Çelik Sektöründe 2018 - 14. Haftanın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2018 - 14. Haftanın Öne Çıkanları
Çinli HBIS, Yeni
Kapasite İnşa Etmek İçin Bağlı Kuruluşu Xuanhua Steel’i Kapatacak
Çin’de faaliyet gösteren en büyük ikinci çelik üreticisi
Hebei Iron and Steel Group’un (HBIS) çoğunlukla Xuanhua Iron and Steel’de
bulunan eski kapasitelerini kapatıp Tangshan şehrinde yeni kapasiteler inşa
ederek kapasite değiştirme/takas programını uygulayacağı duyuruluyor.
Geçtiğimiz hafta Hebei eyalet yetkililerinin, HBIS’in toplam kapasiteleri 7,32
milyon ton seviyesinde olan 2.922 metreküplük üç yüksek fırın kuracağını
duyurduğu, buna ek olarak firmanın, toplamda 7,47 milyon ton seviyesinde üç
adet 100 tonluk ve iki adet 200 tonluk yeni konverter ekleyeceği kaydediliyor.
Aynı zamanda hükümetin eski kapasitelere karşılık yeni kapasite açma oranının
1:1,25 olması gerekliliği şartına uymak için üreticinin Tangshan Iron and
Steel, Xuanhua Iron and Steel, Chengde Iron and Steel ve Wuyang Iron and Steel
de dâhil çeşitli alt kuruluşlarında yılda 10,16 milyon ton demir ve 10,39
milyon ton çelik üretim ekipmanını devre dışı bırakması gerektiği aktarılıyor.
Buna ek olarak Xuanhua Steel’in, 7,49 milyon ton demir ve 6,2 milyon ton çelik
üretim kapasitesini kaybedecek olması nedeniyle tamamen kapanacağı
vurgulanıyor. HBIS’in eski ekipmanlarının, yeniler üretime hazır olur olmaz
kapatılacağı ve bunun 2019 yılının sonuna kadar gerçekleşmesinin beklendiği
belirtiliyor. ( Metal Expert, 02 Nisan 2018 )
Kardemir AŞ Yönetim
Kurulu Başkanı Öz: Hedeflerimizi Birlikte Başaracağız
Kardemir AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk ÖZ yayımladığı
kutlama mesajında “Bazen bir resim, küçük bir fotoğraf karesi veya veciz bir
söz, onlarca sayfa yazıyla anlatamayacağınız bir konuyu ifade etmek için
yeterli olur. 3 Nisan için bir mesaj istenildiğinde aklıma gelen ilk şey, 3
Nisan 1937 tarihinde, bugünkü fabrika alanına asılmış olan “ Her Yeni Endüstri
Eseri, Muhitine, Refah ve Medeniyet ve Bütün Memlekete Haz ve Kuvvet
Vermektedir” afişi oldu. Bir üretim tesisinin, kurulduğu yer ve ülke için önemi
ve anlamı, sanırım bundan daha güzel ifade edilemezdi. 81 yıl önce, sadece 13
hanelik bir yerleşim yeri olan Karabük Köyü’nün eteklerinde temeli atılan demir
çelik fabrikaları ile bugün ülkemizin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer
alan KARDEMİR’i ve 13 hanelik Karabük Köyü ile bugün ülkemizin 78.inci İli olan
244 bin nüfuslu Karabük kentini bir arada düşünecek olursak, Karabük Demir
Çelik Fabrikalarının muhitine sağladığı refah ve medeniyet, ülkesine verdiği
haz ve kuvvet sanırım daha iyi anlaşılabilecektir. Demir ve Çelik, 81 yıl önce
bu kentte doğdu, bu kentte büyüdü ve gelişti. Kendisi büyüyüp gelişirken,
beraberinde hayat bulduğu Karabük’ü de büyütüp geliştirdi. Peki, sadece
Karabük’ü mü? Bu sorunun cevabını bulmak için şimdi bir başka fotoğraf karesine
bakalım.
İlk Türk Demiri 10 Eylül 1939 tarihinde Karabük’te üretildi.
Dünya toplam çelik üretimi bu tarihte 140 Milyon ton iken Türkiye, 1939 yılının
geride kalan 2,5 aylık döneminde Karabük Demir Çelik Fabrikalarında
üretebildiği 13 bin ton ile dünya çelik üreticileri arasında bile sayılmıyordu.
