Çelik Sektöründe 2018 - 15. Haftanın Öne Çıkanları

Çelik Sektöründe 2018 - 15. Haftanın Öne Çıkanları


Çemtaş Boy Kesim Makası Yatırımını İkinci Çeyrekte Devreye Almayı Planlıyor

Bursa merkezli çelik üreticisi Çemtaş Çelik Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş (Çemtaş), haddehanesinde başlattığı boy kesim makası ve taşlı testere yatırımlarını bu yılın ikinci çeyreğinin sonuna doğru, otomatik istifleme ve paketleme sistemi yatırımını ise üçüncü çeyreğin sonuna doğru test çalışmalarına başlayarak devreye almayı planladığını duyurdu. Çemtaş, 28 Mart 2017 tarihinde, genelde yan sanayi vasıtasıyla yurt içi ve yurt dışı otomotiv ve makine ana sanayilerine yönelik vasıflı çelik üretimi yapılan tesislerinde yeni teknolojiyi yakalamak ve otomasyona geçebilmek amacıyla, söz konusu yatırımlar için İngiltere merkezli tesis üreticisi Primetals Technologies ile toplam 1,9 milyon € değerinde anlaşma imzalamıştı. ( SteelOrbis, 09 Nisan 2018 )

IREPAS: Küresel Uzun Çelik Piyasalarında Belirsizlik Hâkim

Uluslararası İnşaat Demiri İhracatçıları ve Üreticileri Birliği'nin (IREPAS) yayımladığı kısa vadeli görünüm raporunda, küresel uzun çelik piyasalarında ABD’nin çelik ithalatına açıkladığı vergi, ardından gelen muafiyet haberleri ve AB’nin karşılık olarak başlattığı koruma önlemi soruşturması nedeniyle karışıklık ve belirsizliğin hakim olduğu ifade ediliyor.

ABD’ye ihracat yapan başlıca ülkeler Kanada, Meksika, Brezilya, Güney Kore ve Avrupa ülkeleri söz konusu vergilerden geçici olarak muaf tutulurken vergilerin uluslararası ticaret üzerindeki etkisinin belirsizliğini koruduğu gözleniyor. AB’nin vergilere tepkisi, AB ve adı geçen diğer ülkelere yönelik %25 verginin tamamen kalkması ya da vergiden muaf olmaları çeşitli piyasalardaki uzun çelik ticaretini önemli ölçüde değiştirebilir. IREPAS, bu şartlarda piyasada karar almanın oldukça zorlaştığına işaret etti. ABD’de talep güçlü fiyatlar yüksek, ancak durum değişken ABD’de talebin öncekinden daha güçlü olduğu ve bazı ülkelere yönelik ithalat vergileri nedeniyle ABD’ye yapılan tedarikin sınırlı olduğu gözleniyor.

IREPAS raporunda, ABD piyasasında fiyatların arttığı, ancak mevcut durumun hiç bir şeyin belli olmadığı piyasa şartlarında daha fazla değişkenliğe yol açtığı ifade edildi. Öte yandan, Çin’in küresel uzun çelik piyasalarından uzak durmaya devam etmesi ve dünyanın geri kalanında talebin iyi olması olumlu bir faktör olarak öne çıkıyor. Küresel talep güçlü seyrine devam ediyor Çelik ihracat hacminin azalır ve tüm diğer bölgelerin güçlü performans gösterirken, ABD ve AB piyasalarında bahar aylarında güçlü üretim rakamları bekleniyor. Küresel çelik ve hurda talebi de güçlü seyrini koruyor.

Küresel rekabet düşük-orta düzeyde

Küresel rekabet düşük-orta düzeyde olsa da, bu durumun ABD, AB ve Çin arasındaki olası ticaret savaşıyla değişebileceği bildiriliyor. Belirsizliğin yanı sıra bazı bölgelerde fiyat dalgalanmaları da görülüyor. 2002’de olduğu gibi koruma önlemleri artabilir IREPAS raporu, 2002 yılında olduğu gibi koruma önlemlerinin artmasının oldukça yüksek bir ihtimal olduğunu, AB’nin muhtemelen vergi yerine kota getirmesinin beklendiğini, böylece hem AB hem de ABD’nin ithalatı tamamen engellemek yerine kontrol altına almak niyetinde olduğunun anlaşıldığına vurgu yapıyor. Üçüncü çeyrek görünümü tatmin edici ancak değişiklikler görülebilir Üçüncü çeyrek görünümünün şu an için tatmin edici olduğu belirtilen IREPAS raporunda, Ramazan’ın mayıs ve haziran aylarına denk gelmesi ve 4 Temmuz’da ABD’nin seçim döneminin başlamasıyla değişiklikler olabileceği, 1 Mayıs’ta ise ABD kanadında birçok şeyin değişebileceği ifade edildi. ( SteelOrbis, 06 Nisan 2018 )

