Çelik Sektöründe 2018 - 15. Haftanın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2018 - 15. Haftanın Öne Çıkanları
Küresel rekabet düşük-orta düzeyde
Çemtaş Boy Kesim
Makası Yatırımını İkinci Çeyrekte Devreye Almayı Planlıyor
Bursa merkezli çelik üreticisi Çemtaş Çelik Makine Sanayi ve
Ticaret A.Ş (Çemtaş), haddehanesinde başlattığı boy kesim makası ve taşlı
testere yatırımlarını bu yılın ikinci çeyreğinin sonuna doğru, otomatik
istifleme ve paketleme sistemi yatırımını ise üçüncü çeyreğin sonuna doğru test
çalışmalarına başlayarak devreye almayı planladığını duyurdu. Çemtaş, 28 Mart
2017 tarihinde, genelde yan sanayi vasıtasıyla yurt içi ve yurt dışı otomotiv
ve makine ana sanayilerine yönelik vasıflı çelik üretimi yapılan tesislerinde
yeni teknolojiyi yakalamak ve otomasyona geçebilmek amacıyla, söz konusu
yatırımlar için İngiltere merkezli tesis üreticisi Primetals Technologies ile
toplam 1,9 milyon € değerinde anlaşma imzalamıştı. ( SteelOrbis, 09 Nisan 2018
)
IREPAS: Küresel Uzun
Çelik Piyasalarında Belirsizlik Hâkim
Uluslararası İnşaat Demiri İhracatçıları ve Üreticileri
Birliği'nin (IREPAS) yayımladığı kısa vadeli görünüm raporunda, küresel uzun
çelik piyasalarında ABD’nin çelik ithalatına açıkladığı vergi, ardından gelen
muafiyet haberleri ve AB’nin karşılık olarak başlattığı koruma önlemi
soruşturması nedeniyle karışıklık ve belirsizliğin hakim olduğu ifade ediliyor.
ABD’ye ihracat yapan başlıca ülkeler Kanada, Meksika,
Brezilya, Güney Kore ve Avrupa ülkeleri söz konusu vergilerden geçici olarak
muaf tutulurken vergilerin uluslararası ticaret üzerindeki etkisinin
belirsizliğini koruduğu gözleniyor. AB’nin vergilere tepkisi, AB ve adı geçen
diğer ülkelere yönelik %25 verginin tamamen kalkması ya da vergiden muaf
olmaları çeşitli piyasalardaki uzun çelik ticaretini önemli ölçüde
değiştirebilir. IREPAS, bu şartlarda piyasada karar almanın oldukça
zorlaştığına işaret etti. ABD’de talep güçlü fiyatlar yüksek, ancak durum
değişken ABD’de talebin öncekinden daha güçlü olduğu ve bazı ülkelere yönelik
ithalat vergileri nedeniyle ABD’ye yapılan tedarikin sınırlı olduğu gözleniyor.
IREPAS raporunda, ABD piyasasında fiyatların arttığı, ancak
mevcut durumun hiç bir şeyin belli olmadığı piyasa şartlarında daha fazla
değişkenliğe yol açtığı ifade edildi. Öte yandan, Çin’in küresel uzun çelik
piyasalarından uzak durmaya devam etmesi ve dünyanın geri kalanında talebin iyi
olması olumlu bir faktör olarak öne çıkıyor. Küresel talep güçlü seyrine devam
ediyor Çelik ihracat hacminin azalır ve tüm diğer bölgelerin güçlü performans
gösterirken, ABD ve AB piyasalarında bahar aylarında güçlü üretim rakamları bekleniyor.
Küresel çelik ve hurda talebi de güçlü seyrini koruyor.
Küresel rekabet düşük-orta düzeyde
Küresel rekabet düşük-orta düzeyde olsa da, bu durumun ABD,
AB ve Çin arasındaki olası ticaret savaşıyla değişebileceği bildiriliyor.
