Çelik Sektöründe 2019 - 46. Haftanın Öne Çıkanları


Çelik Sektöründe 2019 - 46. Haftanın Öne Çıkanları


Fitch, Demir Cevheri ve Kömür Fiyatı Tahminlerini Revize Etti

Fitch Ratings’in, 2019 yılı % 62 tenörlü demir cevherinin cfr Çin fiyatına ilişkin tahminini önceki 75 $/tondan, 90 $/tona çıkarırken, 2020 yılı fiyat tahminini önceki 70 $/tona kıyasla 75 $/ton olarak revize ettiği belirtiliyor. Fitch’in 2019 yılında koklaşabilir taş kömürü fob Avustralya fiyat tahminini, önceki 160 $/tondan 180 $/ton seviyesine kadar revize ettiği, ancak 2020 için 140 $/ton seviyesinde tuttuğu bildiriliyor. Fitch Ratings’in, geçtiğimiz hafta Avrupa çelik fiyatlarının önümüzdeki yıl baskı altında kalacağını ve çelik üreticilerinin marjları üzerindeki baskısının devam edeceğini, 2020 yılının ikinci yarısında ise, kapasite kesintileri ve girdi maliyetlerinin düşmesi nedeniyle hafifleyeceğini belirttiği kaydediliyor. ( Kallanish, 11 Kasım 2019 )

OYAK, British Steel Müzakereleri Sonlandırıldı

OYAK iştiraklerinden Ataer Holding tarafından British Steel'de yapılan incelemeler tamamlandığı, paydaşların yeterince destek vermemesi nedeni ile beklenen ticari verimliliğin sağlanamayacağı ortaya konarak müzakereler sonlandırıldı. OYAK'tan yapılan açıklamada şu bilgiler verildi: "Türkiye'nin en büyük mesleki emeklilik fonu ve en büyük demir çelik üreticisi olarak, ülkemizin stratejik hedeflerine katkı sunma kararlılığı ile yerel ve küresel fırsatları değerlendirmeye devam ettiğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız."

OYAK olmadı, Çinliler satın alıyor

Ataer Holding’le imzaladığı ön anlaşma bozulan British Steel’i 70 milyon sterline Çin şirketi Jingye Group alıyor. Turizm, otelcilik ve gayrimenkul alanlarında faaliyet gösteren, Çin'in en büyük 217'nci şirketi Jingye Group, 4 binden fazla çalışanı bulunan British Steel'i almayı prensipte kabul etti.

Ağustos ayında ön anlaşma imzalanmıştı

Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK), demir çelik sektöründe, İngiltere başta olmak üzere Fransa ve Hollanda'da üretim faaliyetleri bulunan, İngiliz sanayi devi British Steel'i satın almak üzere geçtiğimiz ağustos ayında ön anlaşmaya varmıştı. Mayıs ayında iflas eden İngiltere’nin en büyük çelik şirketlerinden British Steel’in satış görüşmelerinin kasım ayında sona ereceği iddia edilmişti. İddianın sahibi ise İşçi Partisi’nin Redcar kenti milletvekili Anna Turley. OYAK’ın iştiraki Ataer Holding ile görüşmelerin iyi gittiğini belirten Turley, bir Çinli firmanın resmi alıcı ile görüşmelere girdiğini ifade etmiş, OYAK’ın iştiraki Ataer Holding ile anlaşmanın daha yakın olduğu, kasım ayının başında görüşmelerin tamamlanacağını belirtmişti. ( Dünya, 12 Kasım 2019 )

