Çelik Sektöründe 2017 - 34.Haftanın Öne Çıkanları
CAMU, 2018 Yılında
Çin’in Hurda Tüketimini Artırmayı Hedefliyor
Çin Metal Hurda Tüketimi Derneği’nin (CAMU), Çin’in çelik
üretiminde hurda tüketiminin, 2018 yılının sonuna kadar geçtiğimiz yılki % 11
seviyesinden % 18’e, 2020 yılına kadar ise % 20’ye yükseltmeyi hedeflediği
ifade ediliyor. 2017 yılının ilk yarısında hurda tüketiminin, % 14.8 seviyesine
yükseldiği ve mevcut durumda Çin’in 180 hurda işleyicisi ve 60 milyon tondan
fazla hurda kapasitesinin olduğu kaydediliyor. Ocak-Haziran döneminde Çin’in, %
32,3 oranında artışla 1,31 milyon ton hurda ithal ettiği ve Çin’in yakın
dönemde çelik hurdanın atık ithalatının yasaklanması planına dâhil edilmediğini
açıkladığı, ancak piyasayı en çok şaşırtan gelişmenin hurda ihracatının, % 40
ihracat vergisine rağmen geçtiğimiz yılki 440 tona kıyasla 298.000 ton
seviyesinde gerçekleşmesi olduğu ve standart altı çelik kapasitesinin devre
dışı bırakılmasına yönelik faaliyetler nedeniyle piyasada hafif hurda
miktarının yoğunlaştığı aktarılıyor. CAMU Başkan Yardımcı Li Shubin’in, hurda
kaynaklarının arz fazlalığının mevcut kapasite ile tamamen tüketilebileceğini
belirttiği, buna ek olarak Li’nin düşük fiyatlardan hurda ihraç ederken, yüksek
fiyatlardan demir cevheri ithal etmenin mantıksız olduğunu dile getirdiği ifade
ediliyor. 2018 yılının sonunda CAMU’nun elektrik ark ocaklarında hurda tüketim
oranının mevcut % 40 seviyesinden % 80’e yükseltmeyi hedeflediği, bu arada
elektrik ark ocaklarında çelik üretiminin ülke toplamında % 6-7’den % 10’a
çıkmasını beklediği vurgulanıyor. ( Kallanish, 21 Ağustos 2017 )
Süveyş Kanalı
İdaresi, Mısır’da 1,2 Milyon Ton Kapasiteli İnşaat Demiri Tesisi İnşa Edecek
Süveyş Kanal İdaresi’nin, İtalyan ekipman tedarikçisi
Danieli ile Süveyş Kanalı Özel Ekonomik Bölgesi’nde bir çelik tesisinin inşası
için mutabakat anlaşması imzaladığı bildiriliyor. Söz konusu tesisin, Ain
Sokhna’da bulunacağı ve yılda 1,2 milyon ton inşaat demiri üretimi
gerçekleştireceği belirtiliyor. Tesisin, ilk aşamada üretim faaliyetlerine 2017
yılının sonunda başlamasının planlandığı ve inşaat demiri kapasitesinin 600.000
ton seviyesinde olacağı, yatırımın ikinci aşamasında ise, ilk aşamanın
tamamlanmasından 7 ay sonra, ergitme ve döküm kapasitesinin yanı sıra 600.000
ton inşaat demiri kapasitesinin daha ekleneceği kaydediliyor. Haziran ayının
başlarında Mısır’ın Çin, Türkiye ve Ukrayna’da ithal inşaat demirine geçici
anti-damping vergisi getirdiği ve o dönemden bu yana ülkede yerli üretim inşaat
demirine yönelik talebin yüksek seviyede seyrettiği vurgulanıyor. (Metal
Expert, 22 Ağustos 2017 )
TÇÜD: İç Piyasada
İnşaat Demiri Tüketimi Daralma Eğilimi Gösteriyor
İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) genel başkanı
Tahir Tellioğlu’nun inşaat demiri ithalat vergisinin %10’a düşürülmesinin
yetersiz kaldığı ve hükümetin çelik fiyatlarını düşürmesi gerektiği yönündeki
açıklamalarına istinaden Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) tarafından
yapılan açıklamada, İMKON’un inşaat demirine uygulanan ithalat vergisinin 20
puan düşürülsün talebi üzerine verginin düşürüldüğü ancak fiyatlardaki artışın
devam ettiği ve artışların devam etmesinin ise çelik fiyatlarının oluşumunda
suni bir takım müdahalelerin gerçekçi olmadığını gösterdiği belirtildi.
