Çelik Sektöründe 2019 - 46. Haftanın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2019 - 46. Haftanın Öne Çıkanları
Fitch, Demir Cevheri
ve Kömür Fiyatı Tahminlerini Revize Etti
Fitch Ratings’in, 2019 yılı % 62 tenörlü demir cevherinin
cfr Çin fiyatına ilişkin tahminini önceki 75 $/tondan, 90 $/tona çıkarırken,
2020 yılı fiyat tahminini önceki 70 $/tona kıyasla 75 $/ton olarak revize
ettiği belirtiliyor. Fitch’in 2019 yılında koklaşabilir taş kömürü fob
Avustralya fiyat tahminini, önceki 160 $/tondan 180 $/ton seviyesine kadar
revize ettiği, ancak 2020 için 140 $/ton seviyesinde tuttuğu bildiriliyor.
Fitch Ratings’in, geçtiğimiz hafta Avrupa çelik fiyatlarının önümüzdeki yıl
baskı altında kalacağını ve çelik üreticilerinin marjları üzerindeki baskısının
devam edeceğini, 2020 yılının ikinci yarısında ise, kapasite kesintileri ve
girdi maliyetlerinin düşmesi nedeniyle hafifleyeceğini belirttiği kaydediliyor.
( Kallanish, 11 Kasım 2019 )
OYAK, British Steel
Müzakereleri Sonlandırıldı
OYAK iştiraklerinden Ataer Holding tarafından British
Steel'de yapılan incelemeler tamamlandığı, paydaşların yeterince destek
vermemesi nedeni ile beklenen ticari verimliliğin sağlanamayacağı ortaya
konarak müzakereler sonlandırıldı. OYAK'tan yapılan açıklamada şu bilgiler
verildi: "Türkiye'nin en büyük mesleki emeklilik fonu ve en büyük demir
çelik üreticisi olarak, ülkemizin stratejik hedeflerine katkı sunma kararlılığı
ile yerel ve küresel fırsatları değerlendirmeye devam ettiğimizi kamuoyunun
bilgisine sunarız."
OYAK olmadı, Çinliler satın alıyor
Ataer Holding’le imzaladığı ön anlaşma bozulan British
Steel’i 70 milyon sterline Çin şirketi Jingye Group alıyor. Turizm, otelcilik
ve gayrimenkul alanlarında faaliyet gösteren, Çin'in en büyük 217'nci şirketi
Jingye Group, 4 binden fazla çalışanı bulunan British Steel'i almayı prensipte
kabul etti.
Ağustos ayında ön anlaşma imzalanmıştı
Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK), demir çelik sektöründe,
İngiltere başta olmak üzere Fransa ve Hollanda'da üretim faaliyetleri bulunan,
İngiliz sanayi devi British Steel'i satın almak üzere geçtiğimiz ağustos ayında
ön anlaşmaya varmıştı. Mayıs ayında iflas eden İngiltere’nin en büyük çelik
şirketlerinden British Steel’in satış görüşmelerinin kasım ayında sona ereceği
iddia edilmişti. İddianın sahibi ise İşçi Partisi’nin Redcar kenti milletvekili
Anna Turley. OYAK’ın iştiraki Ataer Holding ile görüşmelerin iyi gittiğini
belirten Turley, bir Çinli firmanın resmi alıcı ile görüşmelere girdiğini ifade
etmiş, OYAK’ın iştiraki Ataer Holding ile anlaşmanın daha yakın olduğu, kasım
ayının başında görüşmelerin tamamlanacağını belirtmişti. ( Dünya, 12 Kasım 2019
)
ArcelorMittal,
Ilva'nın Sözleşmesini Feshetmek İçin Mahkemeye Gitti
ArcelorMittal’in, şirket ve hükümet konuyla ilgili anlaşma
sağlayamaması nedeniyle Ilva varlıklarının kira sözleşmesinden çekilmesinin
kanun kapsamında olup olmadığını tespit etmek için mahkemeye başvurduğu
bildiriliyor. Şirketin, aynı zamanda Taranto’nun 2 No’lu yüksek fırının
kapanmasına karşı mücadele etmeyi de bıraktığı ve bu durumun, tesiste çelik
üretim faaliyetlerinin bitmesine neden olabileceği belirtiliyor.