Belirsizliğin yanı sıra bazı bölgelerde fiyat dalgalanmaları da görülüyor. 2002’de
olduğu gibi koruma önlemleri artabilir IREPAS raporu, 2002 yılında olduğu gibi
koruma önlemlerinin artmasının oldukça yüksek bir ihtimal olduğunu, AB’nin
muhtemelen vergi yerine kota getirmesinin beklendiğini, böylece hem AB hem de
ABD’nin ithalatı tamamen engellemek yerine kontrol altına almak niyetinde
olduğunun anlaşıldığına vurgu yapıyor. Üçüncü çeyrek görünümü tatmin edici
ancak değişiklikler görülebilir Üçüncü çeyrek görünümünün şu an için tatmin
edici olduğu belirtilen IREPAS raporunda, Ramazan’ın mayıs ve haziran aylarına
denk gelmesi ve 4 Temmuz’da ABD’nin seçim döneminin başlamasıyla değişiklikler
olabileceği, 1 Mayıs’ta ise ABD kanadında birçok şeyin değişebileceği ifade
edildi. ( SteelOrbis, 06 Nisan 2018 )
TSE İle KBÜ
Ortaklığında Demir Çelik Sektörünün Geleceği Masaya Yatırıldı
Karabük Üniversitesi (KBÜ) ile Türk Standartları Enstitüsü
(TSE) ortaklığında KBÜ Demir Çelik Enstitüsü konferans salonunda “Demir Çelik
Sektörünün Geleceği ve 2023 Vizyonu” konulu sempozyum gerçekleştirildi. KBÜ ve
TSE arasında 2017 yılı içerisinde imzalanan iş birliği protokolü kapsamında ilk
ortak program olarak düzenlenen sempozyuma Rektör Prof. Dr. Refik Polat, TSE
Başkanı Sebahittin Korkmaz, Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay
Özkan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaşar, KARDEMİR A.Ş Yönetim Kurulu
Üyesi Kamil Güleç ve Genel Müdürü Ercüment Ünal ile çok sayıda davetli ve
akademisyen katıldı.
Rektör Polat: Akredite olmuş Demir Çelik Enstitümüzde tüm
testleri yapabiliyoruz
Sempozyumun açılışında konuşan Karabük Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Refik Polat, “TSE ile gerçekleştirdiğimiz protokol sonrası ilk
programımızı üniversitemizde düzenledik bu inşallah devam edecek ve ikincisini
Ankara’da yapmak isteriz. Biz Karabük Üniversitesi olarak akredite olmuş Demir
Çelik Enstitümüzde tüm testleri yapabiliyoruz.” dedi. Çeliğin dünya
ekonomisinde çok önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Polat devamında şunları
söyledi: “Üniversite olarak biz ne kadar önemli bir görev üstlendiğimizi daha
iyi anlamış oluyoruz. Kalkınma Bakanlığında ve YÖK’te bölgesel kalkınmaya
yönelik üniversitelere bazı misyonlar yüklüyorlar. Geçenlerde YÖK Başkanı ile
görüşmemizde demir çelik alanındaki faaliyetlerimizi aktardım ve Üniversite
olarak bu alanda öncü olma istediğimizi dile getirdim. Ayrıca, KARDEMİR Genel
Müdürümüzle Güney Kore’ye gittik. Orada üniversite sanayi iş birliğine örnek
güzel bir model var. Dünyanın en büyük çelik üreticilerinden POSCO diye bir
firma ve ona bağlı üniversite arasında. O modeli burada uygulamak için bir plan
yaptık. Bu yönde çalışmalarımız devam ediyor. KARDEMİR’in bize desteğini
saymakla bitiremeyiz. İçinde bulunduğumuz Demir Çelik Enstitüsü binasının
yapımı baştan sonra KARDEMİR’e aittir. İnşallah bundan sonra da onların
desteklerini yanımızda göreceğimizden eminiz.”
“Karabük’e TSE hizmet bürosu açılması için gerekli talimatı
verdim”
TSE Başkanı Sebahittin Korkmaz ise konuşmasına “Demir Çelik
Sektörünün geleceği ve 2023 Vizyonu” konulu sempozyumun hem Karabük’e hem de
ülkemize hayırlar getirmesini temenni ederek başladı. Türk Standartları Enstitüsü
Başkanı Korkmaz, sempozyum öncesinde Karabük TSO Başkanı Tuncay Özkan ile
yaptıkları görüşmede kendisine Karabük’te bir TSE olması ve yerinde hizmet
verilmesi talebini ilettiğini paylaştı. Bundan memnuniyet duyduğunu aktaran
Korkmaz, “Biz de sanayiciyle, ticaret erbabıyla, üreticiyle her zaman iç içe
olmayı istiyoruz. Kurumsal olarak da bu vizyonla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bu talep sonrası bölgeyi incelemek için arkadaşlarımıza gerekli talimatı
verdim. İnşallah temsilciğimizi Karabük’e açarız.” şeklinde konuştu.
“Sertifikasyon hizmetlerini milli bir kuruluş olan
kurumumuzdan almalarını istiyoruz”
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının başlattığı
‘yerlileştirme’ programının önemine işaret eden TSE Başkanı Sebahittin Korkmaz
“TSE olarak bütün sanayici, ticaret erbabımız ve hizmet üreticilerimizden
belgelerini milli bir kuruluş olan kurumumuzdan almalarını istiyoruz. Bu
anlamda dosya satan ve yabancı menşeili aplikasyon almış kurum ve kuruluşların
ürünlerine lütfen itibar etmeyelim” diye konuştu. “Gerçek anlamda bir hizmet
satın alalım” diyen Korkmaz, TSE’nin hizmet satarken her türlü eğitim ve
danışmanlık hizmetiyle beraber bunu vereceğini taahhüt ettiklerini ifade ederek
diğer taraftan alınacak belgeleri hali hazırda küçük ve orta ölçekli
sanayicilerin KOSGEB desteğiyle alabildiklerini aktardı.
