Çelik Sektöründe 2019 - 45. Haftanın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2019 - 45. Haftanın Öne Çıkanları
ArcelorMittal
Ilva’dan Çekiliyor
AM InvestCo Italy, 31 Ekim 2018’de imzaladığı Ilva’nın ve
bazı bağlı kuruluşlarının alımına ilişkin anlaşmadan çekildiğini açıkladı.
ArcelorMittal geçtiğimiz yıl, İtalya’nın Taranto kentinde yer alan, 10.700
çalışanı bulunan ve ağır bir çevre kirliliğine neden olan Ilva’yı satın almak
üzere bir anlaşma imzalamıştı. Şirketten yapılan açıklamada anlaşmaya göre,
Taranto tesisinin faaliyetine devam etmesini engelleyen yeni bir kanun çıkarılması
halinde şirketin anlaşmadan çekilme hakkı bulunduğu, 3 Kasım 2019 itibarıyla,
İtalya Parlamentosu’nun şirketin çevre planını uygulamak için gereken yasal
korumayı kaldırdığı ifade edildi. Bu nedenle şirket anlaşmadan çekildiğini
belirtti. Mahkeme kararıyla, şirketin 13 Aralık 2019 tarihine kadar yerine
getirmesi gereken yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde 2 No’lu yüksek
fırınının kapatılacağı, tesisteki diğer iki fırının da aynı uygulamaya tabi
olacağı bildirilirken, bu durumda tesisin faaliyete devam edemeyeceği
aktarılıyor.
ArcelorMittal, “Şirketin kontrolü dışında gelişen diğer bazı
ciddi sorunlar Ilva tesisindeki önemli faaliyetlerin sürdürülmesini ve Taranto
tesisinin yönetilmesini büyük oranda olumsuz etkileyen yasal ve operasyonel
belirsizliklere yol açtı. Tüm bu durumlar ayrıca İtalya Medeni Kanunu hükümleri
ve ilkeleri kapsamında şirketin anlaşmayı bitirmek zorunda kalmasına yol açtı.
Anlaşmanın içeriğine uygun olarak, şirket olağanüstü kurul üyelerinden,
anlaşmanın bitirilmesini takiben 30 gün süreyle Ilva’nın faaliyetlerinden ve
çalışanlarından mesul olmasını talep etti,” dedi. Şirket, çevreye yönelik 1,1
milyar € yatırım yapma, 1,2 milyar € değerinde üretim yapma ve 1 Kasım 2018
tarihinden itibaren 18 ay vadesi olan sözleşme dönemi bittikten sonra Ilva’ya
1,8 milyar € (önceden ödenen vergiler hariç) ödeme yapma vaatlerinde
bulunmuştu. ArcelorMittal Italia şu anda 8.200’ü Taranto tesisinde olmak üzere
toplam 10.700 işçiye istihdam sağlıyor. ( SteelOrbis/Metal Expert/Kallanish, 05
Kasım 2019 )
Tosyalı, Angola’da
Fabrika Kuruyor
Demir-çelik sektörünün yurtdışındaki en önemli
oyuncularından Tosyalı Holding, Afrika’da bir yatırım daha yapıyor.
Cezayir’deki milyar dolarlık yatırımı bulunan Tosyalı, Afrika’nın güney
batısında yer alan Angola’da üretim yapmak için kolları sıvadı. Angola Devlet
Başkanlığı, Tosyalı’nın büyük ortak olacağı Huila kentinde yer alan Kassinga
madencilik ve demir-çelik fabrikası için onayı verdi. Angola Devlet Başkanlığı
onay sürecinde ise Türk şirketin yapacağı tesis için hızlı davranılmasını
açıkladı. Başkanlıktan kamu kurumlarına yönelik yapılan açıklamada “Bu projenin
hızlı bir şekilde uygulanması amacıyla ilgili prosedürleri düzene sokmak için
yetkilendirme veya lisans verme işlemlerine kolaylık sağlanması” istendi.
