Çelik Sektöründe 2024 - 13. Haftanın Öne Çıkanları
Çelik Sektöründe 2024 - 13. Haftanın Öne Çıkanları
EUROFER: AB Çelik Üretimini, Milyonlarca Kaliteli
Çalışanı Korumak ve Aynı Zamanda Karbondan Arınmayı Teşvik Etmek İçin Acil
Eylem Gerekiyor
Avrupa Çelik Derneği’nin (EUROFER) yaptığı açıklamaya göre,
güçlü ve dayanıklı bir AB'nin geleceği yalnızca Avrupa'da üretilen çelikle
şekillendirilebilir. Avrupa üretimi düşük karbonlu çelik, net sıfır ekonomiyi
mümkün kıldığı için stratejik bir role sahip, ancak bugün yüksek enerji
fiyatları, haksız rekabet, küresel kapasite fazlalığı ve artan tek taraflı
karbon maliyetleri nedeniyle olumsuz koşullarla karşı karşıya kalmış bulunuyor.
EUROFER’e göre, 2023 yılı, bir dizi âtıl tesis ve işçiler üzerindeki olumsuz
etkiyle Avrupa'da şimdiye kadarki en düşük ham çelik üretim seviyelerinin
kaydedildiği yıl oldu. Kısa vadede sürdürülebilirlik ve çelik sektörünün
karbondan arındırılması için uygun koşulların sağlanmasının, acilen AB
gündeminin en üst sıralarında yer alması gerekiyor. EUROFER Genel Direktörü
Axel Eggert, AB endüstriyel diyalogunda, “AB ve üye devletleri, son birkaç
yılda Avrupa'nın endüstriyel anlamda karbon nötrlüğe geçişini teşvik etmek ve
desteklemek amacıyla bir dizi girişim başlattı. Ancak gerçek darboğazlar
çözülmedi. Bunlar arasında, uluslararası düzeyde rekabetçi fiyatlara sahip
düşük karbonlu enerjinin tedariki, Avrupa yeşil çeliği için öncü pazarların
kurulması ve küresel çelik pazarındaki devasa, CO2 yoğunluklu kapasite
fazlalığına yönelik önlemler yer alıyor. Bu nedenle kanun yapıcıları, karbondan
arındırma süreci sırasında, AB çelik üretimini ve buna bağlı milyonlarca yüksek
kaliteli çalışanı korumak için hızlı harekete geçmeye çağırıyoruz”,
ifadelerinde bulundu. Avrupa çelik
sektörü, Komisyon tarafından da kabul edildiği gibi, dünya çapında planlanan 80
projeden yaklaşık 60'ı düşük karbonlu projeyle, küresel düzeyde karbondan
arındırma konusunda öncü konumda bulunuyor. Bununla birlikte, sermaye yatırımı ihtiyaçları
31 milyar €, operasyonel harcamalar ise 54 milyar € tutarında olmak üzere
toplam 85 milyar €'yu buluyor. ( EUROFER, 25 Mart 2024 )
SSAB Dünyanın İlk Karbonsuz Ticari Çelik Tozunu
Geliştirdi
İsveçli vasıflı çelik üreticisi SSAB, SSAB Zero® markası
altındaki geri dönüştürülmüş çeliğini kullanılarak ürettiği dünyanın ilk
karbonsuz ticari çelik tozunu tanıttı. Söz konusu ürün, müşterilerin
tasarımlarını karbon salımına sebep olmadan üç boyutlu yazıcılar aracılığıyla
üretmelerine olanak tanıyacak. Yapılan açıklamada, karbonsuz ticari çelik toz
sayesinde üç boyutlu yazıcılarda yüksek dayanımlı ve hafif çelik ürünleri
üretilebileceği ifade edildi. Üç boyutlu yazıcılarda üretilen çelik ürünlerinin
karbon ayak izinin yüksek olduğu biliniyor. Ancak SSAB’nin karbonsuz çeliği
yenilenebilir enerji kullanarak toz haline getirmesi, çelik üretiminden
kaynaklı karbon salımını neredeyse tamamen ortadan kaldırıyor. SSAB Toz
Teknolojisi Departmanı Başkanı Jesper Vang, “Üç boyutlu yazıcılarda yüksek
dayanımlı çelik bileşenlerin üretilmesi, kullanılan hammadde miktarının ve
ağırlığın azaltılmasının yanında nihai ürünün işlevselliğinin artırılmasına da
yardımcı olacak. Bu durum özellikle otomotiv ve ağır makine gibi ağırlıktan
tasarruf etmeye, performansını artırmaya ve karbon ayak izini azaltmaya çalışan
sektörler açısından önemli,” açıklamalarını yaptı. ( SteelOrbis/Kallanish, 25
Mart 2024 )
ABD, Cliffs ve SSAB'nin Karbondan Arındırılması İçin 1
Milyar Dolar Ayırdı
Cleveland-Cliffs ve SSAB’nin, ABD Enerji Bakanlığı (DOE)
tarafından çelik üretim teknolojisinde yenilik yapmak amacıyla geçici fon almak
üzere seçildiği haber veriliyor. 25 Mart'ta Enerji Bakanı Jennifer Granholm’un,
enerji yoğun sektörlerdeki 33 projenin karbondan arındırma teknolojileri için 6
milyar dolar fon alacağını duyurduğu aktarılıyor. Cleveland-Cliffs’in,
Ohio'daki Middletown Works ve Butler, Pensilvanya tesisindeki karbondan
arındırma yatırımlarını sürdürmek için 575 milyon dolara kadar fon alabileceği
bildiriliyor. SSAB'ye ise, Montpelier, Iowa'daki Hybrit üretim tesisini inşa
etmesi için 500 milyon dolara kadar destek verileceği belirtiliyor. Hükümetin
kararlılığının, Amerikan Demir ve Çelik Enstitüsü (AISI) ve Birleşik Çelik
İşçileri Sendikası tarafından övgüyle karşılandığı anlaşılıyor.