TÇÜD, çelik üretiminde kullanılan hurda, kömür ve elektrot
fiyatlarındaki artışların tüm dünya piyasalarında olduğu gibi Türkiye’de de
aynı oranlarda artış gösterdiğini belirterek, Türkiye iç piyasasında geçerli
fiyatların oluşmasında, küresel piyasalardaki girdi maliyetleri ve arz-talep
dengesi yanında, üçüncü bir unsur olarak döviz kurlarının da etkili olduğunu
bildirdi. Bununla birlikte, haziran ayında olduğu gibi, şimdilerde de yurtiçi
piyasada inşaat demiri arzında herhangi bir sıkıntının söz konusu olmadığını
ifade eden TÇÜD, bu yılın ocak-temmuz döneminde Türkiye’nin inşaat demiri
ihracatının %17 düştüğünü ve üretimin artan oranlarda iç piyasaya
yönlendirildiğini söyledi. TÇÜD, buna rağmen, göstergelerin iç piyasada
tüketimin daralma eğilimi gösterdiğini ortaya koyduğunu belirtti. (SteelOrbis,
22 Ağustos 2017 )
Türkiye’de Dünyanın
En Düşük Fiyatlı İnşaat Demiri Satılıyor
Çelik üretiminde, hurda, elektrot ve refrakterdeki fiyat
artışının çelik fiyatlarını yukarıya çekmesinin ardından müteahhitlerden gelen
‘paydos' çağrısını ve çözüm önerilerini değerlendiren Türkiye Çelik Üreticileri
Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, Türkiye'nin dünyanın en düşük fiyatlı
inşaat demirinin satıldığı ülkeler arasında yer aldığını vurgulayarak,
"Türkiye iç piyasasında geçerli fiyatlar, bugün dünya piyasalarında en ucuz
olarak bilinen Çin ve BDT piyasalarının dahi altındadır" dedi.
Çelik fiyatlarının dünya piyasalarındaki arz/talep dengesi
yanında, girdi maliyetlerinin seyrine ve döviz kurlarına göre oluştuğunu ve
Türk çelik sektörünün tek başına fiyatları belirleme gücünün bulunmadığını
kaydeden Yayan, "İnşaat sektörü temsilcileri tarafından ortaya atılan
çözüm önerileri, çelik fiyatlarının nasıl oluştuğunun anlaşılmadığını ya da
bilerek anlaşılmıyormuş gibi davranıldığını ortaya koyuyor" diye konuştu.
Son günlerde Türkiye çelik üreticilerine yöneltilen eleştirileri değerlendiren
Yayan, çelik üreticileri için, ‘ürettikleri hatta üretmedikleri demirleri bile
satmışlar' dendiğini belirterek, "Bu söylem de konuyu bilmemenin
göstergesi. Çelik sektörü üretip stoklayıp satış yapmıyor. Stoka koyduğunuz
zaman o ürün bu tür fiyat dalgalanmalarının etkisi altında kalıyor. Bu etki
lehte de aleyhte de olabiliyor. Ancak, bu bir tür kumar. Sanayinin kumar
şartları üzerinde faaliyetlerini sürdüremeyeceğini unutmamak gerekiyor"
ifadelerini kullandı.
Müteahhitlerden gelen ‘paydos' çağrısına da değinen Yayan,
"Türkiye'nin en önemli sektörlerinden biri olan inşaat sektöründe ‘paydos'
tehdidinin sık sık gündeme getirilmesini de makâl ve mantıklı bulmuyoruz"
dedi.
