Çelik Sektöründe 2016-46. Hafta’nın Öne Çıkanları

Çelik Sektöründe 2016-46. Hafta’nın Öne Çıkanları

Yassı Çelik Tüketimindeki Keskin Düşüş, Sanayideki Durgunluğa İşaret Ediyor

Yılın ilk çeyreğinde % 9,3 seviyesinde bulunan Türkiye’nin çelik ürünleri tüketimindeki artış, Ocak-Haziran döneminde yavaşlayarak % 6,3 seviyesine geriledi. Son veriler, ilk yarıdan sonra tüketimdeki yavaşlamanın hızlanarak devam ettiğini gösteriyor. Ocak-Eylül döneminde ise, Türkiye’nin çelik tüketimindeki artış oranının %2,1 seviyesine gerilediği gözleniyor. Eylül ayında Türkiye’nin toplam çelik tüketiminin %12 oranında düşüşle, 2,46 milyon tona gerilemesi toplam tüketimdeki büyümeyi de olumsuz yönde etkiledi. Eylül ayında, yassı çelik tüketimi ise, % 16 oranında azaldı. Türkiye’nin yassı çelik tüketimindeki hızlı düşüş, yassı çeliği üretimlerinde girdi olarak kullanan sanayi sektörlerinde faaliyetlerin yavaşladığına işaret ediyor. Ocak-Eylül döneminde, Türkiye’nin toplam nihai mamul üretimi % 0,4 oranında artışla, 27,2 milyon tona, tüketim % 2,1 oranında artışla, 26,04 milyon tona yükseldi. Yılın ilk yarısında % 6 seviyesinde bulunan yassı ürün tüketimindeki artışın, Ocak-Eylül dönemi itibariyle % 1’e gerilemiş olduğu dikkat çekiyor. Ocak-Eylül döneminde, uzun ürün tüketimi ise % 3,2 oranında artış göstermiş bulunuyor. ( Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, 31 Ekim 2016 )

BIR AMSTERDAM: Koklaşabilir Kömür Fiyatlarındaki Yukarı Yönlü Seyir, 2017 Yılın İlk Çeyreğine Kadar Devam Edecek

Araştırma ve danışmanlık şirketi Wood Mackenzie baş analisti Curtis Zhu’nun, Uluslararası Geri Dönüşüm Bürosu’nun (BIR) Amsterdam’da düzenlenen toplantısında temsilcilere son iki aydan bu yana koklaşabilir kömür fiyatlarının oldukça yükseldiğini, dördüncü çeyrekte fiyatların zirveye ulaşacağını belirttiği ve Çin’de koklaşabilir kömür fiyatlarının 2017 yılının ilk çeyreğine kadar yüksek seyredeceğini öngördüğü kaydediliyor. Çin çıkışlı premium koklaşabilir kömür endeksinin, geçtiğimiz hafta Çarşamba günü, Ağustos ayının başına kıyasla 143,31 $/ton sıçrayışla 252,68 $/ton seviyesine ulaştığı belirtiliyor. Nisan ayında Çin hükümetinin, koklaşabilir kömür madenlerinin çalışma takvimini, yıllık 330 günden 276 güne düşürdüğü ve yılın ilk sekiz aylık döneminde koklaşabilir kömür kapasitesini 152 milyon ton seviyesinde devre dışı bıraktıktan sonra hükümetin, kış sezonunda talebi karşılayabilmek adına yılın son üç ayında kısıtlamaları kısmen gevşetme kararı aldığı hatırlatılıyor. Çin’in koklaşabilir kömür üretimine yönelik kısıtlamaları baharda yeniden gevşeteceğini öngören Curtis Zhu’nun, söz konusu durumda fiyatlardaki yukarı yönlü seyrin, ilk çeyreğin sonuna kadar süreceğini, buna ek olarak Çin’de yerleşik koklaşabilir kömür madenlerinin yeniden üretime geçmesiyle birlikte fiyatların düşeceğini öne sürdüğü bildiriliyor. Wood Mackenzie’ye göre, Çin’in kapasite fazlalığını azaltma faaliyetlerinin, çelik üretimine etkisinin oldukça sınırlı olduğu, Çin’de çelik üretiminin bu yıl sadece %0,10 oranında azalırken, koklaşabilir kömür kısıtlamalarının üretimi doğrudan aşağı çektiği açıklanıyor. Diğer taraftan koklaşabilir kömür fiyatlarındaki sıçrayışın etkilerinin, geçtiğimiz iki aylık süre zarfında Çin dışında başka ülkelerde de hissedildiği; Türkiye’de yerleşik tesislerin, yükselen koklaşabilir kömür, kütük ve demir cevheri fiyatları nedeniyle, daha yüksek seviyelerden hurda alımı yaptıkları, buna ek olarak Hindistan’da koklaşabilir kömür fiyatlarının, yerli DRI üretim maliyetinin, Ağustos ayının başından bu yana 17 $/ton seviyesinde artmasına sebep olarak, hurdaya yönelik talebin yukarı yönlü olmasına yol açtığı görülüyor. Buna ek olarak yükselen koklaşabilir kömür fiyatlarının, BDT’li pik demir ihracatçılarının fiyatlarını yukarı çekmesine yol açarken, Latin Amerikalı slab tedarikçilerinin fiyatları yükseltmelerinde önemli bir rol oynadığı rapor ediliyor. Bu arada ArcelorMittal’in, Avrupa’da uzun mamul fiyatlarını yükseltme niyetine neden olarak, koklaşabilir kömür de dahil olmak üzere artan hammadde maliyetlerini gösterdiği vurgulanıyor. ( Metal Bulletin, 31 Ekim 2016  )

