Çelik Sektöründe 2016-24. Hafta’nın Öne Çıkanları

Çelik Sektöründe 2016-24. Hafta’nın Öne Çıkanları

Hebei, Çelik Üreticilerini Kapasite Fazlalığını Azaltmaya Zorluyor

Çin’in Hebei vilayetinin, 26 Mayıs tarihinde, 2016 yılında 14.22 milyon ton kapasite fazlalığını azaltma hedefine ulaşabilmek amacıyla, yerel yönetimler ve çelik firmaları ile yükümlülük anlaşması imzaladığı bildiriliyor. Kapasite fazlalığını azaltma planının ilk ayağının, Kasım ayı sonuna kadar 8.2 milyon ton kapasite fazlalığını kapatmak olduğu, geriye kalan 6 milyon ton kapasite fazlalığının ise 2016 yılının Aralık ayında kapatılmasının planlandığı ifade ediliyor. Ayrıca Tanghshan, Quinhuangdao, Handan ve Langfan yönetimlerinin, belirli çelik üretim tesislerine talimatlar verdikleri, buna ek olarak, kapasite fazlalığını 2016- 2017 yıllarında 5.02 milyon ton azaltacağını vaat eden Hebei Iron and Steel’in (Hegang), kapasite kapatmak için pek çok ekipman tahsis ettiğini açıkladığı kaydediliyor. ( Kallanish, 30 Mayıs 2016 )

Suudi Arabistan’dan İran’a Ekonomik Engel

Ortadoğu’da geçmişi uzun yıllara dayanan Suudi Arabistan ve İran arasındaki rekabet farklı bir platforma taşınıyor. İran’ın ekonomik yükselişini durdurmak isteyen S. Arabistan, Körfez ülkesi müttefiklerini harekete geçirerek en büyük rakibinin küresel ekonomiye açılmasını frenliyor. Son olarak Arap Yarımadası’nda Birleşik Arap Emirlikleri’ni oluşturan yedi emirlikten birisi olan Dubai, artık İran vatandaşlarının iş lisanslarını yenilemiyor, ikamet ve banka işlemlerinde zorluk çıkarıyor. Nükleer anlaşmanın imzalanması ve İran’a yapılan ekonomik yaptırımların kaldırılması kararının ardından önce küresel petrol arzını dondurarak fiyatları artırma kararını engelleyen Suudilerin şimdi de Körfez'de müttefiklerini İran’a karşı kullandığı belirtiliyor.

Dubai’de çalışan İranlı iş adamları gittikçe daha fazla bürokratik sorunla karşılaşırken uzmanlar İran’ın bölgedeki statü sorunlarının beş yıl daha devam edebileceğini öngörüyor. Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilim ve bölgesel rekabet yeni bir şey değil. Bunun uzunca bir tarihçesi var. Fakat son günlerde iki ülke arasındaki rekabet farklı bir boyuta doğru yol alıyor. Suudi Arabistan, İran’ın ekonomik yükselişini durdurmak için Körfez ülkesi müttefiklerini harekete geçirerek bölgesel en büyük rakibinin küresel ekonomiye açılımını frenlemeye çalışıyor. Riyad yönetimi Batılı ülkeler ile İran arasındaki nükleer anlaşmanın imzalanmasını durduramadı. Ancak Krallığın yeni B planı, Tahran’ın imzalanan anlaşmanın meyvelerini toplamasının önüne set çekmek.

Georgetown Universitesi Profesörlerinden Paul Pillar, “İran’ın bölgedeki statüsü konusunda yarışma; normal bir bölgesel oyuncu olarak kabul edilip edilmeyeceği ya da izole olup olmayacağı, önümüzdeki birkaç yıl daha süreceğe benziyor. Suudiler, pro-izolasyon kampında ve bu yarışmayı kazanmayabilirler ama ABD’de nükleer anlaşmaya karşı duran muhafazakarlar kişi ve müttefikleri var” diye konuştu. İranlı işadamlarına yeni engeller Arap Yarımadası’nda Birleşik Arap Emirliklerini oluşturan yedi emirlikten birisi olan Dubai, her zaman İran’a yakın bağları olan bir ticaret merkezi konumunda.