"Hurdadan üretim kalitesiz değil"
Türkiye'de entegre tesislerin olmadığı için hurdadan
kalitesiz ürün üretildiğini ve bu sebeple maliyetlerin arttığının iddia
edildiğini kaydeden Yayan, "Hurdadan üretilen ürünlerin kalitesiz olduğunu
öne sürerek, cevherden üretimi savunuyorlar. Hurda ergitildiğinde, cevherden
yapılan üretim ile aynı özelliklere sahip olur. Çelik sektörümüz 1940'lardan bu
yana aktif. Hangi girdi kullanılarak üretim yapılacağının fayda maliyet
analizini çelik sektörümüzün üst düzey yöneticileri her gün yapıyor. Bu konu
İMKON'u çok aşıyor" diye konuştu. İlk 7 ayda Türkiye'nin inşaat demiri
ihracatının yüzde 17,2 azalarak 3,55 milyon tonda kaldığını ve ihracattaki
daralmanın üretimi de baskı altına aldığını kaydeden Yayan, buna rağmen
ağırlıklı bir şekilde inşaat demirinden oluşan uzun ürün üretiminin yüzde 9,3
artışla 14,7 milyon tona ulaştığını söyledi. Yayan, bu durumun da iç piyasada
inşaat demiri sıkıntısının bulunmadığını ortaya koyduğunu vurguladı.
"İhracata yüzde 10 vergi getirilmemeli"
İnşaat çeliği ithalatında yüzde 30 olan gümrük vergilerinin
Ekonomi Bakanlığınca 10'a düşürüldüğünü hatırlatan Yayan, "Fiyatların
artmasının, gümrük vergileri yüzünden olduğunu iddia ederek vergiler yüzde 10'a
düşerse fi yatların da düşeceğini söylüyorlar. Biz de bu duruma itiraz
etmiştik. Bu tür bir bağlantının olmadığını ve vergilerin 2015 yılındaki gibi
dampingli ithalata karşı sigorta görevi ifa ettiğini söylemiştik. Fiyatlar
vergi indiriminden sonra, düşmek bir yana artış eğilimini sürdürdü" diye
konuştu. Geçtiğimiz günlerde ortaya atılan ‘ihracata yüzde 10 vergi getirilsin'
şartını da hatırlatan Yayan, "Şimdi kalan vergiyi sıfırlayın hatta bu da
yetmez ihracata yüzde 10 ihracat vergisi getirin diyorlar. Böyle bir ekonomi
mantığı olamaz. Çelik sektörü dış ticaret açığının kapatılması konusunda ciddi
katkı sağlayan bir sektör. Siz inşaat çeliği ihracatına yüzde 10 vergi
getirirseniz, dış ticaret dengesi nasıl korunacak? İhracatı sınırlarsanız yurt
içi talep yetersizliği sonucu ortaya çıkacak üretim düşüşleri sonrasında sabit
maliyetler fiyatlara yansıyacak ve fiyatlar yine artacak. Bindiğiniz dalı
kesmiş olursunuz" ifadelerini kullandı. ( Dünya, 23 Ağustos 2017 )
CISA: Çelik
Fiyatlarında Büyük Yükselişler Olası Değil
Çin’de çelik fiyatlarının yükselmeye başladığı ve Çin Demir
ve Çelik Derneği’nin (CISA) piyasayı sakinleştirmek amacıyla yeni üretim
kapasitesinin arzı rahatlatacağını öne sürerek yükselişin sınırlı olacağını
belirttiği duyuruluyor. CISA’nın kendi web sitesinde yayımladığı açıklamada,
çelik fiyat indeksinin Temmuz ayının sonunda yılın en yüksek seviyesi olan 106,5
seviyesine ulaştığını ve söz konusu yükselişin, daha yüksek demir cevheri
maliyetleri, artan talebin yanı sıra hükümetin çelik kapasite fazlalığını
azaltma ve çevre koruma önlemlerinin artırılması politikalarından
kaynaklandığını ifade ettiği kaydediliyor. CISA verilerine göre Çin’in ham
çelik üretiminin yılın ilk yedi aylık döneminde % 5,1 oranında artışla 492
milyon ton seviyesine yükseldiği ve ham çelik görünür tüketiminin % 11 oranında
artışla 450 milyon tona çıktığı belirtiliyor. CISA’nın, çevre kurallarının daha
sıkı uygulanması ile kış sezonundaki üretim kısıtlamalarının, önümüzdeki
aylarda arzı sınırlandıracağı, ancak rekabetçi kapasitenin genişletilmesinin
keskin fiyat yükselişlerini kontrol altına alacağını öne sürdüğü aktarılıyor. (
SteelGuru, 23 Ağustos 2017 )
Hesteel, İlk Yarıda
