Çelik Sektöründe 2018 - 21. Haftanın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2018 - 21. Haftanın Öne Çıkanları
JSW Steel İtalyan
Çelik Üreticisi Aferpi’yi Satın Almak İçin Cevital İle Anlaşma İmzaladı
İki aydan daha uzun bir süredir devam eden görüşmelerin
ardından, Hint çelik üreticisi Jindal South West (JSW Steel) Piombino merkezli
İtalyan çelik üreticisi Aferpi’yi (önceki ismiyle Lucchini) 55 milyon avro ya
da ticari döner sermaye dikkate alındığında değeri 90 milyon avro olan bir
bedel karşılığında satın almak için Cezayirli Cevital şirketi ile resmi bir
anlaşma imzaladı. İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanı Carlo Calenda ve Toscana
Bölgesel Yönetim Başkanı Enrico Rossi İtalya’nın en önemli çelik tesislerinden
birini ve 1.950 çalışanın işini tehlikeye atan meselenin olumlu
sonuçlanmasından memnuniyet duyduklarını açıkladı. Basında yer alan haberlere
göre, Piombino’da çelik üretimini yeniden başlatmayı amaçlayan anlaşmanın
şirkete 50 yıl süreyle liman kullanım hakkı vermesi gerekiyor. Ayrıca,
anlaşmanın enerji maliyetlerini düşürmesi ve bölgenin çevresel anlamda
iyileştirilmesi için bir çözüm sunması isteniyor. JSW’nin tesis için
belirlediği planlarını önümüzdeki haftalarda açıklaması bekleniyor. Aferpi
demir yolu, otomotiv, inşaat kazı makineleri, su kaynakları ve enerji gibi
sektörlere yönelik yüksek kaliteli ve vasıflı uzun çelik ürünleri imal ediyor.
Aferpi, Cezayirli şirket Cevital, Piombino tesislerini İtalyan çelik üreticisi
Lucchini’den 2014 yılında satın aldığından beri, zorluklarla mücadele ediyor.
JSW tesisleri o dönemde de almayı denemiş ancak girişimci Issad Rebrab’ın sahibi
olduğu Cevital, teklif aşamasında başarılı olmuş ve akabinde kompleksin adını
Acciaierie e Ferriere di Piombino (Aferpi) olarak değiştirmişti. ( SteelOrbis,
18 Mayıs 2018 )
CISA Başkanı: Çin
Çelik Kapasitesini 2025 Yılına Kadar 1 Milyar Tonun Altına İndirecek
Çin Demir ve Çelik Derneği (CISA) ve Hebei Iron and Steel
Group Başkanı Yu Yong’un, 2025 yılına kadar Çin’in daha fazla eski çelik
tesisini kapatacağını ve çelik talebinin kademeli olarak azalması ile toplam
kapasitesini 1 milyar ton seviyesinin altına indireceğini dile getirdiği haber
veriliyor. Yong’un, kapasite fazlalığını azaltma alanındaki başarısını baz
alarak Çin’in, yasalar, piyasa güçleri, mali araçların yanı sıra satın alma ve
şirket birleşmeleri gibi yöntemler ile kapasite fazlalığını azaltacağını
belirttiği kaydediliyor. Çin’in kapasite kullanımını % 80 civarında tutmayı
hedeflediğinin ve kapasite kullanım oranlarının 2015 yılında % 70 seviyesinin
altına indiğinin altını çizen Yong’un, hâlihazırda yılda 120 milyon ton ham
çelik üretim kapasitesinin kapatıldığını ve Çin’in bu yıl çelik kapasitesini
ilave olarak 30 milyon ton seviyesinde devre dışı bırakacağını, buna ek olarak
inşaat sektöründe yasadışı olarak kullanılan 100 milyon ton düşük kalite çelik
kapasitesinin kapatıldığını vurguladığı bildiriliyor. Son olarak Yong’un,
gelecekte Çin’in toplam çelik talebinin aşağı yönlü dalgalanacağını ve kapasite
fazlalığının göreceli olarak sürdürülebilir bir zaman diliminde devam edeceğini
belirttiği kaydediliyor. ( SteelGuru, 22 Mayıs 2018 )
Türkiye’de Yeni Çelik
Üretim Projeleri Devreye Alınacak
Orta vadede Türkiye’de yeni çelik üretim projelerinin
devreye alınacağı, iki büyük haddecinin elektrik ark ocağı kurmayı
