Çelik Sektöründe 2018 - 2. Haftanın Öne Çıkanları

Çelik Sektöründe 2018 - 2. Haftanın Öne Çıkanları


2018 Öngörünümü: Ticari Korunma Önlemleri Orta Doğu’da Yerli Tesislerin Artan Bölgesel Talebi Karşılamalarını Destekleyebilir 

Orta Doğu’da uygulanan ticari korunma önlemlerinin, yerli üreticilerin 2018 yılında artması beklenen bölgesel talebin büyük bölümünü karşılama çabalarını destekleyebileceği belirtiliyor. Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ülkelerinin, Çin’den ithal demir ya da çelikten üretilmiş yarıçapı 16 inçin altındaki kaynaksız OCTG’ye anti-damping vergisi getirilip getirilmeyeceği yönündeki nihai kararlarını yılın ikinci çeyreğine kadar açıklamalarının beklendiği ifade ediliyor.

GCC ülkelerinin Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden oluştuğu açıklanıyor. Bu arada Mısır’ın Aralık ayında Çin, Ukrayna ve Türkiye’den ithal inşaat demirine 5 yıl süreyle nihai anti-damping vergisi getirme kararı aldığı hatırlatılıyor. 2017 yılında Orta Doğu’da inşaat demiri ithalatının, bölgedeki talebin yerli üreticiler tarafından karşılanması ile kayda değer seviyede azaldığı ve piyasa oyuncularının, özellikle Mısır’da uygulanan vergiler göz önünde bulundurularak 2018 yılının da farklı olmayacağını belirttikleri kaydediliyor.

Öte yandan bölgede ithal kütüğe yönelik talebin artmasının beklendiği, Aralık ayında Dubai’de düzenlenen Metal Bulletin’in 21. Orta Doğu Demir & Çelik Konferansı’nda (MEIS) katılımcıların özellikle Mısır’da ithal kütüğe yönelik talebin önümüzdeki yıllarda elverişli piyasa koşulları nedeniyle artmasının beklendiği yönünde görüş belirttikleri aktarılıyor. Mısır’ın, 2019 yılının sonuna kadar toplamda 1.4 milyon ton civarında çeşitli uzun mamul kapasiteleri devreye almasının beklendiği, bu gelişmeler ışığında ülkede kütük talebinin büyük oranda artacağının tahmin edildiği bildiriliyor.

Dünya Çelik Derneği’ne (Worldsteel) göre, GCC ülkeleri arasında çelik tüketiminin, geçtiğimiz yıl gerçekleştiği tahmin edilen 23,7 milyon tondan 2018 yılında % 3,9 artışla 24.6 milyon tona yükseleceği ifade ediliyor. BAE’li üretici Emirates Steel’in, GCC ülkelerinde inşaat sektörünün dengelenmesi nedeniyle piyasa koşulları ve çelik talebinin düzelmesini beklediği; BAE’nin yılda 3,5 milyon ton inşaat demiri tükettiği ve bu seviyenin 2021 yılına kadar 4 milyon tona ulaşmasının öngörüldüğü belirtiliyor. Emirates Steel’e göre, GCC ülkelerinde 21,15 milyon ton kurulu inşaat demiri kapasitesi, 3,14 milyon ton profil ve 3,20 milyon ton filmaşin kapasitesi olan çeşitli tesislerin bulunduğu aktarılıyor. Worlsteel’in verilerine göre Orta Doğu’daki tesislerinin 2017 yılının 11 aylık döneminde 2016 yılının aynı dönemine kıyasla artış gösteren ham çelik üretimleri göz önünde bulundurularak geçtiğimiz yılki performanslarını devam ettirmeyi hedefledikleri vurgulanıyor. (Metal Bulletin, 08 Ocak 2018 )

İÇDAŞ Güneş Enerjisi Santralni Devreye Aldı

Türkiye’nin önde gelen ağır sanayi kuruluşlarından olan İÇDAŞ, yenilenebilir enerji üretiminde ilk çatı tipi güneş enerjisi santralini (GES) devreye aldı. Rüzgar enerjisi santrali (RES) ve hidroelektrik santrali (HES) ile yenilenebilir enerji üretimini sürdüren İÇDAŞ, şimdi de GES ile sanayi üretiminde ilk adımı attı ve güneş enerji santralini devreye aldı. 2300 Adet Güneş Paneli Çanakkale Biga Entegre Çelik Tesisleri’nde bulunan haddahane çatısında kurulan GES’in yıllık üretim miktarı 753.900 kWh. Çatıda 3742 metrekare alanı kaplayan 2300 adet güneş paneli, Çanakkale sanayisinde de bir ilk olarak öne çıktı. Çanakkale sanayi tesisleri arasında çatıda kurulan ilk GES olma özelliğine sahip oldu. Sistem kapasitesi 550 kWe olan İÇDAŞ GES’in yıllık üretim miktarı 753.900 kWh. Bu miktar 250 konutun yıllık elektrik ihtiyacına eş değer. Çatı tip GES yatırımının devreye alınması ile birlikte İÇDAŞ’ın yenilebilir enerji toplam kurulu gücü 65.850 kW oldu. İÇDAŞ’ın yenilenebilir enerji kaynaklarından ürettiği elektrik enerjisi toplamı ise 60.000 den fazla hanenin ihtiyacını karşılayacak miktara ulaştı. ( HaberTürk, 07 Ocak 2018 )