BIR: Hurda Piyasasında Belirsizlik Hâkim

Uluslararası Geri Dönüşüm Bürosu’nun (BIR), küresel hurda piyasasındaki olumsuz atmosferin yavaş yavaş dağılmakta olduğunu, ancak sektörün artık sadece “arz-talep sürekliliğine” bağlı olmadığını belirttiği aktarılıyor. Hurda grubundaki değişimlerin ardındaki temel sebeplerin, para birimi manipulasyon, siyasi çalkantılar ve Çin’de kapasite fazlalığının gerçek anlamda azaltılamaması olarak nitelendiren BIR Demir Bölümü Başkanı William Schmiedel’in Amsterdam’da düzenlenen BIR Dünya Geri Dönüşüm Toplantısında, Çinli yetkililerin sürekli kapasite fazlalığını azaltma faaliyetlerini dile getirdiklerini, ancak üretim kesintilerinden hiç bahsetmediklerini öne sürdüğü kaydediliyor.

Öngörülemeyen faktörlerin arasında, koklaşabilir kömür fiyatlarındaki ani yükselişin de bulunduğu, fiyatları yükseltmek amacıyla Çin’in, geçtiğimiz aylarda koklaşabilir kömür üretimini kısıtladığı, söz konusu kısıtlamanın, koklaşabilir kömür tedarikinin % 16 oranında azalmasına yol açtığı hatırlatılıyor. Geçtiğimiz iki hafta içinde koklaşabilir kömür fiyatlarının % 14 ve Eylül ayının başından bu yana ise % 86 civarında yükselerek, fob Avustralya 250-260 $/ton aralığına ulaştığı ifade ediliyor. William Schmiedel’in, daha önce koklaşabilir kömür fiyatlarının, hurda fiyatlarından daha yüksek olduğu bir dönemin daha önce görülmediğini ve bu durumun geleceğe dair öngörüleri değiştirdiğini dile getirdiği aktarılıyor. Diğer taraftan SA Recycling Başkanı George Adams’ın, ihraç piyasalarındaki yukarı yönlü satış bağlantıları göz önünde bulundurularak ABD hurda piyasasının dibe vurduğunu, ihracatın ABD yerli hurda piyasasında rol oynamaya devam edeceğini ve ihraç piyasasının güçlenmesinin, ABD iç piyasasındaki fiyatlara da yansıyabileceğini belirttiği rapor ediliyor.

Bunun yanı sıra Avrupa hurda piyasasına dair beklentilerin olumlu yönde olduğu, ancak Japonya hurda sektörünün daha istikrarlı olacağı öngörülüyor. Ayrıca Nathani Group of Companies Başkan Yardımcısı Zain Nathani’nin, Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’in, hurda sektörü için umut vaat ettiğini, sözkonusu ülkelere yönelik hurda ithalatının önümüzdeki yıllarda toplamda 10-15 milyon seviyesine ulaşabileceğinin öngörüldüğünü açıladığı, buna ek olarak danışma şirketi Wood Mackenzie’den Curtis Zhu’nun, 2030 yılından sonra hurda arzının artacağının öngörülmesi nedeniyle, uzun vadede Çin’in oldukça büyük bir hurda ihracatçısı konumuna geleceğini belirttiği ifade ediliyor. ( Metal Expert, 31 Ekim 2016  )

Hindistan’da Devlet Tarafından Yönetilen Şirketler Zor Durumdaki Şirketlerin Yönetimini Devralabilir

Hindistan hükümetinden üst düzey bir yetkilinin yaptığı açıklamaya göre, hükümet, Steel Authority of India Limited (SAIL) dahil olmak üzere devlet tarafından yönetilen şirketlerin mali açıdan zor durumda olan çelik şirketlerinin yönetimini devralması gerektiğine karar verdi. Maliye bakanı ve çelik, nakliyat ve enerji bakanlıklarından yetkililerin de katıldığı üst düzey bir toplantıda, devlet tarafından yönetilen şirketlerin kendi alanlarında faaliyet gösteren ve bankalar tarafından batık olarak nitelendirilen şirketleri devralmaları gerektiği ifade edildi. Örneğin, SAIL, kötü durumda olan çelik şirketlerinin yönetimini devralma konusunda yetkilendirilecek. Hükümet yetkilisi, bankalar tarafından batık olarak nitelendirilen bazı çelik şirketlerinin VISA Steel, Monnet Ispat ve Electro Steel Limited olduğunu ancak yönetim devri yapılacak şirketlerin hangileri olacağına devlete ait şirketlerin yönetimi, çelik bakanlığı ve bankalar arasındaki görüşmeler sonucunda karar verileceğini belirtti. Hükümet aynı zamanda SAIL’in zarar eden bağlı kuruluşları Salem Steel Plant, Alloy Steel Plant ve Visvesvaraya Iron and Steel Limited’i tasfiye etmesini de onayladı. SAIL’in söz konusu kuruluşların ortaklığından tamamen ayrılma ya da bu şirketlerde çoğunluk hissesini satın alacak stratejik yatırımcılar bulma gibi seçenekleri mevcut. ( SteelOrbis, 31 Ekim 2016  )