planladıkları ve bunun sonucunda Türkiye’nin kare kütük ithalatının azalmasının
beklendiği haber veriliyor. Türkiye’de faaliyet gösteren başlıca ticari çubuk
üreticilerinden 700.000 ton kapasiteli Mescier’in, kendi çelik üretimi başlatma
planını duyurduğu ve firmanın Bartın’da yılda 900.000 ton kapasiteli bir
elektrik ark ocağı kurmak için yatırım yaptığı, söz konusu projenin 2019
yılında devreye alınmasının beklendiği duyuruluyor. Bunun yanı sıra yılda 700.000
ton ticari çubuk üretim kapasiteli İzmir’de yerleşik haddeci Kar-demir
Haddecilik’in de önümüzdeki yıllarda ham çelik üretimine yatırım yapmayı
planladığı, ancak söz konusu plan için herhangi bir program açıklamadığı ifade
ediliyor. Her iki firmanın da ayda 20.000 ton civarında kütük ithal ettiği göz
önünde bulundurulduğunda, orta vadede Türkiye’nin kütük ithalatını yılda 400.000
tondan fazla azaltabileceğine dikkat çekiliyor. ( Metal Expert, 23 Mayıs 2018 )
İran’ın Çelik
Ticaretinde Dinamikler, Yaptırımlar ile Değişiyor
İranlı çelik üreticilerinin ve Orta Doğu, Kuzey Afrika ve
Asya gibi başlıca piyasalardaki alıcıların, ABD’nin nükleer anlaşmasından
çekilme kararının ülkenin çelik ihracatı ve dolayısıyla üretimini olumsuz yönde
etkileyeceği yönündeki endişelerini dile getirdikleri ifade ediliyor. İranlı
bir üretici kaynağının, İran’ın bağlantıları finanse edememesi nedeniyle çelik
ihracatını azaltmak durumunda kalması halinde, yakın zamanda toparlanan talebe
rağmen iç piyasada tüketilemeyecek olması dolayısıyla üretimi de azaltması
gerekeceğini dile getirdiği kaydediliyor. Avrupalı bankaların söz konusu durumu
öngördükleri ve Avusturyalı Oberbank gibi bazı bankaların, birkaç ay önce
faaliyetleri dondurdukları yönünde bilgi alındığı rapor ediliyor. ABD Ticaret
Bakanlığı’nın verilerine göre, 2015-2016 yılları arasında İran’ın ihracatının %
53 artışla 5,6 milyon tona yükseldiği ve 2017 yılında ülkenin çelik ihracatının
% 32 artışla 7,4 milyon tona ulaştığı ifade ediliyor. Geçtiğimiz yıl yarı
ürünlerin, İran’ın çelik ihracatından % 80 ya da 5,9 milyon ton ile en büyük
pay alan ürün grubu olduğu, ardından % 10 (748.000 ton) pay ile uzun mamul, % 8,5
(627.000 ton) ile yassı çelik, % 1,5 (113.000 ton) ile boru ve % 0,013 (1,000
ton) ile paslanmaz çeliğin geldiği aktarılıyor. Küresel çelik piyasalarında,
ABD Başkanı Donald Trump’ın, İran ile nükleer anlaşmadan çekileceğini
duyurduğundan bu yana endişelerin giderek yayıldığı değerlendiriliyor. ( SteelGuru,
23 Mayıs 2018 )
ArcelorMittal,
Brezilya’daki Varlıklarının Satışı İçin Rekabet Kurumundan Onay Aldı
Brezilya rekabet kurumu CADE’nin, ArcelorMittal’in,
Brezilya’daki iki üretim tesisinden ikincisinin satışı için onay aldığı
bildiriliyor. ArcelorMittal’in, söz konusu varlıkları elinden çıkarmasının,
CADE’nin Votorantim Siderurgia’nın satın alınmasına onay vermesi için öne
sürdüğü şartların bir parçası olduğu belirtiliyor. CADE’den onay aldıktan sonra
ArcelorMittal’in, Gusa Nordeste ve Ferroeste Group’a bağlı Aço Verde do
Brasil’e tel çekme ekipmanının satışını tamamladığı ifade ediliyor.
ArcelorMittal’in, Brezilya’da mevcut 12,5 milyon ton ham çelik ve 7,1 milyon
ton demir cevheri üretim kapasitesinin yanı sıra yılda 5 milyon ton uzun çelik
üretim kapasitesine sahip olduğunun tahmin edildiği kaydediliyor. ( Kallanish,
23 Mayıs 2018 )
Türkiye'de Uçak
Gemisi İçin Tersane İnşa Edilecek
İÇDAŞ A.Ş. denizcilik sektöründeki atılımlarına devam ediyor.