Çin, 2018 Yılında Çelik Tesislerinin Kapasitelerini Arttırmalarını Yasakladı

Çin Sanayi ve Bilgi Teknolojisi Bakanlığı’nın (MIIT), 2018 yılında çelik kapasitesinin artmasının önüne geçmek için yeni bir politika açıkladığı, söz konusu yeni politikanın, tesislerin kapasitelerini arttırmalarını yasakladığı haber veriliyor. Buna göre çevre kirliliği açısından hassas olan Pekin-Tianjin-Hebei bölgeleri, Yangtze Nehri deltası ve İnci Irmağı deltasında çelik tesislerinin, her yeni 1 milyon tonluk kapasite için eski kapasitelerini en az 1,25 milyon ton seviyesinde devre dışı bırakmaları gerektiği bildiriliyor. Yeni kuralların, yüksek fırın, konverter ve kapatılacak diğer tesislerin boyutuna göre yeni tesis inşası için kapasite kapatma detaylarını daha da netleştirdiği belirtiliyor. Yeni kapasite inşa etmek isteyen çelik üreticilerinin, önce mevcut kapasitelerinin belli bir kısmını kapatmak zorunda oldukları, buna ek olarak yasal olmayan kapasitelerini devre dışı bırakan ya da tesis kapatmak için mali yardım alan firmaların yeni kapasite inşa etmelerine izin verilmeyeceği aktarılıyor. ( SteelGuru, 09 Ocak 2018 )

Borusan Mannesman, 75 Milyon Dolarlık Yatırım Yapacak

Çelik boru üreticisi Borusan Mannesman, toplam 75 milyon dolarlık yatırım kararı alırken, otomotiv segmenti odaklı bu yatırımla 250 kişilik yeni istihdam yaratmayı ve Avrupa pazarında en büyük üç oyuncu arasına girmeyi planlanıyor. Şirketten KAP'a yapılan açıklamaya göre otomotiv segmenti odaklı, katma değeri yüksek standart boru ürün gruplarına da hizmet edecek plan dâhilinde Halkalı ve Gemlik tesislerindeki üretim imkânlarının, öngörülen pazar büyümesi ve pazar payı hedeflerini karşılayacak şekilde artırılması, kaynak ve çekme üretim süreçlerine yönelik devreye alınacak bir dizi makine ekipmanının proje planı çevresinde 2019 yılından itibaren peyderpey devreye girmesi planlanıyor. Açıklamada, "Otomotiv segmentine yönelik müşteri ihtiyaçlarını karşılamak üzere faaliyet göstermekte olan Bursa tesisinde kapasite artışı sağlayacak marjinal bir yatırım gerçekleştirilmesine; Gemlik tesisimizin giderek artan iş hacmi doğrultusundaki ihtiyacını karşılayacak ve iş sağlığı ve güvenliği anlamında çalışma koşullarını iyileştirecek modern, etkin ve verimli bir stok alanı tesis edilmesine, bu kapsamda, toplam 75 milyon dolar sabit kıymet yatırım bedeli olan bu yatırım planının kabulüne karar verildi" denildi. Açıklamaya göre şirket söz konusu yatırımla 250 kişilik yeni istihdam yaratmayı, Avrupa pazarında en büyük üç oyuncu arasına girmeyi planlıyor. KAP'a yapılan açıklamada ayrıca şirketin 2017 yılı konsolide satış rakamının yaklaşık 850,000 ton ve 770 milyon dolar olmasının beklendiği belirtildi. ( Dünya, 09 Ocak 2018 )