Sırbistan’daki Çelik Tesisinde Üretimi Artırdı
Çinli üretici Hesteel’in, 2017 yılının ilk yarısında
Sırbistan’daki Zelezara Smederevo tesisinde çelik üretimini, geçtiğimiz yılın
aynı dönemindeki 410.000 tondan 700.000 tona çıkardığı, Sırbistan Başkanı
Aleksandar Vucic’in, Çinli firmanın Zelezara Smederevo’nun iş gücünü
artırdığını belirttiği ve mevcut durumda tesiste 5.500 kişinin çalışmakta
olduğu ifade ediliyor. Haziran ayında Hesteel’in, Mayıs ayında Sırbistan’da
üretilen çelik ürünlerinin satış gelirinin 65,4 milyon € gibi rekor seviyeye ulaştığını
açıkladığı, firmanın Zelezara Smederevo’da üretilmiş toplamda 120.000 ton çelik
ürün satışı yaptığı ve sözkonusu miktarın, Hesteel’in geçtiğimiz yıl
Sırbistan’a giriş yapmasından bu yana görülen en yüksek aylık satış miktarı
olduğu kaydediliyor. ( SteelGuru, 24 Ağustos 2017 )
Ucuz Çelik Alarmı
Demir–çelik fiyatlarında mayıs ayında başlayan tartışma
devam ediyor. 16 Nisan referandumuna giden süreçte iç piyasadaki talebin
gerilemesi, referandum sonrası müteahhitlerin siparişleri bir anda artırması ve
sonrasında yaşanan arz sıkıntısı, inşaat çeliği ithalatında vergilerin
indirilmesi ile sonuçlandı. Vergilerin düşürülmesi ile birlikte yurtdışından
gelen ucuz çelikle rekabet edemeyen Türk çelik imalat sektörü, uygulamanın
düzeltilmemesi durumunda çelik sanayisinin büyük zarar göreceğini ifade ediyor.
Kalitesiz Çelik Yurda Giriyor
Bununla beraber, vergi indirimi sonrası kalitesiz çeliğin de
yurda girdiği sektör temsilciler tarafından dile getiriliyor. Ukrayna, Rusya ve
Çin gibi ülkelere karşı daha önce çelik ithalatında yüzde 30 gümrük vergisi
uygulandığını hatırlatan Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, bu
ülkelerin dampingli ve devlet teşviki ile mal sattığını, yüzde 30 verginin de
yerli üreticiyi koruduğunu belirtti. Bu verginin kaldırılması ile birlikte Türk
çelik üreticilerinin dampingli yabancı üreticilere karşı savunmasız kaldığını
vurgulayan Ekinci, uygulamanın müteahhitlerin talebiyle alındığını kaydetti.
Müteahhitlerin ‘mal bulunmuyor' bahanesi ile bunu yaptırdığını dile getiren
Ekinci, dampingli malın girişinin devam etmesinin Türk çelik sanayisini
bitireceğini öne sürdü.
Hammadde Fiyatları Arttı
Referandum öncesinde müteahhitlerin alması gereken çeliğin
yüzde 30'unu aldığını anlatan Ekinci, sözlerine şöyle devam etti: “Üretici de
ne yaptı, ihracata mal satmaya başladı. Referandum sonuçlanınca da hem normal
almaları gereken miktarı, hem de geçmişteki yüzde 70'e varan eksikliklerini
istediler. Bir de ihracatın yükleme devresine girince bunlar üst üste geldi.
Talep yığılması oldu. Böyle olunca ihracatçılar iç piyasaya mal vermeye
başladı. Biz dedik ki 15 güne bu yığılma geçer ve öyle oldu. Talebin artmasıyla
aradaki tüccarlar da daha fazla mal almaya başladı. Serbest piyasa kuralları gereği
fiyat yükseldi. Hurda çelik ve elektrot fiyatları da anormal bir şekilde
artmaya başladı. Bunların hepsi maliyetlere yansıdı.”
İstanbul Uyarısı
İthalatta gümrük vergilerinin düşürülmesi ile birlikte
ülkeye kalitesiz çelik sokulduğunu ifade eden Ekinci, “Türkiye'de TS 708
standardı geçerli. Bu standarda göre, diğer ülkeler gibi uyguladığımız zaman,
ilk önce o ülkenin üreticisi Türkiye'ye ihracat yapmak istiyor ise TS 708
belgesi alması lazım. Bu belgeyi almıyorlar. Mal istediği gibi giriyor. Statik
yönden depreme karşı koruyan demir ve betondur. En çok çeliği tüketen de deprem
riski olan İstanbul” dedi.
