Çelik Sektöründe 2021 - 20. Haftanın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2021 - 20. Haftanın Öne Çıkanları
Fitch: Karbon Fiyatlarındaki Artış AB Çelik Üreticilerine Zarar Verecek
Fitch Ratings’in, karbon emisyonu tahsisat fiyatlarındaki
artışın, son yılların en yüksek seviyesinde olan mevcut yüksek çelik fiyatları
normale döndüğünde, Avrupalı çelik üreticilerinin kârlılığını
etkileyebileceğini belirttiği ifade ediliyor. Haziran ayındaki AB Emisyon
Ticareti Planı (ETS) fiyatlandırma mekanizmasının revizyonunun, karbon fiyatı
artışını daha da teşvik edecek gibi göründüğü belirtiliyor. 2020'nin dördüncü
çeyreğinden bu yana artan karbon tahsisat maliyetlerinin, şimdiye kadar,
Fitch'in 2021'in ikinci yarısında ılımlı olmasını beklediği olağanüstü yüksek
çelik fiyatları ile dengelendiği bildiriliyor. Tahsisatın yaklaşık % 80'i
mevcut durumda ücretsiz olarak tahsis edilirken, üreticilerin, geri kalanını
ETS yoluyla satın almasının gerektiği ve ETS karbon fiyatlarının, 2019-2020'deki
ortalama 25 €/ton'dan Mayıs başında yaklaşık 50 €/tona (60 $) yükseldiği
kaydediliyor. Fitch’in, ETS kurallarının, daha da azalan ücretsiz tahsisatla
birlikte beklenen sıkılaşmasının ve muhtemel finansal yatırımcıların alımları
nedeniyle artan enerji talebinin yanı sıra soğuk hava bu artışın ana nedeni
olduğunu söylediği aktarılıyor. Ücretsiz tahsisatın payının 2025 yılına kadar %
75'e düşecek şekilde belirlendiği, ancak kredi derecelendirme kuruluşunun,
Avrupa Komisyonu’nun ETS mekanizmasını Haziran ayında revize ettiğinde bunun
daha da azalacağını tahmin ettiği; AB’nin, bir önceki hedef olan % 40'a kıyasla
2030 yılına kadar emisyonları en az % 55 azaltmayı hedeflediği bildiriliyor.
Fitch Ratings’in, "Karbon fiyatlarındaki artış, AB politika yapıcılarına,
karbon kaçağını önlemek ve yerel çelik üreticileri üzerindeki rekabetçi
baskıları hafifletmek için bir sınırda karbon mekanizması uygulama konusunda
ekstra ivme sağlıyor" dediği rapor ediliyor. Sınır mekanizmasının hakkında
daha fazla ayrıntının Haziran ayında yayınlanacağı, ancak Çin ve ABD dâhil
olmak üzere önemli ticaret ortaklarından tepkiler geldiği kaydediliyor.
Fitch’in konu ile ilgili olarak, "Politikanın zorlu küresel siyasi
engellerle karşılaşmaya devam edeceğini düşünüyoruz, ancak uzun vadede çelik
üreticilerinin, tüketicilerin ve kamu sektörünün daha yüksek CO2 maliyetlerinin
baskılarını paylaşmasını bekliyoruz" yorumunda bulunduğu ifade ediliyor. (
Kallanish, 17 Mayıs 2021 )
Türkler Avrupa’da
Çelik Fabrikası Topluyor
Türkiye, küresel ham çelik üretiminde geçen yıl yüzde 6’lık
bir büyüme göstererek 35,8 milyon tonluk üretim gerçekleştirdi. Brüksel
merkezli Dünya Çelik Birliği (Worldsteel) verilerine göre ise bu büyüme,
Türkiye’yi 8’inci sıradan 7’nciliğe yükseltmiş oldu. Türk firmaları Türkiye’deki
üretimlerini artırırken, bir yandan da yurtdışında yeni yatırımlara imza
atıyor, firmaları bünyesine katıyor. Erdemir, Kürüm Holding, Tosyalı, Borusan
gibi Türkiye’nin önde gelen sanayi devlerinin başlattığı bu satın alma ve
yatırım kervanına, adını çok fazla duymadığımız firmalar da katılıyor. Türk
çelik şirketlerinin gözde pazarı Avrupa. Son birkaç yıldır Avrupa’nın
doğusunda, bir çoğu ülke ve bölgesinin ilk sanayi tesislerinden olan şirketleri
bünyesine katmak için çalışma başlatan Türk firmaları, kıtanın batısı ve
kuzeyinde de yeni yatırımlara imza atıyor. Bu yatırımlara son eklenen ülke ise