Türkiye'nin milli savunma stratejisi anlayışı içinde İÇDAŞ tersanesinde uçak
gemisi inşası için hazırlıklar yapılıyor. 370 metre boyunda ve 70 metre
genişliğinde kuru havuzun inşasına başlandı. 2019 yılı yaz aylarında
tamamlanması planlanan kuru havuzun tamamlanması ile birlikte Türkiye'nin en
büyük uçak gemisi İÇDAŞ tersanesinde inşa edilebilecek. Deniz içinde inşası
süren uçak gemisi kuru havuzu İÇDAŞ'ın kendi öz kaynakları ve teknik imkânları
ile yapılıyor. Maliyeti 50 milyon doları bulacak olan tesiste, Türkiye'nin en
büyük talaşlı imalathanesi kurulacak. Uçak gemisi inşası ile yeni istihdam
olanağı da ortaya çıkacak.
Bandırma Vapuru'nun anısına römorkör
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ülkemizde
törenlerle kutlanırken, İÇDAŞ A.Ş. Bandırma Vapuru anısına denize römorkör
indirdi. Milli mücadelenin ilk adımında büyük bir hizmet veren Bandırma
Vapuru'na selam gönderilerek, İÇDAŞ-39 ismi verilen römorkör denize indirildi.
İÇDAŞ A.Ş.'nin Çanakkale'nin Biga ilçesindeki Değirmencik tesislerinde inşa
edilen römorkör anlamlı bir günde hizmete alındı. Tersane ve denizcilik
sektöründeki atılımlarına da ithafen 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor
Bayramı'nda ilk kez yüzdürülen römorkör, 9 ayda inşa edildi. İÇDAŞ'ın demir
çelik ve enerji santrallerine hizmet eden limanda görev yapacak olan römorkör,
27,40 metre uzunluğunda, 12,20 metre genişliğinde. 65 BP ( bollard pull ) çekme
kapasitesinde olan İÇDAŞ-39 römorkörü, yük boşaltmaya veya almaya gelen
gemilerin limana yanaşması hususunda pilotaj hizmeti verecek.
İÇDAŞ Tersanesi Türkiye'nin deniz gücü için üretiyor
2011 yılında yine İÇDAŞ limanında hizmet vermesi için inşa
edilen İÇDAŞ-19 römorkörünün eşi olan İÇDAŞ-39 isimli römorkör genç ve dinamik
yapının bir nişanı olarak ve milli mücadelenin ilk adımına şahit olan Bandırma
vapuru anısına denize indirildi. İÇDAŞ'ın Değirmencik entegre üretim
tesislerindeki tersanesinde kimyasal tankerden genel kargo gemisine, pilot
bottan römorköre geniş bir yelpazede gemi inşası gerçekleştiriliyor.
Türkiye'nin milli projesi olan Türk Yıldızı'na ilk kosteri
İÇDAŞ tersanesinde inşa edilmişti. Tamamen Türk mühendislerin projesiyle
ekonomik açıdan üst rekabet seviyesinde inşa edilen Türk Yıldızı kosterleri
İÇDAŞ'ın kendi yüklerini taşımak için hizmete aldı. Genel kargo taşımacılık
amaçlı 5.000 DWT Türk Yıldızı kosteri ticari seferlerini başarıyla sürdürüyor.
83,12 metre uzunluğunda, 15,80 metre genişliğinde ve 2.930 gros tonluk Türk
Yıldızı-1 kosterinden sonra 3 koster daha suya indirildi. Türk Yıldızı-1, Türk
Yıldızı-2, Türk Yıldızı- 3 Türk Yıldızı-4 kosterleri Türk koster filosunun
gençleşmesine de ön ayak oldu.
Yüksek taşıma kapasiteli Türk Hilali geliyor
İÇDAŞ'ın Türk Yıldızı kosterlerinden sonra daha yüksek
taşıma kapasiteli kosterlerin inşasının yapılacağı Türk Hilali projesi de hızla
tamamlanıyor. Türk Yıldızı kosterlerinin 5.000 DWT kapasitesini üçe katlayan ve
15.000 DWT taşıma kapasitesi olan Türk Hilali kosterlerinin ilkinin inşası
sürüyor. Ekonomik anlamda en üst düzeyde rekabetçi özelliğe sahip olan ve
çevreci özelliğiyle de öne çıkan Türk Hilali kosterinin 2018 yılı sonunda
filoya katılması planlanıyor. İÇDAŞ tersanesinde inovasyon dizaynı ile her
türlü kimyasal yükü taşıyabilecek, sofistike ve yüksek teknoloji ürünü 7.500
DWT paslanmaz kimyasal tanker, 12 Mart 2018 tarihinde denize indirildi. Tanker
ticari seferler için son hazırlıklarını tamamladı. ( CNN Türk, 22 Mayıs 2018 )
Köşe Yazısı: Tosyalı
Holding Başkanı Fuat Tosyalı: Çelikte ABD Gümrüğü, Türkiye İçin Rusya ve
Ukrayna Tehlikesi Yarattı
Tosyalı Holding demir çelik sektörünün en büyük
aktörlerinden biri. Cezayir’de devreye aldığı son üretimle birlikte 12,2 milyon
ton kapasiteye ulaştı. Geçen yılki üretimi 10 milyon tondu, bu yıl 12 milyon
ton bekleniyor. Üretimin yaklaşık yüzde 30’unu ihraç ediyor ve 600 milyon
dolarlık bir rakama ulaşıyor. Yeni yatırımlara da devam ediyor. Cezayir’deki
yatırımı tamamlanma aşamasında. Bunun yanında 135 milyar liralık süper teşvik
programı çerçevesinde İskenderun’da 28 milyar liralık daha yatırımın
hazırlıkları sürüyor.