Ereğli'deki Liman 10 Yıldır Boş Duruyor

Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde yaklaşık 40 milyon TL'ye yapılan ve 10 yıldır tersanelerde yaşanan daralma nedeniyle kullanılmayan 170 dönümlük liman boş bir şekilde duruyor. Tersaneciler limana yükleme ve boşaltma izni verilmesini talep ediyor. Kdz. Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Sertan Yalçın, 2002 yılında dönemin Başbakanı ve şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından temeli atılarak 2004 yılında hizmete açılan tersaneler bölgesinde devletin yaklaşık 40 milyon TL'ye liman yaptığını belirtti. Yalçın, tersanelerdeki daralma nedeniyle atıl durumda olan bu limanın mutlaka ekonomiye kazandırılması gerektiğini ifade etti. İHA'nın haberine göre bölgedeki sanayicilerin de böyle bir limana ihtiyacı olduğunu vurgulayan Yalçın şunları söyledi: "2004 yılından 2008 yılına kadar bölgemizde son derece olumlu yatırımlar gerçekleşti ve bölgemizde yapılan gemiler uluslararası sularda yüzmeye başladı. Ancak uluslararası navlun fiyatlarındaki gerileme neticesinde tersanelerimizin gemi siparişlerinde bir azalma gerçekleşti. Bu yatırım mendirek şu anda atıl vaziyette duruyor. Yapmış olduğumuz çalışmalar neticesinde bölgemiz sanayicilerinin bu tür limana ihtiyacı olduğunu tespit ettik. Buradaki mevcut mendireklerden üçüncü şahıslara geçici olarak yükleme ve boşaltma izni talep ettik. Bu sayede burada atıl duran bir yatırımı önce bölge sonra ülke ekonomisine kazandırabiliriz. Bizim şu anda mevcut sanayicimizin yıllık 2 milyon tonluk ithalat ve ihracatı karşılayabilecek bir limana ihtiyacı var. Bu liman ihtiyaçlarının 3'te 2'lik kısmını Ereğli'deki mevcut limanlardan karşılayabiliyorlar ama 3'te 1'lik kısmı için şehir dışındaki limanlara gidiyorlar. En yakınımızda olan Alaplı Organize Sanayi Bölgesi yakında faaliyete geçecek. Akçakoca'da yapılmasına başlanan Akçakoca Demir Çelik Organize sanayi bölgesi önümüzdeki günlerde faaliyete geçecek. Mevcut Düzce'nin ekonomisini zaten herkes biliyor. Hepsinin ithalat ve ihracat rakamlarını göz önüne aldığımız zaman bizim buradaki limanın faaliyete geçebilecek bir liman olduğunu öngörüyoruz. Bu konuda Sayın Valimizin önderliğinde belli girişimlerde bulunduk. Bu girişimler neticesinde inşallah önümüzdeki günlerde olumlu neticeler alacağımıza da inanıyoruz."

"Hiçbir ekstra yatırım yapmadan hurda ihtiyacını karşılayabiliriz"

Kdz. Ereğli'deki tersaneciler adına konuşan Ustaoğlu Gemi Tersanesi Genel Koordinatörü Makine Mühendisi Avni Biçer de atıl durumdaki limana geçici olarak tahmil ve tahliye izni verilmesini istediklerini söyledi. Ereğli'deki tersanelerin iyileştirme projesi çalışmaları kapsamında ekstra bir yatırıma ihtiyaç duymadan bölgede gemi söküm işini yapabileceklerini dile getiren Biçer, bu sayede Ereğli'de kurulu bulunan demir-çelik fabrikasının her yıl yurt dışından karşıladığı 250 bin hurdayı kendilerinin temin edeceğini ifade etti. Biçer konuşmasında şu sözlere yer verdi: "Bizim burada mevcut olan limanımızın zaten yatırımı yapılmış, değerlendirilmesi kadar doğal bir sonuç olamaz. Limanın faaliyete geçmesi tersanelere 1 kilometre mesafede olan Erdemir'in her yıl yurtdışına ödediği ortalama 250 bin tonluk hurda tedariki bedelinin yurtiçinde kalmasını sağlayacaktır. Ayrıca ortalama 1000 kişinin istihdamını sağlayacak. Geçen yıl itibariyle yapılan projeksiyon çalışmasında son altı yılda hurda bedeli olarak ödenen rakam 45 milyar dolar. Biz büyük ölçek olarak bunu hedeflemiyoruz. Sadece Erdemir'in dışarıya ödediği 250 bin tonluk satın alma kapasitesini, tersaneler bölgesinde hazır olan yatırımı, hiçbir ek ilave almaksızın sağlanması, ilave personel istihdamının yapılması ve ilçeye de yaptığımız çalışmalar neticesinde bakıldığında yıllık bir milyar TL'lik net bir kazanç getireceği öngörülmektedir. Bu faaliyetleri hayata geçirmek üzere devlet büyüklerimize bu girişimleri, fizibilite raporlarıyla beraber sunmuş vaziyetteyiz. Gönül arzu ediyor ki bu güzel şehre çok önceki canlılığı tekrar getirmek. Zonguldak ve Ereğli'nin üzerine çöken karabasanı kaldırmak, şehrimizin eski cıvıl cıvıl canlı günlerini dönmesini sağlamaktır." ( Milliyet, 08 Ocak 2018 )