Letonya oldu. Eyüpoğlu Ailesi’ne ait olan Epaş Grubu’na bağlı Türk şirket
Aslanlı Metalürji’nin geçen hafta Letonya’nın en ünlü metal şirketlerinden olan
KVV Liepajas Metalurgs Steelworks'ü satın almak istediğini sizlere Dünya
Gazetesi’nde duyurmuştuk. İşte o satın alma gerçekleşti ve Türk firması Aslanlı
Metalürji, Letonya’nın ilk, Baltık Bölgesi’nin ise tek demir-çelik fabrikasını
bünyesine kattı. Aslanlı Metalürji’nin CEO’su Alaeddin Eyüpoğlu, uzun süredir
görüşme halinde oldukları Letonya makamlarının onayını aldıklarını dile
getirdi. Dünya Gazetesi’ne konuşan Eyüpoğlu, “Birkaç alıcının katılımıyla
şirket için düzenlenen bir ihalede en yüksek fiyatı sunduk. Ardından resmi bir
anlaşma imzaladık ve anlaşma Letonya Hükümeti tarafından onaylandı. Önümüzdeki
birkaç ay içerisinde üretime başlayacağız” dedi. Eyüpoğlu, AB üyesi Letonya’da
üretimin bu pazarda kota sorununun da önüne geçeceğini, buradaki tesisten diğer
Türk üreticilere de kütük tedarik edebileceklerini ifade etti. Peki Türk
firmaları, Avrupa’da hangi ülkelerde şirket aldı, yatırım yaptı ve üretim
gerçekleştiriyor?
LETONYA: Letonya’nın batısında yer alan Liepajas kentinde
yer alan KVV Liepajas Metalurgs, hem Baltık hem de Letonya tarihi açısından en
önemli şirketlerden biri. Baltıklar ve Letonya’nın ilk ve tek demir-çelik
tesisi olan Liepajas Metalurgs, 1882 yılında kuruldu. Letonya’nın ilk sanayi
şirketi olarak da bilinen Liepajas Metalurgs, beton yapıların güçlendirilmesi
için çelik haddelenmiş çubuklar üretiyor. Çelik şirketi, Letonya liginin en
ünlü takımlarından olan FK Liepajas Metalurgs’un da sahibi. 2016 yılında krize
giren şirket iflas etti. 2018’de Letonyalı şirketi İngiliz çelik devi British
Steel dahil birçok Avrupalı firma istedi ancak Letonya makamları, sadece satış
değil, Liepajas Metalurgs’un tekrar ayağa kaldırılmasını şart koşuyor.
Letonyalı Liepajas Metalurgs’u devralan Epaş Grup ise, Dursun Ali Eyüboğlu
tarafından kuruldu. 1962 yılında Karabük’te demir çelik ticaretine başlayan
Eyüboğlu, 1967 yılında Karabük’te ilk haddehanesini, 1977 yılında Gebze’de
ikinci haddehanesini devreye aldı.
ARNAVUTLUK: Avrupa’daki ilk çelik yatırımı Kürüm Holding’e
ait. 1998’de Arnavutluk’ta vitrine çıkarılan demir-çelik fabrikasını satın alan
Kürüm Holding, Balkanların en büyük entegre demir-çelik fabrikasının
işletmelerinden birini alan Kürüm International, son açıklanan rakamlara göre
303 bin ton sıcak haddelenmiş inşaat demiri ve 443 bin ton sıvı çelik üretimi
gerçekleştiriyor.
İTALYA: Avrupa’nın bir diğer Türk çelik üreticisi Borusan
Holding. Alman devi Mannessman ile işbirliğinde bulunan Borusan Holding,
İtalya’nın Vobarno kentindeki tesisi 2001 yılında devraldı. BM Vabarno adıyla
üretim yapan tesisin kapasitesi yıllık 25 bin ton. Soğuk boru çekme alanında
faaliyet gösteren bu tesis, 19 bin metrekarelik bir alana kurulu. Başta
otomotiv sektörüne yönelik üretim yapan bu tesisin ana pazarı İtalya’daki üreticiler.
ROMANYA: Avrupa’daki en hızlı oyuncu ise Erdemir’i yöneten
Oyak Grubu. Erdemir, 2002’de yılda 108 bin ton üretim kapasitesine sahip
Romanya’daki silisyumlu yassı çelik Laminorul De Benzi Electrotehnice (LBE)
tesisini satın aldı. Bu tesiste elektrik motorları, jeneratör ve transformatör
gibi ürünlerin ana girdisi olan elektrik çeliği üretilmekte ve üretilen ürünler
dünyanın çeşitli ülkelerine gönderiliyor.