Edwin Basson: Küresel Çelik Sanayiinde Yeni Bir Dönüm Noktası Bekleniyor

Dünya Çelik Derneği (worldsteel) Genel Sekreteri Edwin Basson’un, küresel çelik sanayiinin en sonunda olumlu bir dönüm noktasına ulaşacağını, ancak büyüme ile ilgili soru işaretlerinin devam ettiğini açıkladığı haber veriliyor. Edwin Basson’un, dönüm noktasına gelineceğinden emin olduğunu, ancak büyümenin belirsizliğini koruduğunu belirttiği ve mevcut durumda küresel büyümeyi yukarı çekecek kadar güçlü bir bölge olmaması nedeniyle, büyümenin istenen seviyede olamayacağını tahmin ettiği kaydediliyor. Dünya Çelik Derneği’nin Kısa Vade Görünüm Raporu’nda, küresel büyümenin bu yıl % 0,20 oranında artışla 1,50 milyon ton seviyesinde gerçekleşeceğinin ve 2017 yılında ise küresel talebin, % 0,50 oranında büyüyerek 1,51 milyon tona ulaşacağının öngörüldüğü hatırlatılıyor. Avrupa’nın performansının az çok iyi gittiğini belirten Basson’un, Kuzey Amerika’nın yatay ve inişli çıkışlı seyrettiğini, Hindistan’ın ise büyümeye devam ettiğini, ancak küresel büyümeyi yukarı çekecek seviyede olmadığını, buna ek olarak MENA bölgesi ve Güneydoğu Asya’da çelik tüketiminin de büyümekte olduğunu vurguladığı aktarılıyor. Diğer taraftan Basson’un Çin, Güney Amerika ve BDT’nin düşük performansının, dünyanın geri kalanındaki pozitif trendi dengelediği, buna rağmen söz konusu ülkelerde talep düşüşünün yavaşlamasının olumlu bir gelişme olduğunu dile getirdiği ifade ediliyor. ( Metal Bulletin, 31 Ekim 2016  )

CISA: Çin Çelik Sektöründe Sıkıntılar Hala Devam Ediyor

Çin Demir ve Çelik Üreticileri Birliği (CISA), dördüncü çeyrek bilgilendirme konferansında, Çin’in eski teknolojili fazla çelik kapasitelerini devre dışı bırakma sürecinde zorluklarla karşılaşmaya devam edeceğini belirtti. CISA’dan yapılan açıklamada, Ocak-Eylül döneminde, Çin’in toplam ham çelik üretiminin yıllık %0,37 arttığı, CISA üyesi şirketlerin ham çelik üretiminin ise %0,51 azaldığı ifade edildi. Birliğe üye olmayan şirketlerin ham çelik üretimi ise aynı dönemde yıllık %3,57 artış gösterdi. Nihai mamul fiyatlarındaki artışlarla birlikte birliğe üye olmayan ve daha önce üretimi durdurmuş olan şirketlerin faaliyetlerin yeniden başladığı ve yerel çelik kapasitelerine baskı uygulamaya başladıkları ifade edildi. Bununla birlikte, bankaların yerel çelik şirketlerine verdiği kredilerin, fazla ve eski kapasiteye sahip şirketlere verilen kredilerin sınırlanması nedeniyle çok sıkı düzenlemelerden geçtiği belirtildi. Bu yüzden bazı çelik şirketlerinin mali sıkıntılar yaşayacağı, hatta çalışanlarını başka yerlere taşıyabileceği ifade edildi. CISA, Ocak-Eylül döneminde Çin’den yapılan çelik ihracatına yönelik 38 antidamping vergisi ve telafi edici vergi soruşturmasının başlatıldığını, bu rakamın geçtiğimiz yılın tamamında açılan soruşturmalardan fazla olduğunu söyledi. Çin’e karşı açılan antidamping davalarındaki artışla birlikte, çelik ihracatında zorluklar yaşanacağı, bunun da Çin iç piyasasında arz baskısı oluşturacağı ifade edildi. CISA, Çin çelik sektörünün birçok zorlukla karşılaşmaya devam edeceğini ve kapasite azaltılmasına yönelik politikalar konusunda daha yapılacak çok iş olduğunu belirtti. ( SteelOrbis, 31 Ekim 2016 )

9 Çelik Birliği Güney Amerika Ülkelerini Çin’e Piyasa Ekonomisi Statüsü Verilmesine Karşı Çıkmaya Çağırdı

