Çelik Sektöründe 2016-46. Hafta’nın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2016-46. Hafta’nın Öne
Çıkanları
Yassı Çelik
Tüketimindeki Keskin Düşüş, Sanayideki Durgunluğa İşaret Ediyor
Yılın ilk çeyreğinde % 9,3 seviyesinde bulunan Türkiye’nin
çelik ürünleri tüketimindeki artış, Ocak-Haziran döneminde yavaşlayarak % 6,3
seviyesine geriledi. Son veriler, ilk yarıdan sonra tüketimdeki yavaşlamanın
hızlanarak devam ettiğini gösteriyor. Ocak-Eylül döneminde ise, Türkiye’nin
çelik tüketimindeki artış oranının %2,1 seviyesine gerilediği gözleniyor. Eylül
ayında Türkiye’nin toplam çelik tüketiminin %12 oranında düşüşle, 2,46 milyon
tona gerilemesi toplam tüketimdeki büyümeyi de olumsuz yönde etkiledi. Eylül
ayında, yassı çelik tüketimi ise, % 16 oranında azaldı. Türkiye’nin yassı çelik
tüketimindeki hızlı düşüş, yassı çeliği üretimlerinde girdi olarak kullanan
sanayi sektörlerinde faaliyetlerin yavaşladığına işaret ediyor. Ocak-Eylül
döneminde, Türkiye’nin toplam nihai mamul üretimi % 0,4 oranında artışla, 27,2
milyon tona, tüketim % 2,1 oranında artışla, 26,04 milyon tona yükseldi. Yılın
ilk yarısında % 6 seviyesinde bulunan yassı ürün tüketimindeki artışın,
Ocak-Eylül dönemi itibariyle % 1’e gerilemiş olduğu dikkat çekiyor. Ocak-Eylül
döneminde, uzun ürün tüketimi ise % 3,2 oranında artış göstermiş bulunuyor. (
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, 31 Ekim 2016 )
BIR AMSTERDAM:
Koklaşabilir Kömür Fiyatlarındaki Yukarı Yönlü Seyir, 2017 Yılın İlk Çeyreğine
Kadar Devam Edecek
Araştırma ve danışmanlık şirketi Wood Mackenzie baş analisti
Curtis Zhu’nun, Uluslararası Geri Dönüşüm Bürosu’nun (BIR) Amsterdam’da
düzenlenen toplantısında temsilcilere son iki aydan bu yana koklaşabilir kömür
fiyatlarının oldukça yükseldiğini, dördüncü çeyrekte fiyatların zirveye
ulaşacağını belirttiği ve Çin’de koklaşabilir kömür fiyatlarının 2017 yılının
ilk çeyreğine kadar yüksek seyredeceğini öngördüğü kaydediliyor. Çin çıkışlı
premium koklaşabilir kömür endeksinin, geçtiğimiz hafta Çarşamba günü, Ağustos
ayının başına kıyasla 143,31 $/ton sıçrayışla 252,68 $/ton seviyesine ulaştığı
belirtiliyor. Nisan ayında Çin hükümetinin, koklaşabilir kömür madenlerinin
çalışma takvimini, yıllık 330 günden 276 güne düşürdüğü ve yılın ilk sekiz
aylık döneminde koklaşabilir kömür kapasitesini 152 milyon ton seviyesinde
devre dışı bıraktıktan sonra hükümetin, kış sezonunda talebi karşılayabilmek
adına yılın son üç ayında kısıtlamaları kısmen gevşetme kararı aldığı
hatırlatılıyor. Çin’in koklaşabilir kömür üretimine yönelik kısıtlamaları
baharda yeniden gevşeteceğini öngören Curtis Zhu’nun, söz konusu durumda
fiyatlardaki yukarı yönlü seyrin, ilk çeyreğin sonuna kadar süreceğini, buna ek
olarak Çin’de yerleşik koklaşabilir kömür madenlerinin yeniden üretime
geçmesiyle birlikte fiyatların düşeceğini öne sürdüğü bildiriliyor. Wood
Mackenzie’ye göre, Çin’in kapasite fazlalığını azaltma faaliyetlerinin, çelik
üretimine etkisinin oldukça sınırlı olduğu, Çin’de çelik üretiminin bu yıl
sadece %0,10 oranında azalırken, koklaşabilir kömür kısıtlamalarının üretimi
doğrudan aşağı çektiği açıklanıyor. Diğer taraftan koklaşabilir kömür
fiyatlarındaki sıçrayışın etkilerinin, geçtiğimiz iki aylık süre zarfında Çin
dışında başka ülkelerde de hissedildiği; Türkiye’de yerleşik tesislerin,
yükselen koklaşabilir kömür, kütük ve demir cevheri fiyatları nedeniyle, daha
yüksek seviyelerden hurda alımı yaptıkları, buna ek olarak Hindistan’da
koklaşabilir kömür fiyatlarının, yerli DRI üretim maliyetinin, Ağustos ayının
başından bu yana 17 $/ton seviyesinde artmasına sebep olarak, hurdaya yönelik
talebin yukarı yönlü olmasına yol açtığı görülüyor. Buna ek olarak yükselen
koklaşabilir kömür fiyatlarının, BDT’li pik demir ihracatçılarının fiyatlarını
yukarı çekmesine yol açarken, Latin Amerikalı slab tedarikçilerinin fiyatları
yükseltmelerinde önemli bir rol oynadığı rapor ediliyor. Bu arada
ArcelorMittal’in, Avrupa’da uzun mamul fiyatlarını yükseltme niyetine neden
olarak, koklaşabilir kömür de dahil olmak üzere artan hammadde maliyetlerini
gösterdiği vurgulanıyor. ( Metal Bulletin, 31 Ekim 2016 )
BIR: Hurda
Piyasasında Belirsizlik Hâkim
Uluslararası Geri Dönüşüm Bürosu’nun (BIR), küresel hurda
piyasasındaki olumsuz atmosferin yavaş yavaş dağılmakta olduğunu, ancak
sektörün artık sadece “arz-talep sürekliliğine” bağlı olmadığını belirttiği
aktarılıyor. Hurda grubundaki değişimlerin ardındaki temel sebeplerin, para
birimi manipulasyon, siyasi çalkantılar ve Çin’de kapasite fazlalığının gerçek
anlamda azaltılamaması olarak nitelendiren BIR Demir Bölümü Başkanı William
Schmiedel’in Amsterdam’da düzenlenen BIR Dünya Geri Dönüşüm Toplantısında, Çinli
yetkililerin sürekli kapasite fazlalığını azaltma faaliyetlerini dile
getirdiklerini, ancak üretim kesintilerinden hiç bahsetmediklerini öne sürdüğü
kaydediliyor.