ArcelorMittal, Ilva'nın Sözleşmesini Feshetmek İçin Mahkemeye Gitti

ArcelorMittal’in, şirket ve hükümet konuyla ilgili anlaşma sağlayamaması nedeniyle Ilva varlıklarının kira sözleşmesinden çekilmesinin kanun kapsamında olup olmadığını tespit etmek için mahkemeye başvurduğu bildiriliyor. Şirketin, aynı zamanda Taranto’nun 2 No’lu yüksek fırının kapanmasına karşı mücadele etmeyi de bıraktığı ve bu durumun, tesiste çelik üretim faaliyetlerinin bitmesine neden olabileceği belirtiliyor. ArcelorMittal’in, bir adım daha atarak, avukatları aracılığı ile 31 Ekim 2018'de kapanan Ilva ve bazı iştiraklerinin satın alma ve satın alma sözleşmesinin fesih sürecini başlatmak için gerekli belgeleri sunarak 12 Kasım'da Milan Mahkemesi’ne başvurduğu ifade ediliyor. Buna karşılık, Ilva’nın olağanüstü komisyon üyelerinin, muhtemelen bu hafta sonuna kadar ArcelorMittal’ın kararına itiraz etmek için mahkemeye başvurma niyetinde oldukları kaydediliyor. İtalyan hükümetinin, ArcelorMittal’in Ilva anlaşmasını çiğneme konusunda yasal bir hakkının olmadığı konusunda ısrar ederken, yatırımcının, yasal dokunulmazlığın kaldırılmasının ve 2 no'lu yüksek fırının mahkeme kararı ile kapatılmasının, kararını haklı çıkardığını iddia ettiği aktarılıyor. Aynı zamanda, geçtiğimiz hafta hükümetle yapılan görüşmeler sırasında Mittal ailesinin, İtalya’daki tesisin mevcut piyasa koşullarında operasyonlarını sürdürmek için şirketin 5.000 işçiyi işten çıkarması ve yaklaşık 4 milyon ton çelik üretmesi gerektiğini belirttiği bildiriliyor. Söz konusu durumun, Roma ve sendikalar için kabul edilemez olduğu ve sözleşmenin ihlali olarak kabul edildiği vurgulanıyor. ( Metal Expert, 13 Kasım 2019 )

ISA: Hindistan Çelik Sektörü RCEP Anlaşmasına Katılmama Kararı ile Rahatladı

Hindistan çelik endüstrisinin, Başbakan Modi'nin 15 ülkeden oluşan ve dünyanın en büyük ticaret bloğunu oluşturacak olan Çin destekli bir serbest ticaret anlaşması olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık’a (RCEP) katılmamaya karar vermesinin ardından rahat bir nefes aldığı bildiriliyor. Hindistan Çelik Derneği (ISA) Genel Sekreteri ve İcra Başkanı Bhaskar Chatterjee’nin, Başbakan’ın RCEP’e katılmayacağı yönündeki açıklamasının, özellikle çelik endüstrisi ve genel olarak diğer birçok sektör için büyük bir rahatlama olduğunu belirttiği kaydediliyor. Haziran ayından bu yana çelik endüstrisi temsilcilerinin, Ticaret ve Çelik Bakanlıkları ve Hindistan Çelik Derneği ile bir araya geldikleri; hükümetle sanayi arasındaki bu etkileşimlerin aktif olarak devam ettiğini ifade eden Chatterjee’nin, hükümete, RCEP'i imzalamanın kaçınılmaz olması durumunda çelik ürünlerin sözleşmeden çıkarılması gerektiğini ilettiklerinin altını çizdiği bildiriliyor Hindistan’ın, RCEP ülkeleri ile büyük bir ticaret açığı verdiği ve özellikle Çin’den ithalat akınına karşı yerli sanayisini ve çiftçilerini korumak istediği aktarılıyor. Hindistan’ın, ithalat menşei kurallarının olası bir şekilde atlatılması ve tarife dışı engeller üzerinde güvenilir hiçbir güvencenin olmaması konusunda da endişe duyduğu ifade ediliyor. (SteelGuru, 13 Kasım 2019 )

Tayvan’dan ‘Çelik’ Gibi Yatırım

Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi (TAITRA) Başkanı Walter M.S. Yeh, DÜNYA'ya yaptığı özel açıklamada dünyanın en büyük çelik üreticilerinden biri olan Tayvanlı firmanın 80 milyon dolar yatırımla Kocaeli’ye fabrika kuracağını bildirdi. Yaklaşık 300 kişiye istihdam sağlayacağı dile getirilen fabrikada üretilen ürünler, Türkiye’den dünyaya satılacak.

Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi (TAITRA) Başkanı Yeh, dünyanın en büyük çelik üreticileri arasında yer alan Tayvanlı bir çelik üreticisi firmanın önümüzdeki yıl 80 milyon dolar yatırımla Türkiye’de paslanmaz çelik fabrikası kuracağını bildirdi. Tayvan ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkileri ve işbirliğini geliştirmek amacıyla düzenlenen Taiwan Business Day Forumu öncesi DÜNYA’ya özel açıklamalarda bulunan TAITRA Başkanı Walter M.S. Yeh, globalde en büyük 5 çelik üreticisinden biri olan Tayvanlı bir firmanın 80 milyon dolar yatırımla Kocaeli’de paslanmaz çelik fabrikası kuracağını söyledi. Sürecin başladığını ve bu fabrikayla Türkiye’de yaklaşık 300 kişiye istihdam sağlayacağını dile getiren Yeh, Kocaeli’de kurulması planlanan bu fabrikada üretilen ürünlerin dünyaya satılacağını aktardı.

“İşbirliği tek taraflı olmasın”

Tayvan Dış Ticaret Bürosu (MOEA), Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi (TAITRA), Tayvan Yeşil Ticaret Proje Ofisi ve Tayvan Mükemmeliyet kuruluşu tarafından Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik işbirliğini güçlendirmek amacıyla Taiwan Business Day Forumu gerçekleştirildi. Forum kapsamında Akıllı Makine, Akıllı Medikal ile Yeşil Enerji Semineri gibi etkinlikler ve birebir şirket eşleştirme toplantıları aracılığıyla iş adamlarına yenilikçi yatırımlar, devlet teşvikleri ve işbirliği olanakları hakkında bilgi bilgi alışverişinde bulunuldu. Taipei Ekonomik ve Kültürel Misyon Ankara Temsilcisi Yaser Cheng, “Türkiye’den Tayvan’a giden yatırımcı yok ama biz buraya sıkça geliyoruz. İşbirliği tek taraflı olmasın” dedi.

“İhracatımızı 2 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz”

Türkiye’de elektrikli araçlarla ilgili önemli gelişmeleri izlediklerini söyleyen Yeh, “TECO adlı firmamız elektrikli araçlarla ilgili motor imal ediyor. Bu konuda geliştirilebilir işbirlikleri var. Güneş panelleri alanında da Tayvan en büyük ikinci üretici, Türkiye bu ürünleri bizden tedarik edebilir. Ayrıca Tayvan’da bizim endüstri kümelerimiz var. Türkiye de imalat konusunda çok önde, bu alanda birçok parçaya ihtiyaç duyuluyor. Tayvan bu alanda Türkiye’ye tedarikçi olabilir” diye konuştu. Tayvan’ın Türkiye’ye geçen yıl 1.37 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirdiğini ifade eden Yeh, “5 yıl içinde bu rakamı 2 milyar dolara çıkarabiliriz. Tayvan ile Türkiye arasında çok güzel fırsatlar var” şeklinde konuştu.

Türk şirketlerine işbirliği daveti

TAITRA’nın Türkiye ziyareti kapsamında ikili ticareti ve işbirliklerinin güçlendirilmesi amacıyla Anadolu Holding, Zorlu Holding, Tofaş, Otokar ve TEİAŞ gibi Türkiye’nin önde gelen endüstri gruplarına ziyaretler düzenlendi. Zorlu Holding ve Zorlu Enerji ile gelecek dönemde hayata geçirilecek projelerle ilgili işbirliği fırsatları değerlendirildi. Anadolu Holding ile yapılan görüşmede ise makine, yeşil enerji ve akıllı medikal sektörlerinde Tayvan ile gelecek projelerde işbirliklerinin artırılmasına ve otomobil ve içecek sektörlerinde ortaklıkların güçlendirilmesine vurgu yapıldı. (Dünya, 13 Kasım 2019 )