27-28 Ekim 2016’da Kolombiya’da düzenlenen Ibero-American zirvesinde, Latin Amerika bölgesindeki ülkeleri temsil eden 9 çelik birliği, Güney Amerika ülkelerini Çin’e piyasa ekonomisi statüsü verilmesine karşı çıkmaya çağırdı. Brezilya, Arjantin, Meksika, Şili, Peru, Ekvador, Dominik Cumhuriyeti ve Kolombiya çelik birlikleri ile Latin Amerika Çelik Birliği (Alacero ), Çin’e piyasa ekonomisi statüsü verilmesinin bölgede iş kayıplarının artmasına, halkın olumsuz etkilenmesine ve şirketlerin kapanmasına yol açacağını, ayrıca olası yatırımları engelleyeceğini savundu. IABr (Brezilya Çelik Birliği) da geçen hafta yaptığı açıklamada, Çin’in piyasa ekonomisi statüsünü elde etmesi halinde, Brezilya’da 2020 yılına kadar 30.000’den fazla kişinin işini kaybedebileceğini açıklamıştı. Söz konusu dokuz Latin Amerika çelik birliği, Çin’in kapasite fazlası ve ülkenin yaptığı adil olmayan ticareti tartışmak için küresel bir forum düzenlenmesi gerektiğini savundu. Çelik Birlikleri, ayrıca, Dünya Ticaret Örgütü üyesi ülkelerin Çin’e toplamda 280 adet antidamping vergisi uyguladığını belirtti. Çin devleti tarafından yönetilen şirketlerin, Latin Amerika şirketleri gibi ticaret ve piyasa koşullarına uygun faaliyet gösterebileceğini savunan birlikler, Çin hükümetinin söz konusu şirketlere teşvik ve sınırsız mali destek sağladığını belirtti. ( SteelOrbis, 01 Kasım 2016 )

Rio Tinto Simandou Projesindeki Hisselerinin Tamamını Chinalco’ya Satacak

Dünyanın en büyük ikinci demir cevheri üreticisi, Avustralya merkezli Rio Tinto, Simandou demir cevheri projesindeki hisselerinin tamamının satışı için Çin’in en büyük metal üreticisi Aluminum Corp. of China’yla (Chinalco), bağlayıcı olmayan anlaşma imzaladığını duyurdu. Söz konusu anlaşma ile birlikte, altı ay içinde bağlayıcı bir anlaşma imzalanması amacıyla, satış için önerilen başlıca şartların belirlendiği bildirildi. Rio Tinto, satış sonucunda projenin geliştirileceği zamana bağlı olarak 1,1-1,3 milyar $ civarında ödeme alacağını açıkladı. Hisseler için ilk ödeme ise ilk ticari üretimle birlikte başlayacak. ( SteelOrbis, 01 Kasım 2016 )

Demir Cevheri Fiyatları 65 $/Ton Seviyesine Ulaştı

Salı günü, spot demir cevheri fiyatlarının yedi ayın en yüksek seviyesi olan 65 $/tonu gördüğü, söz konusu seviyenin, koklaşabilir kömür ve çelik piyasalarındaki yukarı yönlü hareketi yansıttığı haber veriliyor.

Avustralya çıkışlı % 62 tenörlü toz cevher fiyatlarının, bir günde 0,5 $/ton yükseldiği belirtiliyor. Orta vadede trendin nasıl olacağını, fiyatların yakın zamanda yükselmesine neden olan koklaşabilir kömür ve çelik tarafından belirleneceği ve analistlerin çoğunun, yıl sonuna kadar her iki grupta da fiyatlarda düşüş yaşanmayacağını öngördükleri kaydediliyor. ( Metal Expert, 02 Kasım 2016 )

Umman’da Yerleşik MISCO, Arz Fazlasına Rağmen 2018 Yılında İnşaat Demiri Üretimine Başlayacak

GCC ülkelerindeki arz fazlalığına rağmen, Moon Iron & Steel Company’nin (MISCO), bölgedeki inşaat demiri ithalatının yerine geçmeyi hedefleyerek 2018 yılında inşaat demiri üretimine başlayacağı ifade ediliyor. Sohar Sanayi Bölgesi’nde inşası devam etmekte olan yeni elektrik ark ocaklı çelik kompleksinin, 1,2 milyon ton kütük ve 1,1 milyon ton 8-40 mm inşaat demiri üretim kapasiteli olacağı belirtiliyor. Umman’da enerji vergilerinin arttığı da göz önünde bulundurularak, firma için enerji tasarrufunun en önemli hususlardan biri olduğu, buna bağlı olarak MISCO’nun, petrol ve doğal gazla yanan ocak yerine, yeni tesisine endüksiyonla ısıtma sistemi kurmaya karar verdiği bildiriliyor. Söz konusu ısıtma sisteminin daha az masraflı olduğu ve enerji tasarrufunu kolaylaştırdığı kaydediliyor. Bu arada firmanın, bölgede inşaat demir piyasasında faaliyet gösteren üreticilerin oldukça fazla olması nedeniyle piyasaya girme konusunda zorluklarla karşılaşabileceği, diğer taraftan yerli üreticilerin inşaat demirine uygulanan ithalat vergisini % 5’den % 15’e yükseltilmesi konusunda ısrar etmeleri durumunda piyasa koşullarının MISCO için daha elverişli hale gelebileceğine dikkat çekiliyor. (Metal Expert, 02 Kasım 2016 )