Karabük’te doğan demir ve çelik, ülkemizin endüstriyel gelişimine ve
sanayileşmesine öylesine büyük katkılar sağladı ki, bugün Türkiye, 37,5 Milyon
ton çelik üretimiyle dünyanın en büyük 8. üreticisi haline geldi. Eğer bugün
Türkiye, dünyanın en büyük üreticileri arasında ise şüphesiz ki, 1937’den bu
yana bir ana gibi, çeliği doğuran, büyütüp geliştiren Karabük Demir Çelik
Fabrikaları’nın bunda büyük payı vardır. Bu vesileyle, ülkemizin dört bir
yanından gelerek Karabük Demir Çelik Fabrikalarının kurulmasına ve bugüne kadar
yaşatılmasına emek ve alın terleriyle katkı veren herkese minnet ve
şükranlarımı sunuyorum. Atalarından aldığı bayrağı daha ileriye taşımak için
halen alın teri döken tüm çalışanlarımızı da içtenlikle selamlıyorum. Her doğum
günü, aynı zamanda bir muhasebe zamanıdır da. Geride kalan yılların
muhasebesini yaparken, edindiğimiz bilgi birikim ve tecrübelerle geleceği de
doğru planlanmamız gerekiyor. Çünkü yaşamın her alanında hızlı bir değişime
şahitlik ediyoruz. Adına globalleşme ya da küreselleşme denilen olgu, dünya
ülkeleri arasındaki ticari sınırları kaldırmış durumda. Artık tüm ülkeler ve
sektörler, küresel gelişmelere göre kendisine yeni bir yol haritası belirliyor.
Önemli fırsatlar ile birlikte içerisinde ciddi riskleri de barındıran bu hızlı
değişime ayak uydurmak ve riskleri bertaraf ederek, küreselleşmenin getirdiği
fırsatlarından daha çok yararlanmak için başarılı bir stratejik yönetim
sergilemek zorundayız. Hepinizin bildiği gibi Kardemir’in bugünlere gelmesi
kolay olmamıştır. Ekonomik ve teknolojik ömrünü tamamladığı gerekçesi ile 1994
yılında kapatılmasına karar verilen bu tesisler, özelleştirildiği 1995 yılından
sonra 2000’li yılların başında adeta ikinci kez kapanmanın eşiğine gelmiştir.
Özellikle 2002 yılından sonra yaptığı yatırımlarla yeniden ayağa kalkan
Kardemir, 81. yılına artık yeni umutlarla, yeni hedeflerle girmektedir.
Hedefimiz, 2019 yılı sonunda Kardemir’i 3,5 milyon ton üretim seviyesine
çıkararak, dünya ölçeğinde bir üretime kavuşturmaktır. Hedefimiz, katma değeri
yüksek stratejik ürünlerle ürün çeşitliliğini artırmak, böylelikle hem
ülkemizin dış ticaret açığının kapatılmasına katkıda bulunurken, hem de rekabet
gücümüzü geliştirmektir. Hedefimiz, tüm üretim proseslerinde maliyetlerimizi
azaltırken, ürün ve hizmet kalitemizle birlikte verimliliklerimizi artırmaktır.