2018 Öngörünümü: Avrupa ve Türkiye Çelik Sanayileri Yüksek Elektrot Maliyetleri ile Mücadele Etmeye Devam Edecek

Avrupa ve Türkiye çelik sanayilerinin, son aylarda fiyatlarda hafif bir yumuşama görülmesine rağmen 2018 yılında yüksek grafit elektrot maliyetleri ile mücadele etmeye devam edeceği belirtiliyor. Piyasa kaynaklarına göre 2017 yılında grafit elektrot fiyatlarının cfr Türkiye 22.000-40.000 $/ton aralığına ulaştığı, 2016 yılında söz konusu fiyatın cfr 2.000 $/ton seviyesinde bulunduğu bildiriliyor. Söz konusu büyük fiyat sıçrayışının çelik üretiminde elektrik ark ocaklarında grafit elektrot kullanan çelik sanayii için ciddi sonuçlara yol açtığı, elektrotun aynı zamanda elektrik ark ocaklarında ikincil çelik üretiminde ve hem elektrik ark ocaklarında hem de birincil yüksek fırın-bazik oksijen fırını (BF-BOF) üretim hatlarının pota ocağı (LF) metalurjisi safhalarında kullanıldığı açıklanıyor. Bu nedenle çelik üreticilerinin üretim maliyetlerinin keskin bir şekilde arttığı, dolayısıyla çelik tüketicileri ve nihai çelik kullanıcılarına yönelik fiyatların yükseldiği ifade ediliyor. Needle kok talebi Elektrot piyasasındaki sıkılığın Çin’de üretim kısıtlamaları ve gelişen elektrikli taşıt sektöründen gelen needle kok talebinin artmasından kaynaklandığı, grafit elektrot üretimi için temel malzeme olan needle kokun aynı zamanda elektrikli taşıt pili için önemli bir eleman olduğu bilgisi veriliyor. Araştırma şirketi Credence Research’ün, 2025 yılına kadar global needle kok üretiminin her yıl % 5,10 oranında artışla yılda 1,35 milyon ton seviyesine ulaşacağını öngördüğü vurgulanıyor. Needle koka ulaşılabilirliğin iyileştiği 2017 yılının sonuna doğru elektrot fiyatlarındaki baskının biraz hafiflemesine rağmen, grafit elektrot fiyatlarının 2018 yılı boyunca yüksek seviyelerde seyretmesinin beklendiği kaydediliyor. Ekim ayında Finlandiyalı paslanmaz çelik üreticisi Outokumpu’nun, 2018 yılının ilk çeyreği sevkiyatlı elektrotun artırmalı satış fiyatının 15.000 $/ton seviyesinde olduğunu belirttiği, buna ek olarak Türkiye’de faaliyet gösteren uzun mamul üreticisi İÇDAŞ’ın, yüksek grafit elektrot fiyatlarının 2019 yılının ortalarına kadar devam edeceğini ifade ettiği aktarılıyor. Grafit elektrotun, çelik üretiminde çeşitli alanlarda gerekli olmasına rağmen global grafit elektrot piyasasının ihtiyaçlarının sınırlı bölgelerde az sayıda firma tarafından karşılandığı belirtiliyor. Bu üreticilerden bazılarının ABD, Japonya ve Avrupa’da faaliyet gösterdikleri, ancak çoğunluğunun grafit elektrot üretiminin 2017 yılında 300.000 ton civarında azaldığı Çin’de bulunduğu ifade ediliyor. Söz konusu miktarın, 2016 yılında dünyanın en büyük üç grafit elektrot üreticileri konumundaki Graftech, SGL Group ve Showa Denko’nun toplam 502.000 ton seviyesindeki üretim kapasitesinin yarısından fazlasına tekabül ettiği, o zamandan bu yana Showa Denko’nun SGL Group’u satın alması ile elektrot piyasasında şirket birleşmelerinin arttığı rapor ediliyor. Avrupa çelik sanayiinin yılda 226.000 ton grafit elektrot kullandığı, bu nedenle piyasadaki arz sıkılığının AB’de faaliyet gösteren çelik üreticilerinin maliyetlerini önemli ölçüde artırdığı belirtiliyor. İspanyol üretici Celsa, Temmuz 2017’de yüksek elektrot maliyetleri nedeniyle tüm ürünlerine 10 €/ton (12 $/ton) ek ücret getirirken, Eylül ayında Outokumpu’nun 30 €/ton seviyesinde elektrot ek ücret uygulamasını devreye aldığı hatırlatılıyor. Celsa’ya göre ark ocakları ile inşaat demiri ve kütük üretim maliyetlerinin, Eylül 2017’ye kadar 2016 yılına kıyasla 40 €/ton artış gösterdiğine vurgu yapılıyor. Uluslararası Geri Dönüşüm Bürosu’nun (BIR) verilerine göre, 2016 yılında elektrik ark ocakları ile global çelik üretiminin, toplam global çelik üretiminin %24,30’unu oluşturan 406 milyon ton seviyesinde olduğu, yüksek fırın ile global çelik üretiminin ise aynı yıl 1,20 milyar ton olarak gerçekleştiği kaydediliyor.