Strateji Belgesi Çalıştay’ı Yapıldı

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan ve uygulanan “Türkiye Demir Çelik ve Demirdışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı 2012-2016” yılsonu itibariyle sona eriyor. Mevcut strateji belgesinde sona yaklaşılması nedeniyle, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “Demir çelik ve demirdışı metaller sektöründe yüksek katma değerli ürünlerin üretim üssü olmak” vizyonu ve “Sektörün rekabet gücünün artırılmasını ve sürdürülebilirliğini sağlamak” genel amacı çerçevesinde, Türkiye Demir Çelik ve Demirdışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı 2017- 2021’in çalışmalarına başladı. Sürdürülen strateji belgesi hazırlık çalışmaları kapsamında, 2 Kasım 2016 tarihinde, Ankara’da demir çelik ve demirdışı metaller sektörlerinin temsilcilerinin de iştirakleri ile bir çalıştay düzenlendi. Çalıştay’da sektör temsilcileri,
· Hukuki ve İdari Düzenlemeleri Yapmak
· Üretim Altyapısını Geliştirmek
· Dış Ticarette Aksayan Yönleri Gidermek
· İnsan Kaynaklarını Geliştirmek
· Ar‐Ge Kapasitelerini Geliştirmek
ana hedeflerine ulaşılmasını sağlayacak eylem önerilerini tartıştı ve somut eylem önerilerini belirledi. ( Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, 03 Kasım 2016  )

Vizyon 2030, GCC Çelik Sektöründe Büyümeyi Olumlu Yönde Etkileyecek

Körfez İşbirliği Ülkeleri’nde (GCC) petrol kaynaklı GSYİH düşüşünün, hükümet harcamalarını doğrudan etkileyerek, büyük projelerin ertelenmesine ya da iptal olmasına neden olduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan’ın petrole olan bağımlılığını azaltma amacı güden ekonomik reform programı Vizyon 2030’un, bölgedeki çelik piyasasını olumlu yönde etkileyeceği öngörülüyor. 2015 yılında GCC çelik piyasası hacminin, 26,4 milyon ton seviyesinde bulunduğu ve söz konusu toplam pazarın % 53’ünün Suudi Arabistan’a ait olduğu, geçtiğimiz yıl Suudi Arabistan’ın çelik tüketiminin inşaat sektöründeki durgunluk sebebiyle % 2-3 oranında düşmesinin, bölgedeki çelik sektörünü olumsuz yönde etkilemesiyle birlikte GCC ülkelerinde çelik tüketiminin % 1 oranında düştüğü kaydediliyor. Çelik tüketimindeki yavaşlamanın, üretim kesintilerine, satış fiyatlarının düşmesine ve bölgedeki çelik üreticilerinin zarar etmelerine yol açtığı, buna ek olarak, GCC’de yerleşik üreticilerin, özellikle de artan yarı ürün ithalatı nedeniyle baskı altında oldukları vurgulanıyor. Azalan petrol gelirinin, GCC hükümetlerini ekonomik reformlara ve petrol-dışı ekonomiye odaklanmaya yönelttiği ve GCC’de büyüme fırsatları sunan projeler arasında Suudi Arabistan Vizyon 2030’un, bölgenin tamamında ekonomiyi canlandırabilecek olması açısında en büyük umut kaynağı olduğu rapor ediliyor. Reform programı Vizyon 2030’un, 2030 yılına kadar petrol-dışı gelirini geçtiğimiz yılki seviye olan 43,6 milyar dolardan 267 milyar dolara yükseltmeyi hedeflediği aktarılıyor. Suudi Arabistan hükümetinin, kamu sektöründeki mali baskıyı azaltmak amacıyla, gayri safi yurtiçi hasılanın % 65’ini oluşturacak şekilde özel sektöre odaklanmayı planladığı bildiriliyor. Ayrıca Suudi Arabistan hükümetinin, petrol devi Aramco’nun hisselerinin %5’ini halka arz yoluyla satacağı ve şirketin geriye kalan hisselerini Kamu Yatırım Fonu’na aktararak, fonun 0,5 trilyon dolar seviyesine ulaşmasını planladığı açıklanıyor. Öte yandan, 2030 yılında doğrudan yabancı yatırımların, 2015 yılındaki % 3,8’e kıyasla, GSYİH’nin % 5,7’sine ulaşacağının öngörüldüğü ifade ediliyor. Vizyon 2030 kapsamındaki planların hayata geçirilmesiyle Suudi hükümetinin ve Kamu Yatırım Fonu’nun gelirini artıracağı, bu sayede inşaat, enerji, imalat, maden ve altyapı sektörlerinde pek çok projenin destekleneceği ve sonuç olarak yeni ekonomik programın Suudi Arabistan ve GCC ülkelerinde çelik sektörünü destekleyeceği haber veriliyor. ( Metal Expert, 03 Kasım 2016 )