Hedefimiz, tüm çevre yatırımlarımızı tamamlayarak, daha çevreci bir Kardemir
olurken, çalışanlarımızın, tedarikçilerimizin, müşterilerimizin,
hissedarlarımızın, Karabüklülerin ve ülkemizin refah ve mutluluğuna katkı
sağlayacak sürdürülebilir bir başarıyı yakalamaktır. Bunu Kardemir sevdamız,
Karabük sevdamız, ülke sevdamız ve birbirimize olan inancımızla, birlik
içerisinde, ele ele vererek başaracağız. Tüm Karabük’lülerin ve mesai arkadaşlarımın
81. kuruluş yıldönümlerini kutluyor, Kardemir ve Karabük’ün gelişimine 81
yıldır emek ve katkı verenlere bir kez daha minnet ve şükranlarımı sunuyor,
aramızdan ayrılanları rahmetle anıyorum.” İfadelerine yer verdi. (KARDEMİR, 02
Nisan 2018 )
Hasçelik, Isıl İşlem
Fırınını Devreye Aldı
Hasçelik Vasıflı Çelik Sıcak Haddehanesi’nde yumuşatma
tavlaması ve gerilim giderme amaçlı olarak kullanılacak raylı yürüyen araba
tipli full otomatik ısıl işlem fırını devreye alındı. Faydasıçok Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Naci Faydasıçok, Turquality Marka Destek Programı
kapsamında yer alan Hasçelik’in ülkemizin önde gelen vasıflı çelik üreticisi
olduğunu belirterek, devreye alınan fırına ilişkin şu bilgileri verdi: “4–8
metre boylar arasında çubuklara ısıl işlem yapılabilen ve 500 – 850 oC arasında
çalışabilen fırında self reküperatörlü brülör yakma sistemi kullanacak. 60
ton/şarj, 40 ton/gün kapasiteli fırın ile 19-80 mm aralığındaki düşük alaşımlı
çelik çubuklar ve yay çeliği kalitelerinde yumuşatma, gerilim giderme (+A)
tavlamaları mümkün olacak. Bu sayede soğuk kesim, talaşlı işlem ve kabuk soyma
gibi işlemler daha kolay yapılabilecek.” ( Dünya, 02 Nisan 2018 )
Hesteel Serbia Yeni
Yatırımlar Planlıyor
Çinli çelik devi HBIS Group’un bağlı kuruluşu Sırbistan’da
yerleşik Hesteel Serbia’nın, başarılı bir 2017 yılının ardından yeni yatırımlar
planladığı haber veriliyor. Sırbistan Ekonomi Bakanı’nın, Hesteel’in (eski
Zelezara Smederevo) yeni yatırımlar yapmayı düşündüğünü, bunun en önemli
sebebinin ise firmanın Temmuz 2016’da HBIS Group tarafından satın alınmasının
ardından iyi performans göstermesi olduğunu duyurduğu kaydediliyor. Ekonomi
Bakanlığının, HBIS Group Baş Yatırımcısı Yang Guiqing’e istinaden Smederevo’nun
başarısının, yeni bir işbirliği olasılığını değerlendirmelerine neden olan pek
çok sebepten biri olduğunu dile getirdiği rapor ediliyor. Hesteel’in,
Sırbistan’daki tesise 2017 yılında AB’nin çevre standartlarını karşılamak için
120 milyon dolar yatırım yaptığı, aynı zamanda firmanın geçtiğimiz yıl gelirini
ve üretimini arttırmayı başardığı ifade ediliyor. Hesteel’in, özellikle ürün
kalitesini yükseltmeye odaklandığı belirtiliyor. Hesteel’de ham çelik
üretiminin, 2017 yılında 1,5 milyon tona ulaştığı ve firmanın bu yıl üretimini
1,8 milyon ton seviyesine yükseltmeyi hedeflediği vurgulanıyor. ( Metal Expert,
03 Nisan 2018 )
ArcelorMittal ve
NSSMC Essar Steel İçin Teklif Sundu
Küresel çelik devi ArcelorMittal, bağlı kuruluşu
ArcelorMittal India Private Limited’in (AMIPL), iflas sürecindeki Hint çelik
üreticisi Essar Steel India Limited’in (Essar Steel) ortak olarak devralınması
ve işletilmesi için ArcelorMittal ve dünyanın ikinci büyük çelik üreticisi
Japonya merkezli Nippon Steel & Sumitomo Metal Corporation (NSSMC) ile kurulan