“Dünya pazarına girmek için sertifikasyona sahip olmanız
gerekiyor”
Dünya pazarına ürün satılmak istendiğinde ortaya bazı önemli
engeller çıktığına dikkat çeken TSE Başkanı Korkmaz şöyle konuştu: “Dünya
pazarında ürün satmak istiyorsanız karşınıza önemli engel çıkmakta. Esasında
dünya ticaretinde teknik engellerin kaldırılması adı altında bu engellerle
karşı karşıyayız. Ürünlerimizle ilgili bir standart oluşturulmuş, bu standarda
uygun olduğuna dair bir sertifikanız olması gerekiyor ki ürününüzü dünya
pazarında satabilesiniz. Demir çelik sektörünün bütün ürünlerinde bu tamamen
geçerlidir. Bazı ham madde ve özel ürünlerde veya marjinal alanlara hitap eden
ürünlerde geçerli olmayabilir ama teknik olarak değerlendirmesini yaptığımızda
dünyada standardizasyon ve sertifikasyonunun ticarette etkisine dair yapılan
araştırmalarda gördüğümüz şu ki; dünya ticaretinin yüzde 80’ine bu konu
etkindir. Değerli arkadaşlar, esasında sertifikasyon ürünün teknik şartnamesini
yazma aşamasıdır. Yani dünya pazarına girecek ürünün teknik şartnamesi yazılan
yerler, oluşturulduğu yerler standardizasyon süreçleri. Eğer biz bu teknik
şartname içerisinde bu yazım süreci içerisinde bulunmuyor isek ürünlerimizin
dünya pazarına girmesi konusuyla ilgilenmiyoruz demek. Yani ihracatla
ilgilenmiyoruz demek. Diğer taraftan, örneğin standardizasyon sürecine
katılmadınız, dünya pazarına girmek için belgeye, sertifikasyona sahip olmanız
gerekiyor. Dünya ticaretine girmek için iş adamlarımızın, sanayicilerimizin
katkılarıyla TSE üzerinden bir süreç başladı. Bu ayna komite diye
adlandırdığımız birimlerde görevli olan sanayicilerimiz veya onların elemanları
standardizasyon sürecine katılıyorlar. Demir çelik sektörü bu konuda en aktif kurumlardan bir
tanesidir.
“Üniversitelerimizin, hizmet erbabımızın, tüketicimizin,
bilim alanında çalışan her kim var ise, üretim yapan her kim var ise onların
emrindeyiz”
Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Selahittin Korkmaz, TSE olarak standardizasyon süreçleri faaliyetlerinde üretici, tüketici, sanayici ve bilim insanları ile ortak hareket etmek istediklerini ifade ederek “Biz üniversitelerimizin, hizmet erbabımızın, tüketicimizin, bilim alanında çalışan her kim var ise, üretim yapan her kim var ise onların emrindeyiz, onlarla bir takımız.” dedi. Öte yandan dünya ticaretine girmek için iş adamlarının, sanayicilerin katkılarıyla TSE üzerinden bir süreç başladığını aktaran Korkmaz şöyle konuştu: “Bu ayna diye adlandırdığımız birimlerde görevli olan sanayicilerimiz veya onların elemanları standardizasyon sürecine katılıyorlar. Demir çelik sektörü bu konuda en aktif kurumlardan bir tanesi. Uluslararası standardizasyon süreçlerinde demir çelik sektörünü ilgilendiren alt komitelerdeki sayıya göre hangilerinde ne kadar varız diye sayıya baktığımızda çok büyük bir handikabımız var, demir çelik sektörü de dahil. Örneğin 13 çalışma gurubu var biz bir tanesinde yer alıyoruz. Biz şimdi ürünümüzü satmak için teknik şartname yazacak 13 alt çalışma grupları var biz bunların 1 tanesinde varız ve ürünümüzü Avrupa’ya satamayacağız. Bugün Karabük’te bu panelde biz, demir çelik sektöründeki alt çalışma gruplarının tamamına hem KARDEMİR’de çalışan uzmanlarımız hem de üniversitemizde çalışan akademisyenlerimiz ekip oluşturarak bütün çalışma gruplarında ülkemizi temsil edeceğiz şeklinde hareket edebiliriz. Karabük bunu yapabilir. Örnek bir model çıkartabiliriz. Bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız.”
Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Selahittin Korkmaz, TSE olarak standardizasyon süreçleri faaliyetlerinde üretici, tüketici, sanayici ve bilim insanları ile ortak hareket etmek istediklerini ifade ederek “Biz üniversitelerimizin, hizmet erbabımızın, tüketicimizin, bilim alanında çalışan her kim var ise, üretim yapan her kim var ise onların emrindeyiz, onlarla bir takımız.” dedi. Öte yandan dünya ticaretine girmek için iş adamlarının, sanayicilerin katkılarıyla TSE üzerinden bir süreç başladığını aktaran Korkmaz şöyle konuştu: “Bu ayna diye adlandırdığımız birimlerde görevli olan sanayicilerimiz veya onların elemanları standardizasyon sürecine katılıyorlar. Demir çelik sektörü bu konuda en aktif kurumlardan bir tanesi. Uluslararası standardizasyon süreçlerinde demir çelik sektörünü ilgilendiren alt komitelerdeki sayıya göre hangilerinde ne kadar varız diye sayıya baktığımızda çok büyük bir handikabımız var, demir çelik sektörü de dahil. Örneğin 13 çalışma gurubu var biz bir tanesinde yer alıyoruz. Biz şimdi ürünümüzü satmak için teknik şartname yazacak 13 alt çalışma grupları var biz bunların 1 tanesinde varız ve ürünümüzü Avrupa’ya satamayacağız. Bugün Karabük’te bu panelde biz, demir çelik sektöründeki alt çalışma gruplarının tamamına hem KARDEMİR’de çalışan uzmanlarımız hem de üniversitemizde çalışan akademisyenlerimiz ekip oluşturarak bütün çalışma gruplarında ülkemizi temsil edeceğiz şeklinde hareket edebiliriz. Karabük bunu yapabilir. Örnek bir model çıkartabiliriz. Bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız.”
“Biz de KBÜ ve KARDEMİR’in olduğu takımda yer almak
istiyoruz”
Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Selahittin Korkmaz paneldeki
konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Burada sanayi ve üniversite iç içe. Şöyle
bakıyorum bu binayı da KARDEMİR yaptırmış ve birçok binanın da yapımını
üstlendiğine dair bilgi aldım. Ne kadar güzel bir takım oluşmuş esasında. Biz
de bu takımın içerisinde olmak istiyoruz.”
Sempozyumda kısa bir konuşma yapan Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay Özkan da şunları kaydetti: “Sayın Başkanımızın Batı Karadeniz’i kapsayan bir TSE hizmet bürosunun Karabük’te açılması talebimizle ilgili yaklaşımı bizleri ziyadesiyle memnun etti. İnşallah hayırlı sonuçlar bekliyoruz.” Konuşmaların ardından TSE Genel Sekreteri Mehmet Bozdemir, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri. Gazi Bilgin, KARDEMİR A.Ş Genel Müdürü Ercüment Ünal, Metalurji Mühendisi Didem Ayhan, İçtaş İnsan Kaynakları Müdürü Cengiz Kalkan ve Çelik İhracatçılar Birliği Pazar Araştırma Analisti Cihan Akdeniz tarafından demir çelik sektörü ve sektörün geleceğiyle ilgili sunumlar gerçekleştirildi. ( KBÜ Külliye, 06 Nisan 2018 )
Sempozyumda kısa bir konuşma yapan Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay Özkan da şunları kaydetti: “Sayın Başkanımızın Batı Karadeniz’i kapsayan bir TSE hizmet bürosunun Karabük’te açılması talebimizle ilgili yaklaşımı bizleri ziyadesiyle memnun etti. İnşallah hayırlı sonuçlar bekliyoruz.” Konuşmaların ardından TSE Genel Sekreteri Mehmet Bozdemir, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri. Gazi Bilgin, KARDEMİR A.Ş Genel Müdürü Ercüment Ünal, Metalurji Mühendisi Didem Ayhan, İçtaş İnsan Kaynakları Müdürü Cengiz Kalkan ve Çelik İhracatçılar Birliği Pazar Araştırma Analisti Cihan Akdeniz tarafından demir çelik sektörü ve sektörün geleceğiyle ilgili sunumlar gerçekleştirildi. ( KBÜ Külliye, 06 Nisan 2018 )
Çin’in Grafit Elektrot
Piyasasında 2020 Yılına Kadar Arz Fazlalığı Yaşanabilir
Tesislerin açıkladıkları resmi planlara göre, Çin’in grafit
elektrot üretim kapasitesinin 2018-2020 döneminde artış göstereceği, söz konusu