TSE İle KBÜ Ortaklığında Demir Çelik Sektörünün Geleceği Masaya Yatırıldı

Karabük Üniversitesi (KBÜ) ile Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ortaklığında KBÜ Demir Çelik Enstitüsü konferans salonunda “Demir Çelik Sektörünün Geleceği ve 2023 Vizyonu” konulu sempozyum gerçekleştirildi. KBÜ ve TSE arasında 2017 yılı içerisinde imzalanan iş birliği protokolü kapsamında ilk ortak program olarak düzenlenen sempozyuma Rektör Prof. Dr. Refik Polat, TSE Başkanı Sebahittin Korkmaz, Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay Özkan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaşar, KARDEMİR A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Kamil Güleç ve Genel Müdürü Ercüment Ünal ile çok sayıda davetli ve akademisyen katıldı.

Rektör Polat: Akredite olmuş Demir Çelik Enstitümüzde tüm testleri yapabiliyoruz

Sempozyumun açılışında konuşan Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, “TSE ile gerçekleştirdiğimiz protokol sonrası ilk programımızı üniversitemizde düzenledik bu inşallah devam edecek ve ikincisini Ankara’da yapmak isteriz. Biz Karabük Üniversitesi olarak akredite olmuş Demir Çelik Enstitümüzde tüm testleri yapabiliyoruz.” dedi. Çeliğin dünya ekonomisinde çok önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Polat devamında şunları söyledi: “Üniversite olarak biz ne kadar önemli bir görev üstlendiğimizi daha iyi anlamış oluyoruz. Kalkınma Bakanlığında ve YÖK’te bölgesel kalkınmaya yönelik üniversitelere bazı misyonlar yüklüyorlar. Geçenlerde YÖK Başkanı ile görüşmemizde demir çelik alanındaki faaliyetlerimizi aktardım ve Üniversite olarak bu alanda öncü olma istediğimizi dile getirdim. Ayrıca, KARDEMİR Genel Müdürümüzle Güney Kore’ye gittik. Orada üniversite sanayi iş birliğine örnek güzel bir model var. Dünyanın en büyük çelik üreticilerinden POSCO diye bir firma ve ona bağlı üniversite arasında. O modeli burada uygulamak için bir plan yaptık. Bu yönde çalışmalarımız devam ediyor. KARDEMİR’in bize desteğini saymakla bitiremeyiz. İçinde bulunduğumuz Demir Çelik Enstitüsü binasının yapımı baştan sonra KARDEMİR’e aittir. İnşallah bundan sonra da onların desteklerini yanımızda göreceğimizden eminiz.”

“Karabük’e TSE hizmet bürosu açılması için gerekli talimatı verdim”

TSE Başkanı Sebahittin Korkmaz ise konuşmasına “Demir Çelik Sektörünün geleceği ve 2023 Vizyonu” konulu sempozyumun hem Karabük’e hem de ülkemize hayırlar getirmesini temenni ederek başladı. Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Korkmaz, sempozyum öncesinde Karabük TSO Başkanı Tuncay Özkan ile yaptıkları görüşmede kendisine Karabük’te bir TSE olması ve yerinde hizmet verilmesi talebini ilettiğini paylaştı. Bundan memnuniyet duyduğunu aktaran Korkmaz, “Biz de sanayiciyle, ticaret erbabıyla, üreticiyle her zaman iç içe olmayı istiyoruz. Kurumsal olarak da bu vizyonla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu talep sonrası bölgeyi incelemek için arkadaşlarımıza gerekli talimatı verdim. İnşallah temsilciğimizi Karabük’e açarız.” şeklinde konuştu.