ortaklık kapsamında, Essar Steel’in satışı için yeniden başlatılan ihaleye
teklif sunduğunu duyurdu. ArcelorMittal yönetim kurulu başkanı ve CEO'su
Lakshmi Mittal, NSSMC ile birlikte güçlü ve rekabetçi bir teklif sunduklarından
emin olduklarını belirterek, bu teklifin temelinde Essar Steel'i geliştiren ve
dönüştüren bir sanayi planı olduğunu belirtti. Mittal, ArcelorMittal ve
NSSMC’nin, Essar Steel'i büyütmek ve Hindistan’daki otomotiv ve güneş enerjisi
sektörlerine yönelik yüksek kaliteli yeni ürünler üretmek için önemli yatırım
yapmayı planladıklarını ifade etti. Bununla birlikte, NSSMC’nin genel müdürü
Kosei Shindo, Essar Steel’in yüksek potansiyeli olan iyi bir varlık olduğunu ve
NSSMC ve ArcelorMittal'in, Essar Steel'in potansiyeline ulaşmasını sağlayacak
ve Hindistan’ın çelik imalat sektörünün dönüşümüne büyük ölçüde katkıda
bulunacak olan en iyi küresel teknolojilere erişim sağlayabileceğine
inandıklarını söyledi. ( SteelOrbis, 03 Nisan 2018 )
Uğur Dalbeler: 2018
Yılının Devamına İlişkin Beklentiler Hala Olumlu
4 Nisan tarihinde İstanbul’da düzenlenen 6. YİSAD Yassı
Çelik Konferansı SteelOrbis Piyasa Sohbetleri’nin ilk oturumunda konuşan
Çolakoğlu Metalürji genel müdürü Uğur Dalbeler, ABD’nin getirdiği vergilerin
yarattığı belirsizliğin sürdüğünü belirterek, ne olacağı konusunda henüz net
bir şey söyleyemediğini ifade etti. Çeliğin zaten zor bir emtia olduğunu
söyleyen Dalbeler, bu zorluğun başında fiyat hareketlerinin belirsiz ve yüksek
dalgalı olmasının geldiğini söyleyerek, bu sene bu zorluklara çeliğin artık
politize olması durumunun da eklendiğini bildirdi. Türkiye’nin NATO üyesi ve
ABD’nin en büyük müşterilerinden olması sebebiyle ABD’nin ulusal güvenliğini
tehdit ettiği gerekçesinin geç Almanya’yı yavaş yavaş zorlayamaya
başlayacaktı,” şeklinde konuştu. Bununla birlikte, Dalbeler, Avrupa ve ABD’de
çelik sektörünün gelişmekte olan ülkelerle rekabet edecek yenilikleri
yapamadığından büyümede zorlanmaya başladığını dile getirdi. Tüketim tarafına
bakıldığında aslında üretime paralel olarak beklenen artışın yakalanamadığını
söyleyen Çolakoğlu Metalürji Genel Müdürü Dalbeler, genel olarak 2018’de
beklentinin global çelik tüketiminin yaklaşık %2 civarında büyümesi yönünde
olduğunu ve 2019 yılında ise beklentilerin tüketimde büyümeyi göstermediğini
belirtti. Dalbeler, 2017’de Türkiye’de 36 milyon mt civarında tüketim
gerçekleştiğini, 2018’de 37 milyon mt’luk tüketim tahmininin olduğunu, 2019’da
ise tüketimdeki artışın büyümeye devam etmesini öngördüklerini söyledi. İhracat
kısmına bakıldığında, Türkiye’nin ihracatının değer bakımından düşük olduğuna
değinen Dalbeler, daha katma değeri yüksek, kaliteli ürünlere yönelinmesi
gerektiğini ve daha iyi piyasalarda, daha yüksek fiyatlarla satış yapmak için
çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini açıkladı. Bununla birlikte, Türkiye’nin
dünyanın yedinci büyük çelik ithalatçısı olmasının ise ne kadar büyük ve
dinamik bir piyasa olduğunu gösterdiğine dikkat çekti. Türkiye’nin ağırlıklı
ihracat bölgeleri arasında Orta Doğu, AB ve ABD yer alıyor. Son haftalarda
ABD’nin çelik vergilerinin gündeme gelmesiyle birlikte yaşanan gelişmelerin
olası etkilerinin ne olacağının önemli olduğunu ifade eden Dalbeler,
Türkiye’nin çelik ihracatının üçte ikisinin etkilenebileceğini söyledi.