Öngörülemeyen faktörlerin arasında, koklaşabilir kömür
fiyatlarındaki ani yükselişin de bulunduğu, fiyatları yükseltmek amacıyla
Çin’in, geçtiğimiz aylarda koklaşabilir kömür üretimini kısıtladığı, söz konusu
kısıtlamanın, koklaşabilir kömür tedarikinin % 16 oranında azalmasına yol
açtığı hatırlatılıyor. Geçtiğimiz iki hafta içinde koklaşabilir kömür
fiyatlarının % 14 ve Eylül ayının başından bu yana ise % 86 civarında
yükselerek, fob Avustralya 250-260 $/ton aralığına ulaştığı ifade ediliyor.
William Schmiedel’in, daha önce koklaşabilir kömür fiyatlarının, hurda
fiyatlarından daha yüksek olduğu bir dönemin daha önce görülmediğini ve bu
durumun geleceğe dair öngörüleri değiştirdiğini dile getirdiği aktarılıyor.
Diğer taraftan SA Recycling Başkanı George Adams’ın, ihraç piyasalarındaki
yukarı yönlü satış bağlantıları göz önünde bulundurularak ABD hurda piyasasının
dibe vurduğunu, ihracatın ABD yerli hurda piyasasında rol oynamaya devam
edeceğini ve ihraç piyasasının güçlenmesinin, ABD iç piyasasındaki fiyatlara da
yansıyabileceğini belirttiği rapor ediliyor.
Bunun yanı sıra Avrupa hurda piyasasına dair beklentilerin
olumlu yönde olduğu, ancak Japonya hurda sektörünün daha istikrarlı olacağı
öngörülüyor. Ayrıca Nathani Group of Companies Başkan Yardımcısı Zain
Nathani’nin, Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’in, hurda sektörü için umut vaat
ettiğini, sözkonusu ülkelere yönelik hurda ithalatının önümüzdeki yıllarda
toplamda 10-15 milyon seviyesine ulaşabileceğinin öngörüldüğünü açıladığı, buna
ek olarak danışma şirketi Wood Mackenzie’den Curtis Zhu’nun, 2030 yılından
sonra hurda arzının artacağının öngörülmesi nedeniyle, uzun vadede Çin’in
oldukça büyük bir hurda ihracatçısı konumuna geleceğini belirttiği ifade
ediliyor. ( Metal Expert, 31 Ekim 2016 )
Hindistan’da Devlet
Tarafından Yönetilen Şirketler Zor Durumdaki Şirketlerin Yönetimini
Devralabilir
Hindistan hükümetinden üst düzey bir yetkilinin yaptığı
açıklamaya göre, hükümet, Steel Authority of India Limited (SAIL) dahil olmak
üzere devlet tarafından yönetilen şirketlerin mali açıdan zor durumda olan
çelik şirketlerinin yönetimini devralması gerektiğine karar verdi. Maliye
bakanı ve çelik, nakliyat ve enerji bakanlıklarından yetkililerin de katıldığı
üst düzey bir toplantıda, devlet tarafından yönetilen şirketlerin kendi
alanlarında faaliyet gösteren ve bankalar tarafından batık olarak nitelendirilen
şirketleri devralmaları gerektiği ifade edildi. Örneğin, SAIL, kötü durumda
olan çelik şirketlerinin yönetimini devralma konusunda yetkilendirilecek.