ArcelorMittal’in, bir adım daha atarak, avukatları aracılığı ile 31 Ekim
2018'de kapanan Ilva ve bazı iştiraklerinin satın alma ve satın alma
sözleşmesinin fesih sürecini başlatmak için gerekli belgeleri sunarak 12
Kasım'da Milan Mahkemesi’ne başvurduğu ifade ediliyor. Buna karşılık, Ilva’nın
olağanüstü komisyon üyelerinin, muhtemelen bu hafta sonuna kadar
ArcelorMittal’ın kararına itiraz etmek için mahkemeye başvurma niyetinde
oldukları kaydediliyor. İtalyan hükümetinin, ArcelorMittal’in Ilva anlaşmasını
çiğneme konusunda yasal bir hakkının olmadığı konusunda ısrar ederken,
yatırımcının, yasal dokunulmazlığın kaldırılmasının ve 2 no'lu yüksek fırının
mahkeme kararı ile kapatılmasının, kararını haklı çıkardığını iddia ettiği
aktarılıyor. Aynı zamanda, geçtiğimiz hafta hükümetle yapılan görüşmeler
sırasında Mittal ailesinin, İtalya’daki tesisin mevcut piyasa koşullarında
operasyonlarını sürdürmek için şirketin 5.000 işçiyi işten çıkarması ve
yaklaşık 4 milyon ton çelik üretmesi gerektiğini belirttiği bildiriliyor. Söz
konusu durumun, Roma ve sendikalar için kabul edilemez olduğu ve sözleşmenin
ihlali olarak kabul edildiği vurgulanıyor. ( Metal Expert, 13 Kasım 2019 )
ISA: Hindistan Çelik
Sektörü RCEP Anlaşmasına Katılmama Kararı ile Rahatladı
Hindistan çelik endüstrisinin, Başbakan Modi'nin 15 ülkeden
oluşan ve dünyanın en büyük ticaret bloğunu oluşturacak olan Çin destekli bir
serbest ticaret anlaşması olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık’a (RCEP)
katılmamaya karar vermesinin ardından rahat bir nefes aldığı bildiriliyor.
Hindistan Çelik Derneği (ISA) Genel Sekreteri ve İcra Başkanı Bhaskar
Chatterjee’nin, Başbakan’ın RCEP’e katılmayacağı yönündeki açıklamasının,
özellikle çelik endüstrisi ve genel olarak diğer birçok sektör için büyük bir
rahatlama olduğunu belirttiği kaydediliyor. Haziran ayından bu yana çelik
endüstrisi temsilcilerinin, Ticaret ve Çelik Bakanlıkları ve Hindistan Çelik
Derneği ile bir araya geldikleri; hükümetle sanayi arasındaki bu etkileşimlerin
aktif olarak devam ettiğini ifade eden Chatterjee’nin, hükümete, RCEP'i
imzalamanın kaçınılmaz olması durumunda çelik ürünlerin sözleşmeden çıkarılması
gerektiğini ilettiklerinin altını çizdiği bildiriliyor Hindistan’ın, RCEP
ülkeleri ile büyük bir ticaret açığı verdiği ve özellikle Çin’den ithalat
akınına karşı yerli sanayisini ve çiftçilerini korumak istediği aktarılıyor.
Hindistan’ın, ithalat menşei kurallarının olası bir şekilde atlatılması ve tarife
dışı engeller üzerinde güvenilir hiçbir güvencenin olmaması konusunda da endişe
duyduğu ifade ediliyor. (SteelGuru, 13 Kasım 2019 )
Tayvan’dan ‘Çelik’
Gibi Yatırım
Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi (TAITRA) Başkanı
Walter M.S. Yeh, DÜNYA'ya yaptığı özel açıklamada dünyanın en büyük çelik
üreticilerinden biri olan Tayvanlı firmanın 80 milyon dolar yatırımla
Kocaeli’ye fabrika kuracağını bildirdi. Yaklaşık 300 kişiye istihdam
sağlayacağı dile getirilen fabrikada üretilen ürünler, Türkiye’den dünyaya satılacak.
Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi (TAITRA) Başkanı Yeh,
dünyanın en büyük çelik üreticileri arasında yer alan Tayvanlı bir çelik
üreticisi firmanın önümüzdeki yıl 80 milyon dolar yatırımla Türkiye’de
paslanmaz çelik fabrikası kuracağını bildirdi. Tayvan ile Türkiye arasındaki
ekonomik ilişkileri ve işbirliğini geliştirmek amacıyla düzenlenen Taiwan
Business Day Forumu öncesi DÜNYA’ya özel açıklamalarda bulunan TAITRA Başkanı
Walter M.S. Yeh, globalde en büyük 5 çelik üreticisinden biri olan Tayvanlı bir
firmanın 80 milyon dolar yatırımla Kocaeli’de paslanmaz çelik fabrikası
kuracağını söyledi. Sürecin başladığını ve bu fabrikayla Türkiye’de yaklaşık
300 kişiye istihdam sağlayacağını dile getiren Yeh, Kocaeli’de kurulması
planlanan bu fabrikada üretilen ürünlerin dünyaya satılacağını aktardı.
“İşbirliği tek taraflı olmasın”
Tayvan Dış Ticaret Bürosu (MOEA), Tayvan Dış Ticareti
Geliştirme Konseyi (TAITRA), Tayvan Yeşil Ticaret Proje Ofisi ve Tayvan
Mükemmeliyet kuruluşu tarafından Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik
işbirliğini güçlendirmek amacıyla Taiwan Business Day Forumu gerçekleştirildi.
Forum kapsamında Akıllı Makine, Akıllı Medikal ile Yeşil Enerji Semineri gibi
etkinlikler ve birebir şirket eşleştirme toplantıları aracılığıyla iş adamlarına
yenilikçi yatırımlar, devlet teşvikleri ve işbirliği olanakları hakkında bilgi
bilgi alışverişinde bulunuldu. Taipei Ekonomik ve Kültürel Misyon Ankara
Temsilcisi Yaser Cheng, “Türkiye’den Tayvan’a giden yatırımcı yok ama biz
buraya sıkça geliyoruz. İşbirliği tek taraflı olmasın” dedi.
“İhracatımızı 2 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz”
Türkiye’de elektrikli araçlarla ilgili önemli gelişmeleri
izlediklerini söyleyen Yeh, “TECO adlı firmamız elektrikli araçlarla ilgili
motor imal ediyor. Bu konuda geliştirilebilir işbirlikleri var. Güneş panelleri
alanında da Tayvan en büyük ikinci üretici, Türkiye bu ürünleri bizden tedarik
edebilir. Ayrıca Tayvan’da bizim endüstri kümelerimiz var. Türkiye de imalat
konusunda çok önde, bu alanda birçok parçaya ihtiyaç duyuluyor. Tayvan bu
alanda Türkiye’ye tedarikçi olabilir” diye konuştu. Tayvan’ın Türkiye’ye geçen
yıl 1.37 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirdiğini ifade eden Yeh, “5
yıl içinde bu rakamı 2 milyar dolara çıkarabiliriz. Tayvan ile Türkiye arasında
çok güzel fırsatlar var” şeklinde konuştu.
Türk şirketlerine işbirliği daveti
TAITRA’nın Türkiye ziyareti kapsamında ikili ticareti ve
işbirliklerinin güçlendirilmesi amacıyla Anadolu Holding, Zorlu Holding, Tofaş,
Otokar ve TEİAŞ gibi Türkiye’nin önde gelen endüstri gruplarına ziyaretler
düzenlendi. Zorlu Holding ve Zorlu Enerji ile gelecek dönemde hayata
geçirilecek projelerle ilgili işbirliği fırsatları değerlendirildi. Anadolu
Holding ile yapılan görüşmede ise makine, yeşil enerji ve akıllı medikal
sektörlerinde Tayvan ile gelecek projelerde işbirliklerinin artırılmasına ve
otomobil ve içecek sektörlerinde ortaklıkların güçlendirilmesine vurgu yapıldı.