Cleveland-Cliffs, Middletown Works'ün yüksek fırınını 2,5 mtpa'lık hidrojene
hazır doğrudan indirgenmiş demir (DRI) tesisi ve erimiş demiri tesis içi
altyapıya beslemek amacıyla iki adet 120 mw'lık elektrikli eritme fırınıyla
değiştirme planına yaklaşık 500 milyon dolarlık bir maliyet tahmini ekliyor.
Şirket, projenin muhtemelen "Middletown Works'te 2.500 kişiye iş imkânı
sağlayacağını" belirtiyor. Butler
Works projesi, mevcut iki adet doğal gazla çalışan yüksek sıcaklıklı kütük
yeniden ısıtma fırınının, dört adet elektrikli indüksiyonlu kütük yeniden
ısıtma fırınıyla değiştirilmesini amaçlıyor. Bunun maliyetinin yaklaşık 75
milyon dolar olacağı tahmin ediliyor. (Kallanish/Metal Expert, 26 Mart 2024 )
Wood Mackenzie: DRI Kullanımındaki Artış Çinko Geri
Dönüşümünü Olumsuz Etkileyebilir
İskoçya merkezli enerji araştırma ve danışmanlık şirketi
Wood Mackenzie yayımladığı son raporunda, çelik sektörünün yeşil hidrojenle
doğrudan indirgenmiş demir (DRI) üretimi yaparak karbonsuzlaşmasının çinkonun
döngüselliğini ciddi ölçüde etkileyebileceğini belirtti. Şirkete göre elektrik
ark ocaklarında DRI kullanımının hurdaya kıyasla artmasının, hava salınan
tozdaki çinko içeriğini azaltacak olması sebebiyle çinko geri dönüşüm
maliyetlerini ve karbon yoğunluğunu yükseltmesi bekleniyor. Çelik üreticilerinin
elektrik ark ocağı aracılığıyla ham çelik üretiminin yıllık yaklaşık 535 milyon
mt seviyesinde yer aldığı ve bunun sonucunda 200.000-3,4 milyon mt çinko
içerikli çelik tozu açığa çıktığı tahmin ediliyor. Küresel piyasada yıllık
yaklaşık 1,6 milyon mt çinko, çelik tozu ve diğer tortulardaki çinkodan elde
ediliyor. Bu nedenle elektrik ark ocaklarında DRI kullanımındaki artış, çinko
bakımından zengin tozun azalmasına yol açarak çinko geri dönüşüm maliyetlerini
ve karbon yoğunluğunu daha da artıracak. Wood Mackenzie Çinko Piyasaları
Departmanı Başkanı Andrew Thomas, “2050 yılına kadar küresel çelik üretiminin
yaklaşık yarısının elektrik ark ocağıyla gerçekleştirileceği öngörülüyor.
Elektrik ark ocağına geçiş karbonsuzlaşma faaliyetleri açısından gerekli ancak
bu durum, çinko sektörünün karbonsuzlaşma ve döngüsel ekonominin
gerekliliklerini karşılaması bakımından zorluklar yaratıyor,” dedi. Mevcut
çinko geri dönüşüm teknolojisinin karbon salımının yüksek seviyelerde yer
alması sebebiyle çinko piyasası, çelik sektörünün karbonsuzlaşma hedeflerine
ayak uyduramıyor. ( SteelOrbis, 26 Mart 2024 )
Tata International Yunanistan’da Yeni Hurda Sahası Açıyor
Mumbai merkezli Tata Steel, şirketin ilk short sea hurda
piyasası olarak Yunanistan’dan faaliyet göstermeye başlayacağını duyurdu.