Türkiye kütüğe yöneldi

Elektrot kıtlığından kaynaklanan çelik fiyatlarındaki temel gelişmelerden birinin de Türkiye’de ithal hurda ve kütük arasındaki fiyat farkının açılması olduğu, bunun 2017 yılının üçüncü çeyreğinde bazı tesislerin elektrik ark ocağında hurda eritmek için elektrot kullanmak yerine uzun mamul üretiminde kütüğü tercih etmelerinden kaynaklandığı açıklanıyor. Türkiye’de ithal kütük ve hurda fiyatları arasındaki farkın, piyasa oyuncularının kütük kullanımını hurdaya kıyasla artırmaları nedeniyle Eylül 2017’de 5 yılın en yüksek seviyesine ulaştığı kaydediliyor. Türkiye’nin, elektrik ark ocakları ile çelik üretiminde dünyanın en büyük üreticilerinden birisi olduğu ve TÇÜD verilerine göre, Aralık 2016-Kasım 2017 döneminde ark ocaklı üretimin 25.27 milyon ton olarak gerçekleştiği vurgulanıyor. Avrupa Çelik Derneği Eurofer’in, küresel çapta elektrot kıtlığının AB çelik üretimini boğabileceğini ifade ettiği, buna ek olarak Uluslararası İnşaat Demiri İhracatçıları ve Üreticileri Birliği'nin (IREPAS), 2018 yılında elektrik ark ocaklarında global ham çelik üretiminin grafit elektrot kıtlığı nedeniyle kısıtlanabileceğine dikkat çektiği hatırlatılıyor. 2018 yılında çelik üreticilerinin, sıkı arz ile mücadele için kullanılmış grafit elektrotları yeniden kullanmaya odaklanabilecekleri, ayrıca üreticilerin grafit elektrot kullanımını azaltmak amacıyla daha yüksek kalite hurdaya yönelebilecekleri ifade ediliyor. ( Metal Bulletin, 11 Ocak 2018 )

Demir Çelik Sektörünün "İthalat" Sıkıntısı

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçı Birliği Başkanı Halil Şahin, inşaat demirinde gümrük vergisinin sıfırlanmasının uzun vadede Türkiye'yi üretici ülke olmaktan çıkaracağını savundu. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği yönetim kurulu üyeliği görevini de yürüten Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, inşaat demirinde iç piyasa fiyatlarındaki artışın gerekçe gösterilerek ithalata uygulanan gümrük vergisinin 1 Ocak 2018'den itibaren sıfırlandığını belirtti. Bunun doğru bir karar olduğunu düşünmediklerini belirten Şahin, "Şu anda üretici ülkelere baktığımız zaman en ucuz demir çelik ülkemizde. Çin bile bizden 30-40 dolar daha yüksek. Rusya, AB ülkeleri ve ABD ile de ciddi fiyat farkları var." dedi.

Gümrük vergisinin 6 ay önce yüzde 30'dan yüzde 10'a düşürüldüğünü, o dönemde yaptıkları açıklamalarda bunun uzun vadede sıkıntı yaratabileceğini söylediklerini aktaran Şahin, yılbaşında uygulamaya konan sıfır verginin sektör için "kötü haber" olduğunu ifade etti. Türkiye'nin, AB ülkeleri ve Serbest Ticaret Anlaşması bulunan ülkelerden demir çelik ürünlerini sıfır gümrükle ithal ettiğini ancak sektör için en önemli riskin Ukrayna, Rusya, Çin ve İran'daki üreticilerle rekabet edememek olduğunu dile getiren Şahin, şöyle konuştu: "Biz sektör olarak devletten ekonomik katkı almıyoruz. Bizim tek talebimiz haksız rekabet karşısında sanayimizin koruması. Bu ne demek; Çin, Rusya, Ukrayna ve İran gibi ülkelerle normal koşullarda rekabet edebilme şansımız yok. Bu ülkelerde cevher, maden, enerji var, işçilik ucuz ve maliyet diye bir sorunları yok. Türkiye'nin böyle bir imkânı yok. Son dönemde Çin'in talebi nedeniyle bu ülkelerle rekabette sıkıntı yok çünkü biz dahi Çin'e ihracat yapıyoruz ama en ufak bir daralmada bu 4 ülke, dünyanın tüm ülkeleriyle rekabet eder. Bu nedenle dünyadaki tüm ülkeler sanayilerini bu 4 ülkeye karşı ithalat ve antidamping vergileriyle koruyor.

