere gerek
kalmayacağını, üç büyük Rus metal işleme tesisinin Rusya’nın polimer kaplama
çelik ihtiyacının tümünü karşılayacağını ifade etti. ( SteelOrbis, 02 Ocak 2018
)
Tosyalı 2020'ye Kadar
4 Binin Üzerinde İstihdam Yaratacak
Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, 2020
yılına kadar dünya demir çelik şirketleri arasında ilk 20'de olmayı
hedeflediklerini belirterek, "Bugün 6 bin kişi olan istihdamımız o tarihe
kadar 10 bin kişiyi aşmış olur." dedi. AA muhabirine 2017 yılını
değerlendiren ve 2018 öngörülerini paylaşan Tosyalı, Holding bünyesinde bulunan
şirketleri ile demir çelik sanayisinde 3 kıtada 20'nin üzerinde tesisle
faaliyet gösterdiklerini, hedeflerinin, yüksek teknolojili çelik ürünlerinde
Türkiye'nin dışa bağımlılığını ortadan kaldırmak olduğunu söyledi. Tosyalı,
Osmaniye'de çelik borudan, yassı yapısal çeliğe, spiral boru üretim ve kaplamadan,
filmaşin ve inşaat demirine kadar üretim yaptıkları 5 ayrı tesisin bulunduğunu
aktararak, bu tesislerde yüksek teknolojiyi kullandıklarını ve katma değerli
ürünler elde ettiklerini kaydetti. Sektördeki yerlerini daha da sağlamlaştırmak
için yatırımlara ağırlık verdiklerini ve yurt dışı fırsatları
değerlendirdiklerini anlatan Tosyalı, Türkiye'deki yatırımlara da devam
edeceklerini vurguladı. Tosyalı, Japon iştirakli Tosyalı Toyo üretim
tesislerinin geçen yıl faaliyete başladığını anımsatarak, bu yatırımın,
Japonların Toyoto'dan sonra Türkiye'deki en büyük yatırımı olduğunu, buradan
elde ettikleri ürünlerin, Avrupa'dan Kafkaslar'a, Orta Doğu'dan Kuzey Afrika'ya
kadar geniş bir coğrafyanın ihtiyacını karşılayacağını dile getirdi.
Osmaniye'de bulunan tesislerinde kapasiteyi doldurduklarını ifade eden Tosyalı,
"Şimdi İskenderun'da yeni bir tesis yapıyoruz. Yılda 2,5 milyon ton çelik
üretim kapasiteli çok işlevsel bir tesis olacak. Tüm yeni yatırımlarımızda
olduğu gibi burada da hedef ithalatı ikame etmek. Alaşımlı çelikler, civatalık,
halatlık, yaylık çelikler, kord çeliği gibi alanlarda 1 milyon tonun üzerinde
ithalat hacmi var. Bu yılın ilk yarısında bu yatırıma başlayacağız. 20 ay gibi
bir sürede de bitiririz." diye konuştu.
"Bu yıl, 2017'den iyi geçecek"
Fuat Tosyalı, Türkiye'de çelik üretiminin 2017'de 36 milyon
tonu geçtiğini belirterek, "Bu çok güzel bir rakam. Gittikçe de artacak.
İhracat da çok arttı. Mesela Tosyalı olarak 2017 ihracatımız 10'uncu ay
itibarıyla 450 milyon doları geçti. Beklentimiz 500 milyon doların üzerinde
yılı kapatmak. Yüzde 30'dan fazla ihracatımız var." dedi. Bu yılın 2017'den
iyi geçeceği öngörüsünde bulunan Tosyalı, Türkiye ekonomisine ve ihracatına
katkı sağlayan bir şirket olarak yatırımlarına devam edeceklerini söyledi.
Tosyalı, yatırımlarına, bugünün ekonomik konjonktürüne bakıp karar
vermediklerini vurgulayarak, şunları ifade etti: "En kötü şartlarda bile
üretim hacmini düşürmeyi, çalışan sayımızı azaltmayı, yatırım yaptığımız
herhangi bir ülkeden çekilmeyi hiç aklımıza getirmedik. Aksine uzun vadeli
yatırım politikalarımızı güçlendirerek Türkiye bayrağını farklı kıtalarda
dalgalandırmaya devam ediyoruz. İthalatı ikame edecek katma değerli üretim
2018'de de odağımızda olacak. Düne kadar ürün skalamızda olmayan, yüksek
teknoloji gerektiren ürünleri üretebilmek için gerekli yatırımları geri dönüşü
çok geç olmasına rağmen öne çektik, hayati önem verdiğimiz Ar-Ge
çalışmalarımızı artırdık. Avrupa ve dünya standartlarının üzerinde
sürdürülebilir üretim kalitesine ulaştık. Tüm bu adımları atmaya devam
edeceğiz. 2020 yılına kadar dünya demir çelik şirketleri arasında ilk 20’de
olmayı hedefliyoruz. Bugün 6 bin kişi olan istihdamımız o tarihe kadar 10 bin
kişiyi aşmış olur.