Worldsteel, Çin’in 2020’lerin Ortasında Hurda İhracatçısı Olacağını Tahmin Ediyor

Dünya Çelik Derneği (worlsteel) Genel Direktörü Edwin Basson'un, 12 Kasım Salı günü yapılan açıklamada, Çin'in önümüzdeki on yıl içinde demir hurda ihracatçısı olmasının muhtemel göründüğünü ve 2050 yılına kadar küresel hurda stokunun neredeyse iki katına çıkacağı tahmin edildiğini belirttiği kaydediliyor. Alacero’nun Buenos Aires’te düzenlediği Latin Amerika Çelik Konferansı’nda konuşan Basson’un, Çin'in çelik geri dönüşüm sektörü geliştikçe, 2020'lerin ortalarından itibaren ihtiyaç duyduğundan daha fazla hurda üreteceğini söylediği aktarılıyor. Çin’in mevcut durumda ürettiği tüm demir hurdayı tükettiğini, ancak hurda üretimde daha verimli bir hale geldiğini belirten Basson’un, ülkenin 2020'lerin ortalarında, mevcut büyüme hızı devam ederse hurda ihracatçısı olabileceğini düşündüklerini dile getirdiği ifade ediliyor. Basson’un, worldsteel’in, küresel hurda mevcudiyetinin yüzyılın bu yarısında neredeyse iki katına çıkacağını ve 2050’de yaklaşık 1,3 milyar tona ulaşacağını tahmin ettiği ve mevcut durumda hacimlerin, 780 milyon ton seviyesinde olduğunu belirttiği kaydediliyor. Basson’a göre, hurda mevcudiyetinin 2030 yılına kadar 200 milyon ton artacağı, ancak ilerleyen yıllarda daha fazla artacağı tahmin ediliyor. Worldsteel’in, 2050 yılında şu ankinden 500 milyon ton daha fazla hurda tedarik edilmesini öngördüğü ve Basson'a göre, hurda arzındaki bu artışın, önümüzdeki yıllarda çelik üretim ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olacağı belirtiliyor. Basson’un, “Bu durum teknik olarak, yeni yüksek fırınlara ihtiyaç duymayacağımız, bunun yerine gelecekte yeni elektrikli ark ocaklarına odaklanacağımız anlamına gelir.” dediği aktarılıyor. Worldsteel’in, görünür çelik tüketimimdeki artış hızlarında bir düşüş beklediğinden, hurda üretiminin, çelik üretimini yakalamaya hazırlandığını belirttiği kaydediliyor. Derneğin, çelik kullanımına yönelik birleşik yıllık büyüme oranının 2020- 2040 penceresinde % 0,8 olacağını tahmin ettiği belirtiliyor. Basson’un, “Çin çelik kullanımının 700 milyon ton civarındaki büyük kısmını karşılamaya devam edecek, ancak mevcut seviyelere kıyasla düşecek” dediği rapor ediliyor. Worldsteel’in, Çin’in çelik talebinin 2019’da toplam 900,1 milyon ton olacağını hesapladığı bildiriliyor. ( Fastmarkets, 14 Kasım 2019 )