(Dünya, 13 Kasım 2019 )
Worldsteel, Çin’in
2020’lerin Ortasında Hurda İhracatçısı Olacağını Tahmin Ediyor
Dünya Çelik Derneği (worlsteel) Genel Direktörü Edwin
Basson'un, 12 Kasım Salı günü yapılan açıklamada, Çin'in önümüzdeki on yıl
içinde demir hurda ihracatçısı olmasının muhtemel göründüğünü ve 2050 yılına
kadar küresel hurda stokunun neredeyse iki katına çıkacağı tahmin edildiğini
belirttiği kaydediliyor. Alacero’nun Buenos Aires’te düzenlediği Latin Amerika
Çelik Konferansı’nda konuşan Basson’un, Çin'in çelik geri dönüşüm sektörü
geliştikçe, 2020'lerin ortalarından itibaren ihtiyaç duyduğundan daha fazla
hurda üreteceğini söylediği aktarılıyor. Çin’in mevcut durumda ürettiği tüm
demir hurdayı tükettiğini, ancak hurda üretimde daha verimli bir hale geldiğini
belirten Basson’un, ülkenin 2020'lerin ortalarında, mevcut büyüme hızı devam
ederse hurda ihracatçısı olabileceğini düşündüklerini dile getirdiği ifade
ediliyor. Basson’un, worldsteel’in, küresel hurda mevcudiyetinin yüzyılın bu
yarısında neredeyse iki katına çıkacağını ve 2050’de yaklaşık 1,3 milyar tona
ulaşacağını tahmin ettiği ve mevcut durumda hacimlerin, 780 milyon ton
seviyesinde olduğunu belirttiği kaydediliyor. Basson’a göre, hurda
mevcudiyetinin 2030 yılına kadar 200 milyon ton artacağı, ancak ilerleyen
yıllarda daha fazla artacağı tahmin ediliyor. Worldsteel’in, 2050 yılında şu ankinden
500 milyon ton daha fazla hurda tedarik edilmesini öngördüğü ve Basson'a göre,
hurda arzındaki bu artışın, önümüzdeki yıllarda çelik üretim ihtiyaçlarını
karşılamak için yeterli olacağı belirtiliyor. Basson’un, “Bu durum teknik
olarak, yeni yüksek fırınlara ihtiyaç duymayacağımız, bunun yerine gelecekte
yeni elektrikli ark ocaklarına odaklanacağımız anlamına gelir.” dediği
aktarılıyor. Worldsteel’in, görünür çelik tüketimimdeki artış hızlarında bir
düşüş beklediğinden, hurda üretiminin, çelik üretimini yakalamaya
hazırlandığını belirttiği kaydediliyor. Derneğin, çelik kullanımına yönelik
birleşik yıllık büyüme oranının 2020- 2040 penceresinde % 0,8 olacağını tahmin
ettiği belirtiliyor. Basson’un, “Çin çelik kullanımının 700 milyon ton
civarındaki büyük kısmını karşılamaya devam edecek, ancak mevcut seviyelere
kıyasla düşecek” dediği rapor ediliyor. Worldsteel’in, Çin’in çelik talebinin
2019’da toplam 900,1 milyon ton olacağını hesapladığı bildiriliyor. (
Fastmarkets, 14 Kasım 2019 )
Edwin Basson: 2040’a
Kadar Çelik Talebindeki Artış Yavaş Olacak
Bu hafta Arjantin’in Buenos Aires şehrinde düzenlenen 60.