Türkiye’nin yassı çelik üretimi ve tüketiminin nasıl dalgalandığına değinen
Dalbeler, son yıllarda üretimin tüketimi karşılama oranının yükselmeye
başladığını söyledi. 2015 yılında üretimin tüketimi karşılama oranı %60
seviyesinde yer alırken, 2017’de ise %88’e ulaştı. Dalbeler’e göre, bu sene
yassı çelik üretiminin yaklaşık 14 milyon mt seviyesinde gerçekleşmesi
beklenirken, beş senedir atıl durumda olan MMK Metalürji’nin tesisinin devreye
alınması halinde üretimin sene sonunda 15 milyon mt’a ulaşması bekleniyor. Son
gelişmelere rağmen 2018 yılının devamına ilişkin beklentilerin hala olumlu
olduğunu söyleyen Dalbeler, bunun en önemli gerekçeleri arasında Çin’in 2016
yılının başında tüketimi artırmaya yönelik almış olduğu önlemler ve sıkıntı
yaratan kapasiteleri kapatmak için attığı adımlar olduğunu belirtti. (SteelOrbis, 03
Nisan 2018)
İşte Bir Kentin
Kaderini Değiştiren Tesis
Türkiye'nin ilk ağır sanayisi Karabük Demir ve Çelik
Fabrikaları'nın (KARDEMİR) 81 yıl önce temellerinin atılmasıyla adının
duyulduğu 13 haneli Karabük Mahallesi, aradan geçen zaman içinde 250 bin
nüfuslu bir il haline geldi. Türkiye'de, "Siyasi ve askeri zaferler ne
kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle donatılmadıkça verimli sonuç
alınamaz." diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, 1930'lu yıllarda
demir ve çelik fabrikalarının kurulması için çalışma başlatıldı.
O yıllarda sadece yakınından geçen ve şimdilerde şehrin tam
ortasında kalan bir tren istasyonuna adı verildiği için haritalarda görünen
Karabük Mahallesi'nde, dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından 3 Nisan 1937'de
Türkiye'nin ilk ağır sanayisinin temeli atıldı. Zonguldak İline Bağlı Bir İlçe
Fabrikalarda çalışmaya gelen işçiler dolayısıyla nüfus yoğunluğunun artmaya
başladığı Karabük Mahallesi'nde, 1939'da belediye teşkilatı kuruldu. 1941
yılında Safranbolu ilçesine bağlı bucak olan Karabük, 1953'te Zonguldak iline
bağlı bir ilçe haline geldi. Başlangıçta yılda 150 bin ton kapasite ile kurulan
KARDEMİR, 1950 ve 1960'lı yıllarda yapılan yatırımlarla büyümesini sürdürdü.
Ülkenin dört bir köşesindeki tersane, liman, baraj, petrokimya tesisi, köprü,
spor salonu ve endüstriyel tesislerin proje, imalat ve montajını gerçekleştiren
Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları, bugün ülkenin en büyük kuruluşları arasında
yer alan ERDEMİR ve İSDEMİR gibi entegre demir çelik fabrikalarının da
kurulmasında rol aldığı için "Fabrikalar Kuran Fabrika" unvanını
aldı. Türkiye'nin bu alanda nitelikli iş gücünün oluşmasını sağlayan ve
sanayinin okulu da olan KARDEMİR, gelişim ve büyümesini 1989 yılına kadar
sürdürdü. 1989'da 137 gün süren grevin ardından zor bir sürece giren ve aşırı
istihdam yüküyle yüksek üretim maliyetleri karşısında her yıl zararı giderek
büyüyen KARDEMİR'in, 1994'te dönemin hükümeti tarafından kapatılmasına karar
verildi. Karar üzerine Karabük'te, Çelik-İş Sendikası öncülüğünde büyük
eylemler yapıldı, halk çocuklarını okula göndermedi, esnaf kepenklerini
kapattı, şehre giriş çıkış sağlayan tüm ulaşım durduruldu. Ülkede büyük ses
getiren bu eylemler sonunda fabrika, özelleştirilerek 1 lira gibi sembolik bir
rakama yöre halkına devredildi. Türkiye'nin 78. İli Oldu Bu sırada ülkenin dört
bir yanından göç alan Karabük, 6 Haziran 1995'te Çankırı'dan Ovacık ve
Eskipazar ile Zonguldak'tan Safranbolu, Yenice ve Eflani ilçelerini de
bünyesine alarak Türkiye'nin 78. ili oldu. Özelleştirildikten bir süre sonra da
yine kriz içine düşen KARDEMİR, 2001 yılının ortalarına gelindiğinde ikinci kez
kapanma tehlikesiyle karşı karşıya geldi ve ülkenin önde gelen gazeteleri,
"1 liraya bile müşterisi yok..!" başlıkları attı. 2002 yılına kadar
devam eden kriz dönemleri, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Karabüklü Mehmet Ali Şahin’in önderliğinde
yapılan girişimler sonunda KARDEMİR'in borçları vadeye yayılmasıyla son buldu.