Sadece Türkiye korumuyor.

" Fiyat Artışları Maliyetlerden Türk demir çelik sektörünün dünyaya entegre olduğunu, iç piyasada AB ülkelerinden daha ucuza mal satma imkânı olmadığını dile getiren Şahin, "20 dolar daha pahalı mal satsak İtalyan, İspanyol şirketler hemen Türkiye'ye inşaat demiri getirir." dedi. Halil Şahin, demirde fiyat artışının yükselen maliyetlerden kaynakladığını, geçen yıldan bu yana hurdanın ton fiyatının 260 dolardan 380 dolara, hurdanın eritilmesinde kullanılan ark elektrotun 2 bin 500 dolardan 10 bin dolara çıktığını, ateş tuğlasında da fiyatların yüzde 50 arttığını bildirdi.

"En Cazip Pazar Oluruz"

Türkiye'nin gümrük vergisi kararına diğer üretici ülkelerin sevindiğini, böylelikle Türkiye'nin en cazip demir çelik pazarı haline geldiğini savunan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnşaat demirinde gümrük vergisinin sıfıra indirilmesi uzun vadede Türkiye'yi üretici ülke olmaktan çıkarır. Umuyorum hükümetimiz en kısa zamanda telafi edecek kararlar alacaktır. Eğer almazsa dünya çelik sektörü daralırsa bu 4 ülke, Türk çelik sektörünü yaşatmaz. Biz de üretici konumdan ithalatçı konuma geçerek demir ticareti yapmakla meşgul oluruz. Şu anda bir sıkıntı yok, çünkü her tarafta büyüme var. Çin'in, Ukrayna'nın iç piyasa fiyatları bizden yüksek. Kendisi orada pazarlarken gelip bize göndermez ama orada satışta bir sıkıntı olursa bu sektörümüz için çok ciddi tehlike arz eder. Bizim talebimiz bu 4 ülkenin haksız rekabet koşullarına karşı Türk çelik sanayisinin korunması. Bunun yöntemleri vergi koymak veya antidamping vergisi uygulamaktır." Şahin, Türkiye'nin Ukrayna ile yürüttüğü Serbest Ticaret Anlaşması görüşmelerinin de sektör için riskli olduğunu, bu ülkeden sürekli sıfır gümrükle ithalatın sektöre kan kaybettireceğini savundu. ( Hürriyet, 10 Ocak 2018 )

Deprem Kuşağındaki Türkiye Kalitesiz Çeliğe Kapıyı Açtı

Deprem kuşağında yer alan Türkiye, olası depremlere karşı başlatılan kentsel dönüşüm seferberliğiyle önlem almaya çalışıyor. Çelik sektörü temsilcileri ise durum böyleyken, Türkiye'nin kalitesiz ve dampingli çeliğe kapılarını açtığını savunuyor. Yeni yıl ile birlikte ithal çelikte gümrük vergilerinin sıfırlandığını kaydeden sektör temsilcileri, kararla birlikte kalitesi düşük olan Ukrayna, Rus, İran inşaat demirinin ülkeye gireceğini belirtiyorlar. Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkanı Namık Ekinci, 1 Ocak'ta resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ithal inşaat demirinde gümrük vergilerinin sıfırlanması kararını dün düzenlediği bir basın toplantısıyla eleştirdi. İnşaat çeliğinde yüzde 30 olan ithalat vergisinin önce yüzde 10’a indirildiğini anlatan Ekinci, ancak fiyatların düşmemesi üzerine tüm uyarılara rağmen 2018 yılı itibariyle gümrük vergisinin sıfırlandığını anlattı. İthalat vergisinin kaldırılmasının 2018 yılında inşaat çeliği fiyatlarında düşüş getirmesinin beklenmediğini ifade eden Ekinci, aksine hammadde ve sarf malzemesine gelen zamların fiyatları daha da artırabileceğini dile getirdi.