Alacero toplantısının ilk oturumunda söz alan Dünya Çelik Birliği (worldsteel)
Genel Direktörü Edwin Basson, worldsteel’in 2040’a kadar çelik talebinde
yalnızca hafif bir artış beklediğini belirtti. Basson, birliğin tahminlerinin
gelecek dönemde daha fazla elektrik ark ocağı kurulmasına yönelik gelişmeler
olabileceği yönünde olduğunu söyledi. Worldsteel’in sektörde neredeyse 2100
yılına kadar yetecek yüksek fırın kapasitesi bulunduğuna dair izlenimleri
paylaşıldı. Basson, yeni çelik talebinin yeni hurda geri dönüşümüyle ya da
elektrik ark ocaklı üretimle karşılanabileceğini öne sürdü. Worldsteel Genel
Direktörü, yeni yüksek fırınlar inşa etmenin gereksiz olduğunu ancak yine de
belirli nedenlerden ötürü dünyanın bazı yerlerinde yeni yüksek fırınların inşa
edileceğini ekledi. Buna karşın, Basson teknik olarak gelecekteki tüm çelik
talebinin hurda geri dönüşümü ile karşılanabileceğini söyledi. Basson, bu durumun
çelik üretiminde kullanılan hammadde üretiminde de gelecek dönemde oldukça
stabil bir tablo çizebileceğini, ancak bu tür malzemelerin tedariki dünyanın
belirli bölgelerinden sağlandığı için, muson ve diğer iklim koşulları ya da
sevkiyat sorunları gibi nedenlerden ötürü piyasada fiyatların değişkenlik
gösterebileceğini söyledi. Worldsteel Genel Direktörü, durumun tamamen olumsuz
olmadığını, birliğin gelecekte talepte az da olsa artış öngördüğünü belirtti.
Bununla birlikte, Basson worldsteel’in yalnızca talep tarafında değil sektörün
üretim kapasitesinde de stabil bir tablo çizildiğine dair izlenimlerini
aktardı. Basson ayrıca sektörün çevre kaynaklı sorunlara odaklanmaya
başladığını, çeliğin dünyada hem modern toplum tarafından ihtiyaç duyulan hem
de birçok kullanım alanı olan nadir ürünlerden olduğunu ve oldukça geri
dönüştürülebilir, tekrar kullanılabilir bir malzeme olduğunu belirtti.
Worldsteel Genel Direktörü, birliğin çeşitli piyasa koşullarına bağlı olarak
çeliğin kullanım alanlarında farklı trendler izlendiğini ve bu durumun
gelecekte çeliğin tercih edilen malzemelerden biri olmaya devam etmesini
sağlayacak en büyük avantaj olduğunu belirttiğini de ekledi. ( SteelOrbis, 14
Kasım 2019 )
EUROFER British
Steel’in Jingye’ye Satılması Hakkında Endişelerini Dile Getirdi
Reuters’da yer alan bir habere göre, Avrupa Çelik Birliği
(EUROFER), British Steel’in Çinli çelik üreticisi Jingye tarafından satın
alınması iddialarına netlik getirilmesini talep etti. Jingye bu hafta British
Steel’i satın almak için bir ön anlaşma yaptığını doğrulamış ve gelecek on yıl
içerisinde 1,2 milyar £ (1,5 milyar $) yatırım yaparak binlerce istihdamı
kurtaracağına söz vermişti. EUROFER, söz konusu satın alımın Çin’in kapasite
fazlasını Avrupa’ya aktarma hamlelerinin bir yenisi olduğunu öne sürdü. EUROFER
Genel Direktörü Axel Eggert, “Bu satın alım sürecinde İngiliz hükümetinin
devlet yardımında bulunmadığından emin olmalıyız, zira böyle bir durum AB
devlet yardımı kurallarına ters düşecektir,” dedi. Eggert, Çin’in küresel
piyasadaki çelik fazlasının en büyük sebebi olduğunun da altını çizdi.