Hükümet yetkilisi, bankalar tarafından batık olarak nitelendirilen bazı çelik
şirketlerinin VISA Steel, Monnet Ispat ve Electro Steel Limited olduğunu ancak
yönetim devri yapılacak şirketlerin hangileri olacağına devlete ait şirketlerin
yönetimi, çelik bakanlığı ve bankalar arasındaki görüşmeler sonucunda karar
verileceğini belirtti. Hükümet aynı zamanda SAIL’in zarar eden bağlı
kuruluşları Salem Steel Plant, Alloy Steel Plant ve Visvesvaraya Iron and Steel
Limited’i tasfiye etmesini de onayladı. SAIL’in söz konusu kuruluşların
ortaklığından tamamen ayrılma ya da bu şirketlerde çoğunluk hissesini satın alacak
stratejik yatırımcılar bulma gibi seçenekleri mevcut. ( SteelOrbis, 31 Ekim
2016 )
Edwin Basson: Küresel
Çelik Sanayiinde Yeni Bir Dönüm Noktası Bekleniyor
Dünya Çelik Derneği (worldsteel) Genel Sekreteri Edwin
Basson’un, küresel çelik sanayiinin en sonunda olumlu bir dönüm noktasına
ulaşacağını, ancak büyüme ile ilgili soru işaretlerinin devam ettiğini
açıkladığı haber veriliyor. Edwin Basson’un, dönüm noktasına gelineceğinden
emin olduğunu, ancak büyümenin belirsizliğini koruduğunu belirttiği ve mevcut
durumda küresel büyümeyi yukarı çekecek kadar güçlü bir bölge olmaması
nedeniyle, büyümenin istenen seviyede olamayacağını tahmin ettiği kaydediliyor.
Dünya Çelik Derneği’nin Kısa Vade Görünüm Raporu’nda, küresel büyümenin bu yıl
% 0,20 oranında artışla 1,50 milyon ton seviyesinde gerçekleşeceğinin ve 2017 yılında
ise küresel talebin, % 0,50 oranında büyüyerek 1,51 milyon tona ulaşacağının
öngörüldüğü hatırlatılıyor. Avrupa’nın performansının az çok iyi gittiğini
belirten Basson’un, Kuzey Amerika’nın yatay ve inişli çıkışlı seyrettiğini,
Hindistan’ın ise büyümeye devam ettiğini, ancak küresel büyümeyi yukarı çekecek
seviyede olmadığını, buna ek olarak MENA bölgesi ve Güneydoğu Asya’da çelik
tüketiminin de büyümekte olduğunu vurguladığı aktarılıyor. Diğer taraftan
Basson’un Çin, Güney Amerika ve BDT’nin düşük performansının, dünyanın geri
kalanındaki pozitif trendi dengelediği, buna rağmen söz konusu ülkelerde talep
düşüşünün yavaşlamasının olumlu bir gelişme olduğunu dile getirdiği ifade
ediliyor. ( Metal Bulletin, 31 Ekim 2016 )
CISA: Çin Çelik
Sektöründe Sıkıntılar Hala Devam Ediyor
Çin Demir ve Çelik Üreticileri Birliği (CISA), dördüncü
çeyrek bilgilendirme konferansında, Çin’in eski teknolojili fazla çelik
kapasitelerini devre dışı bırakma sürecinde zorluklarla karşılaşmaya devam
edeceğini belirtti. CISA’dan yapılan açıklamada, Ocak-Eylül döneminde, Çin’in
toplam ham çelik üretiminin yıllık %0,37 arttığı, CISA üyesi şirketlerin ham
çelik üretiminin ise %0,51 azaldığı ifade edildi. Birliğe üye olmayan
şirketlerin ham çelik üretimi ise aynı dönemde yıllık %3,57 artış gösterdi.
Nihai mamul fiyatlarındaki artışlarla birlikte birliğe üye olmayan ve daha önce
üretimi durdurmuş olan şirketlerin faaliyetlerin yeniden başladığı ve yerel
çelik kapasitelerine baskı uygulamaya başladıkları ifade edildi. Bununla
birlikte, bankaların yerel çelik şirketlerine verdiği kredilerin, fazla ve eski
kapasiteye sahip şirketlere verilen kredilerin sınırlanması nedeniyle çok sıkı
düzenlemelerden geçtiği belirtildi. Bu yüzden bazı çelik şirketlerinin mali
sıkıntılar yaşayacağı, hatta çalışanlarını başka yerlere taşıyabileceği ifade
edildi. CISA, Ocak-Eylül döneminde Çin’den yapılan çelik ihracatına yönelik 38
antidamping vergisi ve telafi edici vergi soruşturmasının başlatıldığını, bu
rakamın geçtiğimiz yılın tamamında açılan soruşturmalardan fazla olduğunu söyledi.