Edwin Basson: 2040’a Kadar Çelik Talebindeki Artış Yavaş Olacak

Bu hafta Arjantin’in Buenos Aires şehrinde düzenlenen 60. Alacero toplantısının ilk oturumunda söz alan Dünya Çelik Birliği (worldsteel) Genel Direktörü Edwin Basson, worldsteel’in 2040’a kadar çelik talebinde yalnızca hafif bir artış beklediğini belirtti. Basson, birliğin tahminlerinin gelecek dönemde daha fazla elektrik ark ocağı kurulmasına yönelik gelişmeler olabileceği yönünde olduğunu söyledi. Worldsteel’in sektörde neredeyse 2100 yılına kadar yetecek yüksek fırın kapasitesi bulunduğuna dair izlenimleri paylaşıldı. Basson, yeni çelik talebinin yeni hurda geri dönüşümüyle ya da elektrik ark ocaklı üretimle karşılanabileceğini öne sürdü. Worldsteel Genel Direktörü, yeni yüksek fırınlar inşa etmenin gereksiz olduğunu ancak yine de belirli nedenlerden ötürü dünyanın bazı yerlerinde yeni yüksek fırınların inşa edileceğini ekledi. Buna karşın, Basson teknik olarak gelecekteki tüm çelik talebinin hurda geri dönüşümü ile karşılanabileceğini söyledi. Basson, bu durumun çelik üretiminde kullanılan hammadde üretiminde de gelecek dönemde oldukça stabil bir tablo çizebileceğini, ancak bu tür malzemelerin tedariki dünyanın belirli bölgelerinden sağlandığı için, muson ve diğer iklim koşulları ya da sevkiyat sorunları gibi nedenlerden ötürü piyasada fiyatların değişkenlik gösterebileceğini söyledi. Worldsteel Genel Direktörü, durumun tamamen olumsuz olmadığını, birliğin gelecekte talepte az da olsa artış öngördüğünü belirtti. Bununla birlikte, Basson worldsteel’in yalnızca talep tarafında değil sektörün üretim kapasitesinde de stabil bir tablo çizildiğine dair izlenimlerini aktardı. Basson ayrıca sektörün çevre kaynaklı sorunlara odaklanmaya başladığını, çeliğin dünyada hem modern toplum tarafından ihtiyaç duyulan hem de birçok kullanım alanı olan nadir ürünlerden olduğunu ve oldukça geri dönüştürülebilir, tekrar kullanılabilir bir malzeme olduğunu belirtti. Worldsteel Genel Direktörü, birliğin çeşitli piyasa koşullarına bağlı olarak çeliğin kullanım alanlarında farklı trendler izlendiğini ve bu durumun gelecekte çeliğin tercih edilen malzemelerden biri olmaya devam etmesini sağlayacak en büyük avantaj olduğunu belirttiğini de ekledi. ( SteelOrbis, 14 Kasım 2019 )

EUROFER British Steel’in Jingye’ye Satılması Hakkında Endişelerini Dile Getirdi

Reuters’da yer alan bir habere göre, Avrupa Çelik Birliği (EUROFER), British Steel’in Çinli çelik üreticisi Jingye tarafından satın alınması iddialarına netlik getirilmesini talep etti. Jingye bu hafta British Steel’i satın almak için bir ön anlaşma yaptığını doğrulamış ve gelecek on yıl içerisinde 1,2 milyar £ (1,5 milyar $) yatırım yaparak binlerce istihdamı kurtaracağına söz vermişti. EUROFER, söz konusu satın alımın Çin’in kapasite fazlasını Avrupa’ya aktarma hamlelerinin bir yenisi olduğunu öne sürdü. EUROFER Genel Direktörü Axel Eggert, “Bu satın alım sürecinde İngiliz hükümetinin devlet yardımında bulunmadığından emin olmalıyız, zira böyle bir durum AB devlet yardımı kurallarına ters düşecektir,” dedi. Eggert, Çin’in küresel piyasadaki çelik fazlasının en büyük sebebi olduğunun da altını çizdi. (SteelOrbis, 14 Kasım 2019 )