Severstal: Koklaşabilir Kömür Fiyatlarının Mevcut Seviyede Kalma İhtimali Yok

Rusya’da yerleşik çelik üreticisi ve madenci Severstal’in Kurumsal Stratejiler Bölümü Başkanı Andrey Laptev’in, koklaşabilir kömür fiyatlarının, önümüzdeki çeyreklerde mevcut seviyelerini korumasına ihtimal vermediği aktarılıyor. Laptev’in, koklaşabilir kömür fiyatlarının, önümüzdeki 4 - 6 çeyrek içinde 110- 120 $/ton seviyesinde kalacağını, ancak fiyatların 85-90 $/ton gibi sürdürülemez seviyelere yeniden düşmeyeceğini belirttiği kaydediliyor. Avustralya çıkışlı premium koklaşabilir kömür fiyatlarının, 2 Kasım tarihinde 3,79 $/ton artışla 259,84 $/ton seviyesine ulaştığı bildiriliyor. Laptev’in, koklaşabilir kömür fiyatlarındaki artışın, arzın azalmasıyla ortaya çıktığını ve söz konusu sınırlı arzın, Avustralya ve Çin’de koklaşabilir kömür üretimindeki aksaklıkların yanı sıra, Çin hükümetinin, madenlerin çalışma süresini 276 günle sınırlandırmasından kaynaklandığını dile getirdiği ifade ediliyor. Ancak, koklaşabilir kömür fiyatları 150 $/ton destek seviyesinde kalırsa, atıl kömür kapasitelerinin piyasaya döneceğini ve bu durumun küresel arz sıkıntısını azaltacağını açıklayan Laptev, kömür fiyatlarının, ani yükselişlerin ardından genellikle bir buçuk yıl sonra normale döndüğünü, normalleşmenin bu sefer de aynı süre zarfında gerçekleşeceğini öngördüğü iletiliyor. (Metal Bulletin, 03 Kasım 2016 )

Hesteel Serbia, Yakında Tam Kapasiteye Ulaşmayı Hedefliyor

Sırbistan Ekonomi Bakanlığı’ndan alınan bilgilere göre, Hesteel Serbia’nın, kısa vadede üretimde tam kapasiteye ulaşmayı hedeflediği haber veriliyor. Hesteel Serbia’nın CEO’su Sihai Song’un, Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vucic’e Smederevo tesisinin, planlarına uygun bir şekilde üretim yaptığını, yani kaynaklarından tam verimlilikte yararlandığını açıkladığı kaydediliyor. Ayrıca firmanın CEO’sunun, Sırbistan Ekonomi Bakanlığı ile yaptığı bir toplantı esnasında, amaçlarının kısa vadede mevcut üretim kapasitesinin tamamını devreye almak olduğunu belirttiği rapor ediliyor. Toplantıda, Zelezara Smederevo’nun üretimde daha fazla aşama kaydedebilmesi açısından bazı gerekli altyapısal projelerin tamamlanması gerektiğine dikkat çekildiği, söz konusu projelere yeni bir demir yolu ve Tuna nehrinde yeni bir liman inşa edilmesinin de dâhil olduğu belirtiliyor. Zelezara tesisinin, toplamda 2,4 milyon ton pik demir kapasiteli iki yüksek fırınının bulunduğu, ancak söz konusu fırınların belirtilen kapasitenin çok daha altındaki seviyelerde üretim yaptıkları ifade ediliyor. Tesisin, Ekim ayında ayda 75.000 ton kapasiteli yüksek fırınını yeniden devreye aldığı ve ana ürününün sıcak ve soğuk haddelenmiş sac olduğu bildiriliyor. Hesteel Iron & Steel Serbia’nın, Çinli çelik üreticisi Hegang’ın Avrupa’daki ilk çelik kapasitesi olduğu vurgulanıyor. ( Kallanish, 03 Kasım 2016 )

Moody’s: Rus Çelik Sektörünün 2017 Yılı Görünümü Olumsuz

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s yayımladığı bir raporda, Rus çelik sektörünün 2017 yılı için görünümünün, talep azlığının çelik üreticilerinin karlılığına ağır basması sebebiyle olumsuz olduğunu belirtti. Moody’s’e göre, ekonomide, yerli tüketici güveninde ve özellikle Rusya’nın en büyük çelik tüketicisi olan inşaat sektörünün alım gücünde toparlanma olmaması halinde 2017 yılında Rusya’da çelik talebi zayıf kalmaya devam edecek. Buna ek olarak geniş çaplı boru siparişlerinin ve yerel otomobil satışlarının azalması da ülkenin çelik talebini etkilemeye devam ediyor. Moody’s, 2017 yılında Rus çelik tüketicilerinin, ABD doları bazında maliyetlerinin düşük olması sayesinde ihracat piyasalarında rekabet gücünü koruyabileceklerini açıkladı. Rus çelik üreticileri NLMK, Severstal, Magnitogorsk Iron and Steel Works (MMK) ve Evraz Group’un ise rublenin zayıflamaya devam etmesi halinde çelik fiyatlarındaki düşüşlere karşı karlılıklarını koruyabilecekleri belirtildi. Yerel talebin yüksek kapasite kullanım oranlarının korunması için yeterli olmaması halinde Rus çelik üreticilerinin ihracatı artırabileceklerini söyleyen Moody’s, ticaret koruma önlemlerinin ise Rusya için artan bir risk oluşturduğunu belirtti. Bununla birlikte Moody’s, söz konusu vergilerin Rus çelik şirketlerinin gelirlerini hafifçe etkileyeceğini, bu tarz önlemlerin ancak daha fazla piyasada ve üründe uygulanması durumunda etkisinin daha güçlü olabileceğini bildirdi.  ( SteelOrbis, 03 Kasım 2016 )