Çin’e karşı açılan antidamping davalarındaki artışla birlikte, çelik
ihracatında zorluklar yaşanacağı, bunun da Çin iç piyasasında arz baskısı
oluşturacağı ifade edildi. CISA, Çin çelik sektörünün birçok zorlukla
karşılaşmaya devam edeceğini ve kapasite azaltılmasına yönelik politikalar
konusunda daha yapılacak çok iş olduğunu belirtti. ( SteelOrbis, 31 Ekim 2016 )
9 Çelik Birliği Güney
Amerika Ülkelerini Çin’e Piyasa Ekonomisi Statüsü Verilmesine Karşı Çıkmaya
Çağırdı
27-28 Ekim 2016’da Kolombiya’da düzenlenen Ibero-American
zirvesinde, Latin Amerika bölgesindeki ülkeleri temsil eden 9 çelik birliği,
Güney Amerika ülkelerini Çin’e piyasa ekonomisi statüsü verilmesine karşı
çıkmaya çağırdı. Brezilya, Arjantin, Meksika, Şili, Peru, Ekvador, Dominik Cumhuriyeti
ve Kolombiya çelik birlikleri ile Latin Amerika Çelik Birliği (Alacero ), Çin’e
piyasa ekonomisi statüsü verilmesinin bölgede iş kayıplarının artmasına, halkın
olumsuz etkilenmesine ve şirketlerin kapanmasına yol açacağını, ayrıca olası
yatırımları engelleyeceğini savundu. IABr (Brezilya Çelik Birliği) da geçen
hafta yaptığı açıklamada, Çin’in piyasa ekonomisi statüsünü elde etmesi
halinde, Brezilya’da 2020 yılına kadar 30.000’den fazla kişinin işini
kaybedebileceğini açıklamıştı. Söz konusu dokuz Latin Amerika çelik birliği,
Çin’in kapasite fazlası ve ülkenin yaptığı adil olmayan ticareti tartışmak için
küresel bir forum düzenlenmesi gerektiğini savundu. Çelik Birlikleri, ayrıca,
Dünya Ticaret Örgütü üyesi ülkelerin Çin’e toplamda 280 adet antidamping
vergisi uyguladığını belirtti. Çin devleti tarafından yönetilen şirketlerin,
Latin Amerika şirketleri gibi ticaret ve piyasa koşullarına uygun faaliyet
gösterebileceğini savunan birlikler, Çin hükümetinin söz konusu şirketlere
teşvik ve sınırsız mali destek sağladığını belirtti. ( SteelOrbis, 01 Kasım
2016 )
Rio Tinto Simandou
Projesindeki Hisselerinin Tamamını Chinalco’ya Satacak
Dünyanın en büyük ikinci demir cevheri üreticisi, Avustralya
merkezli Rio Tinto, Simandou demir cevheri projesindeki hisselerinin tamamının
satışı için Çin’in en büyük metal üreticisi Aluminum Corp. of China’yla
(Chinalco), bağlayıcı olmayan anlaşma imzaladığını duyurdu. Söz konusu anlaşma
ile birlikte, altı ay içinde bağlayıcı bir anlaşma imzalanması amacıyla, satış
için önerilen başlıca şartların belirlendiği bildirildi. Rio Tinto, satış
sonucunda projenin geliştirileceği zamana bağlı olarak 1,1-1,3 milyar $
civarında ödeme alacağını açıkladı. Hisseler için ilk ödeme ise ilk ticari
üretimle birlikte başlayacak. ( SteelOrbis, 01 Kasım 2016 )
Demir Cevheri
Fiyatları 65 $/Ton Seviyesine Ulaştı
Salı günü, spot demir cevheri fiyatlarının yedi ayın en
yüksek seviyesi olan 65 $/tonu gördüğü, söz konusu seviyenin, koklaşabilir
kömür ve çelik piyasalarındaki yukarı yönlü hareketi yansıttığı haber
veriliyor.
Avustralya çıkışlı % 62 tenörlü toz cevher fiyatlarının, bir
günde 0,5 $/ton yükseldiği belirtiliyor. Orta vadede trendin nasıl olacağını,
fiyatların yakın zamanda yükselmesine neden olan koklaşabilir kömür ve çelik
tarafından belirleneceği ve analistlerin çoğunun, yıl sonuna kadar her iki
grupta da fiyatlarda düşüş yaşanmayacağını öngördükleri kaydediliyor. ( Metal
Expert, 02 Kasım 2016 )
Umman’da Yerleşik
MISCO, Arz Fazlasına Rağmen 2018 Yılında İnşaat Demiri Üretimine Başlayacak
GCC ülkelerindeki arz fazlalığına rağmen, Moon Iron &
Steel Company’nin (MISCO), bölgedeki inşaat demiri ithalatının yerine geçmeyi
hedefleyerek 2018 yılında inşaat demiri üretimine başlayacağı ifade ediliyor.
Sohar Sanayi Bölgesi’nde inşası devam etmekte olan yeni elektrik ark ocaklı
çelik kompleksinin, 1,2 milyon ton kütük ve 1,1 milyon ton 8-40 mm inşaat
demiri üretim kapasiteli olacağı belirtiliyor. Umman’da enerji vergilerinin
arttığı da göz önünde bulundurularak, firma için enerji tasarrufunun en önemli
hususlardan biri olduğu, buna bağlı olarak MISCO’nun, petrol ve doğal gazla
yanan ocak yerine, yeni tesisine endüksiyonla ısıtma sistemi kurmaya karar
verdiği bildiriliyor. Söz konusu ısıtma sisteminin daha az masraflı olduğu ve
enerji tasarrufunu kolaylaştırdığı kaydediliyor. Bu arada firmanın, bölgede
inşaat demir piyasasında faaliyet gösteren üreticilerin oldukça fazla olması
nedeniyle piyasaya girme konusunda zorluklarla karşılaşabileceği, diğer
taraftan yerli üreticilerin inşaat demirine uygulanan ithalat vergisini % 5’den
% 15’e yükseltilmesi konusunda ısrar etmeleri durumunda piyasa koşullarının
MISCO için daha elverişli hale gelebileceğine dikkat çekiliyor. (Metal Expert,
02 Kasım 2016 )
Strateji Belgesi
Çalıştay’ı Yapıldı
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda
hazırlanan ve uygulanan “Türkiye Demir Çelik ve Demirdışı Metaller Sektörü
Strateji Belgesi ve Eylem Planı 2012-2016” yılsonu itibariyle sona eriyor.