“Türkiye'deki karlılık hiçbir yerde yok”

Müteahhitlerin yüksek kârlarından fedakârlık etmeyip, çok düşük kâr marjları ile çalışan inşaat çeliği üreticisine yüklendiğini vurgulayan Ekinci, "Üretim maliyetlerimiz çok yükseldi. Bu nedenle son 1 yılda fiyatlarda yüzde 30 artış oldu ama tüm dünyada fiyatlar yükseliyor. Ton başına hurdadan kaynaklanan 135 dolar, grafit 26 elektrottan 50 dolar, ferro alyajdan 4 dolar ve refrakterden 1,5 dolarlık ek maliyet ortaya çıktı. Son bir senede inşaat çeliğinde yaşanan fiyat artışlarının inşaat projelerinin satış maliyetlerindeki etkisini araştırdık. Araştırmada baz aldığımız İstanbul Kartal'da 50 kilogram inşaat çeliğinin toplam satış fiyatındaki payı yüzde 1,5 iken, İskenderun’da yüzde 4,6'ydı. Son bir yılda yaşanan fiyat artışlarının etkisi ise Marmara’da yüzde 0,3, Anadolu’da ise yüzde 1 oldu. İnşaat firmalarının kârlılıkları yüzde 45 ile yüzde 70 arasında değişiyor. İnşaatta Türkiye’deki kâr oranları dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Örneğin Türkiye’de inşaat şirketlerinin kâr oranı ortalama yüzde 50 iken ABD’de yüzde 9. İnşaat çeliği üreticisi ülkemizde yüzde 5,5 kâr marjı ile üretirken ABD’li inşaat çeliği üreticisi yüzde 14 kâr ile üretiyor” diye konuştu.

“Yarı mamulde vergi yüzde 22 bize resmen 'üretme' diyorlar”

Müteahhitlerin referandum döneminde alımlarını durdurup, 'bekle- gör' pozisyonuna geçtiğini belirten Ekinci, kendilerinin ise üretimi hiçbir zaman durdurmadıklarını söyledi. Bu dönemde iç pazara satamadıkları ürünleri ihraç ettiklerine dikkat çeken Ekinci, şöyle devam etti: "Daha sonra her şeyin aynı devam ettiğini gören müteahhitler, o dönemde almadıkları ürünleri de talep etmeye başladılar. Arz- talep dengesi fiyatı yaratır. Piyasayı bozdular, fiyatları yükselttiler. Türkiye deprem kuşağında yer alan bir ülke. Dolayısıyla kaliteli çeliğin kullanılması lazım. Bu kararla kalitesiz, dampingli ürünlerin Türkiye'ye girmesinin önü açıldı. Öte yandan inşaat demirinde gümrük sıfırlandı ama ürünün üretimi yaptığımız yarı mamul olan kütükte gümrük vergisi yüzde 22. Bize resmen üretme diyorlar." ( Dünya, 11 Ocak 2018 )

IREPAS: Global Uzun Çelik Piyasasında 2018 Görünümü Oldukça İyi

Uluslararası İnşaat Demiri İhracatçıları ve Üreticileri Birliği'nin (IREPAS) yayımladığı kısa vadeli görünüm raporunda, global uzun çelik piyasasında arz talep dengesinin iyileştiği ve şu an için mükemmel olarak nitelendirilebileceği belirtiliyor. Talebin hemen hemen her yerde güçlü seyrettiği ve piyasa görünümünün oldukça olumlu olduğu gözleniyor. 2017’de odak konu Çin oldu Çin, 2017’de odak konu olurken, aslında Çin’in piyasadan çıkmadığı, global piyasada durumu değiştiren faktörün Çin’in bütün yıl boyunca aylık bazda ihracat piyasalarına yönelik arzında görülen azalma olduğu belirtildi. Çin’in hala arz açısından önemli bir etken oluşturmadığına işaret edilen IREPAS raporunda imkan bulduklarında kütük almaya devam ettikleri ifade edildi. Çin’in çelik ihracatında artış beklenmiyor Son 4-5 yıldır birçok ülkenin Çin çıkışlı yarı mamul çelik arzına bel bağladığı Asya’da çelikhaneler yeniden faaliyete girdiği için hurda ithalatında yeni destinasyonlar ortaya çıktı. 2018’in ilk çeyreğinde Çin’den yapılan çelik ihracatında artış beklenmezken, bu, diğer bölgelerde ise yerel talebin artması anlamına gelecek. Çin’deki fiyat düşüşleri olumlu 2018 senaryosunu etkilemeyecek IREPAS raporunda, Çin’de son zamanlarda görülen fiyat düşüşlerinin endişe yaratmış olabileceği ancak bunun normal piyasa hareketleri dahilinde gerçekleştiği ve 2018’e yönelik parlak senaryoyu etkilemeyeceği bildiriliyor. Piyasa ABD ve Türkiye’deki kararların etkisine odaklandı Piyasa oyuncularının Türkiye'de inşaat demirindeki ithalat vergisinin kaldırılması, ABD'de ise 232. Madde soruşturmasıyla ilgili kararların etkisinin ne olacağına dair daha net bir resim görmeyi bekledikleri gözleniyor. Cevher fiyatları sabit, hurda fiyatında dalgalanma görülebilir, elektrot fiyatları artışta Cevher fiyatlarının 75$/mt CFR FO Çin seviyesinde sabit kaldığı, hurda fiyatlarının ise dalgalı seyir izleyerek elektrik ark ocaklı üreticilerin karlılığını doğrudan etkileyeceği konuşulurken, grafit elektrot fiyatlarının ise bir aydan kısa bir süre içinde %15 arttığı görülüyor. Ekonomik iyileşmeler global çelik talebini destekledi Petrol ve başta metal olmak üzere diğer emtia fiyatlarında artış görülmesi, satın alma yöneticileri endekslerinin büyüme göstermesi, büyüme rakamlarının ise artması gibi etkenlerin kamunun ve özel sektörün altyapı projelerine daha fazla yatırım yaptığı anlamına geldiği, bunun da çelik ihtiyacını artırdığı bildiriliyor. IREPAS, ABD’de önümüzdeki yıl içinde 200 milyar $ değerinde altyapı harcamasının da sektörü motive ettiğini ifade etti. Ticaretin bölgeselleşmesi çelik sektörünün kârlılığını artırdı Çelik ticaretinin bölgeselleşmesi, daha kısa sevkiyat süreleri ve iç piyasada daha iyi talep anlamına geldiği için hurda toplama faaliyetleri ve çelik sektörü ile tedarik zincirinde karlılığın artmasına katkı sağlıyor. ABD hariç global piyasada rekabet düşük %75’in altında bulunan kapasite kullanım oranlarının üreticilerin fiyatlandırma gücünü azalttığı ABD iç piyasası hariç çelik piyasasında rekabet oldukça düşük seviyelerde. 2018 beklentileri çok iyi, Çin’den olumsuz bir sürpriz beklenmiyor Global uzun çelik piyasasının istikrarlı seyrettiği, güçlü taleple birlikte görünümün ise oldukça iyi olduğu belirtiliyor. IREPAS’a göre, Çin ekonomisinde, şu an için ihtimal dışı görünen, ani bir yavaşlama olmadığı sürece 2018 beklentileri gayet olumlu. ( SteelOrbis, 11 Ocak 2018 )