“Sertifikasyon hizmetlerini milli bir kuruluş olan kurumumuzdan almalarını istiyoruz”

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının başlattığı ‘yerlileştirme’ programının önemine işaret eden TSE Başkanı Sebahittin Korkmaz “TSE olarak bütün sanayici, ticaret erbabımız ve hizmet üreticilerimizden belgelerini milli bir kuruluş olan kurumumuzdan almalarını istiyoruz. Bu anlamda dosya satan ve yabancı menşeili aplikasyon almış kurum ve kuruluşların ürünlerine lütfen itibar etmeyelim” diye konuştu. “Gerçek anlamda bir hizmet satın alalım” diyen Korkmaz, TSE’nin hizmet satarken her türlü eğitim ve danışmanlık hizmetiyle beraber bunu vereceğini taahhüt ettiklerini ifade ederek diğer taraftan alınacak belgeleri hali hazırda küçük ve orta ölçekli sanayicilerin KOSGEB desteğiyle alabildiklerini aktardı.

“Dünya pazarına girmek için sertifikasyona sahip olmanız gerekiyor”

Dünya pazarına ürün satılmak istendiğinde ortaya bazı önemli engeller çıktığına dikkat çeken TSE Başkanı Korkmaz şöyle konuştu: “Dünya pazarında ürün satmak istiyorsanız karşınıza önemli engel çıkmakta. Esasında dünya ticaretinde teknik engellerin kaldırılması adı altında bu engellerle karşı karşıyayız. Ürünlerimizle ilgili bir standart oluşturulmuş, bu standarda uygun olduğuna dair bir sertifikanız olması gerekiyor ki ürününüzü dünya pazarında satabilesiniz. Demir çelik sektörünün bütün ürünlerinde bu tamamen geçerlidir. Bazı ham madde ve özel ürünlerde veya marjinal alanlara hitap eden ürünlerde geçerli olmayabilir ama teknik olarak değerlendirmesini yaptığımızda dünyada standardizasyon ve sertifikasyonunun ticarette etkisine dair yapılan araştırmalarda gördüğümüz şu ki; dünya ticaretinin yüzde 80’ine bu konu etkindir. Değerli arkadaşlar, esasında sertifikasyon ürünün teknik şartnamesini yazma aşamasıdır. Yani dünya pazarına girecek ürünün teknik şartnamesi yazılan yerler, oluşturulduğu yerler standardizasyon süreçleri. Eğer biz bu teknik şartname içerisinde bu yazım süreci içerisinde bulunmuyor isek ürünlerimizin dünya pazarına girmesi konusuyla ilgilenmiyoruz demek. Yani ihracatla ilgilenmiyoruz demek. Diğer taraftan, örneğin standardizasyon sürecine katılmadınız, dünya pazarına girmek için belgeye, sertifikasyona sahip olmanız gerekiyor. Dünya ticaretine girmek için iş adamlarımızın, sanayicilerimizin katkılarıyla TSE üzerinden bir süreç başladı. Bu ayna komite diye adlandırdığımız birimlerde görevli olan sanayicilerimiz veya onların elemanları standardizasyon sürecine katılıyorlar. Demir çelik sektörü bu konuda en aktif kurumlardan bir tanesidir.

“Üniversitelerimizin, hizmet erbabımızın, tüketicimizin, bilim alanında çalışan her kim var ise, üretim yapan her kim var ise onların emrindeyiz”

 Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Selahittin Korkmaz, TSE olarak standardizasyon süreçleri faaliyetlerinde üretici, tüketici, sanayici ve bilim insanları ile ortak hareket etmek istediklerini ifade ederek “Biz üniversitelerimizin, hizmet erbabımızın, tüketicimizin, bilim alanında çalışan her kim var ise, üretim yapan her kim var ise onların emrindeyiz, onlarla bir takımız.” dedi. Öte yandan dünya ticaretine girmek için iş adamlarının, sanayicilerin katkılarıyla TSE üzerinden bir süreç başladığını aktaran Korkmaz şöyle konuştu: “Bu ayna diye adlandırdığımız birimlerde görevli olan sanayicilerimiz veya onların elemanları standardizasyon sürecine katılıyorlar. Demir çelik sektörü bu konuda en aktif kurumlardan bir tanesi. Uluslararası standardizasyon süreçlerinde demir çelik sektörünü ilgilendiren alt komitelerdeki sayıya göre hangilerinde ne kadar varız diye sayıya baktığımızda çok büyük bir handikabımız var, demir çelik sektörü de dahil. Örneğin 13 çalışma gurubu var biz bir tanesinde yer alıyoruz. Biz şimdi ürünümüzü satmak için teknik şartname yazacak 13 alt çalışma grupları var biz bunların 1 tanesinde varız ve ürünümüzü Avrupa’ya satamayacağız. Bugün Karabük’te bu panelde biz, demir çelik sektöründeki alt çalışma gruplarının tamamına hem KARDEMİR’de çalışan uzmanlarımız hem de üniversitemizde çalışan akademisyenlerimiz ekip oluşturarak bütün çalışma gruplarında ülkemizi temsil edeceğiz şeklinde hareket edebiliriz. Karabük bunu yapabilir. Örnek bir model çıkartabiliriz. Bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız.”
“Biz de KBÜ ve KARDEMİR’in olduğu takımda yer almak istiyoruz”

Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Selahittin Korkmaz paneldeki konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Burada sanayi ve üniversite iç içe. Şöyle bakıyorum bu binayı da KARDEMİR yaptırmış ve birçok binanın da yapımını üstlendiğine dair bilgi aldım. Ne kadar güzel bir takım oluşmuş esasında. Biz de bu takımın içerisinde olmak istiyoruz.”

Sempozyumda kısa bir konuşma yapan Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay Özkan da şunları kaydetti: “Sayın Başkanımızın Batı Karadeniz’i kapsayan bir TSE hizmet bürosunun Karabük’te açılması talebimizle ilgili yaklaşımı bizleri ziyadesiyle memnun etti. İnşallah hayırlı sonuçlar bekliyoruz.” Konuşmaların ardından TSE Genel Sekreteri Mehmet Bozdemir, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri. Gazi Bilgin, KARDEMİR A.Ş Genel Müdürü Ercüment Ünal, Metalurji Mühendisi Didem Ayhan, İçtaş İnsan Kaynakları Müdürü Cengiz Kalkan ve Çelik İhracatçılar Birliği Pazar Araştırma Analisti Cihan Akdeniz tarafından demir çelik sektörü ve sektörün geleceğiyle ilgili sunumlar gerçekleştirildi. ( KBÜ Külliye, 06 Nisan 2018 )

Çin’in Grafit Elektrot Piyasasında 2020 Yılına Kadar Arz Fazlalığı Yaşanabilir

Tesislerin açıkladıkları resmi planlara göre, Çin’in grafit elektrot üretim kapasitesinin 2018-2020 döneminde artış göstereceği, söz konusu artışın, Çin’de ve dünyada büyük olasılıkla grafit elektrot arz fazlalığına yol açacağı ve bu yılın grafit elektrot fiyatları için zirve olabileceği haber veriliyor. Geçtiğimiz yıl Çin’de çeşitli küçük ölçekli grafit elektrot üreticilerinin kapatılmasının ardından, küresel piyasada elektrik ark ocaklı çelik üretiminde elektrot kıtlığının yaşandığı ve Çin Karbon Sanayii Derneği’nin (CCIA) verilerine göre yükselen fiyatların, üreticileri elektrot üretimini arttırmaya yönelttiği, böylece üretimin % 17 artışla 590.900 tona ulaştığı ifade ediliyor. Diğer taraftan, söz konusu üretimin hem yerli hem küresel talebi karşılamaya yetecek seviyede olmadığı belirtiliyor. Mali sonuçların büyük oranda iyileşmesinin, çoğu tesisin yeni fabrika inşaatlarına başlamalarına olanak sağladığı bildiriliyor. Çin’de bu yıl en az 12 yeni tesisin inşa edileceği ve CCIA’nın, söz konusu tesislerin toplam kapasitelerinin yılda 524.000 ton civarında olacağını tahmin ettiği kaydediliyor. Tesislerin arasında en büyüğü olan, Hebei Huachen Carbon’un kapasite hedefinin 60.000 ton seviyesinde olduğu ve tesisin, sadece UHP elektrot üretimine odaklanacağı vurgulanıyor. İç Moğolistan’da en az iki tesis inşası projesinin duyurulduğu, bunların Hongfeng New Material ( yılda 55.000 ton) ve Tongliao Yuanda Carbon (yılda 24.000 ton) olduğu, ayrıca İç Moğolistan’ın, 2017 yılında faaliyet gösteren hiçbir elektrot üreticisinin kapatılmaması bakımından üreticiler için en güvenli bölge olduğu aktarılıyor. Sonuç olarak, önümüzdeki 2-3 yıl içinde Çin’in grafit elektrot kapasitesi ve üretiminin aşırı boyutta yükselebileceği, söz konusu durumun, fiyatları ve tesislerin marjlarını etkileyeceği, bunun yanı sıra küresel talebin bile Çin’deki üretimi karşılamaya yetmeyebileceği vurgulanıyor. 2020 yılında küresel grafit elektrot talebinin 1.43 milyon ton seviyesine yükselirken, arzın 1.59 milyon tona çıkmasının öngörüldüğüne dikkat çekiliyor. ( Metal Expert, 10 Nisan 2018 )