Mevcut strateji belgesinde sona yaklaşılması nedeniyle, Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı tarafından “Demir çelik ve demirdışı metaller sektöründe
yüksek katma değerli ürünlerin üretim üssü olmak” vizyonu ve “Sektörün rekabet
gücünün artırılmasını ve sürdürülebilirliğini sağlamak” genel amacı
çerçevesinde, Türkiye Demir Çelik ve Demirdışı Metaller Sektörü Strateji
Belgesi ve Eylem Planı 2017- 2021’in çalışmalarına başladı. Sürdürülen strateji
belgesi hazırlık çalışmaları kapsamında, 2 Kasım 2016 tarihinde, Ankara’da
demir çelik ve demirdışı metaller sektörlerinin temsilcilerinin de iştirakleri
ile bir çalıştay düzenlendi. Çalıştay’da sektör temsilcileri,
·
Hukuki ve İdari Düzenlemeleri Yapmak
· Üretim
Altyapısını Geliştirmek
· Dış
Ticarette Aksayan Yönleri Gidermek
·
İnsan Kaynaklarını Geliştirmek
·
Ar‐Ge Kapasitelerini Geliştirmek
ana hedeflerine ulaşılmasını sağlayacak eylem önerilerini
tartıştı ve somut eylem önerilerini belirledi. ( Türkiye Çelik Üreticileri
Derneği, 03 Kasım 2016 )
Vizyon 2030, GCC
Çelik Sektöründe Büyümeyi Olumlu Yönde Etkileyecek
Körfez İşbirliği Ülkeleri’nde (GCC) petrol kaynaklı GSYİH
düşüşünün, hükümet harcamalarını doğrudan etkileyerek, büyük projelerin ertelenmesine
ya da iptal olmasına neden olduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan’ın petrole olan
bağımlılığını azaltma amacı güden ekonomik reform programı Vizyon 2030’un,
bölgedeki çelik piyasasını olumlu yönde etkileyeceği öngörülüyor. 2015 yılında
GCC çelik piyasası hacminin, 26,4 milyon ton seviyesinde bulunduğu ve söz konusu
toplam pazarın % 53’ünün Suudi Arabistan’a ait olduğu, geçtiğimiz yıl Suudi
Arabistan’ın çelik tüketiminin inşaat sektöründeki durgunluk sebebiyle % 2-3
oranında düşmesinin, bölgedeki çelik sektörünü olumsuz yönde etkilemesiyle
birlikte GCC ülkelerinde çelik tüketiminin % 1 oranında düştüğü kaydediliyor.
Çelik tüketimindeki yavaşlamanın, üretim kesintilerine, satış fiyatlarının
düşmesine ve bölgedeki çelik üreticilerinin zarar etmelerine yol açtığı, buna
ek olarak, GCC’de yerleşik üreticilerin, özellikle de artan yarı ürün ithalatı
nedeniyle baskı altında oldukları vurgulanıyor. Azalan petrol gelirinin, GCC
hükümetlerini ekonomik reformlara ve petrol-dışı ekonomiye odaklanmaya
yönelttiği ve GCC’de büyüme fırsatları sunan projeler arasında Suudi Arabistan
Vizyon 2030’un, bölgenin tamamında ekonomiyi canlandırabilecek olması açısında
en büyük umut kaynağı olduğu rapor ediliyor. Reform programı Vizyon 2030’un,
2030 yılına kadar petrol-dışı gelirini geçtiğimiz yılki seviye olan 43,6 milyar
dolardan 267 milyar dolara yükseltmeyi hedeflediği aktarılıyor. Suudi Arabistan
hükümetinin, kamu sektöründeki mali baskıyı azaltmak amacıyla, gayri safi
yurtiçi hasılanın % 65’ini oluşturacak şekilde özel sektöre odaklanmayı
planladığı bildiriliyor. Ayrıca Suudi Arabistan hükümetinin, petrol devi
Aramco’nun hisselerinin %5’ini halka arz yoluyla satacağı ve şirketin geriye
kalan hisselerini Kamu Yatırım Fonu’na aktararak, fonun 0,5 trilyon dolar
seviyesine ulaşmasını planladığı açıklanıyor. Öte yandan, 2030 yılında doğrudan
yabancı yatırımların, 2015 yılındaki % 3,8’e kıyasla, GSYİH’nin % 5,7’sine
ulaşacağının öngörüldüğü ifade ediliyor. Vizyon 2030 kapsamındaki planların
hayata geçirilmesiyle Suudi hükümetinin ve Kamu Yatırım Fonu’nun gelirini
artıracağı, bu sayede inşaat, enerji, imalat, maden ve altyapı sektörlerinde
pek çok projenin destekleneceği ve sonuç olarak yeni ekonomik programın Suudi
Arabistan ve GCC ülkelerinde çelik sektörünü destekleyeceği haber veriliyor. ( Metal
Expert, 03 Kasım 2016 )
Severstal:
Koklaşabilir Kömür Fiyatlarının Mevcut Seviyede Kalma İhtimali Yok
Rusya’da yerleşik çelik üreticisi ve madenci Severstal’in
Kurumsal Stratejiler Bölümü Başkanı Andrey Laptev’in, koklaşabilir kömür
fiyatlarının, önümüzdeki çeyreklerde mevcut seviyelerini korumasına ihtimal
vermediği aktarılıyor. Laptev’in, koklaşabilir kömür fiyatlarının, önümüzdeki 4
- 6 çeyrek içinde 110- 120 $/ton seviyesinde kalacağını, ancak fiyatların 85-90