Bir grup gazeteciyle buluştuğumuz Tosyalı Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı ile yatırımlarını ve demir çelik sektörünün karşı
karşıya bulunduğu riskleri konuştuk. ABD’nin gümrük vergisi koymasının ardından
demir çelikte Rusya ve Ukrayna’nın gözlerini Türkiye pazarına çevirdiğini
belirten Şerif Tosyalı “İthal etmek eğer ABD için tehditse Türkiye için çok
daha büyük tehdittir. Demir çelik sektörü için koruma önlemleri alınmalıdır”
dedi. Amerika’nın demir çelikte uygulamaya koyduğu yüzde 25’lik gümrük
vergisinin Türkiye için haksızlığına değinen Fuat Tosyalı bundan daha da
önemlisinin bölgede yaratacağı etkiden kaynaklanacağına işaret ederek şunları
söyledi:
- ABD’den 15-16
milyon ton hurda alıp oraya nitelikli ürün satıyoruz. Sattığımızdan daha
fazlasını alıyoruz zaten ama ticaret dengesinin bozuk olduğu ülkelerle aynı
kategoriye konuluyoruz. Bu bize yapılmış büyük haksızlık. Buradaki karar biraz
da siyasi. Düzeleceğine ve düzeltileceğine inanıyorum. Çünkü gümrük
vergilerinin maliyetini kendi toplumları ödüyor, daha pahalı çelik alıyorlar.
Halbuki Türkiye ABD’ye en kaliteli çeliği veriyor.
- Demir çeliği ithal
etmek ABD için tehditse Türkiye için çok daha büyük tehdittir. Rusya ve
Ukrayna, ABD’ye satamadıkları ürünleri şimdi Türkiye’ye satacaklar. Gözlerini
buraya çevirdiler. Şu anda İran’dan inanılmaz demir çelik giriyor Türkiye’ye.
Gümrük vergisi inşaat demirinde spekülasyon yapılıyor diye sıfırlandı. Halbuki
spekülasyon varsa bunun denetim yolları bellidir. Denetimi yapılır. Bu
tehlikeler karşısında koruma önlemleri alınmalıdır.
- Sektör buraya
teşvik ve destek almadan geldi. 25 yıl önce teşvikler kaldırıldı. Bugün 38
milyon ton üretime, 52 milyon ton kapasiteye ulaştık. Bu muazzam endüstriyi
korumamız gerekiyor. Etrafımızdaki ticari dalgalanmalardan en düşük kayıpla
çıkmamız lazım. Bugün Ukrayna demir çelik üretiminin yüzde 20’sini içeride
kullanıyor, yüzde 80’ini ihraç ediyor. Üretimi zaten devlet desteklidir. Şimdi
Ukrayna, Türkiye ile serbest ticaret anlaşması yapalım diye bastırıyor. Rusya
da ABD’nin gümrük vergilerinden dolayı gözünü Türkiye pazarına dikti. Tehlike
çok açık ve net değil mi?
‘Süper Teşvikli Mega Projeye Bu Yıl Başlar 3 Yılda Bitiririz’
Süper teşvik kapsamında Osmaniye’de toplam 28 milyar liralık
entegre madencilik ve çelik yatırımın hazırlıklarının hızla devam ettiğini
belirten Fuat Tosyalı, “İlk kazmayı bu yıl bitmeden vururuz” dedi. Temel
atıldıktan sonra yatırımı 24-36 ay arası bir vadede tamamlayacaklarını
açıklayan Fuat Tosyalı üretime geçtiğinde yılda 3 milyar dolarlık ithalatı
ikame edeceklerini söyledi. Yeni mega yatırım için Fuat Tosyalı şu bilgileri
verdi:
- Biz yoğun biçimde
hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Enerji, Ekonomi, Sanayi ve Teknoloji
bakanlıkları da çok hızlı ve heyecanla çalışıyor. Bugüne kadarki
yatırımlarımızın en kapsamlısı olacak yatırımın üç ayağı var. Birincisi maden
yatırımı, ikincisi metalürji ve üçüncüsü de sanayi kümelenmesine yol açması.