(SteelOrbis, 14 Kasım 2019 )
İtalya Hükümeti
Arcelormittal’in Ilva Kararına İtiraz Edeceğini Belirtti
İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio, hükümetin
ArcelorMittal’in Taranto tesisi dahil olmak üzere Ilva’daki çelik biriminin
sözleşmesini iptal etmek için açtığı davaya itiraz edeceğini açıkladı. Yerel
basına açıklama yapan Di Maio, “ArcelorMittal’in sözleşmenin iptaline yönelik
kararına itiraz edeceğiz. Bu sözleşme ciddiye alınmalı,” dedi. İtalya Ekonomik
Kalkınma Bakanı Stefano Patuanelli, “ArcelorMittal endüstriyel plana bağlı
kalmıyor ve şu anda vaat etmiş olduğu 6 milyon mt üretimi gerçekleştirmiyor,”
şeklinde konuştu. 12 Kasım tarihinde ArcelorMittal’in avukatları, sözleşmenin
Milano mahkemesince iptal edilmesi için gerekli başvurularda bulundu. Şirket
başvurusunda hükümete sözleşmenin iptali için sunduğu nedenlerin aynını sundu
ve bu başvuruda “çevresel yükümlülüklere karşı muafiyet yeniden sağlansa dahi
sözleşmenin sürdürülmesinin mümkün olmayacağı” belirtildi. ArcelorMittal’in
davasına bakan Milan mahkemesi başkanı Roberto Bichi’nin, Çarşamba günü davayı
iş davalarında uzmanlaşmış iki birimden biri olan Yargıç Claudio Marangoni
başkanlığındaki birime atadığı belirtildi. İlk duruşma 6 Mayıs 2020 tarihinde
gerçekleşecek. Şirketin üç olağanüstü kurul üyesinin 15 Kasım’a dek
ArcelorMittal’in sözleşmeyi iptal etmesi için gereken adli koşulların
sağlanmadığını belirten bir temyiz başvurusunda bulunması bekleniyor. Bununla
birlikte, ArcelorMittal Taranto’daki üretimi kademeli olarak durdurmaya
başladı. Yerel sendikalara göre, tesisler %30 kapasiteyle çalışıyor, Taranto’ya
yapılan kömür ve demir cevheri sevkiyatları ise durduruldu. ( SteelOrbis, 14
Kasım 2019 )
Baştuğ Metalurji,
Yeni Yatırımlarla Yıllık Üretimini 4 Milyon Tona Çıkaracak
Demir ve çelik ihracatının en önemli temsilcilerinden Baştuğ
Metalurji, dış ticarette yaşanan sıkıntılara rağmen ürün kalitesi ile cirosunu
arttırırken, üretim miktarını da yeni yatırımlarla 4 milyon tona çıkarmayı
hedefliyor. Yarım asırdır çelik sektöründe hizmet veren Baştuğ Metalurji,
Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan 700 bin metrekarelik tesisinde
yer alan 1 etap çelikhanede yıllık 2 milyon ton sıvı çelik işleme kapasitesi
ile çalışıyor. Grup olarak bin, hizmet aldığı diğer çalışanları ile birlikte
toplamda bin 500 kişilik istihdam sağlayan firma, 2018 yılında yaklaşık 5
milyar TL ciro elde ederken; bu yıl bu tutarın üzerine çıkmayı hedefliyor.
Firma olarak üretim süreçlerinde Ar- Ge çalışmalarına ve teknolojik gelişmelere
önem verdiklerini ifade eden Baştuğ Metalurji Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa
Baştuğ, “Türkiye’nin en büyük demir-çelik üreticilerinden biri olarak sadece
ülkemizin değil, dünyanın demir-çelik ihtiyacını karşılayan bir marka olma
vizyonuyla üretmeye ve büyümeye devam ediyoruz” dedi.
“Teleskopik tip elektrikli ark ocağı kullanıyor”
Tesislerinde gerçekleştirdikleri üretim sürecinde en
gelişmiş teknolojiye ve donanıma sahip ocaklar kullandıklarına dikkat çeken
Baştuğ, altyapı sistemleri hakkında bilgi vererek “1’inci etap çelikhane
tesisimiz yaklaşık 110 bin metrekare kapalı alan üzerine yıllık 2 milyon ton
sıvı çelik kapasiteli olup, ülkemizdeki son teknoloji ile yapılan tesislerden
biri konumunda. 2’nci etap haddehanemiz ise 45 bin metrekare kapalı alanda
hizmet veren, yıllık 1 milyon 250 bin ton kapasiteli, sıcak - soğuk şarj
yapabilme özelliğine sahip, hızlı ve son teknoloji entegre bir yapı.