KARDEMİR yöneticileri, Türkiye'de raylı sistemlerin bir devlet politikası
olarak yeniden ele alındığını ve uzun yıllar ihmal edilen demiryollarının
yeniden ihya edileceğini söyleyen Erdoğan'ın bu tavsiyesini dinleyerek ray
üretimine geçti ve fabrika ülkeyle bölgenin en büyük ray üreticisi haline
geldi. Ülkede sağlanan istikrarla piyasalara gelen güven ve yatırım iklimiyle
yeniden o eski iyi günlerine dönen KARDEMİR, bugün yaklaşık 5 bin çalışanıyla
ülke ekonomisine katkı sağlıyor.
250 Bin Nüfuslu Bir Şehir
3,5 milyon ton çelik üretimi hedefine hızla ilerleyen, kar
elde eden ve ülkenin her yıl 450 bin ton civarında dışarıdan aldığı demir ve
çelik ürünlerinin 100 bin tonunu karşılayacak olan KARDEMİR, 13 hanelik bir
mahalleden bugün 250 bin nüfuslu bir şehrin de temellerini attı. KARDEMİR'de
çalışan işçiler tarafından 1969 yılında kurulan ve yine işçilerden kesilen
parayla ayakta duran Kardemir Karabükspor da Türkiye'nin en üst ligi olan Spor
Toto Süper Lig'de mücadele ediyor. Kardemir Karabükspor Kulübü, futbol
takımının yanı sıra basketbol, voleybol, hentbol, tekerlekli sandalye, güreş,
atletizm, boks, atıcılık, tenis ve bisiklet gibi branşlarda faaliyet
gösteriyor. Karabük, KARDEMİR'in sosyal sorumluluk projeleri kapsamında yapılan
ve Milli Eğitim Bakanlığı'na teslim ettiği binalar sayesine eğitimde de öncü
bir il olmayı başardı. 007 yılında kurulan ve kısa sürede yaklaşık 55 bin
öğrenciye sahip olan Karabük Üniversitesi'nin birçok fakülte binasında da
KARDEMİR'in imzası bulunuyor.
"Bizim İçin Çok Önemlidir"
Karabük Valisi Kemal Çeber, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, 3 Nisan'ın sadece cumhuriyet kenti Karabük için değil, ülke için
önemli bir gün olduğunu söyledi. 3 Nisan 1937'de Türkiye'nin ağır sanayisinin
temellerinin atıldığına işaret eden Çeber, "Türkiye'de gözünüzün gördüğü,
elinizin ulaştığı, demir ve metalin içerisinde olduğu her yerde, her tesiste
buradaki fabrikanın bir izini görüyoruz. Ya metal olarak ya da buradan giden
ustalar olarak. Yani 3 Nisan Türkiye'de ağır sanayinin temelini attığımız
gündür. Bizim için çok önemlidir. Bu tarih her yıl kentimizin de kuruluşu
olarak kutlanır." diye konuştu. İnsanların hayatında güzel ve kötü
anıları, mutlu olduğu yılları ve zor geçirdiği anları varsa fabrikanın da
bunları hep yaşadığını anlatan Çeber, "Bir tesisin yaşayabileceği her şeyi
yaşamış, battısı, çıktısı, kar etmesi. Onun için burada müthiş bir sanayi
kültürü var. Hala bunu yaşayan insanlar hayatta, hala bunları yaşayan işçiler
fabrikada çalışıyor. Burası sanayi kültürüyle demir, metal ve çelik kültürüyle
yoğrulmuş bir kent. Bu fabrika varlığımızın nedenidir. KARDEMİR olmasaydı Karabük
kenti olmazdı. Bundan sonra bu kent için yapılacak her çalışmada KARDEMİR ve
demir çelik sektörü hep ön planda olacaktır." ifadelerini kullandı. Çeber,
KARDEMİR'in bundan sonra da ülkenin kalkınmasında öncü olacağını, özellikle
savunma sanayi ve yerli otomobille demir yolu taşımacılığında roller
üstleneceğini söyledi. Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay Özcan da
Karabük'ün KARDEMİR ile var olduğunu ve bundan sonra da fabrikanın bu kenti
ileri noktalara taşıyacağını aktardı. Bir mahalle iken ağır sanayiyle bir ile
dönüşen Karabük'ün ülke için önemli bir yer olduğunun altını çizen Özcan, şöyle
devam etti: "Karabük, KARDEMİR ile var olmuş, hızla büyümüştür.