$/ton gibi sürdürülemez seviyelere yeniden düşmeyeceğini belirttiği
kaydediliyor. Avustralya çıkışlı premium koklaşabilir kömür fiyatlarının, 2
Kasım tarihinde 3,79 $/ton artışla 259,84 $/ton seviyesine ulaştığı
bildiriliyor. Laptev’in, koklaşabilir kömür fiyatlarındaki artışın, arzın
azalmasıyla ortaya çıktığını ve söz konusu sınırlı arzın, Avustralya ve Çin’de
koklaşabilir kömür üretimindeki aksaklıkların yanı sıra, Çin hükümetinin,
madenlerin çalışma süresini 276 günle sınırlandırmasından kaynaklandığını dile
getirdiği ifade ediliyor. Ancak, koklaşabilir kömür fiyatları 150 $/ton destek
seviyesinde kalırsa, atıl kömür kapasitelerinin piyasaya döneceğini ve bu
durumun küresel arz sıkıntısını azaltacağını açıklayan Laptev, kömür
fiyatlarının, ani yükselişlerin ardından genellikle bir buçuk yıl sonra normale
döndüğünü, normalleşmenin bu sefer de aynı süre zarfında gerçekleşeceğini
öngördüğü iletiliyor. (Metal Bulletin, 03 Kasım 2016 )
Hesteel Serbia,
Yakında Tam Kapasiteye Ulaşmayı Hedefliyor
Sırbistan Ekonomi Bakanlığı’ndan alınan bilgilere göre,
Hesteel Serbia’nın, kısa vadede üretimde tam kapasiteye ulaşmayı hedeflediği
haber veriliyor. Hesteel Serbia’nın CEO’su Sihai Song’un, Sırbistan Başbakanı
Aleksandar Vucic’e Smederevo tesisinin, planlarına uygun bir şekilde üretim
yaptığını, yani kaynaklarından tam verimlilikte yararlandığını açıkladığı
kaydediliyor. Ayrıca firmanın CEO’sunun, Sırbistan Ekonomi Bakanlığı ile
yaptığı bir toplantı esnasında, amaçlarının kısa vadede mevcut üretim
kapasitesinin tamamını devreye almak olduğunu belirttiği rapor ediliyor.
Toplantıda, Zelezara Smederevo’nun üretimde daha fazla aşama kaydedebilmesi
açısından bazı gerekli altyapısal projelerin tamamlanması gerektiğine dikkat
çekildiği, söz konusu projelere yeni bir demir yolu ve Tuna nehrinde yeni bir
liman inşa edilmesinin de dâhil olduğu belirtiliyor. Zelezara tesisinin,
toplamda 2,4 milyon ton pik demir kapasiteli iki yüksek fırınının bulunduğu,
ancak söz konusu fırınların belirtilen kapasitenin çok daha altındaki
seviyelerde üretim yaptıkları ifade ediliyor. Tesisin, Ekim ayında ayda 75.000
ton kapasiteli yüksek fırınını yeniden devreye aldığı ve ana ürününün sıcak ve
soğuk haddelenmiş sac olduğu bildiriliyor. Hesteel Iron & Steel Serbia’nın,
Çinli çelik üreticisi Hegang’ın Avrupa’daki ilk çelik kapasitesi olduğu
vurgulanıyor. ( Kallanish, 03 Kasım 2016 )
Moody’s: Rus Çelik
Sektörünün 2017 Yılı Görünümü Olumsuz
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s
yayımladığı bir raporda, Rus çelik sektörünün 2017 yılı için görünümünün, talep
azlığının çelik üreticilerinin karlılığına ağır basması sebebiyle olumsuz
olduğunu belirtti. Moody’s’e göre, ekonomide, yerli tüketici güveninde ve
özellikle Rusya’nın en büyük çelik tüketicisi olan inşaat sektörünün alım
gücünde toparlanma olmaması halinde 2017 yılında Rusya’da çelik talebi zayıf
kalmaya devam edecek. Buna ek olarak geniş çaplı boru siparişlerinin ve yerel
otomobil satışlarının azalması da ülkenin çelik talebini etkilemeye devam
ediyor. Moody’s, 2017 yılında Rus çelik tüketicilerinin, ABD doları bazında
maliyetlerinin düşük olması sayesinde ihracat piyasalarında rekabet gücünü
koruyabileceklerini açıkladı. Rus çelik üreticileri NLMK, Severstal,
Magnitogorsk Iron and Steel Works (MMK) ve Evraz Group’un ise rublenin
zayıflamaya devam etmesi halinde çelik fiyatlarındaki düşüşlere karşı
karlılıklarını koruyabilecekleri belirtildi. Yerel talebin yüksek kapasite
kullanım oranlarının korunması için yeterli olmaması halinde Rus çelik
üreticilerinin ihracatı artırabileceklerini söyleyen Moody’s, ticaret koruma
önlemlerinin ise Rusya için artan bir risk oluşturduğunu belirtti. Bununla
birlikte Moody’s, söz konusu vergilerin Rus çelik şirketlerinin gelirlerini
hafifçe etkileyeceğini, bu tarz önlemlerin ancak daha fazla piyasada ve üründe uygulanması
durumunda etkisinin daha güçlü olabileceğini bildirdi. ( SteelOrbis, 03 Kasım 2016 )
Metinvest:
Ukrayna’nın Çelik Ürünleri Tüketimi 2016’da %25-30 Civarında Artacak
Ukrayna Bilim ve Teknik Kurulu’nun çelik sektörüne yönelik
olarak 31 Ekim’de Kiev’de düzenlediği toplantıda konuşma yapan Ukrayna
madencilik ve çelik üretim şirketi Metinvest’in pazarlama direktörü Roman
Kurashev, Ukrayna’nın çelik ürünleri tüketiminin bu senenin tamamında yıllık
yaklaşık %25-30 civarında artarak 4,4 milyon mt seviyesine ulaşmasını
beklediklerini açıkladı. Kapasitelerin yenilenmesi ve maliyetlerin azaltılarak
ürün portföylerinin güçlendirilmesi ile birlikte Ukraynalı üreticilerin küresel
zorluklara karşı koyabileceğini söyleyen Kurashev, yerel çelik üreticilerinin rekabet
gücünü, soğuk haddelenmiş, galvanizli ve polimer kaplamalı ince sac gibi yüksek
katma değerli ürünlere yönelerek koruyabileceğini ifade etti. Bununla birlikte
Kurashev, üretimin canlandırılması ve inşaat sektörü ve sermaye yatırımları
için teşvik önlemlerinin alınması gibi devlet politikaları olmadan yerel çelik
sektörünün gelişmesinin imkansız olduğunu belirtti. ( SteelOrbis, 03 Kasım 2016
)
Unicoil, Daha İnce
Sac Üretimine Başladı
Suudi Arabistan’da yerleşik Unicoil’in, 0,2 mm kalınlığında
ultra ince sıcak daldırma galvanizli sac ve 0,22 mm kalınlığında boyalı sac
üretimine başladığı haber veriliyor. Ayrıca soğuk haddelenmiş ve kaplanmış sac
üreticisi söz konusu firmanın, daha önce de sırasıyla 0,27 mm ve 0,3 mm
kalınlığı ile Orta Doğu’daki en ince HDG ve PPGI üretimini yaptığına dikkat
çekiliyor. Söz konusu yeni ürünlerin, tavan levhası ve elektrik kablo
sanayiinin yanı sıra daha pek çok sanayide kullanılabilecek olması bakımından
ithalatın yerine geçebileceğine vurgu yapılıyor. Unicoil’in, yılda 340.000 ton
soğuk haddelenmiş sac, 250.000 ton sıcak daldırma galvanizli sac ve 210.000 ton
seviyesinde boyalı sac üretimi yaptığına ve firmanın, yerli piyasada söz konusu
ürünlerin ana tedarikçisi konumunda bulunmasının yanı sıra, dış piyasaya da
sevkiyat yapmakta olduğu ifade ediliyor. ( Kallanish, 04 Kasım 2016 )
IREPAS: Küresel Uzun
Çelik Ürünleri Piyasası 2013 Yılından Beri En İyi Dönemini Yaşıyor
Uluslararası İnşaat Demiri İhracatçıları ve Üreticileri
Birliği’nin (IREPAS) yayımladığı kısa vadeli görünüm raporuna göre, küresel
uzun çelik piyasası 2013 yılından bu yana en iyi dönemini yaşarken, piyasa
görünümü de önemli ölçüde iyileşti. Piyasada arz talep dengesi, şu an önceki
aylara göre çok daha iyi durumda bulunuyor. Küresel piyasalara Çin ve Rusya’dan
verilen teklifler azaldı Satıcıların dördüncü çeyrekte yaptıkları stok eritme
çalışmalarının devam etmesi nedeniyle talep, ekim ayına zayıf bir başlangıç
yaptı. IREPAS raporunda, bir noktada, Rus ve Çinli tedarikçilerin özellikle
kütük tekliflerini artırmasıyla birlikte piyasadaki arzın düşük olduğu ifade
edildi. Önceye oranla, Rusya ve Çin’in ekonomik göstergelerin iyileşmesi ve
talebin güçlenmesi sayesinde kendi iç piyasalarında daha iyi koşullarda ticaret
yaptığı görülüyor. IREPAS, fiyatların önce Çin’de daha sonra Rusya’da
yükselmesiyle birlikte, son zamanlarda bu ülkelerden küresel piyasalara verilen
tekliflerin azaldığını, böylece küresel ticarette bir iyileşme yaşandığını
belirtti.
Koklaşabilir taş kömürü bulunabilirliğindeki sıkıntı hurda
fiyatı ve talebinde belirleyici oldu
Çin’den Türkiye'ye yapılan kütük ithalatının durması, hurda
fiyatlarındaki artışın da desteğiyle, inşaat demiri fiyatlarını yukarı çekti.
Ekim ayı sonunda, arzın azalması ve talebin artması sonucunda hurda
fiyatlarında görülen %20 artışla birlikte ticaret de canlandı. IREPAS raporuna
göre, alternatifler görece daha pahalı ve daha az bulunur olduğu için hurda
aranılan bir ürün haline geldi. Çin’deki kapasite kesintileri sonucunda
koklaşabilir taş kömürü bulunabilirliğinin düşmesinin fiyatlandırma açısından
belirleyici bir rol oynadığı belirtiliyor. Koklaşabilir taş kömürü
bulunabilirliğinin önümüzdeki birkaç çeyrek boyunca düşük seviyelerde kalmaya
devam edeceği, bu yüzden de hurdaya olan talebin uzun bir süre daha yüksek
seviyelerde yer alacağı öngörülüyor.