Artık Dubai’de İran vatandaşlarının iş lisansları kolayca yenilenmiyor. İranlı işadamlarının söylediklerine göre İran vatandaşlarının Dubai’de ikamet izni alması ve banka hesabı açabilmesi çok zor bir hale geldi. İngiltere merkezli Times Aerospace bu yıl siyasi tansiyon gerekçesiyle İran’daki organizasyonlarını iptal etti. Grubun Direktörü Mark Brown,” Körfez’de İran konusunda çok hassasiyetler bulunuyor. Bu süreçte İran’la bağlantılı bir organizasyon yapmanın uygun olmayacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

Ortadoğu’da Sünni ve Şii ayrışmasını körükleyen Suudi Arabistan ve İran hâlihazırda Suriye ve Yemen’de ‘vekalet savaşlarında’ birbiriyle çarpışıyor. Suudi Arabistan’ın ocak ayında önde gelen Şii din adamlarından Şeyh Nemr Bakır En-Nemr’i idam etmesi üzerine uzun zamandır sorunlu ilişkiler çok daha da kötüleşti. Suudilerin derme çatma bir kampanya yürüttüklerini belirten Londra’daki Royal United Services Institute’den Shashank Joshi, “Suudi Arabistan küresel düzeyde İran’ı engellemek için fazla bir şey yapamaz. İran Körfez ülkeleri ekonomik sistemine entegre olmuş vaziyette. Ancak Riyad yönetimi İran üzerinde baskı uygulayarak onların siyasi ve ekonomik nüfuzunu sınırlamak için eline geçen her fırsatı değerlendiriyor” diyerek yaşananları özetliyor.

Öte yandan hükümetlerin düşen petrol gelirlerini uluslararası yatırımcılarla desteklemeye çalıştığı Ortadoğu’da Katar 9 milyon dolar değerinde Eurobond tahvili ihraç ederek tarihi bir rekor kırdı. Geçtiğimiz ay ise Abu Dhabi 5 milyar dolar değerinde Eurobond ihraç etmişti. Katar’ın tahvil ihracı da dahil edildiğinde bu yıl Ortadoğu’nın bu yöntemle borçlandığı rakam 30 milyar dolara ulaştı. 

‘Yüzde sekizlik kalkınmayı yakalamalıyız’ Bu arada İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, yaşanan ekonomik durgunluğun aşılmasının ülkenin öncelikli sorunları arasında yer aldığının altını çizdi. İran meclisinin oturumunda konuşan Ruhani, “Ekonomik iyileşmeyi sağlamak için yüzde 8 oranında kalkınma seviyesini yakalamamız gerekiyor. Bu hedefe petrol gelirleriyle ulaşmamız mümkün değil. Bunun için yılda 30 ila 50 milyar dolar arasında yabancı sermaye girdisine ihtiyacımız var” dedi. Siyasi ve ekonomik rekabetin günden güne kızıştığı bölgede Suudi Arabistan’ın B Planına karşı Tahran’dan bir misilleme gelip gelmeyeceği merak ediliyor. ( Dünya, 30 Mayıs 2016 )

Thyssenkrupp Vale’nin CSA’daki Hisselerini Satın Alma İşlemlerini Tamamladı

Almanya merkezli çelik üreticisi ThyssenKrupp, Brezilyalı madenci Vale’nin, Thyssenkrupp CSA’daki %26,87 oranındaki hisselerini satın aldığını duyurdu. Vale’nin %26,87 oranındaki hisseleri 1$ gibi sembolik bir fiyata satılırken, satış işleminde ThyssenKrupp için her hangi bir finansman ihtiyacı olmadığı bildirildi. Satış işlemi kapsamında, iki şirket arasındaki demir cevheri tedarik anlaşması haricinde, Vale’nin azınlık hakları ve diğer hakları ve aynı zamanda mevcut hissedarlık sözleşmesi sona erdirilecek. ThyssenKrupp, mülkiyet yapısını yeniden düzenleyerek, CSA’nın daha da geliştirilmesi için riskleri ve karışıklıkları azaltmaya çalıştığını ifade etti. ( SteelOrbis, 2 Haziran 2016 )