Fortescue: Demir Cevheri Madencileri Arzı Artırmayacak

Fortescue’nun CEO’su Elizabeth Gaines Bloomberg TV’ye verdiği bir röportajda dünyanın en büyük demir cevheri tüketicisi olan Çin’de yeterli oranda demir cevheri arzı bulunması sebebiyle, küresel demir cevheri madencilerinin yeni üretim kapasiteleri eklemeyeceğini belirtti. Gaines “Gerçek şu ki; biz dâhil üreticilerin çoğu, Çin’e yapılan demir cevheri arzının artırmayı düşünmüyor. Piyasada yeterli miktarda arz var ve limanlarda stokların birikmesi bunun bir göstergesi. Üreticiler piyasaya yeni arz eklemek istemiyorlar,” dedi. Avustralya Sanayi, İnovasyon ve Bilim Departmanı tarafından yayımlanan çeyreklik rapora göre, demir cevheri fiyatlarının 2018’de ortalama 61,8$/mt ve 2019’da ortalama 51$/mt olması bekleniyor.

Köşe Yazısı: Tosyalı: Bu Teşvikle, 'Madenden Nihayet Ürüne' Bir Yatırım Yapacağız

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde açıklanan Proje Bazlı Teşvikler'den büyüklük sırasında Sasa’nın yatırımının arkasında ikinci sırada yer alan Tosyalı’nın entegre madencilik yatırımı konusunu Fuat Tosyalı ile konuş yatırımının büyüklüğünü, hammaddesini, ilk ürünü ne zaman üreteceklerini ve katkısının ne olacağını ele aldım. Sizinle de paylaşmak istedim. Proje Bazlı Teşvikler Listesi'nde 28 milyarlık teşvik belgesi alan "entegre madencilik yatırımı" konusunu Fuat Tosyalı ile konuştum. "Bu teşvikle, Osmaniye’de 'madenden nihai ürüne' bir tesis kuracağız. Üç yıl sonra ilk üretimi yapmayı hesaplıyoruz. Bugünkü hesapla 7 milyar dolar yatırımla gerçekleşecek tesisin yatırım süresi 8 yıl olacak” bilgisini verdi. Sorduğum sorulara yanıtı şöyle oldu: - Yerli yabancı bir ortağınız olacak mı? - Ortak yok. Şirketimizi, Tosyalı Enkegre Demir Çelik AŞ adıyla yüzde yüz kendimizin sermayesi olacak şekilde kurduk. - İlk üretimi ne zaman gerçekleştireceksiniz? - İlk üretimimizi üç yıl sonra gerçekleştirebileceğimizi hesaplıyoruz. Maden üretiminden son mamüle kadar entegre bir üretim söz konusu olacak. - Hammadde temini nereden olacak? - Yerli hammadde kullanacağız. Hekimhan, Kırıkhan ve Kayseri bölgesinden hammadde temin edeceğiz. Biz de maden üretimine yatırım yapacağız. Yerli madeni çeliğe çevirme projesini gerçekleştireceğiz. - Katma değeri ne kadar olacak? - Yaklaşık üç milyar doları ikame edeceğiz. Yıllık 6 milyar dolara varacak. 3 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz. - Yatırım finansmanı nasıl sağlanacak? - Devletten aldığımız 28 milyarlık teşvik belgesi var. Yatırımı proje finansmanıyla gerçekleştireceğiz. - Sizin büyüklüğünüze bu yatırımın ek katkısı ne kadar olacak? - 2 milyon ton sıvı çelik katkısı olacak. Bizim Türkiye üretimimiz 12 milyon ton, Cezayirle birlikte 20 milyon ton. Bu 2 milyon ton da bunlara eklenecek. Tosyalı bu bilgileri verdikten sonra şu eklemeyi yapıyor: “Sana bugüne kadar yatırımlarımız konusunda güzel şeyler gösterdik. Bunları gerçekleştirerek başardık. Bu yatırımla bunlara yenisini katacağız.” Tosyalı’nın anlattıkları gösteriyor ki, Proje Bazlı Teşvik Belgesi'ni alarak çıktığı yolda, yerli hammadde kullanarak üç yılda 7 milyar dolarlık yatırımla madenden son ürüne üç yılda ilk üretimlerini elde edecekler. 8 yılda tamamlayacakları yatırımlarıyla 3 milyar dolarlık ihracat yaparak cari açığın azaltılmasına katkıda bulunacaklar. ( Osman Arolat/Dünya, 11 Nisan 2018 )