Simülasyon Yapılmıyor
Kendilerinin inşaatta kullanılacak çeliği deprem
simülasyonunda test ettiklerini söyleyen Ekinci, “Buna vurulma testi deriz.
Ürünlere 5 milyon defa vuruş yapılır. Sonradan yazılı talimat göndererek
‘yapmayın' dediler. Bu da tehlikeli bir şey. TS 708 standardı dışındaki ithal
ürünler artık simülasyon testine tabi tutulmuyor. 15 günlük sıkışık durumun
geçmesini beklemeden müteahhitlerin bu durumu bahane ederek vergisiz ithalat
talebinde bulunduğunu ifade eden Namık Ekinci, “Çelik fiyat artışı olan dönemde
müteahhitlerin satış fiyatı içerisinde çeliğin payı binde 1-2 arasında. Yani
göz ardı edilebilir bir durum. Kârlılıklarına baktığınız zaman minimum yüzde 40
kâr marjları var. Biz en iyi zamanda yüzde 5 kâr ediyoruz. Yıl ortalamamız
yüzde 2,5” dedi. Fiyat artışı nedeniyle inşaat çeliği ithalatında vergileri
düşüren hükümete üreticilerden uyarı geldi: Kalitesiz ürün girişi arttı,
binalar risk altında. (Sözcü, 24 Ağustos 2017 )
ABD Çelik Sanayii
Yöneticileri, ABD Başkanı Donald Trump’a Çelik İthalatının Kısıtlanması İçin
Mektup Yazdı
Amerika çelik sanayii yöneticilerinin, ABD Ticaret
Bakanlığı’nın çeliğe yönelik ulusal güvenlik soruşturmasının uzaması ve çelik
ithalatının 2015 yılındaki seviyelere yükselmesi nedeniyle yazdıkları mektup
ile doğrudan Başkan Donald Trump’a başvurarak, ithalatın acilen kısıtlanmasını
istedikleri haber veriliyor. ABD’de yerleşik çelik ve çelik ile ilişkili 25
firmanın üst düzey yöneticilerinin, Çarşamba günü Başkan Trump’a gönderdikleri
mektupta, çelik sanayiinin hükümetin harekete geçmemesinin sonuçlarına
katlanmakta olduğunu, ancak bu durumun “cesur liderlik” ve "Önce Amerika"
vizyonu ile değişebileceğini kaleme aldıkları aktarılıyor. Mektupta üst düzey
yöneticilerin, “Çok acil olarak harekete geçilmesi gerekiyor. Section 232
soruşturmasının açıklandığı Nisan ayından bu yana, ithalat artmaya devam etti.”
ifadelerine yer verdikleri ve acil eylemin, yerli çelik sanayiinin kapasite
kullanım oranlarını ve kârlılığını sürdürülebilir ve sağlıklı seviyelere
taşıyacak şekilde ithalatı azaltması gerektiğini dile getirdikleri ifade
ediliyor. ABD Ticaret Bakanlığı’nın, çelik ithalatının ulusal güvenliğe tehdit
oluşturup oluşturmadığını inceleyen ve Trump’ın çelik ithalatına büyük
oranlarda kota ve vergi uygulamasına yol açabilecek “Section 232” soruşturması
ile ilgili kararını ertelediği hatırlatılıyor. Amerika Demir ve Çelik
Enstitüsü’nün (AISI), Çarşamba günü Temmuz ayında yılın başından bu yana
gerçekleşen çelik ithalatının, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla % 22
oranında artış gösterdiğini ve ithalatın piyasanın % 28’ini elinde tutuğunu açıkladığı
belirtiliyor. ABD Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, Haziran ayında
ithalatın, ABD piyasasının % 30’unu teşkil ettiği, geçtiğimiz yıl çelik
ithalatının, Ticaret Bakanlığı’nın Çin ve diğer ülkelerden ithal çelik
ürünlerine anti-damping ve sübvansiyon vergisi getirmesi üzerine azaldığı
bildiriliyor. Çarşamba günü Başkan’a gönderilen mektubun, geçtiğimiz hafta
Beyaz Saray’ın baş stratejisti olan, ayrıca çelik vergileri ve diğer ticari