- Üretime geçtiğinde
3 milyar dolarlık bir ithalatı karşılayacak. Bu değere de üretime geçtiğimiz
ilk yılda ulaşırız. Hedefimiz 4 milyon ton üretim yapmak. Yerli çeliğe dayalı,
madeni de kapsayan katma değeri çok yüksek bir yatırım.
- 7 bin istihdam
yaratacak diye açıklandı ama 20 binin üzerinde doğrudan istihdam sağlanacak.
Dolaylı istihdamı çok daha yüksek olacak, rahatlıkla 50 bini bulur. Çünkü bu
tür çekirdek yatırımlar, etrafında muazzam bir kümelenme yaratıyor. Önünde
büyük bir liman kompleksi ile Türkiye’nin mega diye tanımlayacağımız bir
projesi olacak.
- Kurların hızla
arttığı bir ortamda yatırımı nasıl yapacakları sorusuna da Fuat Tosyalı şu
yanıtı verdi: “Kurlardaki hızlı artışı yönetmek zorundayız. Artık ekranlara
bakmaktan kurtulmalıyız. Enteresandır son bir hafta, 10 gündür bizim
satışlarımız arttı. Kurun düzeyine ve oynaklığına alışacağız, 5’e de, 7’ye de
alışacağız, 4’lere gelme beklentimiz yok. Biz satışlarda vadeleri açtık,
rahatladık. Normal vademiz 45 gündü, bunu önce 60 güne çıkardık şimdi de 90
güne yükselttik.” ( Abdurrahman Yıldırım/HaberTürk, 23 Mayıs 2018 )
Çin İhracatındaki
Düşüş Nedeniyle Grafit Elektrot Fiyatlarının Yüksek Seyrinin Devam Etmesi
Bekleniyor
Çin grafit elektrot piyasası 2020 yılına kadar arz fazlası
sorunuyla karşı karşıya kalabilir ancak Çin’deki yeni elektrik ark ocaklarının
hizmete sokulmasıyla, Çin grafit elektrot tüketiminin önümüzdeki iki yıl
süresince artması ve 2018 ve 2019 yıllarında küresel olarak yükselen fiyatları
desteklemeye devam etmesi bekleniyor. 2017’de, Çin 520.000-590.000 mt arasında
grafit elektrot üretimi yaptı ve bunun yaklaşık 202.000 mt’u (%34-39) ihraç
edilirken, kalan kısmı ise ülkedeki tüketim ihtiyacını karşılamak için
kullanıldı. Bununla birlikte, yeni elektrikli ark ocaklarının hurda kullanımını
artırmasıyla birlikte yerel tüketimi bu yıl grafit elektrot ihracatının yerel
tüketime oranının artması ve yerel tüketimin 2018 yılında 500.000-530.000 mt’a
çıkması bekleniyor. 2018’de toplam tahmini 600.000-610.000 mt’luk grafit
elektrot üretiminin, ihracat piyasasının yalnızca %12 ila %18’ini karşılaması
bekleniyor. 2019 yılında, 650.000 mt’luk üretimin %12-15’inin ihraç edilmesi
bekleniyor. 2020 yılına kadar, 720.000 mt’luk yerel elektrot üretiminin 150
milyon mt hurda eriteceği düşünülen Çin’deki ark ocaklarında kullanılması ve bu
üretimin sadece %12-15’inin ihracat piyasalarına gönderilmesi bekleniyor. ( SteelOrbis,
25 Mayıs 2018 )
SAIL ArcelorMittal
ile Ortak Girişimi İçin Arazi Arayışında
Hükümet yetkililerine göre, Hint çelik üreticisi Steel
Authority of India Limited (SAIL), otomotiv çeliği üretmek amacıyla
ArcelorMittal ile kurdukları ortak girişimin yer alacağı arazi için keşif
yapmaya başladı. Yetkililer, SAIL’in Hindistan’ın doğu kesiminde yer alan
Odisha eyaletinin yönetimiyle temasa geçerek tesisi bu bölgede kurmayı
düşündüklerini ilettiklerini bildirdi. SAIL, projenin kurulacağı arazinin
seçiminde malzeme, altyapı desteği ve mali teşviklerin ulaşılabilirliği gibi
parametreleri göz önünde bulunduracak. Yetkililere göre, SAIL-ArcelorMittal
ortak girişimi olan çelik tesisinin kurulacağı arazi seçeneklerinin içinde