Entegre tesislerin maliyetinin artması kütük fiyatlarını
etkiledi
IREPAS, hammadde fiyatlarındaki artış sonucunda entegre
tesislerin maliyetlerinin yükseldiğini ve maliyetlerdeki bu artışın şimdiye
kadar nihai mamul fiyatlarında görülen artışları geçtiğini işaret etti. Bu
durumun kütük fiyatlarını da etkilediği ifade edilirken artan hammadde
fiyatlarının nihai mamul fiyatlarını yüksek seviyelerde tutmaya devam edeceği
düşünülüyor. Olası fiyat artışlarına yönelik şüpheler nihai mamul stoklarının
düşmesine neden oldu Fiyatların artacağına inanmayan birçok piyasa oyuncusu
olması nedeniyle tüketicilerin elindeki nihai mamul stoklarının düşük
seviyelerde olduğu belirtiliyor. Ancak, IREPAS, alıcıların stokların çok
düştüğünü ve ürün tedarik edebilmek için acele etmeleri gerektiğini daha yeni
fark ettiklerini ifade ediyor. Bu durumun hurdadan nihai mamule kadar uzanan
fiyat artışlarına neden olduğu görülüyor. Kuzey Amerika’da da bazı piyasa
oyuncularının yeni antidamping davlarının açıklanmasının ardından ortaya çıkan
yeni maliyet dinamiklerini değerlendirmekte geç kaldığı IREPAS raporunda
aktarılan bilgiler arasında.
Çin’in ihracatının uluslararası fiyatlar üzerindeki etkisi
büyük oranda azaldı
IREPAS raporuna göre, son dönemde Çin’e karşı alınan ticari
önlemlerin sonucunda Çin’in ihracat hacminin uluslararası piyasalardaki
fiyatlar üzerinde yarattığı olumsuz etki büyük oranda azaldı. Bahsi geçen
ticari önlemler bazı piyasalara istikrar getirirken, piyasada hakim olan düşük
stok seviyeleri de mevcut ortamı destekledi. Ticari faaliyetlerin giderek
yerelleştiğine yer verilen IREPAS raporunda, Çin ve Rusya gibi büyük ölçekli
ihracatçıların da bu nedenle Avrupa Birliği ve ABD’de pazar paylarını ve
etkilerini kaybettiği belirtiliyor. Uluslararası fiyatların nihayet yukarı
yönlü seyretmesiyle, Avrupa’da da fiyatların artması bekleniyor. Çin’in halen
yakından izlenmesi gerekse de, önümüzdeki aylara dair beklentiler olumlu IREPAS
raporuna göre, piyasaların önümüzdeki aylara dair beklentileri olumlu. Çin’den
ihracat piyasalarına verilen teklifler uluslararası fiyatlarla aynı seviyede
kaldığı sürece, fiyatların eskisi kadar dalgalanması beklenmiyor. Çin yerel
piyasasındaki talebin artması ülkenin ihracata elverişli arzının kısıtlanmasına
neden olurken, bu durum arz zincirinde talep ve fiyatın yükselmesini
sağlamakta.
Bu koşullar altında, tedarikçilerin belli bir fiyat
seviyesine altına inmek istemeyeceği ifade edilen IREPAS raporunda fiyatların
istikrarlı bir şekilde artacağı öngörülüyor. Ancak, Çin’deki toparlanmanın ne
kadar sürdürülebileceğinden veya süreceğinden emin olunamayacağı, bu nedenle
temkinli davranmakta yarar olduğu belirtilmekte. Ayrıca, Çin’deki fiyatlarda
gözlenen artışın talepte kaydedilen genel bir artıştan ziyade hammadde
maliyetlerindeki yükselişe bağlı olduğu aktarılıyor.
Ticaret normal güzergahına dönüyor
Piyasadaki rekabetin halen güçlü olduğu belirtilen IREPAS
raporunda ekonomik koşulların ise daha kabul edilebilir hale geldiği
vurgulanmakta. Ticaretin yerel pazarlara geri döndüğü ve uluslararası rekabetin
böylece azaldığı ifade edilirken, bir başka deyişle ticaret normal güzergahına
geri dönüyor. Agresif tekliflere karşı korumalı olan bazı pazarlarda rekabet
daha kolay IREPAS, agresif ihracatçılara karşı koruma önlemlerinin bulunduğu
bazı pazarlarda rekabet etmenin daha kolay olduğunu; örneğin, inşaat demiri
fiyatları genel olarak artıyor olsa da, BAE gibi bazı ihracat pazarlarında
fiyatların küresel piyasa fiyatlarının çok daha altında yer aldığını
belirtiyor. Önümüzdeki çeyrekte piyasa görünümü olumlu fakat entegre tesisler
için zorluklar sürecek IREPAS raporuna göre, piyasanın genel durumu istikrarlı,
önümüzdeki çeyreğe yönelik tahminler de tatmin edici görünüyor. Yine de
koklaşabilir taş kömürü ithalatına dayalı üretim yapan entegre tesisler için
ise zorluklar sürecek. ( SteelOrbis, 04 Kasım 2016 )
Yorumlar
Yorum Gönder