SteelOrbis’in elde ettiği bilgilere göre Tata Yunanistan’daki bir liman ile
hurda ihracatı yapmak için uzun süreli bir anlaşma imzaladı. Tata, Atina’da
bulunan limandan ayda toplam 50.000-60.000 mt’luk en az değirmen hurdası
kargosu ihraç etmeyi amaçlıyor. SteelOrbis’in 18 Mart tarihli haberinde Tata
International’ın Litvanya’dan da hurda ihraç etmeye başlayacağı belirtilmişti. Şirket,
Litvanya sahasından Baltık ve İskandinavya ülkelerinden topladığı en az bir
hurda kargosu ihraç etmeyi hedefliyor. Böylece Tata International İngiltere ve
Hollanda faaliyetlerine Litvanya ve Yunanistan’ı da eklemiş oldu. ( SteelOrbis,
26 Mart 2024 )
İDÇ Çelikhanesinde Ekipman Montajını Tamamladı
İnşaat demiri üreticisi İzmir Demir Çelik Sanayi (İDÇ),
çelikhane yatırımı kapsamında makine ile ekipmanların montajını tamamladığını
ve soğuk testlere başladığını duyurdu. Şirket, sıcak testlere bu yılın ikinci
çeyreğinin sonuna kadar başlamayı planladığını ve yatırıma ilişkin gelişmeleri
paylaşacağını ifade etti. İDÇ, çelikhane kapasitesini iki kat artırarak
1.400.000 mt’dan 2.800.000 mt’a çıkarmayı hedefliyor. SteelOrbis’in daha
önceden de bildirdiği üzere şirket, tedarik, teslim ve montaj süreçlerinde yaşanan
gecikmeden ötürü söz konusu yatırımın tamamlanma tarihini geçtiğimiz yılın
Aralık ayında ertelediğini açıklamıştı. ( SteelOrbis, 26 Mart 2024 )
Acciaierie d’Italia’nın Yeni Yönetimi Taranto Tesisi İçin
150 Milyon € Finansman Sağlayacak
Yerel basında çıkan haberlere göre İtalyan çelik üreticisi
Acciaierie d’Italia’ya atanan dışardan yönetim, Taranto tesisinde bakım
çalışmaları gerçekleştirmek için 150 milyon € finansman verecek. SteelOrbis’in
daha önce bildirdiği üzere Avrupa Birliği şirkete 320 milyon € tutarında hibe
verecek. Söz konusu hibenin bir ay içinde Brüksel’e endüstriyel planın
sunulmasıyla onaylanması bekleniyor. 25 Mart tarihinde İtalya Ticaret Bakanı
Adolfo Urso, İtalyan sendikalarla bir toplantı gerçekleştirdi. Bakan, bakım çalışmalarının
1 ve 2 No’lu yüksek fırınların büyük bir onarıma ihtiyaç duyması nedeniyle en
az 6-7 ay süreceğini ifade etti. Bu yüzden üretim tonajı en azından şimdilik
düşük kalacak. İtalyan sendika Fim Cisl’in Sekreteri Ferdinando Uliano,
“Yeniden 6 milyon mt’luk çelik üretimine dönmek için 7 aya ihtiyacımız olacak
ancak 150 milyon € önemli bir adım,” şeklinde yorum yaptı. ( SteelOrbis, 27
Mart 2024 )
Thyssenkrupp Steel 2028 Yılına Kadar Almanya’nın Hidrojen
Ağına Bağlanacak
Almanya merkezli çelik üreticisi Thyssenkrupp Steel,
karbonsuzlaşma stratejisi kapsamında Duisburg sahasını 2028 yılına kadar
ülkenin hidrojen boru hattı ağı GET H2’ye bağlamak amacıyla gaz dağıtım sistemi
operatörleri Nowega, OGE ve Thyssengas ile anlaşma imzaladı. Şirket, Duisburg
sahasında hidrojenle çelik üretmeyi ve doğrudan indirgenmiş demir eritme tesisi
inşa ederek karbon salımını yıllık 3,5 milyon mt’a kadar düşürmeyi planlıyor.