artışın, Çin’de ve dünyada büyük olasılıkla grafit elektrot arz fazlalığına yol
açacağı ve bu yılın grafit elektrot fiyatları için zirve olabileceği haber
veriliyor. Geçtiğimiz yıl Çin’de çeşitli küçük ölçekli grafit elektrot
üreticilerinin kapatılmasının ardından, küresel piyasada elektrik ark ocaklı
çelik üretiminde elektrot kıtlığının yaşandığı ve Çin Karbon Sanayii
Derneği’nin (CCIA) verilerine göre yükselen fiyatların, üreticileri elektrot
üretimini arttırmaya yönelttiği, böylece üretimin % 17 artışla 590.900 tona
ulaştığı ifade ediliyor. Diğer taraftan, söz konusu üretimin hem yerli hem
küresel talebi karşılamaya yetecek seviyede olmadığı belirtiliyor. Mali
sonuçların büyük oranda iyileşmesinin, çoğu tesisin yeni fabrika inşaatlarına
başlamalarına olanak sağladığı bildiriliyor. Çin’de bu yıl en az 12 yeni tesisin
inşa edileceği ve CCIA’nın, söz konusu tesislerin toplam kapasitelerinin yılda 524.000
ton civarında olacağını tahmin ettiği kaydediliyor. Tesislerin arasında en
büyüğü olan, Hebei Huachen Carbon’un kapasite hedefinin 60.000 ton seviyesinde
olduğu ve tesisin, sadece UHP elektrot üretimine odaklanacağı vurgulanıyor. İç
Moğolistan’da en az iki tesis inşası projesinin duyurulduğu, bunların Hongfeng
New Material ( yılda 55.000 ton) ve Tongliao Yuanda Carbon (yılda 24.000 ton)
olduğu, ayrıca İç Moğolistan’ın, 2017 yılında faaliyet gösteren hiçbir elektrot
üreticisinin kapatılmaması bakımından üreticiler için en güvenli bölge olduğu
aktarılıyor. Sonuç olarak, önümüzdeki 2-3 yıl içinde Çin’in grafit elektrot
kapasitesi ve üretiminin aşırı boyutta yükselebileceği, söz konusu durumun,
fiyatları ve tesislerin marjlarını etkileyeceği, bunun yanı sıra küresel
talebin bile Çin’deki üretimi karşılamaya yetmeyebileceği vurgulanıyor. 2020
yılında küresel grafit elektrot talebinin 1.43 milyon ton seviyesine
yükselirken, arzın 1.59 milyon tona çıkmasının öngörüldüğüne dikkat çekiliyor. (
Metal Expert, 10 Nisan 2018 )
Fortescue: Demir
Cevheri Madencileri Arzı Artırmayacak
Fortescue’nun CEO’su Elizabeth Gaines Bloomberg TV’ye
verdiği bir röportajda dünyanın en büyük demir cevheri tüketicisi olan Çin’de
yeterli oranda demir cevheri arzı bulunması sebebiyle, küresel demir cevheri
madencilerinin yeni üretim kapasiteleri eklemeyeceğini belirtti. Gaines “Gerçek
şu ki; biz dâhil üreticilerin çoğu, Çin’e yapılan demir cevheri arzının
artırmayı düşünmüyor. Piyasada yeterli miktarda arz var ve limanlarda stokların
birikmesi bunun bir göstergesi. Üreticiler piyasaya yeni arz eklemek
istemiyorlar,” dedi. Avustralya Sanayi, İnovasyon ve Bilim Departmanı
tarafından yayımlanan çeyreklik rapora göre, demir cevheri fiyatlarının 2018’de
ortalama 61,8$/mt ve 2019’da ortalama 51$/mt olması bekleniyor.
Köşe Yazısı: Tosyalı:
Bu Teşvikle, 'Madenden Nihayet Ürüne' Bir Yatırım Yapacağız
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde açıklanan Proje Bazlı
Teşvikler'den büyüklük sırasında Sasa’nın yatırımının arkasında ikinci sırada
yer alan Tosyalı’nın entegre madencilik yatırımı konusunu Fuat Tosyalı ile
konuş yatırımının büyüklüğünü, hammaddesini, ilk ürünü ne zaman üreteceklerini
ve katkısının ne olacağını ele aldım. Sizinle de paylaşmak istedim. Proje Bazlı
Teşvikler Listesi'nde 28 milyarlık teşvik belgesi alan "entegre madencilik
yatırımı" konusunu Fuat Tosyalı ile konuştum. "Bu teşvikle,
Osmaniye’de 'madenden nihai ürüne' bir tesis kuracağız. Üç yıl sonra ilk
üretimi yapmayı hesaplıyoruz. Bugünkü hesapla 7 milyar dolar yatırımla
gerçekleşecek tesisin yatırım süresi 8 yıl olacak” bilgisini verdi. Sorduğum
sorulara yanıtı şöyle oldu: - Yerli yabancı bir ortağınız olacak mı? - Ortak
yok. Şirketimizi, Tosyalı Enkegre Demir Çelik AŞ adıyla yüzde yüz kendimizin
sermayesi olacak şekilde kurduk. - İlk üretimi ne zaman gerçekleştireceksiniz?