Hammaddeden nihai boru üretimine kadar tek çatı altında
yapılanmış tek şirketiz. Peçete inceliğinde buruşturulabilecek kabiliyette
çeliği de üretiyoruz, doğal gaz nakil borularını da, petrol borularını da... Bu
bize büyük bir rekabet avantajı sağladığı gibi, bulunduğumuz her bölgenin lider
istihdam kaynaklarından biri olmamızın da nedeni."
"Cezayir'de Tosyalı Algerie 10 milyar dolarlık bir
değere ulaşacak"
Fuat Tosyalı, yurt içinde yaptıkları yatırımları son 10
yıldır yurt dışındaki atılımlarla güçlendirdiklerine işaret ederek, Cezayir'de
Tosyalı Algerie ile ülkenin en büyük sanayicilerinden biri olduklarını söyledi.
Tosyalı Algerie için şu ana kadar 2 milyar 250 milyon doları aşan bir yatırım
yaptıkları bilgisini veren Tosyalı, şöyle devam etti: "Yatırımın ilk 2
fazı tamamlanmış durumda. 3. faz ise bu yıl devreye girecek. 4. faz için de
kolları sıvadık. Bu faz, ikişer milyar dolarlık iki ayrı modülden oluşacak.
Böylece yatırımlarımızın toplamı 6 milyar doları geçecek. Cezayir’deki bu
yatırımla birlikte üretim kapasitemizi de ciddi oranda artırmaya
hazırlanıyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içinde toplam üretim kapasitemiz 8 milyon tonu
aşacak. Aynı zamanda Türkiye'de olduğu gibi bu bölgede de ürün yelpazesini
genişleteceğiz ve katma değeri yüksek ürünlere yöneleceğiz. Maden ve cevherden
çelik üretimine ağırlık vereceğiz. Böylece Cezayir, Türkiye'den bugüne kadar
yurt dışında yapılmış en büyük Türk yatırımlarından biri olmakla kalmayacak,
aynı zamanda bir Türk şirketinin yurt dışındaki madende en büyük yatırımı da
olacak." Tosyalı, Tosyalı Algerie'nin yakın gelecekte 10 milyar dolarlık
bir değere ulaşacağını düşündüklerini belirterek, "Türkiye'deki ciromuzun
ise 2017 sonunda 2 milyar doları geçmesini, 2019'da 2,5 milyar doları bulmasını
bekliyoruz. 8 milyon ton üretim yapan bir yerin cirosu 5 milyar dolar
olacak." dedi. Tosyalı Algerie'de kurulan spiral boru fabrikasında,
öncelikle bölgenin petrol, doğal gaz ve su iletim hatlarında kullanılacak
boruların üretileceğini aktaran Tosyalı, bu kapsamda çok sayıda projeyi
yakından takip ettiklerini, burada ana boru tedarikçisi oldukları TANAP'tan iki
kat fazla boru üreteceklerini söyledi. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Fuat Tosyalı, Afrika'nın geleceğine çok güvendiklerini dile getirerek, şu an
ihracat yapacak kapasitelerinin olmadığını, üretimlerini iç piyasada
tükettiklerini, ancak 2018'den itibaren Sahra Altı Afrika'ya inşaat demiri ve
filmaşin satacaklarını, bu bölgenin doğusu ve batısının da radarlarında
olacağını sözlerine ekledi. ( Fortune Turkey/AA, 04 Ocak 2018 )
İran’da İki Yeni
Pelet Tesisi Kuruldu
İran Maden ve Madencilik Sanayi Geliştirme ve Yenileme
Örgütü’nün (IMIDRO) açıkladığına göre, Sangan’da iki yeni cevher işleme tesisi
kuruldu. Yıllık 2,5 milyon mt pelet üretim kapasitesine sahip ilk tesisin 8
trilyon IRR (221,85 milyon $) yatırımla, yıllık 5 milyon mt pelet üretim
kapasitesine sahip ikinci tesisin ise 11 trilyon IRR (305 milyon $) yatırımla
kurulduğu ifade ediliyor. İkinci tesis IMIDRO (%40) ve Parsian Bank Investment
(%60) ortaklığı ile kuruldu. IMIDRO, ayrıca, Sangan’daki cevher madenlerinin