SAIL, Tata Steel ve JSW Limited’a ait birçok çelik tesisine ev sahipliği yapan
Odisha’nın ağır basması bekleniyor. Projenin arazi seçiminde nihai karar
verilirken, kurulacak otomotiv çeliği tesisi için SAIL’in Rourkela ve
Odisha’daki tesislerinden malzeme tedarik edilebilecek olması da dikkate
alınacak. SAIL, ArcelorMittal ile Hindistan’da otomotiv çeliği üretmek amacıyla
1,5 milyon mt kapasiteli tesis kurmak için 2015 yılında bir mutabakat anlaşması
imzalamıştı. ( SteelOrbis, 25 Mayıs 2018 )
Köşe Yazısı:‘Çelik İthalatı
ABD İçin Tehditse Türkiye İçin Daha Büyük Tehdit’
Bir grup ekonomi gazetecisi, Tosyalı Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Fuat Tosyalı ile sohbetteyiz… Masada Fuat Tosyalı olunca konu dönüp
dolaşıp üretime ve yatırıma geliyor. Kısaca özetleyeyim: 3 kıtada, 20 tesiste
üretim yapıyor. Geçen yıl 10 milyon ton çelik üretti. Cezayir’deki yatırımına
bu yıl 2.2 milyon tonluk yeni bir kapasite daha ekledi. Yıl sonu itibariyle 12
milyon ton çelik üretim hedefi var. Osmaniye’de mevcut yatırımlarının yanında,
şimdi de cevherden çelik üretimi yapacak dev bir yatırıma hazırlanıyor. Dile
kolay, yatırım miktarı 2.5 milyar dolar! Bu entegre tesise yıl sonunda ilk
kazmanın vurulması planlanıyor. Sohbette, Afrika’ya yeni yatırımlar dahil pek
çok şey konuştuk.
Anlattıkları arasından bir gelişmenin altını özellikle
çizmek istiyorum. Biliyorsunuz, ABD Başkanı Donald Trump, ithal ettiği çeliğe
yüzde 25 gümrük vergisi getirilmesi kararını aldı. Sonra Güney Kore, Arjantin
ve diğer bazı ülkeleri muaf tuttu. Türkiye ise muaf tutulmadı. Oysa Amerika,
vergiyi getirirken bunun ‘cari açık verdiği alanlar ve ülkeleri hedeflediğini’
ilan etmişti. Türkiye, çok net biçimde her iki kritere de uymuyor. Türkiye’nin
ABD’ye çelik ihracatı yaklaşık 1 milyar dolar. Buna karşılık ithalatı 1,3 milyar
dolar. Yani, ABD çelikte Türkiye’ye açık değil, aksine fazla veriyor. Öte
yandan, Türkiye’nin 8 küsur milyar dolarlık ihracatına karşın, ABD’nin
Türkiye’ye ihracatı yaklaşık 11 milyar dolar.
Hâsılı, ABD, Türkiye’ye karşı ne çelik sektörü bazında, ne
de ülke bazında cari açık veriyor. Görüşüp anlaşma çabasından sonuç çıkmayınca
geçen hafta, Türkiye’nin misillemesi geldi… Ceviz-bademden kozmetiğe ABD’den
ithal ettiğimiz 22 ürüne vergi uygulanacağını Dünya Ticaret Örgütü’ne ilettik.
ABD’ye çelikte getirdiği vergi yüküne denk gelecek şekilde 266,5 milyon
dolarlık vergi yükü oluşturacak karşı tedbir uygulanacak… Gelişmeyi TRT’de Elif
Saygılıer ile 7/24 Ekonomi programında değerlendirmiştik.
Fuat Tosyalı da izlemiş. “Az bile söylediniz” dedi ve devam
etti: “Normal şartlarda Amerika’nın bu uygulamasında muhatap biz değiliz.
Ticaret dengesi tarafından baktığımızda biz alacaklıyız. Kaldı ki oradan hurda
getiriyoruz, atık ürün alıyoruz ve nitelikli ürün satıyoruz. Getirdiğimiz atık
ürün ise sattığımız kaliteli üründen daha fazla…” Çelişkiye dikkat çekti: “Yani
normalde bizim bas bas bağırmamız; ‘kardeşim senden 15- 16 milyon ton hurda
alıyorum, karşılığında benden 15-16 milyon ton ürün al’ dememiz lazım. Fakat
Amerika bizi de ticari dengesinin bozuk olduğu ülkelerle aynı teraziye koyuyor.