3 YILDA ÜRETİME BAŞLAYACAK
Yatırım anlaşması ile yıllık 4,1 milyon ton demir
konsantresi üretimi için eve işlenmesi gerçekleştirilecek. Tesis inşaatı ise
2020’de başlayıp 4 fazda ve 3 yılda tamamlanacak. Kassinga’daki madencilik
tesisi 1960’lı yıllara dayanıyor. Orada bulunan tesis ve işletmeler 1975
yılında Angola’nın bağımsız olmasıyla faaliyetlerine ara vermişti. ( Dünya, 05
Kasım 2019 )
Thyssenkrupp
Dortmund’daki Yeni Galvanizleme Hattının İnşasına Başladı
Alman çelik üreticisi Thyssenkrupp, gereken izinlerin
alınmasının ardından Dortmund tesisinde yeni galvanizleme hattı FBA10’un
inşaatına başladığını açıkladı. Söz konusu galvanizleme hattının 2021’de
faaliyete girmesi ve Dortmund’da 100’den fazlaya kişiye istihdam sağlaması
bekleniyor. Yeni galvanizleme hattı, inşası tamamlandıktan sonra yılda 600.000
mt üretim kapasitesine sahip olacak. FBA10 galvanizleme hattında, araç iç
parçaları ve dış panel uygulamalarında kullanılmak üzere çelik ürünleri ile
kaplama kalınlığı az olup materyal ve maliyetten tasarruf sağlayan, yüksek
dirençli yeni teknoloji çinko-magnezyum ürünleri imal edilecek. Thyssenkrupp
CEO’su Premal Desai, “Otomotiv sektöründe elektrogalvanizli çelik kullanımı
yerini sıcak daldırma galvanizli çelik kullanımına bırakmaya başladı. Yeni galvanizleme
hattımız bu akımı destekleyerek piyasadaki potansiyelden yararlanacak. Bu yeni
hattın üretimi, yüksek teknolojili ürünler alanındaki rekabet ortamında kendi
farkımızı yaratmak için takip ettiğimiz stratejinin önemli bir adımı. Bu
nedenle, FBA10 şirketimizin başarılı ve istikrarlı bir şekilde büyümesi için
çok önemli bir proje,” şeklinde konuştu. ( SteelOrbis, 06 Kasım 2019 )
Tata Steel Güneydoğu
Asya’da Tasfiyelere Devam Ediyor
Hint çelik üreticisi Tata Steel, Vietnamlı uzun çelik
üreticisi NatSteel Vina’daki %56,5 hissesinin tamamını elden çıkaracağını
açıkladı. Tata Steel’in Güneydoğu Asya’daki varlıklarıyla meşgul olan bağlı
kuruluşu NatSteel Holdings, halihazırda NatSteel Vina’nın satışı için Vietnamlı
Thai Hung Trading Joint şirketiyle anlaşma imzalamıştı. Anlaşma iki hafta
içerisinde tamamlanacak, Tata Steel ise bu satıştan 5,1 milyon $ elde edecek.
NatSteel Vina’nın yılda 200.000 mt uzun çelik kapasitesinin olduğu ve kendi
kütük üretimini gerçekleştirdiği biliniyor. Ağustos ayında Tata Steel Tayland
birimi için yeni bir alıcı bulmuş ve Tata Steel Thailand’daki %70 hissesinin
satışı için Synergy Metals and Mining Fund ile mutabakat anlaşması imzalamıştı.
Tata Steel Güneydoğu Asya’daki son varlığı olan Singapurlu NatSteel’i de
satarak Hindistan’daki faaliyetlerine odaklanmayı planlıyor. ( SteelOrbis, 06
Kasım 2019)
CISA: Çin'in Çelik
Tüketiminde Pik Noktasının Yaklaşık 950 Milyon Mt Olması Bekleniyor
6 Kasım Çarşamba günü İstanbul’da düzenlenen 14. Çelik
Piyasalarında Yeni Ufuklar Konferansında konuşan Çin Demir Çelik Birliği’nin
(CISA) Uluslararası Operasyonlar Direktörü Su Changyong, Çin’in eylül ayında
ham çelik üretiminin 82,77 milyon mt olarak kaydedildiğini, bu rakamın yıllık
%2,24 artışa işaret ettiğini bildirdi. Yılın ilk dokuz ayında Çin’in ham çelik
üretiminin yıllık %8,4 arttığını ileten Su, bu dönemdeki üretimin 748 milyon
mt’a ulaştığını belirtti. Bunun yanı sıra, Çin’in eylül ayı nihai çelik
ihracatının yıllık %10,42 düşüşle 5,33 milyon mt’a gerilediğini aktaran Su,
ocak-eylül döneminde nihai çelik ihracatının yıllık %5 düşüşle 50,31 milyon mt
olarak kaydedildiğini sözlerine ekledi. Su ayrıca, eylül ayında, Çin’in nihai
çelik ithalatının yıllık %7,55 düşüşle 1,11 milyon mt olduğu, ocak-eylül
dönemindeyse %12,2 düşüşle 8,75 milyon mt olarak kayıtlara geçtiğini bildirdi.
CISA direktörü Su, Çin’de yerel çelik tüketiminin artmakta
olduğunu iletti. Yılın ilk dokuz ayında ham çelik tüketiminin %9,3 artışla 706
milyon mt’a ulaştığı ve bu artışın tümünün iç piyasa talebinden kaynaklandığı belirtiliyor.