- İlk üretimimizi üç yıl sonra gerçekleştirebileceğimizi hesaplıyoruz. Maden
üretiminden son mamüle kadar entegre bir üretim söz konusu olacak. - Hammadde
temini nereden olacak? - Yerli hammadde kullanacağız. Hekimhan, Kırıkhan ve
Kayseri bölgesinden hammadde temin edeceğiz. Biz de maden üretimine yatırım
yapacağız. Yerli madeni çeliğe çevirme projesini gerçekleştireceğiz. - Katma
değeri ne kadar olacak? - Yaklaşık üç milyar doları ikame edeceğiz. Yıllık 6
milyar dolara varacak. 3 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz. - Yatırım finansmanı
nasıl sağlanacak? - Devletten aldığımız 28 milyarlık teşvik belgesi var.
Yatırımı proje finansmanıyla gerçekleştireceğiz. - Sizin büyüklüğünüze bu
yatırımın ek katkısı ne kadar olacak? - 2 milyon ton sıvı çelik katkısı olacak.
Bizim Türkiye üretimimiz 12 milyon ton, Cezayirle birlikte 20 milyon ton. Bu 2
milyon ton da bunlara eklenecek. Tosyalı bu bilgileri verdikten sonra şu
eklemeyi yapıyor: “Sana bugüne kadar yatırımlarımız konusunda güzel şeyler
gösterdik. Bunları gerçekleştirerek başardık. Bu yatırımla bunlara yenisini
katacağız.” Tosyalı’nın anlattıkları gösteriyor ki, Proje Bazlı Teşvik
Belgesi'ni alarak çıktığı yolda, yerli hammadde kullanarak üç yılda 7 milyar
dolarlık yatırımla madenden son ürüne üç yılda ilk üretimlerini elde edecekler.
8 yılda tamamlayacakları yatırımlarıyla 3 milyar dolarlık ihracat yaparak cari
açığın azaltılmasına katkıda bulunacaklar. ( Osman Arolat/Dünya, 11 Nisan 2018
)
Cezayir El-Hadjar
Çelik Tesisinin % 49 Hissesini BAE’ye Satacak
Cezayir hükümetinin kamuya ait çelik firması El Hadjar’ın %
49 hissesinin Dubai merkezli Emarat Dzayer Group’a satılmasını onayladığı haber
veriliyor. Söz konusu kararın, Cezayirli üretici El Hadjar’ın üretim
tesislerinin yenilenmesi ve firmanın mali durumunun düzelmesi için yabancı
yatırım çekmesini kolaylaştırmasının beklendiği ifade ediliyor. Cezayir Devlet
Katılım Konseyi’nin, El Hadjar tesisinde Cezayirli Sider Group ve Emarat Dzayer
Group’un ortak girişimi olan Emarat Dzayer Steel’e onay verdiği bildiriliyor.
Söz konusu proje kapsamında Cezayir’in, hükümetin ithalatı ikame politikası
çerçevesinde DRI, yarı ve uzun ürün kapasiteleri ekleyerek bu ürün türlerinde
üretim yeterliliği kazanmayı hedeflediği vurgulanıyor. ( Metal Expert, 12 Nisan
2018 )
Baosteel, Çin’in
Çelik Talebinin 2018 Yılında Azalacağını Öngörüyor
10 Nisan tarihinde Boao Asya Forumu’nda konuşan Baosteel
Finans Müdürü Wu Kunzong’un, 2018 yılında Çin’in iç piyasa çelik talebi
geçtiğimiz yıla kıyasla azalırken, bu yıl ortalama çelik fiyatlarının 2017’ye
kıyasla hafifçe daha düşük olacağını tahmin ettiği ifade ediliyor. Boao Asya
Forumu’nda konuşan bir başka isim olan Baowu Iron & Steel Group Genel
Müdürü Chen Derong’un, son yıllarda Çin’in iç piyasa çelik talebinin, arz ile
birlikte düştüğünü, buna ek olarak Çin’in kapasite fazlalığını azaltma ve
standart altı kapasiteleri devre dışı bırakma faaliyetleri ile 270 milyon ton
civarında çelik arzını kapattığını söylediği kaydediliyor. Chen’in, resmi ham
çelik üretim verisinin, 2015 yılındaki 803,83 milyon tona kıyasla 2017 yılında
831,73 milyon ton seviyesinde gerçekleştiğini, ancak üretimde, yıl içinde
azalan indüksiyon ocağı üretiminin hesaba katılmadığını ve 2014-2017 döneminde
nispeten istikrarlı çelik üretiminin de çelik arzı ve talebinin bu dönemde
düştüğünü gösterdiğini ifade ettiği aktarılıyor. Son olarak Chen’in, Çin’in
çelik talebi ve arzını kapsayan pek çok sektörde yeterli rekabet aşamasına
geldiğini ve genel emtia piyasasının yeni bir toparlanma döngüsüne henüz
girmediğini dile getirdiği rapor ediliyor. ( Kallanish, 12 Nisan 2018 )
Tosyalı, Dev
Yatırımını İthalat Kapısının Tam Önüne İnşa Edecek
Türkiye’nin cari açığına panzehir olacak ‘Süper Teşvik’ten
yararlanan 19 firmadan biri Tosyalı Holding. Yönetim Kurulu Başkanı Tosyalı,
yaklaşık 7 milyar dolara mal olacak cevherden çelik üretecek yatırımlarını
çelik ithalatının yapıldığı Doğu Akdeniz limanlarının hemen önüne yapılacağını
söyledi. Tosyalı Holding ‘süper teşvik’ aldığı 7 milyar dolarlık entegre
madencilik yatırımını, Türkiye’ye ye ithal demirin en çok girdiği limanın hemen
yanı başına yapacak. Cevherden çelik üretilecek entegre yatırımın cari açığa
her yıl 3 milyar dolarlık panzehir yaratması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘Proje Bazlı Teşvik Sistemi’nin en büyük
yatırımcılarından Tosyalı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı
“Avrupa Birliği’nin kökeni ‘Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’, hatırlayacağınız
gibi ABD Başkanı Trump çelikle ilgili tedbirleri alırken ‘ulusal güvenliğimiz’
nitelendirmesinde bulundu. Biz de Türkiye’yi kapısız penceresiz bırakmayacağız.