Çok iyi anlatıp müzakere etmemiz lazım. Amerika’nın çelik ürünlerinde en ucuz
tedarikçisi yine Türkiye. Aynı zamanda en güvenli tedarikçi konumunda... Olay
biraz da siyasi… Eninde sonunda düzeleceğini düşünüyorum.”
Ukrayna ve Rusya Türk pazarına göz dikti
Fuat Tosyalı, ABD’nin Türk çeliğine vergi uygulamasının
farklı bir boyutunu gündeme getirdi: “Demir-çelik ithalatı Amerika için
gerçekten tehditse, Türkiye için çok daha büyük bir tehdit. Rus üreticiler
Amerika’ya kesinlikle mal satamıyor. Yaptırımlar var. Avrupa Birliği de, Rus
ürünlerine 100 euroya varan vergi marjları koydu. Rus ve Ukraynalı üreticiler,
Avrupa’ya da satamadıkları ürünleri, aktarmak üzere korumasız olan Türk
pazarına göz dikti.” Örnek verdi: “Mesela Ukrayna’ya bakıyorsunuz üretilen
çeliğin yüzde 20’si içeride kullanılıyor. Gerisi ihracat... Ukrayna’daki bütün
çelikçiler devlet destekli. Onun fiyatıyla nasıl mücadele edeceksiniz? Şimdi,
Ukrayna bakıyor ki, Serbest Ticaret Anlaşması yapalım. İmkansız bir şey! Biz bunla
uğraşırken şimdi Rus üreticiler de gözünü bize dikti. Yapılacak tek şey
ithalata karşı koruma önlemi alınması…” Ekledi: “Ve bunlar testi kırıldıktan
sonra değil, hemen yapılmalı…”
"İran’dan dünya kadar inşaat demiri giriyor”
Tartışma malum... İnşaatçılar, demir- çelik üreticilerinin
fiyatları aşırı artırdığından, bunun da inşaat maliyetlerini yukarı çektiğinden
şikayetçi. Demir- çelikçiler de kendi maliyetlerinin artışına dikkat çekiyor.
Karşılıklı açıklamalar zaman zaman tansiyonu yükseltiyor. Değerlendirmesini
sormaya hazırlanıyorduk ki, Tosyalı farklı bir açıdan konuya girdi: “Bir
taraftan da İran’dan Türkiye’ye dünya kadar inşaat demiri giriyor şu anda.
Neden? Gümrük vergisi sıfıra indirildi. Yani Türk çelik üreticisi bırakın
teşviki, kesinlikle korumasız kaldı. Türkiye’nin de mutlaka koruma önlemleri
alması lazım. Çelik ithalatı Amerika’nın ulusal güvenliğini tehditse, daha
büyük tehdit Türkiye için…”
Ekonomi yönetimine ilettiniz mi?
“Anlatmaya çalışıyoruz tabii… Ama şurası da gerçek ki,
siyaset zaman zaman piyasada oluşturulan inşaat demiri fiyatlarına ilişkin
yapılan spekülasyonların etkisinde kalıyor. Eğer fiyatta spekülasyon varsa
bunun denetim araçları bellidir. Bunu ithalat duvarını indirerek denetlemeye
kalkarsanız farklı yere gider bu. O zaman durmadan gümrük oranlarını indirip
kaldırmak lazım…”
Fuat Tosyalı, aynı zamanda Türkiye Çelik Üreticileri
Birliği’nin Yönetim Kurulu Başkanı… Sorduk: Nasıl demir-çelik üreticisinin
genel olarak durumu?
“Her şeye rağmen çelik üreticisi kapasitesini kullanıyor ve
Türkiye’deki üretimi destekliyor” dedi ve şöyle sürdürdü sözlerini: “20 yılı
aşkın süredir hiçbir teşvik almadan destek almadan, hatta daha düne dek TRT
payına kadar, şu an mesela enerjide kayıp kaçak oranına kadar, üzerindeki her
türlü yüke rağmen çelik endüstrisi yatırımlarını yapıyor. Kapasitesini de
artırıyor, dönüşüm yatırımını da yapıyor.“
Türkiye’nin yassı çelikteki gelişimine vurgu yaptı: “Yassı
çelik üretimi gelişmişlik göstergesidir. Türkiye’de yassı çelik üretiminde bir
tek devletin Erdemir fabrikası vardı. Özel sektörde ilk yası demiri biz
ürettik. Şimdi bambaşka bir tablo var…”
Geçen yıl Türkiye’nin ham çelik üretimi 37,5 milyon ton ile
tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Toplam üretimin yüzde 31’i slab, yani
levha… Yüzde 69’u ise kütük, yani uzun ürünlerden oluşuyor. Uzun ürünlerin payı
istikrarlı biçimde düşüyor, yassı ürünlerin ise artıyor. “Bu muazzam endüstriyi
korumamız gerekiyor” diyor Fuat Tosyalı; “Hiç olmazsa bu dönemde etrafımızdaki
siyasi ve ticari dalgalanmalardan asgari şekilde etkilenmemiz lazım…”
Avrupa ile Gümrük Birliği güncellenmesi ağır gidiyor
‘Etraf’ derken Avrupa Birliği’ni unuttuk. Avrupa ile durum
nasıl? Gümrük Birliği anlaşması nasıl etkiliyor sektörü?