Lingen’den başlayan GET H2 boru hattına Dorsten ile Duisburg-Walsum arasındaki
çelik tesislerine bağlanacak 40 kilometrelik yeni bir hat eklenecek. Bununla
birlikte ithalat rotası oluşturmak amacıyla Hollanda’daki Vlieghuis ile Aşağı
Saksonya arasında bulunan ve Ochtrup’a kadar devam eden mevcut boru hatları da
hidrojen taşıyacak şekilde dönüştürülerek GET H2’ye entegre edilecek. Tüm
hatların 2027 yılında faaliyete geçmesi ve Thyssenkrupp’ın da GET H2’ye 2028
yılında bağlanması planlanıyor. SteelOrbis’in daha önceden de bildirdiği üzere
şirket, doğrudan indirgenmiş demir eritme tesisine hidrojen temini için ihale
açtığını açıklamıştı. Kapasitesi yıllık 2,5 milyon mt seviyesinde yer alacak
söz konusu tesisin 2026 yılında devreye alınması hedefleniyor. ( SteelOrbis, 27
Mart 2024 )
Çelik, Enerji Sektöründeki CCUS Başarısından Ders Almalı
Primetals Asya Demir ve Çelik İş Geliştirme Direktörü Martin
Smith, enerji santralleri için kanıtlanmış bir teknoloji olan karbon yakalama,
kullanma ve depolamanın (CCUS) çelik sanayiinde de yaygınlaştırılması
gerektiğini belirtiyor. Smith, Çarşamba günü Ho Chi Minh City'de düzenlenen
Kallanish Asya Çelik Piyasaları 2024 konferansında enerji santrali
işletmelerinin aynı zamanda çelik sektörü tarafından da kullanılan karbon
dioksit, nitrojen ve diğer gazları kullanarak çelik sektörüne aktarılabilecek
karbon yakalama ve depolama teknolojisinin en iyi kullanım örneği haline
geldiğini ifade ettiği aktarılıyor. Ancak, Smith’e göre, karbondioksitin
kullanım alanını bulmak kolay görünmüyor. Smith’in, ayrıca elektrikli izabe
fırını (ESF) teknolojisinin öneminin altını çizerek "bu, DR [doğrudan
indirgeme] prosesindeki düşük kaliteli ve orta kaliteli malzemelere
yanıttır," dediği bildiriliyor. ESF teknolojisi fazla cürufun
giderilmesine yardımcı oluyor. Primetals, düşük karbon teknolojilerinin, mevcut
durumdaki %26'dan 2050 yılına kadar toplam küresel çelik üretiminin %60'ına
ulaşarak, iki katından fazla artacağını öngörüyor. Bu seviyenin, 2050 yılına
kadar 850 milyon tonun üzerinde ek düşük emisyonlu çelik üretimine eşdeğer
olduğu vurgulanıyor. Kömüre dayalı teknolojilerin küresel çelik üretimi
payının, 2020'de 1,878 milyar tonun %71'inden, 2050 yılına kadar 2,2 milyar
tonun %33'üne düşmesi bekleniyor. Smith’in, yüksek fırınların hakimiyetinin
ortadan kalkacağını ve yerini elektrik ark ocaklarının, DR tesisleri ve diğer
teknolojilerin alacağını ifade ettiği anlaşılıyor. Ayrıca, mevcut düşük
karbonlu teknolojilere ek olarak yeni teknolojilere ihtiyaç duyulacağı rapor
ediliyor. ( Kallanish, 28 Mart 2024 )
Vale, 2027'de Körfez İşbirliği Konseyi'ndeki İlk Mega
Hub'ları Devreye Alacak
Brezilyalı demir cevheri tedarikçisi Vale, Körfez İşbirliği Konseyi bölgesindeki Mega Hub'ların geliştirilmesine odaklanmaya devam ediyor. Düşük karbonlu çelik ürünleri üretmeye ve karbondan arındırmayı desteklemeye yönelik endüstriyel komplekslerin inşaatı yakında başlayabilir. Resmi bilgilere göre Vale'nin, GCC'nin Mega Hubs programı kapsamında geliştirilen ilk tesisi 2027 yılında devreye alması bekleniyor. Demir cevheri tedarikçisinin, Suudi Arabistan, BAE ve Umman'da işleme ve briketleme tesisleri inşa edip işleteceği ve yeni sıfırdan çelik fabrikalarına yüksek kaliteli aglomere ürünler sağlayacağı vurgulanıyor. Mega Hub programının yenilikçi bir yaklaşım sunması nedeniyle üç Körfez İşbirliği Konseyi ülkesi bölgedeki yeşil çeliğe geçişte öncü olacağı, ayrıca Brezilyalı maden devinin, çevre dostu çelik üretiminde yeni bir döneme girmek için önemli bir bölgesel yatırım yapacağı ifade ediliyor Doğal gaz kullanılarak yapılan HBI üretimi, entegre BF-BOF yolu kullanılarak pik demir üretimiyle karşılaştırıldığında yaklaşık %60 daha az CO2 yayıyor. ( Metal Expert, 29 Mart 2024 )
( Kaynak: TÇÜD Günlük Bülten )
Yorumlar
Yorum Gönder