Ülkemizdeki diğer şehirler kurtuluşunu kutlar, Karabük kuruluşunu. Yani bir
cumhuriyet kentidir. Ülkemize ağır sanayi kültürü bu kentten yayılmıştır. Bu
fabrika ve bu kent ülke ekonomisinde önemli roller üstlenmiştir ve üstlenmeye
devam etmektedir. Ülkemizde 1937 yılı 3 Nisan'da başlayan bu hamle, bugün yine
başta savunma ve ulaşım olmak üzere birçok alanda sürdürülecektir. KARDEMİR ve
bu kent, ülkemizin hassas bir dönemden geçtiği bu günlerde, yaptığı
yatırımlarla savunma sanayisi ve yerli otomobil ile raylı sistemlerde öne
çıkarak görev üstlenecektir. Bu fabrika ve bu kent, Türkiye için önemlidir. (Hürriyet,
04 Nisan 2018 )
ArcelorMittal Brasil,
Votorantim Siderurgia ile Birleşmeyi Başlattı
ArcelorMittal Brasil’in, Brezilya’da yerleşik uzun mamul
üreticisi Votorantim Siderurgia’yı birleşme işlemlerini başlattığı ve böylece
ülkedeki en büyük uzun mamul üreticisi konumuna geldiği haber veriliyor.
ArcelorMittal Brasil ve yerli uzun mamul üreticisi Votorantim Siderurgia’nın
birleşmesinin Brezilya tekel karşıtı kurumu CADE tarafından Şubat 2018’de onaylandığı
ve Nisan ayı başında sonuçlandırıldığı ifade ediliyor. Votorantim’in, Tres
Lagoas şehrinde bulunan Sitrel tesisinin % 50 hissesinin yanı sıra Barra Mansa
ve Resende tesislerinin ve Minas Gerais’de bulunan varlıkların ArcelorMittal’in
bir parçası olacağı kaydediliyor. Satın almanın ArcelorMittal Brasil’in yerli
piyasada güçlenmesini ve ürün yelpazesini genişletmesini sağlamasının
beklendiği aktarılıyor. ArcelorMittal Brasil'in uzun mamul segmentinin toplam
kapasitesinin yılda 5 milyon ton civarında olacağı ve satın alınan tesislerin
ürün karmasının inşaat demiri, filmaşin, inşaat mühendisliğine yönelik işlenmiş
ürünlerin yanı sıra hafif ve orta profillerden oluştuğu belirtiliyor. 23 Şubat
2017 tarihinde tarafların, uzun mamul faaliyetlerini birleştirmek için anlaşma
imzaladıkları, buna göre Votorantim Siderurgia’nın ArcelorMittal Brasil’in
bağlı kuruluşu olacağı hatırlatılıyor. ( Metal Expert, 05 Nisan 2018 )
Yıldız Demir Çelik
İlk Ticari PPGI Sevkiyatını Gerçekleştirdi
Yıldız Demir Çelik’in, kaplamalı sac üretimine yönelik
yatırımlarından sonuç alarak ticari ilk galvanizli boyalı sac (PPGI)
sevkiyatını gerçekleştirdiği ifade ediliyor. Firmanın, Kocaeli’de bulunan 200.000 ton/yıl
kapasiteli hattında boyalı sac üretimine Mart ayında başladığı ve ilk
siparişinin sevkiyatını gerçekleştirdiği belirtiliyor. Mevcut durumda
üreticinin başka ekipmanları da devreye almaya odaklandığı, yılda 400.000 ton
kapasiteli galvanizleme hattının Haziran ayında, 1,5 milyon ton kapasiteli
süreli asitleme hatlı soğuk haddeleme tesisinin ise birkaç ay içinde devreye
alınacağı kaydediliyor. ( Metal Expert, 05 Nisan 2018 )
Yorumlar
Yorum Gönder