Metinvest: Ukrayna’nın Çelik Ürünleri Tüketimi 2016’da %25-30 Civarında Artacak

Ukrayna Bilim ve Teknik Kurulu’nun çelik sektörüne yönelik olarak 31 Ekim’de Kiev’de düzenlediği toplantıda konuşma yapan Ukrayna madencilik ve çelik üretim şirketi Metinvest’in pazarlama direktörü Roman Kurashev, Ukrayna’nın çelik ürünleri tüketiminin bu senenin tamamında yıllık yaklaşık %25-30 civarında artarak 4,4 milyon mt seviyesine ulaşmasını beklediklerini açıkladı. Kapasitelerin yenilenmesi ve maliyetlerin azaltılarak ürün portföylerinin güçlendirilmesi ile birlikte Ukraynalı üreticilerin küresel zorluklara karşı koyabileceğini söyleyen Kurashev, yerel çelik üreticilerinin rekabet gücünü, soğuk haddelenmiş, galvanizli ve polimer kaplamalı ince sac gibi yüksek katma değerli ürünlere yönelerek koruyabileceğini ifade etti. Bununla birlikte Kurashev, üretimin canlandırılması ve inşaat sektörü ve sermaye yatırımları için teşvik önlemlerinin alınması gibi devlet politikaları olmadan yerel çelik sektörünün gelişmesinin imkansız olduğunu belirtti. ( SteelOrbis, 03 Kasım 2016 )

Unicoil, Daha İnce Sac Üretimine Başladı

Suudi Arabistan’da yerleşik Unicoil’in, 0,2 mm kalınlığında ultra ince sıcak daldırma galvanizli sac ve 0,22 mm kalınlığında boyalı sac üretimine başladığı haber veriliyor. Ayrıca soğuk haddelenmiş ve kaplanmış sac üreticisi söz konusu firmanın, daha önce de sırasıyla 0,27 mm ve 0,3 mm kalınlığı ile Orta Doğu’daki en ince HDG ve PPGI üretimini yaptığına dikkat çekiliyor. Söz konusu yeni ürünlerin, tavan levhası ve elektrik kablo sanayiinin yanı sıra daha pek çok sanayide kullanılabilecek olması bakımından ithalatın yerine geçebileceğine vurgu yapılıyor. Unicoil’in, yılda 340.000 ton soğuk haddelenmiş sac, 250.000 ton sıcak daldırma galvanizli sac ve 210.000 ton seviyesinde boyalı sac üretimi yaptığına ve firmanın, yerli piyasada söz konusu ürünlerin ana tedarikçisi konumunda bulunmasının yanı sıra, dış piyasaya da sevkiyat yapmakta olduğu ifade ediliyor. ( Kallanish, 04 Kasım 2016 )

IREPAS: Küresel Uzun Çelik Ürünleri Piyasası 2013 Yılından Beri En İyi Dönemini Yaşıyor

Uluslararası İnşaat Demiri İhracatçıları ve Üreticileri Birliği’nin (IREPAS) yayımladığı kısa vadeli görünüm raporuna göre, küresel uzun çelik piyasası 2013 yılından bu yana en iyi dönemini yaşarken, piyasa görünümü de önemli ölçüde iyileşti. Piyasada arz talep dengesi, şu an önceki aylara göre çok daha iyi durumda bulunuyor. Küresel piyasalara Çin ve Rusya’dan verilen teklifler azaldı Satıcıların dördüncü çeyrekte yaptıkları stok eritme çalışmalarının devam etmesi nedeniyle talep, ekim ayına zayıf bir başlangıç yaptı. IREPAS raporunda, bir noktada, Rus ve Çinli tedarikçilerin özellikle kütük tekliflerini artırmasıyla birlikte piyasadaki arzın düşük olduğu ifade edildi. Önceye oranla, Rusya ve Çin’in ekonomik göstergelerin iyileşmesi ve talebin güçlenmesi sayesinde kendi iç piyasalarında daha iyi koşullarda ticaret yaptığı görülüyor. IREPAS, fiyatların önce Çin’de daha sonra Rusya’da yükselmesiyle birlikte, son zamanlarda bu ülkelerden küresel piyasalara verilen tekliflerin azaldığını, böylece küresel ticarette bir iyileşme yaşandığını belirtti.

Koklaşabilir taş kömürü bulunabilirliğindeki sıkıntı hurda fiyatı ve talebinde belirleyici oldu

Çin’den Türkiye'ye yapılan kütük ithalatının durması, hurda fiyatlarındaki artışın da desteğiyle, inşaat demiri fiyatlarını yukarı çekti. Ekim ayı sonunda, arzın azalması ve talebin artması sonucunda hurda fiyatlarında görülen %20 artışla birlikte ticaret de canlandı. IREPAS raporuna göre, alternatifler görece daha pahalı ve daha az bulunur olduğu için hurda aranılan bir ürün haline geldi. Çin’deki kapasite kesintileri sonucunda koklaşabilir taş kömürü bulunabilirliğinin düşmesinin fiyatlandırma açısından belirleyici bir rol oynadığı belirtiliyor. Koklaşabilir taş kömürü bulunabilirliğinin önümüzdeki birkaç çeyrek boyunca düşük seviyelerde kalmaya devam edeceği, bu yüzden de hurdaya olan talebin uzun bir süre daha yüksek seviyelerde yer alacağı öngörülüyor.