Aynı dönemde Çin’in ham çelik üretimi 57,95 milyon mt arttı ve yerel
tüketimdeki artış 59,95 milyon mt olarak kaydedildi. Çin çelik endüstrisinin
gidişatını da değerlendiren Su Changyong, kapasite artışını engelleyeceklerini
ve yeni kapasitelerin ancak eskiler kapatıldıktan sonra inşa edileceğini ifade
etti. Su sözlerine şu şekilde devam etti; “2016 yılından bu yana, Çin ham çelik
üretim kapasitesini 150 milyon mt’dan fazla düşürmeyi başardı ve hedeflenen
rakama planlanandan iki yıl evvel ulaştı. İlgili bölgelerdeki kapasite değişimi
açıklamaları değerlendirilirse, yeni kapasitelerin eskisinin %9,9 altında
olduğu görülebilir.”
CISA Direktörü, Çin ekonomisinin ileriki dönemde istikrarını
korumasının beklendiğini, böylece çelik tüketiminin de yatay seyredip
artabileceğini iletiyor. “Farklı bölgelerdeki farklı kentleşme süreçleri ve
gelişim seviyeleri nedeniyle geniş kapsamlı altyapı çalışmaları sürüyor,” diyen
Su, “Çelik tüketen sektörlerdeki gelişmeler de birbirinden farklı, bu nedenle
belli bölge ve sektörlerde çelik tüketimi henüz pik yapmadı,” diyor. CISA’ya
göre, Çin’de ham çelik tüketimi “plato evresine” girmekte ve 5-10 yıllık
dönemde ortalama tüketim 850-900 milyon mt olurken, tepe noktasının yaklaşık
950 milyon mt olacağı düşünülüyor. Fazla kapasitenin düşürülmesiyle, önümüzdeki
dönemde Çin’de çelik arzı ve talebinin dengeli bir seyir izleyeceği
öngörülmekte. Su, geleceğe güvenle baktıklarını da sözlerine eklemekte. “Bazı
ülkelerin korumacı politikaları küresel ekonomide büyümeyi aşağı çekti ve çelik
endüstrisinin zorlukla girdiği toparlanma sürecine zarar verdi,” diyen Su,
sözlerini şu şekilde bitirdi; “Dünyadaki tüm ülkeler ticarette korumacı
politikalara birlikte karşı çıkmalı ve daha açık, kapsayıcı, dengeli ve kazan
kazan ilişkisine dayalı bir küresel ekonomik modeli desteklemeli.” ( SteelOrbis,
07 Kasım 2019 )
Suez Steel, Yeni
İnşaat Demiri Tesisini Resmen Açıyor
Önemli inşaat demiri tedarikçilerinden biri olan Suez
Steel’in, Ain Sokhna'daki önemli yatırım projesini resmen tamamladığı ifade
ediliyor. Resmi açıklamaya göre, 5 Kasım’da Mısır Devlet Başkanı Abdel-Fattah
ElSisi’nin, Ain Sokhna’da bulunan Suez Steel’in 1,4 milyon ton/yıl kapasiteli
inşaat demiri tesisini resmen açtığı ve Danieli’nin kurduğu yeni üretim
hattının, Temmuz ayında ticari faaliyete başladığı kaydediliyor. Tesisin,
belirtilen uzunlukta 5.5-40 mm inşaat demiri üretebileceği belirtiliyor. Yeni
hattın devreye girmesiyle birlikte, Suez Steel'in yıllık tasarlanan
kapasitelerinin 1,85 milyon ton inşaat demirine ve 400.000 ton saca ulaştığı,
şirketin ayrıca, DRI teknolojisine dayalı 2,05 milyon ton kütük üretebildiği
aktarılıyor. ( Metal Expert, 07 Kasım 2019 )
Dr. Veysel Yayan:
'Çelik Sektöründe 2020 Yılı İçin Tüketimde Yüzde 8'lik Artış Öngörüyoruz'
Çelik konferansında konuşan TÇÜD (Türkiye Çelik Üreticileri
Derneği) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, "Çelik sektöründe de 2017
yılının gerisinde 1-2 yıl daha kalmaya devam edeceğiz. Ama 2019 yılından daha
iyi bir yılı 2020 yılında beklediğimizi söyleyebilirim. 2020 yılı için
tüketimde yüzde 8'lik artış öngörüyoruz" dedi.
Çelik sektörünün önde gelen etkinliklerinden olan Steelorbis
14'üncü Çelik Konferansı çeşitli oturumlar ile İstanbul'da gerçekleşiyor.