FİNLANDİYA: Türkiye’nin en büyük demir-çelik üreticisi olan
OYAK’ın son yatırımı ise Finlandiya oldu. OYAK’ın iştiraklerinden Ataer
Holding, Avrupa’nın sayılı demir-çelik şirketlerinden biri olan Miilux Oy’a
2019’da ortak oldu. Savunma sanayisine yönelik zırh çeliği olarak bilinen
malzeme üreten Miilux’ta, OYAK Grubu payı ise yüzde 70 oranında. Hatırlanacağı
üzere, OYAK’ın adı ayrıca 2019’da satışta olan dünyanın en önemli çelik
firmalarından olan British Steel ile anılmıştı. OYAK, son anda görüşmelerden
çekildi ve İngiliz devini Çinliler satın almıştı.
KARADAĞ: Afrika’da olduğu gibi Avrupa’da da Tosyalı
Holding’in fabrikası bulunuyor. Eski Yugoslavya'nın en önemli çelik
fabrikalarından biri olan Karadağ'ın Nikşiç kentindeki 'Zeljezara Çelik'i
2012’de satın alan Tosyalı Holding, mühendislik çelikleri alanındaki pazara da
üretim yapabilecek güce ulaşmış oldu. Fabrikada modernizasyon yatırımlarını
2016'da tamamlayan Tosyalı, burada da yılda 200 bin tonluk kapasiteye ulaşmış
durumda. 1950’lerde efsane devlet adamı Mareşal Tito’nun kurduğu Zeljezara Niksic,
bir dönem Güney Avrupa’da oldukça güçlü bir durumdaydı. 1980'lerde 22 bin
çalışana ev sahipliği yapan fabrika, krizlerle sarsıldı ve bu rakam 2012’de
320’ye kadar düştü. O yıl, Türk şirket Tosyalı Holding, Zeljezara Niksic adlı
tesisi 15 milyon Euro’ya satın aldı ve adını Tosçelik Niksiç olarak değiştirdi.
( Dünya, 17 Mayıs 2021 )
Yerli ve Yabancı
Sanayiye İleri Teknoloji Hammadde Sağlanacak
Türkiye’nin ilk yüksek vasıflı çelik ve süper alaşımlı nihai
ürün üretim ve işleme tesisi yatırıma fiilen başlamaya hazırlanıyor. Most
Makina, Türkiye’nin yıllık yaklaşık 400 bin ton olan vasıflı metal ürün
ihtiyacının 165 bin tonunu karşılayacak tesisi kuracak. Proje bazlı teşvik
sistemi kapsamında yapılan Most Makina yatırımının teşvik belgesi, diğer
yatırım projeleriyle birlikte 9 Nisan 2018’de Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlenen
törenle verilmişti. Türkiye’de üretimi bulunmayan ve tamamen ithalata bağımlı
olduğu vasıflı çelik ve süper alaşım üretimine yönelik yerli girişim yatırım
çalışmalarının son aşamasına gelindi.
Most Makina, Türkiye’nin yıllık yaklaşık 400 bin ton olan
vasıflı metal ürün ihtiyacının 165 bin tonunu karşılayacak tesisi kuracak.
DÜNYA’ya değerlendirmelerde bulunan Most Makina Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf
Atalay, girişimlerinin bir “Özel Amaçlı Şirket (SPV)” olduğunu belirterek,
yatırımı gerçekleştirmek için uzun süredir çalışma yürüttüklerini temel hedefin
yüksek vasıflı ve süper alaşımlı nihai ürün üretebilen, işleyebilen bir tesisi
ortaya çıkarmak olduğunu kaydetti. Fabrikanın sanayi 4.0 anlayışıyla kurulacağı
için rekabet gücünün çok yüksek olacağını belirten Atalay, “Entegre fabrikanın
tüm teknik çalışmaları, ekipman tipleri, kapasiteleri, endüstri 4.0 dahil olmak
üzere tanımlandı ve dünyada bu teknolojilerde lider ekipman üreticileri ile
görüşmeler yapıldı, teklifler alındı ve nihai aşamaya getirildi” dedi. Atalay,
2021 yılı içinde İzmir’de fiilen yatırıma başlamayı hedeflediklerini belirtti.