İthalatın yapıldığı limanın hemen yanı başına Osmaniye’ye entegre yatırımımızı
yapacağız. Sadece yassı çelikte 9 milyon tonluk ithalat oldu. Bunu nasıl ikame
edeceğimizi düşünmemiz lazım” diyor. Cari açığa 3 milyar dolarlık panzehir
sağlayacak yatırımının 7 milyar dolarlık büyüklükte olduğunu anlatıyor Tosyalı
ve cevherden çelik üretecek ilk özel sektör firması olacaklarının da altını
çiziyor. Tosyalı, önümüzdeki yıl bu yatırımın ilk kazmasını vuracaklarını
belirterek, “Hedefimiz 3. yılın sonunda ilk ürünümüzü almak. İlk etapta 4
milyon ton sıvı çelik üretiriz. Yatırım tamamlandığında da paslanmaz dahil 8
milyon tonluk üretime ulaşırız. Cezayir’deki yatırımımız de 8 milyon tonluk bir
yatırıma doğru gidiyor. Dünyadaki tüm yatırımlarımızla 20 milyon tonu aşan bir
büyüklüğe ulaşıyoruz. Bu da bizi tüm dünya içinde ilk 20’ye alır” şeklinde
konuşuyor. Cumhurbaşkanımız ‘babayiğit’ arıyorum’ dedi, hayalimi paylaştım
Çocukluğundan itibaren sektörün içinde olduğunu anlatıyor Fuat Tosyalı “Bu sene
50. meslek yılım. Yürümeye başladığımdan beri demirin metalin içindeyim” diyor
ve şunları söylüyor: “Türkiye’de cevherden çelik üretmek hep hayalimdi. Bunu
Cezayir’de yapıyoruz. ABD’de Çin’de tüm dünyada cevherden çelik yatırımlarını devletler
kurmuş. Benim için büyük bir hayaldi. Sektörde dünyanın tüm aktörleriyle işim
var. Çok kaliteli insan kaynağım var. Sermaye gücümüz var. Hayalimi gerçeğe
çevirmek istiyordum. Cumhurbaşkanımız ‘babayiğit arıyorum’ deyince ben de bu
hayalimi kendisiyle paylaştım. Proje Bazlı Teşvik Sistemi doğunca da harekete
geçtik. Zaten biz tam krizden çıkarken 2010 yılında bir fabrika açılışında
Cumhurbaşkanımız ‘cevherden çelik üretmeliyiz’ demişti.” Kamunun kararlılığını
sürdürmesi lazım Türkiye’nin bu büyük yatırımları gerçekleştirirken kamunun da
kararlılığını sürdürmesi gerektiğini söylüyor Fuat Tosyalı ve “İlgili
bakanlarımız bu kararlılığı ortaya koyuyor. Yatırımlar uzun zamana yayılmış
olacak. Bu süreçte kararlılığın sürmesi lazım. Bürokrasinin de aynı şekilde
Türkiye’ye çığır atlatacak bu yatırımlara sahip çıkması gerek. Finansman işin
en son ayağı, biz üretim gücümüzle parayı bulur yatırımı yaparız. Önemli olan
siyasi iradenin de bu işi sahiplenmesi” açıklamalarını yapıyor. Tosyalı, bugüne
kadar fasonculuk yapıldığını da söyleyerek, “Hatta üretim yaparken ithal kömürü
enerji yapmışız o bile fasonculuk, artık üretim gücü olmalıyız” diyor. Maden
için lokal yapılardan yararlanacağız Fuat Tosyalı, Anadolu’da Kayseri, Malatya
ve Sivas’tan çıkartılacak demir madeninin Ar-Ge’leri ile zenginleştirilerek,
entegre yatırımları sayesinde çeliğe dönüşeceğini belirterek, “Biz lokal
yapılardan yatırımımızda çok yararlanacağız. İş ortaklığı şeklinde demir
cevherini çıkarabiliriz. 50 bin kişiye iş sağlayacağımızı düşünüyoruz. Bu
entegre durum istihdama büyük yatırım” şeklinde konuşuyor. "Geçici fantezi
iş kollarıyla dünyada söz sahibi olunmaz" Bir trend çıkıyor. Gelip geçici
fantezi iş kolları diyorum ben. Mesela bir AVM trendi var. Ama üretim dediğiniz
zaman tüm dünyaya iş yapacak hale geliyorsunuz, söz sahibi oluyorsunuz.