Tata Steel UK Avrupa Uzun Ürünler Biriminin Satışını Tamamladı

Hindistan merkezli Tata Steel Limited’in İngiltere’deki bağlı kuruluşu Tata Steel UK Limited, Avrupa uzun ürünler biriminin İngiltere merkezli yatırım şirketi Greybull Capital’e satışının tamamlandığını duyurdu. Tata Steel UK, Scunthorpe tesisi, Teesside’deki iki tesis, Workington’daki mühendislik atölyesi ve York’taki tasarım danışmanlığı dahil İngiltere’deki bazı tesisleri ve Kuzey Fransa’daki ray üretim tesisi dahil Avrupa uzun ürünler biriminin 31 Mayıs itibarıyla “British Steel” adı altında faaliyet göstereceğini açıkladı. Söz konusu birimin İngiltere’de 4.400, Fransa’da 400 çalışanı bulunuyor. Son on iki ay boyunca, şirketin söz konusu biriminde, çalışanlar ve bağlı oldukları sendikaların desteği ile birlikte, varlıkların yeniden yapılandırılması da dahil olmak üzere bir dönüşüm planı uygulandı. (SteelOrbis, 2 Haziran 2016 )

Avrupalı Çelik Yöneticileri, İngiltere’nin AB’den Çıkmaması İçin İmza Attı

Avrupa’da yerleşik bazı çelik üretim tesisleri ve sanayi firmalarının yöneticilerinin, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nde kalmasını destekleyen bir mektup imzaladıkları ifade ediliyor. Sözkonusu mektubun, 23 Haziran tarihinde gerçekleşecek olan İngiltere’nin AB üyeliği ile ilgili referandum öncesinde , Avrupa Sanayiciler Yuvarlak Masası (ERT) tarafından yayımlandığı kaydediliyor. Mektubu imzalayan çelik yöneticilerinin, Avusturya’da yerleşik Voestalpine’in CEO’su Wolfgang Eder, Alman çelik üreticisi ThyssenKrupp’un CEO’su Heinrich Hiesinger, ArcelorMittal’in CEO’su Lakshmi Mittal ve Rio Tinto’nun başkanı Jan du Plessis olduğu belirtiliyor. ERT’nin mektubunda, AB tek pazarından çıkmanın İngiltere’nin refah düzeyini yükseltmek yerine düşüreceği ve her ne kadar İngiliz vatandaşlarının seçimine saygı duysalar da, Avrupa Birliği’nden ayrı bir İngiltere’nin daha güçsüz bir hale geleceğinin belirtildiği rapor ediliyor. ( SteelFirst, 3 Haziran 2016 )

İran, Metal Sektöründe Potansiyel Dış Yatırımcılarla Görüşmeleri Hızlandırdı

Kamu kurumu niteliğinde bulunan Iran Maden ve Madencilik Sanayi Gelişim ve Yenileştirme Kurumu (Imidro) Başkanı Mehdi Karbasian, ülkenin maden ve metal sanayiini geliştirme niyetiyle potansiyel yabancı yatırımcılarla İran’ın görüşmeleri hızlandırdığını belirtti. Son zamanlarda, Imidro Rio Tinto ile İran’da alüminyum, çelik, bakır ve altın sanayiine yapılması muhtemel yatırımlar konusunda görüşmelerde bulundu. İki hafta öncesinde ise, Glencore, Trafigura ve Aurubis’in üst düzey yöneticileri ile Hamburg’da İran bakır sanayiinde yapılabilecek işbirliği ile ilgili bir toplantı gerçekleşti. Glencore ve Çinli firma NFCnin mevcut durumda, İran bakır sanayiini geliştirmeye yönelik anlaşmaları var. İran, ulusal kalkınma planının bir parçası olarak 2025 yılına kadar konsantre bakır üretimini, ortaklarıyla birlikte yılda 2 milyon ton düzeyine çıkarmayı umut ediyor. ( Ekonomi Bakanlığı e-Bülten, 3 Haziran 2016 )

( Bir önceki haftanın gelişmelerinden derlenmektedir. )

www.muctebabekcan.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülkemiz Demir Çelik Sektöründe Sonu Hazin Biten Bir Proje - Sivas Demir Çelik ( Sidemir )

Kremikovtzi Demir ve Çelik Fabrikaları – Bulgaristan Erdemir’in İlk Yurtdışı Şirket Satınalma Girişimi

DÖRDÜNCÜ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1979-1983 DEMİR ÇELİK SANAYİİ