İtalya Hükümeti Arcelormittal’in Ilva Kararına İtiraz Edeceğini Belirtti

İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio, hükümetin ArcelorMittal’in Taranto tesisi dahil olmak üzere Ilva’daki çelik biriminin sözleşmesini iptal etmek için açtığı davaya itiraz edeceğini açıkladı. Yerel basına açıklama yapan Di Maio, “ArcelorMittal’in sözleşmenin iptaline yönelik kararına itiraz edeceğiz. Bu sözleşme ciddiye alınmalı,” dedi. İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanı Stefano Patuanelli, “ArcelorMittal endüstriyel plana bağlı kalmıyor ve şu anda vaat etmiş olduğu 6 milyon mt üretimi gerçekleştirmiyor,” şeklinde konuştu. 12 Kasım tarihinde ArcelorMittal’in avukatları, sözleşmenin Milano mahkemesince iptal edilmesi için gerekli başvurularda bulundu. Şirket başvurusunda hükümete sözleşmenin iptali için sunduğu nedenlerin aynını sundu ve bu başvuruda “çevresel yükümlülüklere karşı muafiyet yeniden sağlansa dahi sözleşmenin sürdürülmesinin mümkün olmayacağı” belirtildi. ArcelorMittal’in davasına bakan Milan mahkemesi başkanı Roberto Bichi’nin, Çarşamba günü davayı iş davalarında uzmanlaşmış iki birimden biri olan Yargıç Claudio Marangoni başkanlığındaki birime atadığı belirtildi. İlk duruşma 6 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleşecek. Şirketin üç olağanüstü kurul üyesinin 15 Kasım’a dek ArcelorMittal’in sözleşmeyi iptal etmesi için gereken adli koşulların sağlanmadığını belirten bir temyiz başvurusunda bulunması bekleniyor. Bununla birlikte, ArcelorMittal Taranto’daki üretimi kademeli olarak durdurmaya başladı. Yerel sendikalara göre, tesisler %30 kapasiteyle çalışıyor, Taranto’ya yapılan kömür ve demir cevheri sevkiyatları ise durduruldu. ( SteelOrbis, 14 Kasım 2019 )

Baştuğ Metalurji, Yeni Yatırımlarla Yıllık Üretimini 4 Milyon Tona Çıkaracak

Demir ve çelik ihracatının en önemli temsilcilerinden Baştuğ Metalurji, dış ticarette yaşanan sıkıntılara rağmen ürün kalitesi ile cirosunu arttırırken, üretim miktarını da yeni yatırımlarla 4 milyon tona çıkarmayı hedefliyor. Yarım asırdır çelik sektöründe hizmet veren Baştuğ Metalurji, Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan 700 bin metrekarelik tesisinde yer alan 1 etap çelikhanede yıllık 2 milyon ton sıvı çelik işleme kapasitesi ile çalışıyor. Grup olarak bin, hizmet aldığı diğer çalışanları ile birlikte toplamda bin 500 kişilik istihdam sağlayan firma, 2018 yılında yaklaşık 5 milyar TL ciro elde ederken; bu yıl bu tutarın üzerine çıkmayı hedefliyor. Firma olarak üretim süreçlerinde Ar- Ge çalışmalarına ve teknolojik gelişmelere önem verdiklerini ifade eden Baştuğ Metalurji Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baştuğ, “Türkiye’nin en büyük demir-çelik üreticilerinden biri olarak sadece ülkemizin değil, dünyanın demir-çelik ihtiyacını karşılayan bir marka olma vizyonuyla üretmeye ve büyümeye devam ediyoruz” dedi.

“Teleskopik tip elektrikli ark ocağı kullanıyor”

Tesislerinde gerçekleştirdikleri üretim sürecinde en gelişmiş teknolojiye ve donanıma sahip ocaklar kullandıklarına dikkat çeken Baştuğ, altyapı sistemleri hakkında bilgi vererek “1’inci etap çelikhane tesisimiz yaklaşık 110 bin metrekare kapalı alan üzerine yıllık 2 milyon ton sıvı çelik kapasiteli olup, ülkemizdeki son teknoloji ile yapılan tesislerden biri konumunda. 2’nci etap haddehanemiz ise 45 bin metrekare kapalı alanda hizmet veren, yıllık 1 milyon 250 bin ton kapasiteli, sıcak - soğuk şarj yapabilme özelliğine sahip, hızlı ve son teknoloji entegre bir yapı. Tesisimizde 130 x 130 milimetreden 180 x 180 milimetreye kadar kütük, 8 milimetreden 63 milimetreye kadar nervürlü inşaat demiri üretebiliyoruz” diye konuştu.