“Avrupa bize istediği kadar mal satabiliyor. Biraz da biz
satalım deyince hemen damping soruşturması açıyorlar. Özetle durum bu” dedi
Tosyalı. Sonra ayrıntı verdi: “Tamam gümrük yok ama damping vergisi var.
Üretimi sınırladığı gibi ihracatımızı da kontrol ediyor. İhtiyacı varsa
aldırıyor ama kendi piyasasını etkilediğini hissettiği an hemen soruşturma
başlatıyor. Soruşturmada bir ceza yediğiniz zaman da bu domino gibi başka
gelişmeleri de etkiliyor.”
Şu sırada Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi gündemde,
görüşmeler de var…
“Evet, var ama vakit geldi, geçiyor. Doğrusu, süreç biraz
ağır işliyor. Güncellemeyi Türkiye talep ediyor. Avrupa Birliği’nin ise ‘aynen
devam etsin’ gibi bir tavrı var. Arzu ettikleri yere de getirdiler Türkiye’yi.
Sağımıza solumuza bir sürü dert getirdiler. Oralara bakmaktan önümüze
bakamıyoruz ki…”
"Vadeleri açtık, normalin üstünde satış yapıyoruz"
Şu sıralar hemen her sohbette olduğu gibi kurlardaki
yükseliş Fuat Tosyalı ile sohbetimize de konu oldu. Değerlendirmesini sorduk.
İlk yorumu şöyleydi: “Kurdaki bu hızlı yükselişi kimse istemez tabii. Ama kendi
içimizde bunu yönetmek zorundayız. Sürekli ekranlara bakıp, ağlayıp sızlamanın
manası yok…”
Sizi etkilemiyor mu?
“Ticaretin aktif olarak içindeyiz. Büyük bir bayi-müşteri
ağımız var. Etkiliyor tabii… Ama son günlerde gözlemlediğim şey şu; İş
dünyasının bir bölümü, artık sürekli kur yükseldi mi, düştü mü diye bakmayı bir
tarafa bıraktı. Nereden biliyoruz? Çünkü satışlarda çok ilginç bir artış var.
Bugün mesela, rekor demeyeyim ama normalin üzerinde satışlar yaptık. Ciddi
miktarda bir satış… Ben buna şoku atlatma diyorum. Piyasa artık ‘tamam arkadaş,
bu işin seviyesi burası, biz işimize bakalım’ diyor. Geçen ay çok daha gergindi
piyasa mesela…”
Siz özel bir önlem aldınız mı?
“Müşterinin borcu var, ödemesi var. Dövizle… Ertelemeye
dönük talepler oluyordu, ‘çok çıktı, düşebilir, zarar etmeyeyim’ diye… Bir
süre, ‘zaten işler kesat, kurlar fırladı’ deyip idare ediyorduk.
Müşterilerimizi zorlamadık bu süreçte… Hatta rahatlasınlar diye vadeleri açtık.
Bizim piyasada normalde 45 gün vadeli satardık. 60’a çıktık.”
Fuat Tosyalı’nın anlattıkları bugün demir-çelik sektöründen
çok önemli bir kesit sunuyor. Ama verdiği mesajlar kesinlikle bununla sınırlı
değil. Şöyle bir düşündüm de…Dünya sisteminin ‘serbest piyasa’ üzerinde
yükseleceği varsayılıyordu. Oysa güçlenen korumacılık rüzgarları… Daha kuralsız
bir yer haline geliyor dünya. Büyük güçler arasındaki hegemonya rekabeti de
sertleşiyor. Güçler arasındaki ‘hegemonya rekabeti’ tarihte benzer sonuçlara
yol açtı. Doğrusu, sistemin dinamikleri bakımından bugünkü manzara, 1900’lü
yılların başında büyük güçlerin birbiriyle kapışmasına yol açan tabloyu
anımsatıyor. Bu karmaşık sürecin tarihte bir adı da var: Tukidides Kapanı...
Konu önemli. Devam edeceğiz… ( Hakan Güldağ/Dünya, 25 Mayıs 2018 )
Yorumlar
Yorum Gönder