Zamanında üretime değer veren şirketleri artık bugün ArGe’lerini satıyor. Bizim
de oralara gelebilmemiz için üretimin her aşamasını yaşamamız lazım. Kaliteli
iş gücü yetiştirmemiz lazım. İskenderun’da, Hatay’da ve Osmaniye’de
üniversitelerle birlikte çalışıyoruz. Bizim tesislerimizde dolaştığınız zaman
üretimin hemen yanı başında doktora yapanlar, tez yazanlarla
karşılaşabilirsiniz. Patentli ürün satmaya döndük. Tesislerimizi kendimiz
dizayn ediyoruz. "Sektörün yüzde 60'ına Akdeniz hakim" Bu hafta
Akdeniz Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Başkanı
olarak seçilen Fuat Tosyalı, yönetimi Adnan Ersoy Ulubaş’tan devraldı. Çiçeği
burnunda başkan Tosyalı, ADMİB ile ilgili şunları söylüyor: “Bizim birliğimiz
temsiliyete çok önem veriyor. Adana, Mersin, Kahramanmaraş, Kayseri ve
Hatay’dan sektörün temsilcileri dengeli bir şekilde yer alır ve buna göre bir
yönetim oluşturur tek listeyle seçime gideriz. Şu anda Türkiye’de üretilen
çeliğin yüzde 40’ı bizim birliğimizin yetki alanından sağlanıyor. Yatırımlar
tamamlandığında tek başına yüzde 60’ı biz karşılayacağız. Onun için büyük bir
ortak akılla hareket ediyoruz.” "İskenderun'daki limanımızın yükü
hazır" İskenderun Körfezi’nde limanımızı inşa ediyoruz. Lisansını aldık.
Yol bağlantıları da tamamlanıyor. Yatırımımız hemen bu limanın arkasında.
Genişlemeye uygun bir arazi. 2019’da faaliyete başlayacak. Şimdiden yıllık 10
milyon tonluk hazır. "Müteahhitlerin derdi alacakları fark" Eskiden
demir çelik devletteydi, müteahhitler Bayındırlık Bakanlığı’ndan yapılan
zamların farkını alırdı. Şimdi aynı alışkanlıkla 'demir çelik fiyatları arttı
batıyoruz' diyorlar. Bunu inşaatının başındaki isimler söylemiyor. İnşaatı hiç
görmeyen ofis müteahhitleri söylüyor. Bir konutta demir çelik maliyetin sadece
yüzde 3. PVC fiyatları arttı diye, devleti sıkıştıran var mı? ( Dünya, 12 Nisan
2018 )
Thyssenkrupp ve Tata
Steel, Ortak Teşebbüs Anlaşmasını Erteledi
Thyssenkrupp’un, Tata Steel ile ortak teşebbüs planlarının,
Tata’nın İngiltere ve Hollanda’daki işçiler ile görüşmelerin devam etmesi
nedeniyle gecikeceğini belirttiği haber veriliyor. Her iki firmanın Yönetim
Kurulu’nun da Haziran ayının sonuna kadar ortak teşebbüs ile ilgili bir karar
almasının beklendiğini ifade eden Thyssenkrupp’un, anlaşmanın daha sonra
imzalanacağını kaydettiği bildiriliyor. Thyssenkrupp’un, daha önce ortak
teşebbüs anlaşmasının 2018 yılının başında imzalanmasını hedeflediği
hatırlatılıyor. Tata Steel’in, İngiltere’deki Port Talbot tesisi ve
Hollanda’daki IJmuiden tesisindeki çalışanları ile hâlâ anlaşma sağlayamadığı,
diğer taraftan Thyssenkrupp’un Almanya’daki işçileri ile anlaşmaya vardığı
kaydediliyor. Thyssenkrupp ve Tata Steel’in, sektördeki kapasite fazlalığını
azaltmak amacıyla Eylül ayında Avrupa’daki çelik faaliyetlerini birleştirerek,
ArcelorMittal’in ardından Avrupa’nın en büyük ikinci çelik üreticisini
oluşturmak için anlaşmaya vardıkları vurgulanıyor. ( LiveMint, 12 Nisan 2018 )
Yorumlar
Yorum Gönder