Tesisimizde 130 x 130 milimetreden 180 x 180 milimetreye kadar kütük, 8 milimetreden
63 milimetreye kadar nervürlü inşaat demiri üretebiliyoruz” diye konuştu.
“2019’u 5 Milyar TL’nin üzerinde ciro ile kapatmayı
hedefliyoruz”
Baştuğ Metalurji olarak yerel ve bölgesel ticarete ağırlık
verdiklerini ancak pazar çeşitlendirmesine giderken iç piyasayı da ihmal
etmemeye özen gösterdiklerini vurgulayan Mustafa Baştuğ, yüzde 40 ila 45
oranında iç piyasaya tedarik sağladıklarını söyledi. Baştuğ, sözlerine şöyle
devam etti: “Firmamız inşaat demiri ihracatında yeni ve yükselen bir oyuncu.
2017 ve 2018 yıllarında hem yurtiçi hem de yurtdışında yeni pazarlara giriş
yaptık. Üretimimizin yaklaşık yüzde 50 ila 55’ini, 30 ülkeye ihraç ediyoruz.”
2018’de belirledikleri hedeflerin tamamını gerçekleştirdiklerini ifade eden
Baştuğ, “2018 ve 2019 yıllarında ülkemiz hak etmediği derecede şiddet, acı ve
haksızlığa maruz kalmasına rağmen dayanışma ile işimize devam ediyoruz. İlk
500’de gurur verici sıralara ulaşmak, marka olarak dünyada ve ülkemizde daha
dikkate alınan bir sektörel aktör olmak bizim için elbette güzel gelişmeler.
Ama bizim hedefimiz sektörel ve ulusal bir birliktelikle, totalde erişilecek
noktalar olmalı. Bu yüzden bugün kullandığımız teknolojiyi, yüksek katma
değerli ürün vizyonuyla şekillendirdik” dedi. Tesis yapılanmalarıyla ilgili son
teknoloji seçimler yaparken, Ar-Ge çalışmalarına da önem verdiklerini söyleyen,
“Bundan sonra stratejimiz yıllık kapasitemizi 4 milyon ton seviyesine çıkaracak
ek yatırımlar üzerine şekillenecek ama bunu kesin zamanlı sınırlandırmamız
elbette mümkün değil. Baştuğ Metalurji olarak 2018 yılını yaklaşık 5 milyar TL
ciro ile kapattık, önümüzdeki dönemde bunu daha yukarılara çekmeyi
hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
“Dünyanın en ucuz inşaat demiri Türkiye’de”
Dünyanın en ucuz inşaat demiri fiyatının Türkiye’de olduğunun
altını çizen Baştuğ, “Ülkemizin kapasitesi içerideki talebi karşılamaya
fazlasıyla yeterli. Basit bir planlama ve koordinasyon ile demiri, inşaat
firmaları açısından daha ulaşılabilir kılmak mümkün olacaktır. Gerçek anlamda
bir rekabet ortamı ve serbest piyasaya sahip olduğumuz için dünyanın en ucuz
inşaat demiri fiyatı Türkiye’dedir. Ancak sektörümüz ne yazık ki kendini
yeterince ifade edemiyor veya dinletemiyor ve sonuçları ülkemiz için çok ciddi
olabilecek bir haksızlığa maruz kalıyor. Bu haksızlık sadece yurt içinde değil,
yurt dışında yapılıyor” yorumunu yaptı. Sektördeki firmaların özellikle dış
pazarlarda büyük haksızlıklarla karşı karşıya kaldığını belirten Baştuğ
Metalurji Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baştuğ, “ABD yönetiminin ulusal güvenlik
bahanesiyle çelik ithalatına getirdiği vergi artışından Türkiye – Amerika
arasındaki ticaret açığına rağmen henüz muaf tutulmadı. Ancak biz çalışmaya,
haklılığımızı anlatmaya, işimizi dürüstlükle yapmaya devam edeceğiz. İnanıyoruz
ki bu zor zamanlardan ülkemiz ve sektörümüz güçlenerek çıkacaktır” diye
konuştu. ( Dünya ADMİB, 15 Kasım 2019 )
Yorumlar
Yorum Gönder