“2019’u 5 Milyar TL’nin üzerinde ciro ile kapatmayı hedefliyoruz”

Baştuğ Metalurji olarak yerel ve bölgesel ticarete ağırlık verdiklerini ancak pazar çeşitlendirmesine giderken iç piyasayı da ihmal etmemeye özen gösterdiklerini vurgulayan Mustafa Baştuğ, yüzde 40 ila 45 oranında iç piyasaya tedarik sağladıklarını söyledi. Baştuğ, sözlerine şöyle devam etti: “Firmamız inşaat demiri ihracatında yeni ve yükselen bir oyuncu. 2017 ve 2018 yıllarında hem yurtiçi hem de yurtdışında yeni pazarlara giriş yaptık. Üretimimizin yaklaşık yüzde 50 ila 55’ini, 30 ülkeye ihraç ediyoruz.” 2018’de belirledikleri hedeflerin tamamını gerçekleştirdiklerini ifade eden Baştuğ, “2018 ve 2019 yıllarında ülkemiz hak etmediği derecede şiddet, acı ve haksızlığa maruz kalmasına rağmen dayanışma ile işimize devam ediyoruz. İlk 500’de gurur verici sıralara ulaşmak, marka olarak dünyada ve ülkemizde daha dikkate alınan bir sektörel aktör olmak bizim için elbette güzel gelişmeler. Ama bizim hedefimiz sektörel ve ulusal bir birliktelikle, totalde erişilecek noktalar olmalı. Bu yüzden bugün kullandığımız teknolojiyi, yüksek katma değerli ürün vizyonuyla şekillendirdik” dedi. Tesis yapılanmalarıyla ilgili son teknoloji seçimler yaparken, Ar-Ge çalışmalarına da önem verdiklerini söyleyen, “Bundan sonra stratejimiz yıllık kapasitemizi 4 milyon ton seviyesine çıkaracak ek yatırımlar üzerine şekillenecek ama bunu kesin zamanlı sınırlandırmamız elbette mümkün değil. Baştuğ Metalurji olarak 2018 yılını yaklaşık 5 milyar TL ciro ile kapattık, önümüzdeki dönemde bunu daha yukarılara çekmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

“Dünyanın en ucuz inşaat demiri Türkiye’de”

Dünyanın en ucuz inşaat demiri fiyatının Türkiye’de olduğunun altını çizen Baştuğ, “Ülkemizin kapasitesi içerideki talebi karşılamaya fazlasıyla yeterli. Basit bir planlama ve koordinasyon ile demiri, inşaat firmaları açısından daha ulaşılabilir kılmak mümkün olacaktır. Gerçek anlamda bir rekabet ortamı ve serbest piyasaya sahip olduğumuz için dünyanın en ucuz inşaat demiri fiyatı Türkiye’dedir. Ancak sektörümüz ne yazık ki kendini yeterince ifade edemiyor veya dinletemiyor ve sonuçları ülkemiz için çok ciddi olabilecek bir haksızlığa maruz kalıyor. Bu haksızlık sadece yurt içinde değil, yurt dışında yapılıyor” yorumunu yaptı. Sektördeki firmaların özellikle dış pazarlarda büyük haksızlıklarla karşı karşıya kaldığını belirten Baştuğ Metalurji Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baştuğ, “ABD yönetiminin ulusal güvenlik bahanesiyle çelik ithalatına getirdiği vergi artışından Türkiye – Amerika arasındaki ticaret açığına rağmen henüz muaf tutulmadı. Ancak biz çalışmaya, haklılığımızı anlatmaya, işimizi dürüstlükle yapmaya devam edeceğiz. İnanıyoruz ki bu zor zamanlardan ülkemiz ve sektörümüz güçlenerek çıkacaktır” diye konuştu. ( Dünya ADMİB, 15 Kasım 2019 )


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülkemiz Demir Çelik Sektöründe Sonu Hazin Biten Bir Proje - Sivas Demir Çelik ( Sidemir )

ÜÇÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1973 - 1977 DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ

DÖRDÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1979-1983 DEMİR ÇELİK SANAYİİ