İranlı çelik üreticilerinin hammadde ihtiyacının %23’ünü karşıladığını
belirtti. ( SteelOrbis, 03 Ocak 2018 )
Voestalpine Romanyalı
Kaplama Şirketini Satın Aldı
Avusturyalı çelik üreticisi voestalpine AG, metal işleme
birimi voestalpine Rotec GmbH’nin Timişoara’da bulunan Romanyalı kaplama
şirketi Barum Technik’in KTL tesislerini satın aldığını açıkladı. Bundan böyle
Barum Technik, 160 çalışanıyla birlikte voestalpine Rotec Coating SRL olarak
faaliyet göstermeye devam edecek. Kaplama sektöründe yapılan bu devralım
voestalpine Rotec’in değer zincirini büyüttüğünü gösteriyor. Voestalpine Rotec
GmbH ve Barum Technik, sekiz yıldır boru elemanları kaplama sektöründe iş
birliği halindeydi. ( SteelOrbis, 03 Ocak 2018 )
Metser, Katkı Malzemesinde
Türkiye’yi Net İhracatçı Yaptı
Türkiye’nin yurtdışına bağımlı olduğu demir-çelik
ürünlerinin kalitesini artıracak, onlara nitelik kazandıracak katkı
malzemelerinin üretimini yapmak amacıyla 10 yıl önce yola çıkan Metser,
ithalatı önemli ölçüde engellemesi yanında son 2 yıldır ihracata da başladı.
Metser böylelikle Türkiye’yi döviz ödediği bir konuda döviz kazanır pozisyona
geçirdi. Faaliyete 2007’de Doğanlar’da küçük bir atölyede, tek üretim bandıyla
başladıklarını belirten Metser AŞ Genel Müdürü Sezai Atay, “İlk yılımız ürün
geliştirme çalışmalarıyla geçti. CaSi, CaFe, saf kalsiyum, karbon, kükürt,
alüminyum ve FeTi gibi katkı malzemeleri özellikle nitelikli çeliklere
verildiğinde mukavemetini, işlenebilirliğini, temizliğini artırıyor. Sahip
olduğumuz gelişmiş üretim bandı ile bu malzemeleri içeren 13 mm çapında,
yaklaşık 5 bin metre uzunluğunda özlü tel bobinler üretiyoruz. Boru içine
koyduğumuz bu tozlar pota ocağında sıvı çeliğe veriliyor. Bizden önce bu
malzeme yurtdışından geliyordu. Ağırlık Avrupa’dan olmak üzere Çin’den de ithal
ediliyordu” diye konuştu.
Ana tedarikçi olmayı hedefliyor
Tamamen ithal olan bir ürünü yerlileştirdikten sonra 2 yıl
önce ihracata başladıklarını vurgulayan Atay, “2 yıl öncesine kadar kapasitemiz
ancak yurtiçinin ihtiyacını karşılıyordu. Yeni hatlar devreye girdiğinde
kapasitemiz arttı ve gözümüzü yurtdışına çevirdik. Mısır, Fas, Cezayir,
Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Avusturya’ya ihracata başladık. 2015’te
üretimimizde yüzde 5 olan ihracatın payı 2017’de yüzde 20’ye ulaştı. Bu oran
önümüzdeki yıllarda da daha aşağıya düşmez. İşin güzel olan tarafı büyük bir
Avrupa firmasını da müşterilerimiz arasına kattık. Avusturya’nın en büyük çelik
üreticisine satış yapmaya başladık” ifadelerini kullandı. Özellikle yurtdışında
firmaların ana tedarikçisi olmayı hedeflediklerini dile getiren Atay,
"Üretim bantlarımızda sürekli iyileştirmeler yapıyoruz. Birkaç yeni
ürünümüz daha çıkacak. Pazar yelpazemize yeni ülkeler eklenecek. Başta
Avusturya olmak üzere Avrupa’ya biraz daha yoğunlaşacağız” dedi. Metalurji
mühendisi olduğunu anlatan Atay, “İşin içinden, üstelik tam da mutfağından
geliyorum. Bu ürünleri kullandığım için ihtiyacın ne olduğunu iyi biliyordum.
Ülke için bir şeyler yapma düşüncesiyle hareket ettim. İthalatın önüne geçmek
için bu ürün grubunda karar kıldım” diye konuştu. ( Dünya, 03 Ocak 2018 )
Yorumlar
Yorum Gönder