Cezayir El-Hadjar Çelik Tesisinin % 49 Hissesini BAE’ye Satacak

Cezayir hükümetinin kamuya ait çelik firması El Hadjar’ın % 49 hissesinin Dubai merkezli Emarat Dzayer Group’a satılmasını onayladığı haber veriliyor. Söz konusu kararın, Cezayirli üretici El Hadjar’ın üretim tesislerinin yenilenmesi ve firmanın mali durumunun düzelmesi için yabancı yatırım çekmesini kolaylaştırmasının beklendiği ifade ediliyor. Cezayir Devlet Katılım Konseyi’nin, El Hadjar tesisinde Cezayirli Sider Group ve Emarat Dzayer Group’un ortak girişimi olan Emarat Dzayer Steel’e onay verdiği bildiriliyor. Söz konusu proje kapsamında Cezayir’in, hükümetin ithalatı ikame politikası çerçevesinde DRI, yarı ve uzun ürün kapasiteleri ekleyerek bu ürün türlerinde üretim yeterliliği kazanmayı hedeflediği vurgulanıyor. ( Metal Expert, 12 Nisan 2018 )

Baosteel, Çin’in Çelik Talebinin 2018 Yılında Azalacağını Öngörüyor

10 Nisan tarihinde Boao Asya Forumu’nda konuşan Baosteel Finans Müdürü Wu Kunzong’un, 2018 yılında Çin’in iç piyasa çelik talebi geçtiğimiz yıla kıyasla azalırken, bu yıl ortalama çelik fiyatlarının 2017’ye kıyasla hafifçe daha düşük olacağını tahmin ettiği ifade ediliyor. Boao Asya Forumu’nda konuşan bir başka isim olan Baowu Iron & Steel Group Genel Müdürü Chen Derong’un, son yıllarda Çin’in iç piyasa çelik talebinin, arz ile birlikte düştüğünü, buna ek olarak Çin’in kapasite fazlalığını azaltma ve standart altı kapasiteleri devre dışı bırakma faaliyetleri ile 270 milyon ton civarında çelik arzını kapattığını söylediği kaydediliyor. Chen’in, resmi ham çelik üretim verisinin, 2015 yılındaki 803,83 milyon tona kıyasla 2017 yılında 831,73 milyon ton seviyesinde gerçekleştiğini, ancak üretimde, yıl içinde azalan indüksiyon ocağı üretiminin hesaba katılmadığını ve 2014-2017 döneminde nispeten istikrarlı çelik üretiminin de çelik arzı ve talebinin bu dönemde düştüğünü gösterdiğini ifade ettiği aktarılıyor. Son olarak Chen’in, Çin’in çelik talebi ve arzını kapsayan pek çok sektörde yeterli rekabet aşamasına geldiğini ve genel emtia piyasasının yeni bir toparlanma döngüsüne henüz girmediğini dile getirdiği rapor ediliyor. ( Kallanish, 12 Nisan 2018 )