Entegre tesislerin maliyetinin artması kütük fiyatlarını etkiledi

IREPAS, hammadde fiyatlarındaki artış sonucunda entegre tesislerin maliyetlerinin yükseldiğini ve maliyetlerdeki bu artışın şimdiye kadar nihai mamul fiyatlarında görülen artışları geçtiğini işaret etti. Bu durumun kütük fiyatlarını da etkilediği ifade edilirken artan hammadde fiyatlarının nihai mamul fiyatlarını yüksek seviyelerde tutmaya devam edeceği düşünülüyor. Olası fiyat artışlarına yönelik şüpheler nihai mamul stoklarının düşmesine neden oldu Fiyatların artacağına inanmayan birçok piyasa oyuncusu olması nedeniyle tüketicilerin elindeki nihai mamul stoklarının düşük seviyelerde olduğu belirtiliyor. Ancak, IREPAS, alıcıların stokların çok düştüğünü ve ürün tedarik edebilmek için acele etmeleri gerektiğini daha yeni fark ettiklerini ifade ediyor. Bu durumun hurdadan nihai mamule kadar uzanan fiyat artışlarına neden olduğu görülüyor. Kuzey Amerika’da da bazı piyasa oyuncularının yeni antidamping davlarının açıklanmasının ardından ortaya çıkan yeni maliyet dinamiklerini değerlendirmekte geç kaldığı IREPAS raporunda aktarılan bilgiler arasında.

Çin’in ihracatının uluslararası fiyatlar üzerindeki etkisi büyük oranda azaldı

IREPAS raporuna göre, son dönemde Çin’e karşı alınan ticari önlemlerin sonucunda Çin’in ihracat hacminin uluslararası piyasalardaki fiyatlar üzerinde yarattığı olumsuz etki büyük oranda azaldı. Bahsi geçen ticari önlemler bazı piyasalara istikrar getirirken, piyasada hakim olan düşük stok seviyeleri de mevcut ortamı destekledi. Ticari faaliyetlerin giderek yerelleştiğine yer verilen IREPAS raporunda, Çin ve Rusya gibi büyük ölçekli ihracatçıların da bu nedenle Avrupa Birliği ve ABD’de pazar paylarını ve etkilerini kaybettiği belirtiliyor. Uluslararası fiyatların nihayet yukarı yönlü seyretmesiyle, Avrupa’da da fiyatların artması bekleniyor. Çin’in halen yakından izlenmesi gerekse de, önümüzdeki aylara dair beklentiler olumlu IREPAS raporuna göre, piyasaların önümüzdeki aylara dair beklentileri olumlu. Çin’den ihracat piyasalarına verilen teklifler uluslararası fiyatlarla aynı seviyede kaldığı sürece, fiyatların eskisi kadar dalgalanması beklenmiyor. Çin yerel piyasasındaki talebin artması ülkenin ihracata elverişli arzının kısıtlanmasına neden olurken, bu durum arz zincirinde talep ve fiyatın yükselmesini sağlamakta.

Bu koşullar altında, tedarikçilerin belli bir fiyat seviyesine altına inmek istemeyeceği ifade edilen IREPAS raporunda fiyatların istikrarlı bir şekilde artacağı öngörülüyor. Ancak, Çin’deki toparlanmanın ne kadar sürdürülebileceğinden veya süreceğinden emin olunamayacağı, bu nedenle temkinli davranmakta yarar olduğu belirtilmekte. Ayrıca, Çin’deki fiyatlarda gözlenen artışın talepte kaydedilen genel bir artıştan ziyade hammadde maliyetlerindeki yükselişe bağlı olduğu aktarılıyor.

Ticaret normal güzergahına dönüyor

Piyasadaki rekabetin halen güçlü olduğu belirtilen IREPAS raporunda ekonomik koşulların ise daha kabul edilebilir hale geldiği vurgulanmakta. Ticaretin yerel pazarlara geri döndüğü ve uluslararası rekabetin böylece azaldığı ifade edilirken, bir başka deyişle ticaret normal güzergahına geri dönüyor. Agresif tekliflere karşı korumalı olan bazı pazarlarda rekabet daha kolay IREPAS, agresif ihracatçılara karşı koruma önlemlerinin bulunduğu bazı pazarlarda rekabet etmenin daha kolay olduğunu; örneğin, inşaat demiri fiyatları genel olarak artıyor olsa da, BAE gibi bazı ihracat pazarlarında fiyatların küresel piyasa fiyatlarının çok daha altında yer aldığını belirtiyor. Önümüzdeki çeyrekte piyasa görünümü olumlu fakat entegre tesisler için zorluklar sürecek IREPAS raporuna göre, piyasanın genel durumu istikrarlı, önümüzdeki çeyreğe yönelik tahminler de tatmin edici görünüyor. Yine de koklaşabilir taş kömürü ithalatına dayalı üretim yapan entegre tesisler için ise zorluklar sürecek. ( SteelOrbis, 04 Kasım 2016 )


( TÇÜD Günlük Bültenleri’nde yer alan, bir önceki haftanın gelişmelerinden derlenmektedir. )
www.muctebabekcan.com


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülkemiz Demir Çelik Sektöründe Sonu Hazin Biten Bir Proje - Sivas Demir Çelik ( Sidemir )

Kremikovtzi Demir ve Çelik Fabrikaları – Bulgaristan Erdemir’in İlk Yurtdışı Şirket Satınalma Girişimi

DÖRDÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1979-1983 DEMİR ÇELİK SANAYİİ