500 milyon Euro yatırım Most Makina’nın nihai ürün üretebilen ve işleyebilen
bir tesisi hayata geçirmek için 500 milyon Euro yatırım bedelli bir girişimi
yürüttüğünü vurgulayan Atalay, yatırım aşamasında 2 bin, işletme sırasında da
bin kişi dolayında doğrudan istihdam oluşturulacağını söyledi. Atalay, bu yatırımın
bilgi yoğunluklu bir yatırım olduğunu ve tamamlandığında Türkiye’nin bu
teknolojiyi kullanabilen ülkeler arasına gireceğini vurguladı.
Geniş bir yelpazede kullanılıyor
Yüksek vasıflı çeliklerin makine imalatından kalıplara,
beyaz eşyadan demiryoluna, sağlıktan kimyaya ve petrokimyadan enerjiye kadar
çok geniş bir yelpazede kritik önemde bir girdi olduğunun altını çizen Atalay,
kendilerinin aynı zamanda talaşlı imalat için ürettikleri ürünü
kullanacaklarını kaydetti. Atalay, “Teknoloji hızla gelişmekte ve bu yeni nesil
teknolojilerin ülkemizde kullanılabilmesi için yüksek vasıflı malzemelerin de
ülke sınırları içerisinde üretilmesi ve sürekliliğinin sağlanması çok büyük bir
önem taşımaktadır. Bu malzemelerin Ar-Ge çalışmalarının, tedarikinin sürekli ve
uygun koşullarda yapılabilmesinin de güvence altına alınması gerekiyor” dedi.
Atalay, “Burada gördüğümüz fırsatlardan bir tanesi Endüstri 4.0 ve teknolojik
ekipman açılımıyla uzun yıllardır sektöre hakim firmaları yakalamaktır.
Projemizi önemli kılan diğer bir husus ise bizim üreteceğimiz ürünleri kullanan
firmaların hali hazırda ülkemizde var olmasıdır yani diğer bir ifade ile
ülkemizde yerli pazarımız mevcuttur ve bu bizim için büyük bir avantajdır. Projemiz
bittiğinde teknik kabiliyetler açısından Firmamız Avrupa’da ilk 10 firmadan
biri olacaktır. Bütün bunlar bize çok büyük bir heyecan veriyor” dedi.
Türkiye’nin çelik sektöründe dünyada 7. sırada bulunduğunu ancak bazı özel
ürünlerde tamamen ithalata bağımlı olduğunu ifade eden Atalay, üretmeyi
planladıkları çeliğin birim/ton fiyatının ortalama 3 bin Euro civarında
olduğunu belirti. Buna karşı, Türkiye’nin 2019 fiyatlarıyla çelik ihracat
birim/ton fiyatının 615 Euro olduğu dikkate alındığında yatırımın öneminin
ortaya çıktığını anlatan Atalay, “Yani tam kapasiteye ulaştığımızda yıllık ciro
hedefimiz 500 milyon Euro civarında olacaktır. Halen bu ürünlerin tamamının
yurtdışından ithal edildiğini düşündüğümüzde, projemizin gerçekleştirilmesiyle
ortaya çıkacak katma değer ve ithal ikame imkânı çok açık ortadadır” diye
belirtti. Cumhuriyetin 100. Yılında açılacak Most Makina Yönetim Kurulu Başkanı
Yusuf Atalay, arazi tahsisinin tamamlanması ve finansman kapanışının
gerçekleşmesiyle birlikte yatırımın bu yıl içinde başlaması ve 2023 yılında
üretime geçmeyi hedeflediklerini ve böylece ülkemizin bu alandaki önemli üretim
tesisleri arasına gireceklerini ifade etti. ( Dünya, 17 Mayıs 2021 )
Çinli Jingye Group,
Liberty Steel’in İngiltere'deki Varlıkları ile İlgileniyor
British Steel Jingye'nin Çinli sahibinin, Sanjeev Gupta'nın
sahip olduğu tesislerle ilgilendiği bildiriliyor. Financial Times’ın, ilgili
haberinde “Jingye, yetkililere, görüşmeler keşif aşamasında olmasına rağmen
Liberty Steel'in bazı varlıklarını alabileceğini söyledi. Hükümetle şimdiden
görüşmeler yapıldı, " ifadelerinin yer aldığı aktarılıyor. Diğer teklif
sahiplerinin arasında Hindistan'dan JSW Steel'i olduğu söyleniyor. ( SteelGuru,
21 Mayıs 2021 )
Yorumlar
Yorum Gönder