SteelOrbis tarafından düzenlenen Çelik Piyasalarında Yeni Ufuklar Konferansı,
hem yeni iş bağlantıları kurma olanağı hem de küresel pazarlara dair
beklentileri ve değerlendirmeleri dinleme fırsatı sunuyor. 400'ün üzerinde
uluslararası sektör temsilcisine ev sahipliği yapan çelik konferansı, bu yılki
buluşmasında da çelik sektörünün önde gelen firmalarından seçkin yöneticileri
ve uzmanları bir araya getirdi.
Konferansın ilk oturumunda Türkiye Çelik Üreticileri Derneği
(TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan ve Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü
Uğur Dalbeler sektöre dair değerlendirmelerde bulundu.
"Türk çelik sektörü 2006 yılı sonrasında çok ciddi bir
performans gösterdi"
Sektörü değerlendiren Dr. Veysel Yayan, "Türk Çelik
sektörü geride bıraktığımız yıllarda; 2006 yılı sonrasında çok ciddi bir
performans göstererek; bir taraftan ürünlerdeki artış diğer taraftan da
ürünlerin yapısı itibariyle gelişmeler sağladı. 2006- 2007 yılından itibaren
hep 3-4 milyon tona takılmış olan yassı ürün üretimi, sonradan şirketlerin
katılımıyla daha makul noktaya geldi. Geldiğimiz noktada ihracatımızı da
dikkate alırsak Türkiye'nin yassı ürünü talebini karşılayabilecek ve ayrıca
ihracat yapabilecek seviyede üretiminin olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla
ihracatın olduğu ölçüde ithalat da olabilir ama ithalatın mevcut durumdaki
seviyesini koruması, üreticiyi ihracata zorluyor. İhracatın belli seviyelerin
üzerine çıkması da koruma tedbirleri ile karşılaşılması sonucunu doğuruyor.
İlgili tüm tarafların kazanacağı çözümler üretebiliriz" dedi.
"ABD ve Avrupa ülkelerinin uygulamalarına, çelik
sektörümüzün tedbir alması gerekir"
Çelik sektörüne yönelik alınan koruma tedbirlerine değinen
Dr. Yayan, "Dünyadaki gelişmelerin kısa zamanda değişebileceği yönünde
emareler yok. Ancak ABD'deki durum çözülüp de ABD'de aklıselim galip gelirse,
şartlar değişebilir. Bugünkü durumun sadece Başkan Trump ile ilgili durum
olduğunu söyleyemeyiz. Başkan Trump bunun temsilcisi. Çok iniş çıkışlarla dolu
uygulamalar içerisinde. ABD'nin bundan sonraki yıllarda kendi çıkarlarını
koruma konusunda çok sıkı politika izlemeye devam etmesi belki daha tutarlı. Bunun
öngörülebilir bir politika olacağı, Avrupa'nın onu takip edeceği ve diğer
ülkelerin bu şekilde olacağını söyleyebiliriz. Korumacı uygulamaların, giderek
azalan bir süreç içerisine girmesi; 2019 yılında şimdiye kadar 72 tane koruma
tedbiri ya da damping uygulamaya aktarıldığı biliniyor. Koruma tedbirleri
açısından yoğun bir süreç olması beklenmiyor. Bu kadar olmaması gerektiğini
düşünüyoruz. Ama bu ağırlığı önümüzdeki yıllarda da üzerimizde hissedeceğiz.
Çelik sektörümüzün buna göre tedbir alması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"2020 yılı için tüketimde yüzde 8'lik artış
öngördük"
Yayan, sözlerine şöyle devam etti: "Dünya Çelik
Derneği'ne iyimser bir tahmin yaptık; 2020 yılı için tüketimde yüzde 8'lik
artış öngördük. Onlar ise bunun olağanüstü bir artış olduğunu söylediler. Ben de
kendilerine dedim ki; sizin olağanüstü gördüğünüz rakam, yaşadıklarımızın
yanında az kalır. Yüzde 8'e olağanüstü diyorsunuz, o sırada bizim düşüşümüz
yüzde 40 idi. Baz etkisinden dolayı 2020 yılında bir artış olacak. Bu artış 2017
yılındaki seviyelere ulaşmayı sağlar mı? Hayır. 2017 yılının gerisinde 1-2 yıl
daha kalmaya devam edeceğiz. Ama 2019 yılından daha iyi bir yılı 2020 yılında
beklediğimizi söyleyebilirim. Bunun hem tüketici hem de çelik sektörüne hayırlı
olmasını diliyorum ". (İHA/TimeTürk, 07 Kasım 2019 )
Yorumlar
Yorum Gönder