Tosyalı, Dev Yatırımını İthalat Kapısının Tam Önüne İnşa Edecek

Türkiye’nin cari açığına panzehir olacak ‘Süper Teşvik’ten yararlanan 19 firmadan biri Tosyalı Holding. Yönetim Kurulu Başkanı Tosyalı, yaklaşık 7 milyar dolara mal olacak cevherden çelik üretecek yatırımlarını çelik ithalatının yapıldığı Doğu Akdeniz limanlarının hemen önüne yapılacağını söyledi. Tosyalı Holding ‘süper teşvik’ aldığı 7 milyar dolarlık entegre madencilik yatırımını, Türkiye’ye ye ithal demirin en çok girdiği limanın hemen yanı başına yapacak. Cevherden çelik üretilecek entegre yatırımın cari açığa her yıl 3 milyar dolarlık panzehir yaratması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘Proje Bazlı Teşvik Sistemi’nin en büyük yatırımcılarından Tosyalı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı “Avrupa Birliği’nin kökeni ‘Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’, hatırlayacağınız gibi ABD Başkanı Trump çelikle ilgili tedbirleri alırken ‘ulusal güvenliğimiz’ nitelendirmesinde bulundu. Biz de Türkiye’yi kapısız penceresiz bırakmayacağız. İthalatın yapıldığı limanın hemen yanı başına Osmaniye’ye entegre yatırımımızı yapacağız. Sadece yassı çelikte 9 milyon tonluk ithalat oldu. Bunu nasıl ikame edeceğimizi düşünmemiz lazım” diyor. Cari açığa 3 milyar dolarlık panzehir sağlayacak yatırımının 7 milyar dolarlık büyüklükte olduğunu anlatıyor Tosyalı ve cevherden çelik üretecek ilk özel sektör firması olacaklarının da altını çiziyor. Tosyalı, önümüzdeki yıl bu yatırımın ilk kazmasını vuracaklarını belirterek, “Hedefimiz 3. yılın sonunda ilk ürünümüzü almak. İlk etapta 4 milyon ton sıvı çelik üretiriz. Yatırım tamamlandığında da paslanmaz dahil 8 milyon tonluk üretime ulaşırız. Cezayir’deki yatırımımız de 8 milyon tonluk bir yatırıma doğru gidiyor. Dünyadaki tüm yatırımlarımızla 20 milyon tonu aşan bir büyüklüğe ulaşıyoruz. Bu da bizi tüm dünya içinde ilk 20’ye alır” şeklinde konuşuyor. Cumhurbaşkanımız ‘babayiğit’ arıyorum’ dedi, hayalimi paylaştım Çocukluğundan itibaren sektörün içinde olduğunu anlatıyor Fuat Tosyalı “Bu sene 50. meslek yılım. Yürümeye başladığımdan beri demirin metalin içindeyim” diyor ve şunları söylüyor: “Türkiye’de cevherden çelik üretmek hep hayalimdi. Bunu Cezayir’de yapıyoruz. ABD’de Çin’de tüm dünyada cevherden çelik yatırımlarını devletler kurmuş. Benim için büyük bir hayaldi. Sektörde dünyanın tüm aktörleriyle işim var. Çok kaliteli insan kaynağım var. Sermaye gücümüz var. Hayalimi gerçeğe çevirmek istiyordum. Cumhurbaşkanımız ‘babayiğit arıyorum’ deyince ben de bu hayalimi kendisiyle paylaştım. Proje Bazlı Teşvik Sistemi doğunca da harekete geçtik. Zaten biz tam krizden çıkarken 2010 yılında bir fabrika açılışında Cumhurbaşkanımız ‘cevherden çelik üretmeliyiz’ demişti.” Kamunun kararlılığını sürdürmesi lazım Türkiye’nin bu büyük yatırımları gerçekleştirirken kamunun da kararlılığını sürdürmesi gerektiğini söylüyor Fuat Tosyalı ve “İlgili bakanlarımız bu kararlılığı ortaya koyuyor. Yatırımlar uzun zamana yayılmış olacak. Bu süreçte kararlılığın sürmesi lazım. Bürokrasinin de aynı şekilde Türkiye’ye çığır atlatacak bu yatırımlara sahip çıkması gerek. Finansman işin en son ayağı, biz üretim gücümüzle parayı bulur yatırımı yaparız. Önemli olan siyasi iradenin de bu işi sahiplenmesi” açıklamalarını yapıyor. Tosyalı, bugüne kadar fasonculuk yapıldığını da söyleyerek, “Hatta üretim yaparken ithal kömürü enerji yapmışız o bile fasonculuk, artık üretim gücü olmalıyız” diyor. Maden için lokal yapılardan yararlanacağız Fuat Tosyalı, Anadolu’da Kayseri, Malatya ve Sivas’tan çıkartılacak demir madeninin Ar-Ge’leri ile zenginleştirilerek, entegre yatırımları sayesinde çeliğe dönüşeceğini belirterek, “Biz lokal yapılardan yatırımımızda çok yararlanacağız. İş ortaklığı şeklinde demir cevherini çıkarabiliriz. 50 bin kişiye iş sağlayacağımızı düşünüyoruz. Bu entegre durum istihdama büyük yatırım” şeklinde konuşuyor. "Geçici fantezi iş kollarıyla dünyada söz sahibi olunmaz" Bir trend çıkıyor. Gelip geçici fantezi iş kolları diyorum ben. Mesela bir AVM trendi var. Ama üretim dediğiniz zaman tüm dünyaya iş yapacak hale geliyorsunuz, söz sahibi oluyorsunuz. Zamanında üretime değer veren şirketleri artık bugün ArGe’lerini satıyor. Bizim de oralara gelebilmemiz için üretimin her aşamasını yaşamamız lazım. Kaliteli iş gücü yetiştirmemiz lazım. İskenderun’da, Hatay’da ve Osmaniye’de üniversitelerle birlikte çalışıyoruz. Bizim tesislerimizde dolaştığınız zaman üretimin hemen yanı başında doktora yapanlar, tez yazanlarla karşılaşabilirsiniz. Patentli ürün satmaya döndük. Tesislerimizi kendimiz dizayn ediyoruz. "Sektörün yüzde 60'ına Akdeniz hakim" Bu hafta Akdeniz Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Başkanı olarak seçilen Fuat Tosyalı, yönetimi Adnan Ersoy Ulubaş’tan devraldı. Çiçeği burnunda başkan Tosyalı, ADMİB ile ilgili şunları söylüyor: “Bizim birliğimiz temsiliyete çok önem veriyor. Adana, Mersin, Kahramanmaraş, Kayseri ve Hatay’dan sektörün temsilcileri dengeli bir şekilde yer alır ve buna göre bir yönetim oluşturur tek listeyle seçime gideriz. Şu anda Türkiye’de üretilen çeliğin yüzde 40’ı bizim birliğimizin yetki alanından sağlanıyor. Yatırımlar tamamlandığında tek başına yüzde 60’ı biz karşılayacağız. Onun için büyük bir ortak akılla hareket ediyoruz.” "İskenderun'daki limanımızın yükü hazır" İskenderun Körfezi’nde limanımızı inşa ediyoruz. Lisansını aldık. Yol bağlantıları da tamamlanıyor. Yatırımımız hemen bu limanın arkasında. Genişlemeye uygun bir arazi. 2019’da faaliyete başlayacak. Şimdiden yıllık 10 milyon tonluk hazır. "Müteahhitlerin derdi alacakları fark" Eskiden demir çelik devletteydi, müteahhitler Bayındırlık Bakanlığı’ndan yapılan zamların farkını alırdı. Şimdi aynı alışkanlıkla 'demir çelik fiyatları arttı batıyoruz' diyorlar. Bunu inşaatının başındaki isimler söylemiyor. İnşaatı hiç görmeyen ofis müteahhitleri söylüyor. Bir konutta demir çelik maliyetin sadece yüzde 3. PVC fiyatları arttı diye, devleti sıkıştıran var mı? ( Dünya, 12 Nisan 2018 )