Hebei’de 90 Çelik Firması Emisyon İzni İçin Onay Alamadı

Hebei Çevre Koruma İdaresi’nin, 2017 yılı çelik firmalarının emisyon izinleri ile ilgili bazı sonuçları yayınladığı, buna göre toplamda 90 çelik firmasının yasa dışı/eski kapasite ve üretim kısıtlamaları ile ilgili hususlar nedeniyle emisyon izni alamadıkları rapor ediliyor. 29 Aralık 2017 tarihine kadar Hebei’nin çelik firmalarına 179 adet emisyon izni, koklaşabilir kömür tesislerine de 31 adet emisyon izni verdiği; Hebei eyaletinin 2018 yılından önce bazı çevre kirleten sanayilerin emisyon izinleri almaları gerektiğini, aksi takdirde emisyonlarını sıfıra indirerek faaliyetlerinin kapatılması riski ile karşı karşıya kalacaklarını açıkladığı aktarılıyor. Çelik üreticilerinin, ulusal ve yerel emisyon standartlarını karşılamak amacıyla gerekli ekipmanları kurdukları sürece emisyon izinleri alabildikleri açıklanıyor. ( Kallanish, 12 Ocak 2018 )

Tosyalı Holding Etiyopya'da Yatırım Olanaklarını Değerlendiriyor

Etiyopya Dışişleri Bakanlığı, 9 Ocak’ta devlet bakanı Dr. Aklilu Hailemichael’in Türk çelik üreticisi Tosyalı Holding yönetim kurulu başkanı Fuat Tosyalı liderliğindeki heyetle bir araya geldiğini duyurdu. Yapılan toplantıda tarafların Etiyopya’daki yatırım ve iş imkânlarını görüştüğü ve Fuat Tosyalı’nın, Etiyopya'nın özellikle çelik sektöründe önemli yatırım fırsatları olduğunu söylediği bildirildi. Bununla birlikte, yerel medyada yer alan haberlere göre, ülkeye yaptığı iş ziyareti ile ilgili olarak Tosyalı, Etiyopyalı basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ithalat ikamesinin sağlanması amacıyla Etiyopya’da yapmayı planladıkları büyük yatırımın son aşamasında olduklarını belirtti. Diğer yandan, Etiyopya devlet bakanı Hailemichael’in ise Türkiye’nin Etiyopya için ilk üç yatırım kaynağı arasında olduğunu ifade ettiği bildirildi. ( SteelOrbis, 12 Ocak 2018 )


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülkemiz Demir Çelik Sektöründe Sonu Hazin Biten Bir Proje - Sivas Demir Çelik ( Sidemir )

ÜÇÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1973 - 1977 DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ

DÖRDÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1979-1983 DEMİR ÇELİK SANAYİİ