korunma önlemlerini Yönetim’in ticari tartışmalarında her fırsatta dile getiren
Steve Bannon’un görevden alınmasının ardından kaleme alındığına dikkat
çekiliyor. Aralarında Nucor Corp NUE.N U.S. Steel X.N, ArcelorMittal MT.AS ve
DTE Energy DTE.N gibi firma yöneticilerinin de bulunduğu 25 üst düzey
yöneticinin, ABD’nin çelik ithalatının artmasının, yerli çelik sanayiinin
altını oyduğunu ve ülkenin ulusal güvenlik ihtiyaçlarını karşılamasına tehdit
oluşturduğunu ifade ettikleri kaydediliyor. Mektubu imzalayanlar arasında
bulunan AISI Başkanı Tom Gibson’ın, yerli çelik üreticilerinin kapasite
kullanım oranlarının, Güney Kore ve Türkiye gibi ülkelerin üretim fazlasını
ABD’ye yönlendirmeyi hedeflemeleri nedeniyle % 75 civarında gerçekleştiğini ve
uzun vadede bu durumun sürdürülebilir olmadığını belirttiği vurgulanıyor. Türkiye
Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan geçtiğimiz
aylarda açıklama yapmış ve çelik ihracatında ABD’nin payının yaklaşık yüzde 14
olduğunu söylemiş ve “Bu ticaretin durması Türkiye’ye çok büyük zarar verir.
Bakanlık harekete geçti. ABD ile olan ilişkilerimizde onların ciddi miktarda ihracat
yaptığı mısır, pamuk ve bazı sanayi ürünleri var. Avrupa’nın ve diğer ülkelerin
ABD’ye karşı benzer tedbirleri alması halinde Türkiye’nin sessiz kalması gibi
bir ihtimal asla bulunmuyor” demişti. ( Reuters/Marmara Gazetesi/Sözcü, 25
Ağustos 2017 )
Kardemir,
Uluslararası Kalite Zirvesinde “Küresel Kalite, Mükemmellik ve İdeal Performans
Ödülü”ne Layık Görüldü
Kardemir, Küresel Kalite, Mükemmellik ve İdeal Performans
Ödülü aldı. Kardemir’den konu ile ilgili olarak yapılan açıklamada, şu
ifadelere yer verildi. “Fransa merkezli Otherways Management Association
Club-Paris (OMAC) kuruluşu tarafından, Kalite ve Mükemmellik alanlarında
“Küresel Kalite, Mükemmellik ve İdeal Performans Ödülü” nü aldı. OMAC, ülkeler
arasında yönetim ve iletişim konularında uluslararası düzeyde ilişkiler kurmayı
ve pekiştirmeyi amaçlayan, ayrıca kalite yönetimi, liderlik, yenilikçilik,
pazarlama yönetimi, teknoloji, insan kaynakları yönetimi gibi konularda da
üyeleri arasında ilişkileri koordine etmeyi ve birbirleriyle etkileşimi
sağlamayı amaç edinen bir kuruluştur. Bugüne kadar her yıl değişik
kategorilerde düzenlenen ve bu yıl 15.si düzenlenen, 33 ülkeden 40 farklı
kuruluşun katıldığı ödül töreni, 24 Temmuz 2017 tarihinde İtalya’nın Roma
kentinde gerçekleşti. Ödül töreninde şirketimiz kısa tanıtım filminin
izlenmesinin ardından, şirketimiz Yönetim Kurulu Üyesi Burak YOLBULAN tarafından,
üretim kapasitesi, yatırımlarımız ve ürünlerimiz ile ilgili bilgilendirme
sunumu gerçekleştirildi. Şirketimizin ideal performans, kalite ve
mükemmeliyetçilik konularında sektörde gösterdiği başarı ve özveri sonucunda
almaya hak kazandığı bu ödül, gerçekleştirilen ödül töreninde, şirketimizin
Yönetim Kurulu Üyesi Burak YOLBULAN ve Kalite Metalurji ve Laboratuvarlar
Müdürü Figen DİKİLİTAŞ’a takdim edildi. Şirketimiz, gücüne güç katacak her
türlü başarıyı, daima sürdürülebilir kılmaya çalışmaktadır. Bu başarıların tüm
paydaşlarımıza hayırlı olmasını dileriz.” (Kardemir, 25 Ağustos 2017 )
Yorumlar
Yorum Gönder