Thyssenkrupp ve Tata Steel, Ortak Teşebbüs Anlaşmasını Erteledi

Thyssenkrupp’un, Tata Steel ile ortak teşebbüs planlarının, Tata’nın İngiltere ve Hollanda’daki işçiler ile görüşmelerin devam etmesi nedeniyle gecikeceğini belirttiği haber veriliyor. Her iki firmanın Yönetim Kurulu’nun da Haziran ayının sonuna kadar ortak teşebbüs ile ilgili bir karar almasının beklendiğini ifade eden Thyssenkrupp’un, anlaşmanın daha sonra imzalanacağını kaydettiği bildiriliyor. Thyssenkrupp’un, daha önce ortak teşebbüs anlaşmasının 2018 yılının başında imzalanmasını hedeflediği hatırlatılıyor. Tata Steel’in, İngiltere’deki Port Talbot tesisi ve Hollanda’daki IJmuiden tesisindeki çalışanları ile hâlâ anlaşma sağlayamadığı, diğer taraftan Thyssenkrupp’un Almanya’daki işçileri ile anlaşmaya vardığı kaydediliyor. Thyssenkrupp ve Tata Steel’in, sektördeki kapasite fazlalığını azaltmak amacıyla Eylül ayında Avrupa’daki çelik faaliyetlerini birleştirerek, ArcelorMittal’in ardından Avrupa’nın en büyük ikinci çelik üreticisini oluşturmak için anlaşmaya vardıkları vurgulanıyor. ( LiveMint, 12 Nisan 2018 )


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülkemiz Demir Çelik Sektöründe Sonu Hazin Biten Bir Proje - Sivas Demir Çelik ( Sidemir )

ÜÇÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1973 - 1977 DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ

DÖRDÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1979-1983 DEMİR ÇELİK SANAYİİ